3 yıllık AKP Hükümeti krizin eşiğinden nasıl döndü ?

Haber Giriş : 03 Kasım 2005 10:45, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

3 Kasım seçimlerinin üzerinden 3 yıl geçti. 3 Kasım seçimleri öncesi yaşadıklarımızı hatırlıyorum da, şimdi yapılan tartışmaları 3 yıl öncesinde tahmin etmek o kadar güçtü ki...

Koalisyon Hükümeti hem kendi içindeki çatışmalar, hem de uygulanan ekonomik program nedeniyle iyice yıpranmıştı. Aylar öncesinden AKP'nin en büyük parti olarak seçimden çıkacağı belli olmuş ama alacağı oy oranı bu kadar yüksek tahmin edilmemişti. Buna rağmen en azından kurulacak Hükümette lider parti olacakları anlaşıldığı için, hem içeride hem de dışarıda büyük tedirginlik oluşmuştu. AKP'nin ekonomiye bakan yetkilileri, bu tedirginliği gidermek için turlara başlamışlardı.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Murat Mercan, bize de gelmiş, genç partililerden Ali Babacan'ı tanıştırmıştı. Birkaç kez gelip özellikle yurt dışında yatırımcılar nezdinde yapacakları toplantılarda nelerin üzerinde durmaları gerektiğini, piyasaların nelere duyarlı olduğunu tartışmış, tedirginliği gidermek için altı çizilecek noktalar konusunda görüşümüzü aktarmıştık. Bu arada özellikle Londra'da bazı genç bankacılarla yakın temas sağladıklarını, bize gelen telefonlardan da biliyorduk.

Daha sonra seçim programı açıklandığında, hangi partinin programının iyi olduğu tartışma konusu oldu. O dönemin bürokrat ve bankacılarından bir bölümü en kapsamlı ekonomik programın AKP'nin programı olduğunu söylüyorlardı. Bizim görüşümüz ise en kapsamlı programın AKP'nin olduğu ancak programın popüler ekonomik söylemlerin ardarda dizilmesinden oluştuğu yani bir anlayış bütünlüğü taşımadığı yolundaydı...

AKP iktidarının ilk ayları kabus gibiydi. Başbakan Tayyip Erdoğan ?Gençlik yıllarımda ben de IMF'ye karşıydım' diyor ama iktidarı aldıklarında yani 3 yıl öncesinde de öyleydi. O dönemin Başbakanı Abdullah Gül'ün bu konuda daha ılımlı bir tavrı vardı ama Tayyip Erdoğan, dışarıdan, IMF'yle anlaşılmaması, daha doğrusu kendi programlarının hayata geçirilmesi konusunda ısrar ediyordu. (Rafa kalkan Acil Eylem planı...)

Hatta, o dönem IMF, yürüyen program gereği bir defada vermesi gereken kaynağı, alt koşullara bağlayıp, parça parça verebileceğini söylediğinde, ciddi olarak bu teklifi kabul etmeyip, yürüyen IMF programını bitirmek konuşuluyordu, hatta bu karar alınmak üzereydi.

KRİTİK TOPLANTI DÖNÜM NOKTASI

O dönemin detayları henüz yazılmadı ama bizce AKP iktidar olduktan sonra ilk 5-6 ay içerisinde yeni bir krizin eşiğine gelmiştik. Zaten piyasalar da bu havayı almaya başlamıştı.

Tam kritik eşikteyken, dönemin Başbakanı Abdullah Gül, bir hafta sonu, AKP lideri Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı bir toplantı yapıp, 7-8 büyük işadamını, Dışişleri Konutu'nda ağırladı. Bizce AKP'nin ekonomide raydan çıkmasını engelleyen işte bu toplantıydı.

Başka çare olmadığını anlayınca, IMF'nin taksitle ödeme talebi kabul edilip, istenen önlemler de alındı ve o hafta sonu IMF'yle programın kaldığı yerden devam edeceği açıklandı.

Daha sonra tek parti iktidarı olmanın verdiği avantajla, hızlı biçimde o dönemde gereken tedbirler alınmaya, yasalar çıkarılmaya başladı. Buna AB eklenince piyasalarda güven oluştu. Bu 3 yıl boyunca zaman zaman aksamalar olduysa da piyasalarda, ?Bunlar nasıl olsa sıkışınca gerekeni yapıyorlar' havası oluştu ve o nedenle, tam olmasa da, güven oluşmaya başladı.

AKP iktidarının ekonomide sağladığı gelişmelerde tek parti iktidarı olmasının, Kemal Derviş ile güçlendirilen ekonomik programa genel olarak sadık kalmasının çok büyük etkisi var. Bununla birlikte uluslararası konjonktürün bu başarıya büyük katkı sağladığını da kimse inkar etmemeli. Hiçbir dönemde uluslararası likidite bu kadar bol olmamış, gelişmekte olan ülkelere bu kadar fon akışı sağlanmamıştı. Bu durum, enflasyonun düşürülmesinde, bizce sanıldığından çok daha büyük, payı olan döviz fiyatlarının bu seviyelerde tutulmasını sağladı.

Yani; ekonomide gerekenler zamanında görülüp, genel gidişata uyuldu. Aynı rasyonelliği, merkez parti olma gereğini, siyasi alanda görmediğimiz için de, hala çok büyük şüpheler var.

3 yılda ekonomide yaşananlar kabaca böyle. Bundan sonrası için garanti var mı derseniz, yok.

erdal sağlam/hürriyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber