Üniversite mezunlarına polislik yolu açan yasa tasarısı kabul edildi
Polis Eğitim Merkezleri kurulması ve üniversite mezunu 10 bin yeni polis alınmasını
öngören yasa tasarısı, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi.
Polis memuru ihtiyacının karşılanmasını öngören yasaya göre, en az 4 yıllık
yükseköğretim kurumlarından veya bunlara denkliği kabul edilen yurtdışındaki
yükseköğretim kurumlarından mezun olup, sınav tarihi itibarıyla 27 yaşından
gün almayan erkek ve bayanlar ile askerliğini yapmış 29 yaşından gün almamış
erkek adaylar arasından yapılacak seçme sınavında başarılı olanlar, 6 aydan
az olmamak üzere eğitim merkezlerinde, meslek eğitimine alınacak.
Polis meslek eğitim merkezlerinde eğitim-öğretim, parasız yatılı ve üniformalı
olacak. Öğrencilerin iaşe, ibate ve sağlık giderleri ile diğer istihkakları
devlet tarafından karşılanacak. Ayrıca, öğrencilere Polis Meslek Yüksekokulu
öğrencilerine ödenen miktar kadar harçlık ödenecek.
Polis meslek eğitim merkezlerindeki eğitim-öğretim süresi içerisinde; giriş
şartlarını taşımadıkları sonradan anlaşılanlar, eğitim ve öğretimi başarı ile
tamamlayamayanlar, sağlık ve disiplin yönünden polis olamayacağına yetkili kurullarca
karar verilenlerin ilişiği kesilecek. Sağlık ve ölüm sebepleri dışındaki nedenlerle
ilişiği kesilenlerden, ödenen harçlık ve yapılan masraflar kanuni faizi ile
tahsil edilecek.
Polis Meslek Eğitim Merkezlerinde eğitimini başarı ile tamamlayanlar, Emniyet
Genel Müdürlüğü kadrolarına aday polis memuru olarak atanacak. Bu şekilde atananlar,
atanma tarihinden itibaren 6 yıl süreyle başka kurumlara nakil yoluyla geçemeyecek.
Bu süre zarfında memuriyetten çekilen, çekilmiş sayılan, meslekten veya memuriyetten
çıkarma cezası alan ve asli memurluğa atanamayarak ilişiği kesilenler, mecburi
hizmet süresinin kalan her yılı için kendilerine yapılmış öğretim masraflarını
tazminat olarak ödeyecek.
Yasa, 10 bin polis memurunun yanı sıra Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürü, müdür
yardımcısı, şube müdürü, öğretmen emniyet müdürü ve teknisyen yardımcısı olarak
da 480 kadronun verilmesini öngörüyor.
Yasa uyarınca, 2005 yılında alınacak 2 bin polis memuru, Bütçe Kanunu'ndaki
48 bin personel alımı sınırlamasına tabi olmayacak.
''TARİKAT-CEMAAT DENDİ, 46 MİLYAR DOLAR UÇTU''
Tasarı üzerindeki görüşmeler sırasında CHP Grubu'nun görüşlerini ifade eden
Konya Milletvekili Atilla Kart, sadece kadro artırılmasıyla asayişe müessir
olayların önlenemeyeceğini söyledi.
Hükümetin, kamuda yapılaşmayı öngören her yasal düzenlemeyi kadrolaşmak için
kullandığını iddia eden Kart, Emniyet teşkilatında da cemaat-tarikat ilişkisine
dayanan yapılaşmaya gidildiğini, meslekte yükselmede kıdem ve liyakat yerine
bu tür ilişkilerin dikkate alındığını ileri sürdü.
AK Parti Grubu adına konuşan Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay, Türk polisinin
büyük aşamalar kaydettiğini, milletin gözbebeği kurumlar olan ordu ve polisin
yıpratılmaması gerektiğini belirtti. Bu kurumların yerleşik kuralları olduğunu
ve iktidarlara göre değişmediğini kaydeden Yarbay, ''cemaat-tarikat ilişkisi''
gibi ifadeleri ''tuzak kelimeler'' olarak nitelendirerek, ''28 Şubat'tan sonra
cemaat-tarikat denildi ama bu arada bankalardan 46 milyar dolar uçtu'' diye
konuştu.
Yarbay, polis teşkilatı içinde de yanlışlıklar yapanların olabileceğini ama
kurumun kendi işleyişi içinde bunları ayıkladığını; yolsuzluklar konusunda adı
en az geçen kurumun Emniyet olduğunu söyledi.
Dünya Kadınlar Günü'nde İstanbul'da meydana gelen olaylar nedeniyle polisin
haksız eleştirilere maruz kaldığını savunan Yarbay, Mersin'de Türk Bayrağı'na
saygısızlığı önleyen polise yönelik övgülerin ise yetersiz kaldığını ifade etti.
''AMERİKA'DA OTURAN SEYYAR VAİZ''
Tasarının maddeleri üzerinde partisi adına konuşan CHP Balıkesir Milletvekili
Sedat Pekel, AB ülkelerinde 250 kişiye bir polis düşerken Türkiye'de polis başına
düşen nüfusun 302 kişi olduğunu belirtti. Polis sayısını AB standartlarına uygun
hale getirmenin yeterli olmadığını dile getiren Pekel, AB ülkelerinde polisin
haftada 35-40 saat çalıştığını, 3-5 milyar lira arasında değişen maaş aldığını,
oysa Türk polisinin haftada 72 saat mesai yaparak çok yetersiz bir maaşla yetinmek
durumunda olduğunu anlattı.
CHP İzmir Milletvekili Hakkı Ülkü, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'yu suçladığı
konuşmasında, Aksu'nun, Emniyet teşkilatının yönetimini ''Edirne'de imam iken
tanıştığı, şimdi ABD'de oturan seyyar vaize'' teslim ettiğini iddia ederek,
''derhal istifa etmesi ve Yüce Divan'da yargılanması'' gerektiğini savundu.
Bayburt Bağımsız Milletvekili Ülkü Güney, polis okullarının kontenjanlarının
artırılması ve yeni polis okulları açılarak meslek mensuplarının buralardan
yetişmesi gerektiğini vurguladı. Güney, mahalle bekçiliğinin günün koşullarına
uygun olarak yeniden işlerliğe kavuşturulmasını isterken, sabit karakolların
kaldırılmasının olumsuz sonuçlar doğurduğunu söyledi.
Eleştirileri yanıtlayan İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, gasp, kapkaç gibi bazı
olaylarda yaşanan artışa rağmen İstanbul özelinde ve Türkiye genelindeki suç
oranının dünyanın başka şehir ve ülkelerinden çok daha düşük olduğunu bildirdi.
Suçların şehirlere göre karşılaştırılmasında İnterpol'ün rakamlarından örnekler
veren Aksu, 2003 yılında Tokyo'da 229 bin 919, Londra'da 469 bin 922 hırsızlık
meydana gelirken, bu rakamın İstabul için 39 bin 118 olduğunu söyledi.
Emniyet'te yükselmenin sadece kıdeme göre değil, liyakat ve kıdemin birlikte
değerlendirilmesiyle gerçekleştiğini, 11 kişilik değerlendirme kurulunun buna
karar verdiğini anlatan Aksu, kendi bakanlığı döneminde bu 11 kişiden sadece
Emniyet Genel Müdürü ve Teftiş Kurulu Başkanı'nın değiştiğini belirtti.
Aksu, CHP'li Ülkü'nün sözlerini yanıtlarken de Anayasa ve yasalar ile milletvekili
yeminine uygun olarak bakanlık görevini yaptığını, Emniyet teşkilatının da yasalara
uygun olarak görevini yerine getirmenin gayretinde olduğunu belirterek, yapılan
değerlendirmeyi hayretle karşıladığını sözlerine ekledi.
İHA