İki Başbakan Yardımcısına balans ayarı

Haber Giriş : 06 Mayıs 2006 08:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın Azerbaycan'ın başkenti Bakü'deki zirve toplantısına giderken, TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın kamuoyunda yankılar uyandıran konuşmasına büyük ölçüde katıldığını, konuşmayı eleştiren Abdüllatif Şener ile Mehmet Ali Şahin'i ise onaylamadığını söylüyor.

Erdoğan, Şener ile Şahin'in eleştirilerinin kişisel olduğunu belirtirken, "Grupla ve hükümetle ilgili konuşmaları kimin yapacağı bellidir. Medya da her gördüğü yerde onlara soruyor" diyerek balans ayarı yapıyor.

Uçakta gazetecilerin sorularını cevaplayan Başbakan, kavram kargaşasından rahatsızdı. Özellikle siyasetçilerin kavramlar üzerinde konuşmasını, çok da doğru bulmuyordu. "Hálá belirli kavramlara takılan bir Türkiye var. Biz o kavramlara takılmak istemiyoruz. Ne kadar çok kişi konuşursa o kadar çok kavram çıkıyor. Laiklik konusunda öyle, rejim konusunda öyle, demokrasi konusunda öyle" diyerek, rahatsızlığını dile getiriyor.

* * *

Başbakan Erdoğan, Arınç'ın tartışılan konuşmasına büyük ölçüde katıldığını belirtiyor. Ancak aynı konularda kendisinin bu konuşmanın hemen ardından yaptığı konuşmayı da özellikle vurguluyor:

"Meclis Başkanı düşüncelerini söyledi. Ondan bir hafta önce Yargıtay Başsavcısı konuştu. Onda da buna benzer şeyler vardı. Arınç yasama organının başında. Seçimle gelmiş. Bir taraftan kuvvetler ayrılığı diyeceksiniz, yargının içindeki savcı konuşma yapacak, yasama organı için olmaz diyeceksiniz. O zaman, o da onun en tabii hakkıdır. Seçilmiş bir insandır. Benim şaşırdığım, tam aksine yasama organının adına bu tür yaklaşımlar olurken, içerden gösterilen tavırlardır. Bana göre destek olmaları gerekirdi."

Arınç'ın konuşmasının hemen ardından, başbakan yardımcıları Abdüllatif Şener ve Mehmet Ali Şahin'in bu konuda yaptığı konuşmalara sözü getirdiğimizde şöyle diyor:

"Onlarınki kişisel. Grupla ve hükümetle ilgili konuşmaları kimin yapacağı bellidir."

Burada, araya ufak bir medya eleştirisi sokmayı da ihmal etmiyor: "Medya da sağ olsun onları her gördüğü yerde soruyor."

Konuşmayı arzu etmediği konuların başında Cumhurbaşkanlığı'nın geldiği anlaşılıyor. Olan bitenlerin cumhurbaşkanlığı ile mi ilgili olduğu sorumuza, "Şu anda öyle bir derdimiz yok. Gündemimizde yok" cevabını veriyor.

* * *

Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile yaşanan polemikten kısaca söz ediyoruz. Televizyonda izlemediği söylüyor. Sonrasında haberi olmuş. Demirel'in, "Başbakanlar idam korkusuyla yaşar" sözlerini hatırlatınca şöyle diyor: "Demirel'in lügatinde hálá böyle şeyler var demek ki. Biz, bizim için mukadder olan ölüme inanmış insanlarız."

* * *

Başbakan'ın kongrelerle yaptığı gövde gösterileri devam edecek. Bu pazar Diyarbakır'daki kongreye dikkat çekiyor. Ve ekliyor: "Kongremizi yine şehir stadyumunda yapacağız. Orada açıklayacaklarım var."

Erken seçim konusunda konuşulmasını anlamsız buluyor. Dünyada olduğu gibi, seçimin ilan edildiği gün yapılması geleneğini kazanmamız gerektiğine işaret ediyor: "Türkiye'de şu an bir erken seçim gerekçesi yok. Güven ve istikrar var. Anayasa'da 5 yılda bir yapılacağı yazılı, bunu ikide bir delmenin anlamı yok."

Konuşulanların artık basit tahminler olmadığını söylüyoruz. Örneğin, 22 Ekim tarihi bile veriliyor dediğimizde, "O hafta Cumhuriyet Haftası, seçim yapılır mı?" sorusuyla yanıt veriyor.

cengiz özdemir/hürriyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber