Bülent Orakoğlu: Cinayetler 50 yıldır bir merkezden işleniyor

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 25 Mayıs 2012 08:42, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Ergenekon davasında tanık olarak dinlenen eski Emniyet İstihbarat Daire Başkan Vekili Bülent Orakoğlu, çarpıcı bilgiler verdi.

Ergenekon'un, Hizbullah, PKK ve Dev-Sol gibi örgütleri kullandığını belirten Orakoğlu, "60'lı yıllardan beri bazı cinayetler bir merkezden işleniyor." dedi. 2000'deki Hizbullah operasyonunda ölen kişinin Hüseyin Velioğlu olmadığını iddia eden Orakoğlu, burada Uğur Mumcu suikastını aydınlatacak belgelerin ortaya çıktığını söyledi. Orakoğlu savcının sorusu üzerine Balyoz'u duyduğunu, 2003-2004'te ciddi bir darbe planı yapıldığına dair bilgiler edindiğini anlattı.

Birleştirilen Ergenekon terör örgütü davasının 187. duruşması Silivri'de görüldü. Mahkeme tarafından 'tanık' olarak çağrılan Emniyet Genel Müdürlüğü eski İstihbarat Daire Başkan Vekili Bülent Orakoğlu salonda hazır bulundu. Hatay İl Emniyet müdürlüğü yaptığı dönemde, Hatay'daki şehir kulübünde Adana Jandarma Bölge Komutanı olan Tuğgeneral Temel Cingöz ile il jandarma alay komutanının da katıldığı bir yemek yediklerini anlattı. Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu'nu da o yemekte gördüğünü söyledi. Hizbullah, PKK ve Dev-Sol'un sanki bir yerlerden yönetildiğini kaydetti. 2000 yılında İstanbul'daki Hizbullah operasyonunda ölen kişinin Velioğlu olmadığını savundu. Orakoğlu, "60'lı yıllardan beri bazı cinayetlerin bir merkezden işlendiğine inanıyorum. Ergenekon'un, Hizbullah, PKK ve Dev-Sol'u kurduğu ve kullandığı görülüyor. Devletin içinde hem derin yapıyı, devletin yetkilerini kullanan grup var. Bazı insanları vaatlerle ele geçiriyor. Türkiye'de darbeler öncesinde çok ciddi sıkıntılar oluyor. Cinayetler işleniyor. Bunlar terör örgütlerini kullanarak yapılıyor. PKK'nın da taşeron bir örgüt olarak kullanılması söz konusu. AK Parti iktidara geldikten sonra eylem yapmayan PKK, 2003 yılında eylemlerini artırdı." ifadelerini kullandı. Emniyet İstihbarat Dairesi olarak görevleri olmamasına rağmen, 1990'lı yıllarda 28 Şubat sürecinde Batı Çalışma Grubu adıyla bir yapı oluşturulduğunu ve darbe planladığını ortaya çıkardıklarını aktardı. Şöyle konuştu: "Darbenin belgesini bizzat Demirel'e gönderdim.

Tamamı 5 belge, ıslak imzalı. Demirel, Genelkurmay Başkanı Karadayı'yı çağırıp 'bu nedir diyecek' yerde, Karadayı'ya veriyor. Karadayı Paşa da Çevik Bir'e. Bu olay bize dönük operasyona dönüştü. Askerî mahkemede 'belge sızdırmak'tan yargılandım, vatan haini ilan edildim.''

hablemitoğlu ortadan kaldırıldı

Ankara'da 18 Aralık 2002 tarihinde evinin önünde silahlı saldırı sonucu öldürülen Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun, MİT müsteşarı olacağını ve Hablemit-oğlu'nun da buna kendisini inandırdığını belirtti. Cinayetin ortadan kaldırmaya yönelik olduğunu söyledi. Türkiye'deki önemli cinayetlerin izleri takip edildiğinde, sonucun sürekli İran'a çıktığını kaydeden Orakoğlu, "Bu cinayetlerde Gladyo tipi yapılanmalara ulaşamazsınız. Cinayeti işletenler, şüpheleri, özellikle dinî özellikleri ön plana çıkan devletlere yönlendirirler." dedi. Orakoğlu, Türkiye'nin her ihtilal öncesinde kan gölüne döndürüldüğünü anlattı: "İrtica sanal bir tehdittir. MGK Siyaset Kurulu belgesinde irtica en üst sıraya çıkarılmış, PKK ise alt sıralarda gösterilmiştir.''

2003-2004'te darbe planlarını duymuştum

qBülent Orakoğlu, Uğur Mumcu'nun Hizbullah ve PKK üzerine araştırmaları olduğunu anlattı. Orakoğlu, "Mumcu'ya çok önemli bilgiler olan bir dosya geliyor. Eşref Bitlis Paşa'yı arayıp anlatıyor. O sabah bombalı saldırıda öldürülüyor. Eşref Bitlis Paşa bir süre sonra şüpheli bir uçak kazasında ölüyor ya da öldürülüyor.'' şeklinde konuştu. "Dosyayı kim getirmiş?'' sorusu üzerine Orakoğlu, "CIA olduğu şüphesi var.'' açıklamasında bulundu. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in "Ayışığı, Yakamoz, Sarıkız ve Eldiven adlı darbe planlarını görev yaptığınız dönemde duydunuz mu?'' sorusuna, "2003 sonu, 2004 olabilir, Balyoz çalışmasıyla ilgili kulağıma bir şeyler çalındı. 2003-2004'te Türkiye'de ciddi bir darbe planının faaliyet gösterdiğini duydum.'' karşılığını verdi. "Bunu kimden duydunuz?'' sorusuna ise, "Bu istihbarat, istihbarat amaçlı bizle görüşen elemanlarımızdan geldi.'' cevabını verdi. Gaffar Okkan suikastının Hizbullah tarafından gerçekleştirilmediğini savundu: "Devletin derin yapısı içinde yapılmış olabilir. Hizbullah böyle bir eylemi yapabilecek kapasitede değildi. Bu suikast ancak savaş eğitimi almış birileri tarafından yapılabilir ki Okkan'a nokta atışı da yapılmıştı. Yeniden soruşturulmalı.''

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber