Türkiye, siber saldırılara karşı tedbir alıyor

Siber konusunda sorumluluk Ulaştırma Bakanlığımızın. Biz Ulaştırma Bakanlığımıza ve ilgili tüm kurum ve kuruluşlarımıza teknik destek veriyoruz. Özellikle TÜBİTAK'ın Siber Güvenlik Enstitüsü ve Bilgi Teknolojileri Enstitüsü vasıtasıyla siber güvenlikle ilgili teknik destek sağlıyoruz. Gelişmeleri yakından takip ediyoruz ve alınması gereken tedbirlerle ilgili Ulaştırma Bakanlığı ve ilgili diğer kurumlarla yakın koordinasyon içindeyiz. Bu konuda alınması gereken tüm tedbirler alınıyor.

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 04 Ocak 2016 11:40, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Türkiye, siber saldırılara karşı tedbir alıyor

AK Parti on üç yıllık iktidarında en çok ekonomik atılımları ve demokratikleşme çabalarından ötürü halk desteğine sahip oldu. 1 Kasım seçim sonuçlarında ekonomik istikrarın bozulmaması kaygısı sebebiyle halkın AK Parti'ye yine tek başına iktidarı vermesi de bu gerçeği teyit ediyor. Bu tabloya rağmen Türkiye'de durum, Mayıs 2013'ten itibaren bir miktar değişti. İstikrarı ve ekonomik atılımı bozmaya dönük hamlelerle karşılaşan Türkiye, 1 Kasım seçimlerinden sonra kendi gerçek gündemine yeniden dönmüş görünüyor. Ekonomik atılımda en önemli kurumlar arasında ise, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı gelmekte. Yarım yüzyıldır Türkiye'nin hayallerinden birisi olan yerli otomobil projesini hayata geçirme noktasına gelen projenin başındaki isim Fikri Işık. Ben de bu yüzden sorularımı bu sefer, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'a yönelttim. Siyasi konuları da ele aldığımız söyleşide Bakan Işık ile bakanlığıyla ilgili konuları ve özellikle de yerli üretim projesini ve 1 Kasım öncesinde AK Parti'nin vatandaşa verdiği vaatlerin ne durumda olduğunu konuştuk.

Son günlerde siber saldırılarla karşı karşıyayız. Türkiye neden böyle bir saldırının hedefi oldu?

Siber saldırı söz konusu olduğunda her ülke hedef haline gelebilir. Her ülkenin siber saldırıya maruz kalma riski bulunur. Bunun sebebi bazen siyasi tansiyonun yükselmesi, bazen çıkar çatışması, bazen bölgesel gelişmeler, bazen de küresel rekabet olabilir. Türkiye'nin siber saldırıların hedefi haline gelmesi de son dönem yaşanan gelişmelerle bağlantılıdır.

17-25 ARALIK'TAN HEMEN ÖNCE BAŞLADI

Son dönemde yaşanan olaylar derken Rusya ile yaşananları mı kast ediyorsunuz?

Rusya ile yaşanan kriz ve bölgesel gelişmeler bunu tetiklemiş olabilir. 17-25 Aralık'ın yıldönümünden hemen önce başladı saldırı.

Bununla bağlantılı bir Paralel işbirliği olabilir mi?

İlk saldırı 14 Aralık'ta gerçekleşti. Bunu ihtimal dışında görmemek lazım ama böyle bir bağlantıya dair bir emare bulunmuyor.

GÜVENLİK TEDBİRLERİ ALINIYOR

Risk ortadan kaktı mı?

Bu konuda tedbir sorumluluğu Ulaştırma Bakanlığımızın. Biz Ulaştırma Bakanlığımıza ve ilgili tüm kurum ve kuruluşlarımıza teknik destek veriyoruz. Özellikle TÜBİTAK'ın Siber Güvenlik Enstitüsü ve Bilgi Teknolojileri Enstitüsü vasıtasıyla siber güvenlikle ilgili teknik destek sağlıyoruz. Gelişmeleri yakından takip ediyoruz ve alınması gereken tedbirlerle ilgili Ulaştırma Bakanlığı ve ilgili diğer kurumlarla yakın koordinasyon içindeyiz. Bu konuda alınması gereken tüm tedbirler alınıyor.

SERİ ÜRETİMİ HEDEFLİYORUZ

Yerli otomobil uzun yıllardır milletin yakından takip ettiği gerçekleşmesini arzu ettiği bir projeydi. Çalışmalar ne aşamada?

Şu anda çalışmalarımız takvime uygun ve başarılı bir şekilde yürüyor. Prototipler hazırlandı. Hedefimiz 2016'nın sonuna kadar 30-40 araçlık bir filo üretmek. 2018'in Mayıs-Haziran'ında da piyasaya çıkacak dizaynı ve teknolojisiyle aracın tanıtımını yapmak. 2019'un sonuna kadar da seri üretimini gerçekleştirmek.

TOPLUM İLGİSİ ÇOK BÜYÜK

Yerli otomobile ilgi nasıl?

Yerli otomobile karşı büyük bir toplum desteği ve ilgisi var. Ayrıca bu çalışmanın seçime dönük bir çalışma olmadığını herkes gördü. Biz seçimin hemen ertesinde de yerli otomobille ilgili çalışmalarımızı sürdürdük. Bu çalışmalar bugün de devam ediliyor ve 2019'a kadar da yoğun çalışmalarımız olacak. Kılı kırk yaran bir titizlikle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İnsanlarımız bir daha hayal kırıklığı yaşamasın diye çok dikkatli davranıyoruz.

Pahalı olacak mı bu arabalar piyasaya çıktığında?

Kendi segmentine göre kesinlikle pahalı olmayacak. Bizim bütün gayretimiz kaliteli, konforlu, güvenli bir arabayı en uygun fiyata pazara çıkarmak. Bu aracı kullanan kişilerin aynı şekilde çok az bir yakıt maliyeti ile arabasına binmesini istiyoruz. Yerli otomobil geleceğin teknolojisine ve çevresine hazırlıktır.

Mevcut anayasa 82 model araba gibi

Yerli otomobilden yerli ve sivil anayasaya geçmek istiyorum. Neden yeni bir anayasaya ihtiyacımız var?

Bizim mevcut anayasamız 1982 model bir araba gibi. Biz bunun motorunu, taşıyıcı sistemlerini değiştirdiğimiz gibi pek çok değişiklik yaptık. Ama ne kadar değişiklik ve bakım yapılırsa yapılsın araç 82 model! 2016 yılında 82 model bir aracın her şeyini değiştirmiş olsanız bile bu araçta sizin güvenli bir şekilde uzun yol gitmeniz mümkün değildir. Yolculuk esnasında nerede hangi uyumsuzluğun, pürüzün çıkacağını da bilemezsiniz. 2016 yılında 82 model bir anayasa olmaz. Öte yandan bu anayasa bir darbe anayasası olduğu için anayasanın iliklerine kadar darbe ruhu işlemiş. Bu anayasanın komple değişmesi ve Türkiye'nin bütün ihtiyaçlarına cevap veren, temel özgürlükleri esas alan vatandaşını devlete karşı koruyan bir yapıya kavuşması lazım. 82 anayasasında temel yaklaşım devleti vatandaşa karşı koruma anlayışıdır. Çağdaş, modern demokrasilerde ise vatandaşı devlete karşı korumak esastır. Bu anlayışla yeni, sivil bir anayasa yapmak artık gerekiyor.

2007'de fiili olarak başkanlığa geçildi

Türkiye'nin hükümet sisteminde de oldukça problemli bir yapıyla karşı karşıyayız. Bu çerçevede başkanlık sistemi tartışmasına siz nasıl bakıyorsunuz?

Bugün Türkiye'yi hiç tanımayan, ülke ilgili hiçbir kanaate sahip olmayan hükümet sistemleri alanında çalışmalar yapan, ders veren bir akademisyeni Türkiye'ye getirseniz ve "Türkiye'nin sistemi nedir" diye sorsanız eminim tam bir paradoks yaşar. Parlamenter sistem dese değil, başkanlık, yarı başkanlık sistemi dese değil. Hiçbir sisteme benzemeyen bir sisteme sahibiz. Öncelikle bu sistemi uluslararası literatürün tanıdığı bir hale getirmemiz gerekiyor.

HUKUKİ ALTYAPISI OLUŞTURULMADI

Türkiye'ye en uygun sistemin başkanlık sistemi olduğunu söyleyebilir miyiz o zaman?

Türkiye'nin 4-5 bin yıllık devlet geleneğini esas aldığımız zaman evet Türkiye'ye en uygun sistem başkanlık sistemi. Güvenlik mekanizmalarının da iyi kurgulanması kaydıyla Türkiye, başkanlık sistemiyle çok daha hızlı karar alma ve her alanda daha hızlı yol alma imkanı elde edecektir. Zaten 2007'de Türkiye fiilen başkanlık sistemine geçti. Cumhurbaşkanını halkın seçmesi ve iki dönem seçebilmesi aslında fiilen başkanlık sistemidir. Ancak maalesef bu fiili durumun hukuki alt yapısı oluşturulmadı.

GÜVENLİK SİSTEMLERİ İLE ENDİŞELER KALKAR

Başkanlık sistemine muhalefet eden çevrelerin tek adamlık ve federatif yapı iddialarına ilişkin ne söylersiniz?

Dünyada en gelişmiş demokrasi olarak gösterilen ülke Amerika ve başkanlık sistemi ile yönetiliyor. Alınacak güvenlik sistemleri ve mekanizmaları ile bu tür endişeler zaten ortadan kalkar. Başkanlık sisteminin Türkiye'de mutlaka tartışılması lazım. "Nasıl bir başkanlık sistemini hayata geçirelim ve bunu uygularken de hangi güvenlik mekanizmalarını kurgulayalım" konuları konuşulması, tartışılması gereken başlıklardır.

FEDERATİF YAPI İDDİASI EZBERDEN İBARET

Federatif yapı iddialarına nasıl cevap verirsiniz?

Federatif yapı iddiası bir ezberden ibaret. Almanya'da olduğu gibi parlamenter sistemde olup federatif yapıya sahip ülkeler olduğu gibi tam tersi örnekler de mevcut. Türkiye de pekala üniter yapı içinde başkanlık sistemine geçer ve bundan dolayı da en küçük bir zaaf yaşamaz. Yeni anayasada başkanlık sisteminin olması benim öncelikli tercihimdir.

SON SÖZÜ MİLLET SÖYLEMELİ

Anayasa ve başkanlık sisteminin iki ayrı referandum ile millete sorulması gündemde. Bu konuya siz nasıl bakıyorsunuz?

"Biz başkanlık sistemine kesinlikle karşıyız, bundan dolayı da yeni anayasa istemiyoruz" anlayışı çok yanlıştır. Yeni anayasa yapılırken gerek akademik gerekse siyasi düzeyde de başkanlık sistemi her boyutuyla tartışılsın. Bu tartışmalar geniş kitlelere yansıyarak medya aracılığıyla halka anlatıldıktan sonra ister tek aşamalı ister iki aşamalı referandumla millete götürülsün. Toplumun yüzde 50'den fazlası da hangi modeli benimsiyorsa o sistem hayata geçsin, buna da millet karar versin.

Teknoloji satan ülke olma hedefindeyiz

Türkiye'nin yerli otomobil üretmesi ne anlama geliyor?

Türkiye'nin yerli otomobil üretmesinde çok önemli üç stratejik amaç bulunuyor. İlki, Türkiye'nin bir marka sahibi olması ve Türkiye'nin üretimini, ihracatını ve özellikle bu sektördeki ağırlığını güçlendirmesidir. İkincisi, otomotiv yan sanayinin geleceğini teminat altına alması ve otomotiv yan sanayini tedarikçi bir yapıdan stratejik ortak konumuna getirmektir. Üçüncüsü de, Türkiye'nin teknolojik paradigma değişimini yakalayarak teknoloji üreten, geliştiren ve satan ülke konuma gelmesidir.

Teknoloji üretip satmak Türkiye'ye nasıl bir katkı sağlar?

Ortada çok büyük bir hedef var aslında. Teknolojide çok büyük bir paradigma değişimi yaşanıyor. Tüm bu değişimler Türkiye için bir fırsat penceresi. Yerli otomobil Türkiye'nin yeni teknolojileri üretmesinde, geliştirmesinde ve satmasında çok önemli bir fırsattır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber