Bu kriz İsrail'de hükümeti düşürür!
Ahu Özyurt/ gazeteport.com
Her şeyi büyük bir komplo teorisiyle anlatmak niyetinde değilim. Ama bazı alametler bir süredir belirmişti.
Birkaç ay önce bir grup gazeteci ve genç siyasetçi ile İsrail'e yaptığımız ziyarette Dışişleri Bakanı Lieberman ve temsil ettiği kanattan hissedilen rahatsızlık birkaç kez bizlere iletildi. O zaman yazmadık ama artık zamanı gelmiştir.
Eski Enerji Bakanı Benjamin Ben Eliezer (lakabı da Fuad'dir) ve Savunma Bakanı Ehud Barak gibi isimler Türkiye'nin yapmaya çalıştıklarını anlıyorlardı. Hepsiyle aynı fikirde değildiler ama Türkiye'siz bir dış politika düşünemeyeceklerini ifade ediyorlardı.
Sonra birkaç Türk dostu isimden ?Yahu ABD bile şu Lieberman'i koalisyondan attırmak için altı aydır uğraşıyor. Beceremediler? diye ifadeler duyduk.
İşte barış görüşmeleri için yepyeni bir insiyatif ihtimalinin doğduğu geçen iki hafta içinde ilginç iki olay oldu.
Önce Türkiye, Brezilya ile birlikte İran'ı nükleer yakıt takası anlaşmasına imza atmaya ikna etti. ABD ?Yaptırımlar hala masada? diyerek en azından bu tartışmada geri adım atmayacağını İsrail'e gösterdi. Maksat Tel Aviv'in daha da sertleşmesine engel olmaktı.
Ardından, Avigdor Lieberman hakkında açılan iki yolsuzluk soruşturması nedeniyle polis baskını ile arandı. Ve İsrail'de rutin olduğu şekilde ifadeye çağrıldı.
Gemiye yapılan baskının ardından ABD'nin artık İsrail'le araya mesafe koyması kaçınılmaz. New York Times'a göre gemide, Nobel Barış Ödüllü Kuzey Irlanda'lı Mairead Corrigan-Maguire ve 85 yaşında Nazi Soykırımından kurtulmuş Hedi Epstein da vardı.
Başbakan Erdoğan'ın bu olay sırasında Güney Amerika'da olması belki de büyük bir şanstır. Artık kimse Başbakan'ı bu meseleden sorumlu tutamaz. İsrail hükümeti, batırdığı bir operasyonla yüzleşmek zorunda.
Sadece Türkiye değil, İrlanda, İsveç, Fransa bile buna kayıtsız kalmaz. Bibi için üzgünüz. O koalisyon dağılır. ABD altı aydır uğraşıyordu. Sonunda oluyor galiba..
Giden canlar gelmez geri ama bu şerden de bir hayır çıkabilir doğru adımlar atılırsa..