'YPG PKK'nın bir parçasıdır'

Başbakan Ahmet Davutoğlu, 'YPG PKK'nın bir parçasıdır ve açık destek almaktadır'

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 23 Ocak 2016 14:11, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'YPG PKK'nın bir parçasıdır'

Başbakan Ahmet Davutoğlu, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile görüşmelerinde teröre karşı ortak bir tavır almak konusunda aynı yaklaşımı benimsediklerini bir kez daha teyit ettiklerini belirterek, "Türkiye için terör hangi etnik ve kültürel temele dayanmış olursa olsun, hangi ülkeyi hedef almış olursa olsun, hangi gerekçeyle tırmandırılmış olursa olsun insanlık suçudur. Biz, DAEŞ, PKK, DHKP-C, Nusra gibi terör örgütleri arasında bir fark görmedik, görmüyoruz" dedi.

Davutoğlu ve ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'ndeki görüşmelerinin ardından basın toplantısı düzenledi.

Bugün çok değerli dostu, stratejik ve model ortağı olan Biden'i Türkiye'de ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu ifade eden Davutoğlu, Türkiye-Amerika ilişkilerinin, soğuk savaş döneminde de sonrasında da hep çok özel, çok farklı ve tam bir ortak stratejik vizyona dayalı yapılandırılmış bir ilişki olduğunu, dolayısıyla kritik tarihi dönemeçlerde bu ilişkinin çok önemli bir rol oynadığını kaydetti.

Başbakan Davutoğlu, soğuk savaş dönemindeki iş birliğinden sonra, soğuk savaş sonrasında Balkanlardaki sorunların çözümünde de, teröre karşı mücadelede, Afganistan'da da hep aynı perspektiften olayları değerlendirip, uluslararası ve bölgesel barışı korumak üzere birlikte hareket edildiğini belirterek, Türkiye'nin her zaman ABD'nin stratejik ortak olması yanında bir dost ülke ve sadece askeri değil ekonomik bakımdan da büyük ortak çıkarların temsil edildiği bir ilişki olarak gördüğünü anlattı.

ABD Başkanı Barack Obama'nın ifadesiyle model ortaklığın bu anlamda hem geniş kapsamlı hem de derin bir ekonomik, siyasi ve stratejik iş birliğini içerdiğini dile getiren Davutoğlu, "Bu çerçevede Sayın Biden'ın ziyareti çok kritik bir aşamada, özellikle Suriye ve Irak'ta çok önemli olayların yaşandığı, Ukrayna'da hepimizi kaygılandıran gelişmelerin yaşandığı bir dönemde gerçekleşiyor. Biraz önce gerek baş başa gerek heyetler arasında çok kapsamlı değerlendirmeler yaptık. Bütün bu konularda çevremizde önemli, büyük değişiklikler yaşanırken, Türkiye ile Amerika'nın bu değişikliklere ortak bir perspektiften bakması büyük önem taşıyor" ifadesini kullandı.

Davutoğlu, Biden'e dün Sultanahmet'e giderek terör saldırısındaki kayıplar için karanfil bırakması ve teröre karşı mücadeledeki gösterdiği dayanışma dolayısıyla teşekkür ederek, şöyle konuştu:

"Bugünkü görüşmelerimizde de teröre karşı ortak bir tavır almak konusunda aynı yaklaşımı benimsediğimizi bir kez daha teyit ettik. Türkiye için terör hangi etnik ve kültürel temele dayanmış olursa olsun, hangi ülkeyi hedef almış olursa olsun, hangi gerekçeyle tırmandırılmış olursa olsun insanlık suçudur. Biz, DAEŞ, PKK, DHKP-C, Nusra gibi terör örgütleri arasında bir fark görmedik, görmüyoruz. Bu çerçevede de ABD ile bütün bu terör örgütlerine karşı birlikte davranma konusunda da önemli bir hassasiyetimiz var. Bu çerçevede görüşlerimizin ortak bir temele dayandığını görmekten de memnuniyet duyuyoruz.

Terör bugün sadece bir ülkeyi aynı anda tek başına tehdit etmiyor. Çevre ülkelerdeki gelişmelerde terörü tetikleyen sonuçlar doğuruyor. Nitekim Suriye ve Irak'taki gelişmeler, ki Sayın Biden özellikle Irak'la ilgili çok uzun süreden beri başkan yardımcısı olmadan önce de yakından ilgilenmiştir, Ortadoğu'daki gelişmelerle ilgili ve çok derin müktesebatı vardır. Bugün de haritalar üzerinde tek tek bütün kritik bölgeleri ele aldık. Türkiye olarak ulusal güvenlik kaygılarımızı Sayın Biden'e açık ve net bir şekilde ifade ettim. Türkiye sınırları boyunca, ki şu anda Irak'ta ve Suriye'de sınırlarımızın ötesinde bir devlet otoritesi maalesef yok, bir muhatabımız yok, Suriye'de, Türkiye aynı anda üç risk unsurunu birlikte bir tehdit olarak görmektedir. Birisi rejim ki barbarca zulümleriyle mülteci akınlarına sebebiyet vermiştir. İkinci tabi DEAŞ, yine barbarca terör eylemleriyle insanlık suçu işlemiştir. Üçüncüsü de YPG. Çünkü YPG de aynı şekilde bulunduğu, kontrol ettiği bölgelerde Arap ve Türkmenleri ve kendisi gibi düşünmeyen Kürtleri tam bir etnik temizlik mantığıyla temizlemeye kalkmış ve Türkiye için de teröre destek olacak faaliyetlerde bulunmuştur. Dolayısıyla bu üç unsuru da biz tehdit olarak görüyor ve bu üç unsura karşı da gerektiğinde ulusal güvenliğimizin gerektirdiği her türlü adımı atmak konusunda kararlı bir tutum sergiliyoruz."

Başbakan Ahmet Davutoğlu, YPG'nın, PKK'nın bir parçası olduğunu ve PKK'dan açık bir şekilde destek aldığını belirterek, "Aynı şekilde özellikle Suriye-Türkiye sınır hassasiyeti dolayısıyla Nusaybin, Silopi, Cizre gibi doğrudan sınıra komşu veya Tel Abyad, Akçakale, Ceylanpınar gibi neredeyse şehirlerin ortadan bölündüğü konjonktürde Suriye'den Türkiye'ye dönük her türlü terörist sızmasını, her türlü silah aktarımını doğrudan Türkiye'ye dönük düşmanca bir tavır olarak telakki ettiğimizi Sayın Biden'la da paylaştım. Bu çerçevede de ortak çalışmalarımızın bütün terör örgütlerine karşı sürdürülmesinde fayda mülahaza ettiğimizi de paylaştık" dedi.

Davutoğlu ve ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'ndeki görüşmelerinin ardından basın toplantısı düzenledi.

Görüşmede Suriye'deki geçiş sürecini de ele aldıklarını dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Özellikle önümüzdeki dönemde Suriye'de barış görüşmeleri esnasında iki hususu ortak bir zeminde görüyoruz. Birincisi, Suriye muhalefetinin temsili konusunda hiçbir bulanıklık, hiçbir belirsizlik olmaması. Türkiye olarak biz ve ABD'nin de bu görüşü paylaşmasından memnuniyet duyuyoruz, muhalefet safında net olarak sadece meşru Suriye muhalefetinin olması önemlidir. Yine bu görüşmeler sürerken Madaya başta olmak üzere insanlık suçunun işlendiği ve kuşatmalar altında insanların aç ve susuz bırakıldığı yöntemlere karşı da aynı insani yaklaşımı sergiliyoruz. Türkiye ve ABD, Suriye konusunda eskiden beri çok derin, kapsamlı istişarelerde bulunagelmiştir.

Türkiye'nin hedefi, ABD'nin de bunu desteklemesinden memnuniyet duyuyoruz, sınırlarımızdaki bütün DEAŞ unsurlarının temizlenmesidir. Sınırımızda kesinlikle DEAŞ unsuru görmek istemiyoruz. Son dönemde Suriye ılımlı muhalefetinin DEAŞ'a karşı yürüttüğü mücadele, bu bakımdan Türkiye ve ABD olarak desteklenen mücadeledir. Ancak yine bu mücadele esnasında Rusya'nın hava operasyonlarının bu mücadeleye engel olmaması, bu mücadeleyi sekteye uğratmaması konusunda da kaygılarımızı paylaştık. Biz sınırımızda ne DEAŞ ne PKK ne de rejim unsurlarının paramiliter güçlerini görmek istemiyoruz."

Başbakan Davutoğlu, Suriye'deki geçiş ve DEAŞ'a karşı verilecek mücadele konusundaki ortak tutumun tekrar gözden geçirildiğine değinerek, "Türkiye olarak önem verdiğimiz husus şu: YPG, PKK'nın bir parçasıdır ve PKK'dan açık bir şekilde destek almaktadır. Aynı şekilde özellikle Suriye-Türkiye sınır hassasiyeti dolayısıyla Nusaybin, Silopi, Cizre gibi doğrudan sınıra komşu veya Tel Abyad, Akçakale, Ceylanpınar gibi neredeyse şehirlerin ortadan bölündüğü konjonktürde Suriye'den Türkiye'ye dönük her türlü terörist sızmasını, her türlü silah aktarımını doğrudan Türkiye'ye dönük düşmanca bir tavır olarak telakki ettiğimizi Sayın Biden'la da paylaştım. Bu çerçevede de ortak çalışmalarımızın bütün terör örgütlerine karşı sürdürülmesinde fayda mülahaza ettiğimizi de paylaştık" diye konuştu.

Başika'daki Türkiye'nin eğitim kampı çerçevesindeki gelişmelerin de ele alındığını anlatan Davutoğlu, Irak'ta PKK'nın mevcudiyetinin, Türkiye'nin Irak'ta PKK ve DEAŞ'a karşı etkin bir mücadelede yer almasını gerekli kıldığını söyledi.

Davutoğlu, Türkiye'nin DEAŞ'a karşı verdiği aktif desteği göstermek için Musul'un kurtarılması yönünde bir eğitim kampı kurulduğunu dile getirerek, "Bunun Irak hükümeti tarafından yanlış yorumlanmasını, doğrusu uluslararası koalisyonun DEAŞ'a karşı yürüttüğü mücadele bağlamında da doğru görmüyoruz. Orada Türkiye, Irak'ın toprak bütünlüğüne, egemenliğine saygı çerçevesinde bulunmaktadır ve orada bulunuşumuzun tek hedefi vardır; DEAŞ'ın Musul'dan ve Türkiye'ye yakın mücavir bölgelerden uzaklaştırılması. Bu konuda da ABD ile perspektifimiz aynıdır. DEAŞ'ın Irak ve Suriye'deki etkisi kırılana kadar da Irak'ta ve Suriye'de halkın desteğine sahip meşru güçlerin kontrolü sağlamasına kadar da bu mücadelede birlikte çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

- "Türkiye'nin ulusal güvenlik kaygıları bellidir"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, terörle mücadele konusunda Türkiye içindeki gelişmeleri, PKK'ya karşı yürütülen mücadeleyi ve dayandığı temeli Biden'la detaylı olarak paylaştığını aktardı.

Türkiye'nin Çözüm Süreci ve daha önce Milli Birlik ve Kardeşlik Süreci ile "PKK'nın, silahlı bütün güçlerin Türkiye'den çıkması ve Türkiye'de demokratik meşruiyeti haiz güvenlik güçleri dışında hiçbir gücün bulunmaması"nı hedeflediğini belirten Davutoğlu, şöyle dedi:

"Bu noktada İngiltere'de de Almanya'da da İsviçre'de de muhataplarımla görüşlerimi paylaştım. Bütün dostlarımızın tabii kanaatlerini ele alırız, dinleriz, hep beraber bunları istişare ederiz, gerekli bilgileri veririz. Dost ve müttefik hiçbir ülkenin kendi sınırları içinde meşru, halka hesap veren hükümetin kontrolü güçler dışında hiçbir gücün silahlı olarak herhangi bir şehre, köye, kasabaya mayınlar döşemesini, hendek ve barikatlar kurmasını kabul edebileceğini düşünmüyorum. Bu noktada da açık bir surette görüşlerimizi paylaştık. ABD'de herhangi bir kasabada dahi bir El Kaide mevcudiyeti hendek ve barikat kursa veya başka bir yerde, Avrupa'da bir ülkede, ona karşı Türkiye'nin tutumu açık ve net olurdu. Biz aynı açık ve net tutumu, PKK'yı da terör örgütü gören ABD ve Avrupa Birliği üyesi ülkelerden görmekten memnuniyet duyuyoruz. Bu konuda da tutumumuz açıktır."

Davutoğlu, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın dün yaptığı görüşmelere değinerek, şunları söyledi:

"Türkiye demokratik bir ülke. Dostlarımız, müttefiklerimiz geldiğinde herkesle görüşmeler yapar, her görüşü dinler, bu konuda kendilerinin temaslarında hiçbir olağanüstülük görmüyoruz ama tabii beklentimiz ve talebimiz şudur ki, bu resmi bütün olarak görmek, sadece tek bir boyutuyla değil, bütün boyutlarıyla bu resmi görmek. Kendisiyle de bugün özellikle terörle verdiğimiz mücadele konusunda bütün mücadelenin arka planını ve PKK'nın Türkiye'de, Suriye'de ve Irak'ta yapmakta olduğu faaliyetlerin, terör faaliyetlerinin sadece Türkiye'nin güvenliğini değil, bölge güvenliğini de tehdit etmekte olduğu konusundaki kanaatlerimizi paylaştık, çok dostça, samimi bir görüşme cereyan etti. Türkiye'nin ulusal güvenlik kaygıları bellidir. ABD'nin dost ve stratejik bir müttefik olarak bu kaygıları doğru anlaması bizim için önemlidir. PKK bizim için DEAŞ gibi terör örgütüdür. YPG, PKK ile olan doğrudan özdeşliği dolayısıyla Suriye'de Türkiye'ye gittikçe artan bir tehdit haline dönüşmektedir. Türkiye içinde de teröre karşı verdiğimiz mücadele son silahlı unsur silahını bırakana veya Türkiye'yi terk edene kadar da sürecektir. Aynı zamanda Türkiye'de demokratik hukuk devleti kuralları, demokratik haklar, insan hak ve özgürlükleri de dikkatle ve özenle korunacaktır."

- "ABD kritik bir rol oynayacak"

Başbakan Davutoğlu, yemekte Biden ile Kıbrıs konusunu biraz daha detaylı ele alacaklarını belirterek, "Ben kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum. Adaya yaptığı ziyaretle Kıbrıs barış görüşmelerine çok ciddi bir katkı sağladılar, her iki tarafla da görüşerek. Ümit ederiz, önümüzdeki günlerde, haftalarda ve aylarda Kıbrıs'a kalıcı bir çözüm buluruz. Burada ABD kritik bir rol oynayacaktır. Sayın Biden'ın doğrudan katkısını bir kez daha teşekkürle karşılayacağız. Çok verimli ve güzel görüşmeler için ekibine ve kendilerine teşekkür ediyorum. Tekrar ülkemize hoş geldiniz diyorum" dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber