Kütahya depremi başka bölgeleri etkiler mi?/ Video

Haber Giriş : 20 Mayıs 2011 10:36, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Kütahya'nın Simav ilçesinde meydana gelen ve birçok ilde hissedilen 5.9 büyüklüğündeki depremi değerlendiren Tüysüz, "Bölge aktif fayların olduğu bölge.

Bölgede bilinen en büyük deprem 1970 yılında meydana geldi. Bin kişiye yakın bir can kaybı olduğunu, bazı kayıtlarda binin üstünde, biliyoruz. 5.9'luk ana depremin ardından da depremler meydana geldi. Bölge tektonik açıdan aktif, artçı depremler olacaktır." dedi.

Tüysüz, Simav'daki depremin başka bir yerde başka bir depremi tetikleyip tetiklemeyeceği sorusu üzerine de "Bir başka yeri tetikleyeceğini söylemek zor. Bunun için daha güçlü depremlerin olması gerekit. 6 büyüklüğündeki depremler pek yüzeye yaklaşmamış depremlerdir" dedi.

PROF. DR. TATAR: ''OLAĞAN BİR DEPREM"

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Orhan Tatar, ''Olağan bir deprem. Özellikle Ege Bölgesi'nde normal fay diye nitelendirdiğimiz Simav fayı ve buna benzer aktif faylar üzerinde 6 ve üzeri büyüklükte bu tür depremleri gelecekte de yaşamak sürpriz olmayacaktır'' dedi.

Aynı zamanda Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Danışma Kurulu Üyeliği görevini de yürüten Prof. Dr. Tatar, Türkiye saatiyle 23.15'te meydana gelen depremin merkez üssünün Kütahya'nın Simav ilçesinin yaklaşık 13 kilometre kuzeydoğusu olduğunu söyledi. Depremin 4.6 kilometre derinlikte meydana geldiğine işaret eden Prof. Dr. Tatar, ''Bu depremi üreten fay, Batı Anadolu açılma rejimi içinde yer alan önemli faylardan birisi olan Simav fayı üzerinde bulunuyor. Orta büyüklükteki bu deprem, muhtemelen yüzey kırığı da oluşturmuş olmalıdır. Deprem sonrasında birtakım daha küçük ölçekte artçı depremlerin meydana gelmesi olağandır'' diye konuştu.

Tatar, vatandaşların, deprem esnasında kısmen de olsa zarar görmüş yapılarda bir süre oturmamasının yararlı olacağını hatırlatarak, şöyle devam etti:

''Simav fayı aktif bir fay. ÇOMÜ'nün jeoloji ve jeofizik mühendisliği bölümlerinin ortaklaşa yürüttüğü ve öğretim üyemiz Prof. Dr. Süha Özden'in yürütücülüğünü yaptığı Simav fayının deprem aktivitesini konu alan bir TÜBİTAK projemiz de halen devam ediyor. İlgili proje kapsamında bölgede kurulu sismik kayıt istasyonuyla sürekli kayıt alınmaktadır. Bu, olağan bir deprem. Özellikle Ege Bölgesi'nde normal fay diye nitelendirdiğimiz Simav fayı ve buna benzer aktif faylar üzerinde 6 ve üzeri büyüklükte bu tür depremleri gelecekte de yaşamak sürpriz olmayacaktır. Söz konusu bölgede her zaman deprem potansiyeli vardır.''

Prof. Dr. Orhan Tatar, son depremin, Marmara Denizi'nde beklenen olası bir depremle bağlantısı bulunmadığını belirterek, ''Bu tamamen bağımsız, farlı bir jeolojik yapı içinde gelişen depremdir'' dedi.

-ŞENER ÜŞÜMEZSOY-

İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şener Üşümezsoy da depremin, Simav'daki dağın kuzeyinde yer alan bir fay hattında meydana geldiğini, geniş bir alanda hissedilen depremin 6.3'lük bir deprem olduğunu düşündüğünü söyledi.

Prof. Dr. Üşümezsoy, depremin 7'ye yakın bir şiddeti olduğunu vurgulayarak, ''Depremde, 15 km'lik bir fay yırtılmış olmalı. İnsanların sokakta kalmalarına gerek yok. 6.3'lük bir deprem bölgedeki fayın gerilimini boşaltan bir depremdir. Dumlupınar Üniversitesinde bir binanın yıkılması da depremin 6.3 büyüklükte olduğunu gösteriyor. Ancak Simav'da nasıl duyulduğunu şu an bilmiyoruz'' diye konuştu.


İSTANBUL'U RAHATLATAN AÇIKLAMA

Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik, Kütahya'nın Simav ilçesindeki 5.9 büyüklüğündeki depremin, oluş mekanizması ve meydana geldiği fay hattının, Kuzey Anadolu fay hattıyla doğrudan bir ilişkisi bulunmadığını, bu bakımdan İstanbul'da bir depremi tetiklemesinin söz konusu olamayacağını belirtti.

Erdik, Kandilli Rasathanesinde yaptığı açıklamada, Kütahya'nın Simav ilçesinde, dün saat 23.15'te bir deprem meydana geldiğini hatırlatarak, ''Büyük bir deprem değil aslında. Bölge, birinci derece deprem bölgesidir. Orada 7 büyüklüğünde depremler de meydana gelebilir'' dedi.

Yaptıkları ön tahminlere göre, 200 kadar hasarlı bina olabileceğini ve can kaybının 10'un altında kalacağını kaydeden Erdik, ''Keşke kimsenin canı yanmasaydı ama bunlar birinci derece deprem bölgesinde olağan depremler. Arkasından oldukça yoğun bir artçı şok aktivitesi oldu. Artçı şoklar yaklaşık 4.6 büyüklüğündeydi, şu anda 2-2.5'un altına düştü ama 12 saat içinde 500'e yakın artçı şok oldu'' diye konuştu.

Bölgenin daha önce de birçok deprem yaşadığını ve depreme alışık bir bölge olduğunu kaydeden Erdik, bu depremin halk için büyük bir deprem anlamına geldiğini ama fazla hasar yaratacak bir deprem olmadığını dile getirdi.

Prof. Dr. Erdik, şunları söyledi:

''Depremin oluş mekanizması ve meydana geldiği fay hattı bakımından, Kuzey Anadolu fay hattıyla doğrudan bir ilişkisi yok. O bakımdan, İstanbul'da bir depremi tetiklemesi söz konusu olamaz. Büyük ihtimalle bundan sonra artçı şoklar azalarak devam edecek. Bu arada bir iki tane 3-4 büyüklüğünde artçı şokların olması da çok normal. İnsanların, buranın birinci derece deprem bölgesi olması dolayısıyla bu tip şeylere alışık olması, normal hayatına zamanla tekrar dönmesi gerekir.''

Habertürk - AA

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber