Fırat Üniversitesi'nin araştırmasında ortaya çıktı, domates kanser ilacı oldu/ Video

Haber Giriş : 17 Kasım 2011 18:30, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:57

ELAZIĞ Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim üyeleri ile ABD başta olmak üzere dünyadaki 5 farklı üniversitesi ile birlikte yürüttükleri araştırma sonucunda domatesteki kırmızı rengi sağlayan likopen maddesinin böbrekteki kanserli hücreleri küçülttüğünü ortaya çıkardı. Veterinerlik Fakültesi Öğretim Üyesi ve Avrupa Kanatlı Veteriner Bilimler Diplomatı Prof. Dr. Kazım Şahin, daha önce likopenin rahim kanseri üzerindeki çalışmalarının ardından, kanserli böbrek hücreleri üzerindeki etkilerini araştırdıklarını söyledi.

DÜNYADAKİ 5 ÜNİVERSİTE İLE BİRLİKTE 18 AY ÇALIŞTILAR

Fırat Üniversitesi, ABD Emory Üniversitesi, ABD Wayne State Üniversitesi Avusturalya Sidney Üniversitesi ve Tessas Üniversitesi ile birlikte 18 aylık bir çalışma sonunda, likopen maddesinin böbrekteki kanserli hücreleri küçülttüğü kanısına vardıklarını belirten Prof. Dr. Şahin, Biz deney hayvanlarında likopen maddesinin etkisini araştırıyoruz. Biliyorsunuz daha önceki çalışmalarımızda bıldırcınlarda likopen kullanmıştık. Onun özellikle mayomalar (Rahim Kanseri) üzerindeki etkileriyle ilgili bir çalışma yapmıştık. Son çalışmamızda, böbrek kanseri ve mayoma üzerine yine likopenin etkilerini araştırdık. Bu çalışmayı da ABD ve Avusturalya'daki 5 üniversitenin araştırma gruplarıyla birlikte yürüttük. State Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ramzi Muhammed, deneysel safhasını yürüttü. Prof. Dr. Ömer Küçük de projenin koordinatörü olarak görev yaptı. Çalışmayı da İsviçre?den DSM firması iyi bir bütçeyle karşıladı ve destekledi. Bu çalışma içerisinde yine MD Anderson?dan Key Wolker vardı. İsviçre?den değişik araştırma grupları ve Dünyanın 5 üniversitesinden araştırma gruplarıyla çalışmayı yürüttük dedi.

FARELERDEN 3 AYRI DENEY GRUBU OLUŞTURULDU

Prof. Dr. Kazım Şahin, yaptıkları likopen maddesinin renal tümörler üzerindeki etkisinin önemli olduğunu gördüklerini anlatarak, Fareler spontan olarak yani kendiliğinden böbrek kanseri görülme riski çok yüksek fareler ve mayoma görülme riski çok yüksek fareler. Böbrek kanserinin görülme riski yüzde 95 civarında ve mayomaların görülme riski yüzde 65 civarında bu farelerde. Dolayısıyla biz bu farelerin bu model için çok uygun olduğunu yada çok iyi bir model olabileceğini düşünerek likopenin o hayvanlardaki etkilerini özellikle yumuşak doku tümörleri üzerindeki etkilerini araştırdık. Biz bu amaçla hayvanları üç gruba ayırdık. Birinci grubumuza likopen vermedik. İkinci grubumuza diyetle 100 miligram olacak şekilde likopen verdik. Yani günlük olarak hayvanlar belirli dozlarda her gün düzenli olarak likopen tüketti. Üçüncü grubumuzda 200 miligram likopen vardı ve hayvanlarımız 18 ay gibi çok uzun bir süre boyunca bu diyetle beslendiler. Araştırma sonunda tabi ki hayvanlarımızı kestik ve çok düzenli bir şekilde tümörlerin sayımı yapıldı. Biz de bu yaz ABD?de bu çalışmanın bu safhasında önemli bir görev üstlenmiştik ve likopenin renal tümörler üzerindeki etkisinin önemli olduğunu gördük dedi.

KANSERLİ HÜCRELERİN SAYISI AZALDI, BOYUTU KÜÇÜLDÜ

Böbrek kanseri görülme riski, likopen tüketmeyen hayvanlarda yüzde 94 oranında olmasına rağmen likopen tüketen hayvanlarda daha olduğunu gördüklerini dile getiren Prof. Dr. Şahin, şunları söyledi

Örneğin renal tümör yada böbrek kanseri görülme riski, likopen tüketmeyen havyalarda yüzde 94 iken; 100 miligram likopen ilave ettiğimiz raklarda bu oran yüzde 75, 200 miligram ilave ettiklerimizde ise yüzde 65 civarındaydı. Yani oransal olarak bir azalma söz konusuydu. Ama bu istatistiksel olarak önemli bulunmadı. Ancak çok çok önemli sonucumuz şuydu. Tümör sayıları ve grupları arasındaki fark çok önemliydi. Örneğin kontrol gurubundaki ortalama tümör sayısı 6.94 iken; 100 miligramlık grupta 3.65, 200 miligramlık grupta 2.85 idi. Bu da istatistiksel olarak çok önemli bulundu. Bizim için en önemli sonucumuz buydu. İlave olarak bu tümörlerin toplam uzunluğu kontrol grubunda 23.98, 100 miligramlık grupta 12.90, 200 miligramlık grupta da 12.07. Yani likopen tüketen hayvanlarda kontrol grubuna göre tümör uzunluğu yada tümör boyutu daha küçük idi. Bu da istatistiksel olarak önemli bulunduğu için bizim açımızdan çok çok önemli bir sonuç olarak tarihe geçti.

TÜRKİYE'DE DOMATES YETERİ KADAR TÜKETİLMİYOR

Antalya'da yaklaşık 20 gün önce yapılan Uluslararası Beslenme ve Kanser Kongresi'ne sundukları bu çalışmanın büyük ilgi gördüğüne değinen Prof. Dr. Kazım Şahin, bitkisel ürünlerin bilinçsizce kullanıldığını savundu. Prof. Dr. Şahin, bir insanın günde 15 miligram likopen alması gerektiğini ve bunun da bir bardak domates salçasına eş değer olduğuna dikkat çekerek, Likopen bir karatrenoiddir. Domateste ve kavunda bulunuyor. Yani kırmızı renkli pek çok şeyde likopen bulunuyor. Ama en çok domateste bulunuyor. İnsanlarla ilgili de likopenle ilgili, özellikle prostat kanseriyle ilgili birçok çalışmalar mevcut. Maalesef biz günlük tükettiğimiz domates oranıyla mümkün gözükmüyor. Onun için bazen sablamentasyonlar bazı yerlerde çok yaygın. Bunlar tablet olarak da tüketilebilir. Yeterli miktarı doğrusu biz de alamıyoruz. O kadar çok domates yetiştiriyoruz, Türkiye bu yönüyle güzel bir ülke ama yeterli domates tüketimi ve günlük 15 miligramlık likopen alımına doğrusu ben de şahsım olarak yaklaşamıyorum diye konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber