Şemdinli olayında kim, ne dedi?
SEZER: ERDOĞAN, ŞEMDİNLİ'DEKİ OLAYLARA EL KOYMALIDIR
Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Zeki Sezer yaptığı yazılı açıklamada, bir
süredir Hakkari il merkezi ile Şemdinli ve Yüksekova ilçelerinde şiddetin ve
terörün odaklaştığının görüldüğünü belirterek, Başbakan Erdoğan'ın, Hakkari'nin
Şemdinli ilçesindeki olaylara derhal ciddi olarak el koymasını istedi.
BAŞBAKAN, ŞEMDİNLİ'DEKİ OLAYIN AYDINLIĞA KAVUŞTURULMASI TALİMATINI VERDİ
Başbakanlık Sözcüsü Akif Beki, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Şemdinli'deki
olayların mutlaka aydınlığa kavuşturulması, sorumluların ortaya çıkarılması
için ne gerekiyorsa yapılması talimatı verdiğini bildirdi.
İçişleri Bakanı: Şemdinli'deki olaylar çok yönlü araştırılıyor
İçişleri bakanı Abdülkadir Aksu, Şemdinli'de meydana gelen olayların tüm yönleriyle
soruşturulduğunu belirterek, vatandaşları sağduyulu hareket etmeye çağırdı.
Türkiye-Avusturya Karma Ekonomik Komisyonu toplantılarına katılmak üzere Viyana
bulunan İçişleri Bakanı Aksu, "Ben vatandaşlarımızı sağduyulu hareket etmeye
davet ediyorum. Bölge halkımızın sağduyulu olduğuna inanıyorum. Bu olay vesilesiyle
de kendilerinden sağduyulu hareket etmelerini rica ediyorum" diye konuştu.
"Şemdinli'de olaylar hepimizi çok üzmüştür" diyen Aksu, bayramda
ve arife günü de benzer bir olay olduğunu ve kendisinin o zaman Şemdinli'ye
gittiğini hatırlatarak, "Şemdinli'ye gidip oradaki insanlarımızla görüşmüş
ve kendilerini sağduyulu olmaya davet etmiştim" ifadesini kullandı.
Aksu, "Son olayda savcılarımız olayın soruşturmasını anında başlattılar. Hakkari valimiz ve Jandarma Alay Komutanı da olay yerine derhal hareket ettiler. Şu anda savcımız olayı tüm yönüyle soruşturuyor. Bu bakımdan şu anda benim bir değerlendirme yapmam doğru olmaz. Ayrıca mülkiye baş müfettişlerini gönderdim, onlar da olay yerinde bugün çok yönlü araştırmaya başladılar" diye konuştu.
Çiçek: Şemdinli'deki olayın ortaya çıkmasını en çok hükümet istiyor
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Hakkari'nin Şemdinli ilçesindeki olaylarla ilgili
gerçeğin ortaya çıkmasını en çok hükümetin istediğini belirterek, olayın hukuk
çerçevesinde çözümlenmesinin en az bu olay kadar önemli olduğunu söyledi.
Çiçek, Adalet Bakanlığı ek binasındaki "Denetimli Serbestlik Hizmetlerinin
Geliştirilmesi Projesi"nin açılış toplantısından ayrılırken gazetecilerin
Şemdinli'deki olaylara ilişkin sorularını yanıtladı.
Çiçek, konunun nasıl tanımlanabileceğine ilişkin değerlendirilmesinin sorulması
ve suç delillerinin karartıldığı iddialarının hatırlatılması üzerine, olayın
üzücü olduğunu ve hükümetin konuyu başından itibaren yakın takibe aldığını bildirdi.
Olayın adli boyutunu, Şemdinli ile terör ve organize suçlara bakmakla görevli
Van Cumhuriyet savcılıklarının değerlendirdiğini anlatan Çiçek, soruşturma aşamasında
olan konunun adli boyutuyla ilgili bir şey söylemeyeceğini kaydetti.
"SİYASİ KARARLILIĞIMIZ VAR"
Hükümetin, gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için her türlü desteği vermeye hazır
olduğunu ifade eden Çiçek, şöyle konuştu:
"Burada bir siyasi kararlılığımız var. Kamuoyu açısından herhangi bir
tereddüt söz konusu olmamalıdır. Kamuoyunun da gerçeğin ortaya çıkarılması noktasında
bir beklentisi vardır. Konuyu soruşturan yargı mensuplarımıza güvenimiz tamdır.
Onlar da büyük bir sorumluluk duygusu içinde bunun gereğini yapacaklardır. İşin
idari boyutuyla değerlendirilmesi açısından iki mülkiye müfettişi görevlendirilmiştir.
İş, hem idari hem adli yönden soruşturulmaktadır. Bunun gerçek boyutlarıyla
bir an evvel ortaya çıkarılması, hepimizin arzusudur." Soruşturma tamamlanıncaya
kadar spekülasyon yapılmasının doğru olmayacağını kaydeden Çiçek, olay bütün
yönleriyle açıklığa kavuşturulduktan sonra sağlıklı bir değerlendirme yapılabileceğini
söyledi. Çiçek, "Eksik bilgilere dayalı değerlendirme yapılırsa, soruşturmalardan
beklenen maksadın hasıl olmasını güçleştirebilir.
Soruşturmaların sonucunun sabırla beklenmesi gerekir" diye konuştu.
AĞAR'A TELEFON İDDİASI
Cemil Çiçek, Şemdinli'deki bir polis memurunun DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ı
aradığı yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine de "Ne kadar doğrudur,
neyin nesidir bilmiyorum. Gerçekten bu telefon yapılmış mıdır, kim neden yapmıştır
yaptıysa, onları değerlendirme konusu yapamam" dedi.
Hükümetin, olayı başından beri yakın takibe aldığını tekrarlayan Çiçek, "Devletin
imkanı neyse, bu işlerden sorumlu kurumları neyse görevinin başındadır. Devletin
yapamadığını bir kişi yapıyor gibi görüntüye işi getirmek ve siyasi demeç konusu
yapmak, devletin gücü açısından tereddütler meydana getirir. Bunları doğru bulmam"
diye konuştu.
SUSURLUK BENZETMESİ
Çiçek, bir gazetecinin, "Susurluk benzetmesi yapılıyor" sözleri üzerine,
olaylar, gerçek boyutlarıyla ortaya çıkmadan spekülasyon yapmanın, gerçeğin
ortaya çıkmasını zorlaştıracağını, kamuoyunu yanlış yönlere sevk edeceğini belirtti.
Çiçek, "Birkaç gün sabrederiz, gerçek ortaya çıkar, ondan sonra kim ne
tip benzetme yapacaksa yapmalıdır. Soğukkanlı olarak işin üzerine gidiyoruz"
dedi.
Olay yerinde keşif yapılmasının engellendiği yönünde iddialar bulunduğunu belirten
bir gazeteciye Çiçek, "Hazırlık soruşturmasıyla ilgili ikide bir soru sorarsan,
beni hukuken açığa düşürürsün.
Söylemem gerekeni size söyledim. Soruşturma sürerken, 'Olay yerinde şu mu oldu,
öteki mi, beriki mi oldu' derseniz, soruşturmayı benim yürütmüş olmam gerekir"
karşılığını verdi.
"HUKUKİ ÇERÇEVEDE ÇÖZÜM"
Türkiye'de herkesin, gerçeğin ortaya çıkarılmasını hukuk yolundan giderek sağlaması
gerektiğinin altını çizen Çiçek, şöyle devam etti:
"Kimse hukukun dışına çıkarak gerçeğin aydınlanmasını istememelidir. Bu
olayın hukuk çerçevesinde çözümlenmesi en az olay kadar önemlidir. Son zamanlarda
bazı kurumlarımız dahil olmak üzere yargının işine karışan, yargının yerine
kendini koyarak birilerini suçlayan, birilerini aklayan konumlara geliyorlar.
Bunların hiç birisi doğru değildir. Bu olayın ortaya çıkmasını en çok isteyen
hükümettir.
Bu konuda üzerimize düşeni yaptık. Ne yapacaksak hukuk çerçevesinde yapmamız bu olay kadar önemlidir."
Emniyet Genel Müdürü: Bazı provokatörler ortaya çıkıyor
Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan, Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde
son günlerde meydana gelen olayların çok yönlü olarak soruşturulduğunu belirterek,
vatandaşları provokasyona gelmemeye ve sağduyulu olmaya davet etti.
Çalışkan, haftalık bilgilendirme toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Şemdinli'de meydana gelen olayların sorulması üzerine Çalışkan, ilçede bir
pasajda patlama meydana geldiğini, patlamanın ardından olay yerinde bazı kişilerin
karıştığı başka olaylar yaşandığını ifade ederek, bazı kişilerin olaylar sırasında
kamu kurum ve kuruluşlarına ait bina ve taşıtlara saldırıda bulunduğunu söyledi.
Olayların ardından cumhuriyet savcısının olay yerine gelerek soruşturma başlattığını
belirten Çalışkan, olaylarla ilgili bir kişinin gözaltında olduğunu bildirdi.
Çalışkan, gözaltındaki kişinin ''Jandarma görevlisi'' olup olmadığının sorulması
üzerine, bu konuda kendisinde bilgi olmadığını kaydetti.
Olaylarla ilgili İçişleri Bakanlığı'nın iki Mülkiye Başmüfettişini Şemdinli'ye
gönderdiğini anlatan Çalışkan, ''Burada meydana gelen olaylar sırasında bazı
provokatörlerin ortaya çıktığı görülmektedir. Halkımızın sağduyulu olup provokasyonlara
gelmemesini istiyoruz. Sabırlı olmalarını istiyoruz'' dedi.
Devletin tüm ve kurum kurullarıyla olayı incelediğini belirten Çalışkan, Terörle
Mücadele Daire Başkanı Selim Akyıldız'ın olaylar sırasında bölgede bulunmasının
nedeninin sorulması üzerine de Daire Başkanı'nın bu olaylardan önce Van'a gittiğini,
son zamanlarda meydana gelen terör olaylarıyla ilgili bölgede bulunduğunu, kendisinin
orada olmasının tesadüf olduğunu bildirdi.
Şemdinli'de bazı polislerin DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ı arayarak yardım
istemeleri konusunda bir başka soru üzerine Çalışkan, ''Bana intikal eden bir
bilgi yok. Neden aranmış?, Niye aranmış, bilemiyorum'' diye konuştu.
Bir gazetecinin güvenlik güçlerinin savcının keşif yaptığı sırada vatandaşların
üzerine ateş ettiklerini belirtmesi üzerine Çalışkan, bazı kişilerin bu sırada
kamu binalarına taşlı saldırıda bulunmaları nedeniyle güvenlik güçlerinin olayları
yatıştırmak, bastırmak için ateş ettiğini söyledi.
Gazetecilerin konuyla ilgili başka sorular sorması üzerine Çalışkan, ''Biraz
daha sabırlı olun. Olayların tüm yönüyle incelenmesi zaman alır. Biraz daha
beklerseniz olayların neden olduğu, niçin olduğu ayrıntılarıyla yapılan incelemelerin
ardından ortaya çıkacaktır'' dedi. Çalışkan olaylarda ölen kişilerle ilgili
otopsinin yapıldığını vurgulayarak, olaylarda ele geçirilen silahların kriminal
incelemesinin devam ettiğini söyledi.
''Yeni olaylar bekliyor musunuz ?'' şeklindeki soruya Çalışkan, bu tür konularda
öngörüde bulunmak ya da değerlendirme yapmanın söz konusu olamayacağını bildirdi.
Şemdinli'deki olayların ikinci Susurluk olarak nitelendirildiğinin hatırlatılması üzerine de Çalışkan, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hukuk devleti olduğunu, olayların tüm ayrıntılarıyla incelenip, araştırıldığını sözlerine ekledi.
Baydemir: İkinci Susurluk vakası yaşanıyor
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Şemdinli'de yaşanan
olaylara ilişkin iki çağrıda bulunacağını ifade ederken, bunlardan ilkinin yurttaşlar
ve hemşehrilerine olduğunu belirtti ve "sağduyulu ve metanetli olmak durumundayız"
dedi.
Baydemir, Hilton Oteli'nde "BM'nin Binyıl Kalkınma Hedeflerinin Yerelleştirilmesi
"konulu toplantının çıkışında, Şemdinli'de yaşanan olaylara ilişkin gazetecilerin
sorularını yanıtladı., Baydemir, aydınlığa kavuşturulmamış, karanlıkta bırakılmış,
her hukuk ve yaşam hakkı ihlalinin, her hukuk ve yaşam hakkı ihlalinin habercisi
ve zemin hazırlayıcısı olduğunu söyledi.
Baydemir, çağdaş hukuk devletinde herkese düşenin, başta hükümete, yargıya
ve güvenliğe düşen sorumluluğun, kimden gelirse gelsin hukuk ve hak ihlallerini
ortaya çıkarmak, kamuoyunun bilgisine sunmak ve bağımsız yargıya teslim etmek
olduğunu kaydetti.
Burada iki çağrıda bulunmak istediğini belirten Baydemir, bu çağırılardan ilkinin
yurttaşlar ve hemşehrilerine, sağduyu ve metanet çağrısı olduğunu söyledi.
Baydemir, ikincisinin ise bu olayın maddi faillerinin kimliklerinin derhal açıklanarak
yargıya teslim edilmesi olduğunu bildirdi.
Bir gazetecinin, "yaşanan olaylar ile bölgede yeniden kaos ortamı oluşturulmaya
mı çalışıldığı" yönündeki sorusu üzerine Baydemir, şunları söyledi:
"Bu hukuk ihlalini, bu saldırıyı aydınlığa kavuşturulabilirsek ve failleri
yargıya teslim edilebilirsek, Türkiye geçmişi ile yüzleşmiş demektir. Türkiye,
geçmişte karanlıkta kalmış olan ve yurttaşlarımıza, demokrasimize zarar vermiş
olan hiç bir uygulamayı izin vermeyecek anlamına geliyor. Yok eğer bu olay karanlıkta
kalırsa, aydınlık kaygım ve korkum 1993-1994 yıllarında yaşadığımız vakaların,
nahoş olayların tekerrür edebileceği ihtimalini herkesin gözardı etmemesi gerekir."
Şemdinli'deki olayların ikinci Susurluk vakası olarak değerlendirildiğinin hatırlatılması
üzerine Baydemir, "aynı kanaatteyim. Ama bunun ilki gibi karanlıkta kalmaması
gerekiyor. Ülke tarihinin geleceği açısından acı bir fırsatla karşı karşıyayız.
Bu Türkiye'ye hukukun üstünlüğü ve çağdaş demokrasiyi yakalamada önemli fırsat
sunuyor" dedi.
Şemdinli'ye gidip-gitmeyeceğine karşılık soruya Baydemir, bugün Ankara'da temaslarda
bulunmaya çalıştığını, ihtiyaç hasıl olması durumunda Şemdinli'ye gideceğini
kaydetti.
Olaylar karşısında yapılanların "yeterli olup olmadığı" yönündeki
soruya karşılık Baydemir, TBMM'nin acilen oluşturacağı bir araştırma-inceleme
komisyonunun Şemdinli'de hazır bulunması ve delillerin karartılmaması konusunda
aktif çaba içinde olması gerektiğine inandığını söyledi.
"Başbakan ile görüşme talebine ne cevap aldığı" konusunda ise Baydemir, "bu konuda arayış ve çabamızı sürdüreceğiz" demekle yetindi.