Milli Eğitimde Devrim yaptık

Kaynak : Bugün
Haber Giriş : 16 Kasım 2006 07:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Bakan Hüseyin Çelik, Türk Milli Eğitimi'ndeki gelişmeleri BUGÜN'e değerlendirdi: 10 milyar sayfalık sanal kütüphaneyi Şemdinli'den İpsala'ya, Sinop'tan Anamur'a kadar bütün okullarımıza yaygınlaştırdık.

Bu, eğitim açısından büyük bir devrimdir

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Türkiye'yi teknolojiyle buluşturma adımının AK Parti Hükümeti döneminde büyük ivme kazandığını belirterek, internet hizmetinin öğrencilerin yüzde 90'ına ulaştığını söyledi. Çelik, "Bütün okullara geniş bant internet bağlantısı yapılması, dünyanın en büyük sanal kütüphanesi olan 10 milyar sayfalık internetin Şemdinli'den İpsala'ya, Sinop'tan Anamur'a kadar yaygınlaştırılmış olması eğitim açısından büyük bir devrimdir" dedi. AB İlerleme Raporu'nda en az eleştirilen bölümün Milli Eğitim olduğunu belirten Çelik, 17. Milli Eğitim Şûrası'nın yapıldığı bu günlerde eğitim alanındaki gelişmeleri BUGÜN'e değerlendirdi. n7 yıl aradan sonra ilk kez Milli Eğitim Şûrası toplanıyor. Şûraların milli eğitim politikaları açısından önemi nedir? Bildiğiniz gibi Milli Eğitim Şûraları 1939'dan beri yapılmaktadır. Milli Eğitim'in hedeflerinin ve temel politikalarının geniş bir katılımla belirlendiği, tartışıldığı ve bakanlığa tavsiyelerin ortaya çıktığı, danışma merci niteliği taşıyan şûraları çok önemsiyoruz. Milli İstiklal Savaşımız esnasında Ankara'da top sesleri duyulurken, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından Maarif Kongresi'nin toplanmış olması, şartlar ne olursa olsun toplumumuzun en önemli ve öncelikli meselesinin eğitim olduğunu bize öğretmiştir. Büyük Atatürk'ün açmış olduğu bu yolda bizler de emin adımlarla istikbale doğru yürüyoruz..

İSTİKBAL MÜCADELESİ

Maarif Kongresi bir dönüm noktası mıydı? Büyük Atatürk Maarif Kongresi'ni yaparak, istiklal mücadelesi ile birlikte bizim istikbal mücadelemiz olan, yani Türk toplumunun, Türk devletinin, Türk milletinin geleceğini tayin edecek olan eğitimi de savaş şartlarında gündeminin başına koymuştur. O gün bugündür eğitim alanında çok büyük ilerlemeler kaydedildi. Cumhuriyet tarihimiz eğitimde katettiğimiz gelişme bakımından başarılarla doludur. Türkiye Cumhuriyeti devleti şu anda, 1901'de açılmış olan bir tek Darülfünun'dan 92 adet üniversiteye, çok sınırlı sayıdaki okuldan 60 bin okula ulaşmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı adeta devletin yarısını teşkil etmektedir. Memurların yüzde 50'sini bünyesinde bulundurmaktadır. 3 sınıflı köy ilköğretim okullarından 8 yıllık zorunlu eğitime ulaşan Türkiye, şimdi 12 yıllık zorunlu eğitimin çalışmalarını yapmaktadır. Katettiğimiz gelişmeleri küçümsemek gibi bir hakkımız yoktur. Geldiğimiz noktayı taktir etmeliyiz ancak bununla yetinmek gibi bir duruşumuz olamaz. nEğitimde ulaşmak istediğiniz nokta neresi? Bunun için tek başına bakanlığınızın yeterli olacağını düşünüyor musunuz? İyi, daha iyinin düşmanıdır, en iyi daha iyinin düşmanıdır. Bizim ulaşmak istediğimiz hedef en iyi olandır. Biz en iyiye ulaşmak için hedeflerini belirlemiş bir devletiz. Büyük Atatürk'ün gösterdiği çağdaş medeniyet seviyesinin üzerine çıkabilmek için sözle, sloganla değil; eylemle, icraatımızla buraya ulaşabilmek için tek başına Milli Eğitim Bakanı olarak benim, bürokratlarımızın, bakanlığımızın çalışması, gayreti, düşünmesi tabi ki yeterli değildir. Eğitim bir ülkenin tamamını ilgilendiren bir alandır. Bizim paydaşlarımız 73 milyonluk Türk halkıdır. Çünkü anne babalar, iyi bir gelecek sağlamak için yavrularının üzerine titriyor. Bütün sanayicilerimiz, tüccarımız, esnafımız, sanatkarlarımız eğitimle doğrudan veya dolaylı olarak ilgilidir. İşçi ve işveren sendikalarımız, bütün bilim ve araştırma kurumlarımız, üniversitelerimiz bunların hepsi eğitimle ilgilidir. Bütün diğer bakanlıklar, kamuda nitelikli insan çalıştırmak için eğitimle ilgilidirler. Eğitim alanında kaygısı olan bütün sivil toplum örgütlerimiz bizim paydaşlarımız konumundadır. Ve biz o n - larla birlikte çalışmaktan, onların aklından yararlanmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. nTürkiye bilgi teknolojisinde dünyanın neresinde bulunuyor? İletişim teknolojisi açısından bugün dünyanın bir çok gelişmiş ülkesinin önündeyiz. Ancak bilgi iletişimi, bilgi teknolojisi açısından maalesef ülkemizin durumu çok iyi değil. Ama şükranla ifade etmeliyim ki, hükümetimiz döneminde bütün okullara öğrenci kitlemizin yüzde 90'ına ulaşmış durumdayız. Bütün okullara geniş bant internet bağlantısı yapılması, özellikle dünyanın en büyük sanal kütüphanesi olan 10 milyar sayfalık internetin Şemdinli'den İpsala'ya kadar Sinop'tan Anamur'a kadar yaygınlaştırılmış olması eğitim açısından büyük bir kazanım, büyük bir devrimdir. Okullarımızın bilgisayarlarla donatılması çok önemli bir merhaledir. Bütün bu yapılanlar yeterli değildir. Geldiğimiz noktayı yeterli bulursak yerimizde donup kalır, donuklaşırız.

AB'NİN EN AZ ELEŞTİRDİĞİ ALAN MİLLİ EĞİTİM SİSTEMİ

AB, ?Milli Eğitim" açısından bir engel mi? Hayır. Dikkat ederseniz, biz sadece AB sürecinde Türk Milli Eğitim sistemi demiyoruz. Küreselleşme sürecinde Milli Eğitim Sistemi'nden söz ediyoruz. AB'nin özellikle eğitim alanında üye veya aday ülkelere dağıttığı bir fırsat yoktur, ilkeler vardır. Prensipler, kriterler vardır. Çünkü ilk ve ortaöğretimin milli bir vasfı vardır. Bu milli vasfın korunması mutlaka gerekmektedir. Yükseköğretim daha evrenseldir. Biz müfredatımızı açıklarken bunu bayrak direği benzetmesiyle ortaya koyduk. Dedik ki; bayrak direğinin özellikle yere çakılı olan kısmının çok sağlam olması lazım. Yukarısı yükseköğretimdir, aşağıya doğru indikçe ilköğretime, okul öncesi eğitime inersiniz. Yukarıda savrulma ve sallanma çok fazla olabilir. Ama milli alanda çocuklarımızın ayağı bu ülkenin topraklarına çok sıkı basmak zorundadır. Büyük düşünürümüz Mevlana'nın ifade ettiği gibi; ?pergel niçin daima çok düzgün daireler çizer. Çünkü bir ayağı daima sabittir de onun için.." Nesillerimizin bir ayağı bu ülkenin milli değerlerine basacak, bu ülkenin hassasiyetleri üzerinde olacak. Cumhuriyetin temel ilkeleri üzerinde olacak. Atatürk ilke ve inkılapları üzerinde olacak. Ama yavrularımızın, gençlerimizin antenleri dünyaya açık olacak, küresel bir dünyada yaşadığımızın da farkında olacaklar. nEğitimdeki gelişmeler AB'de nasıl yankı buluyor? İlerleme Raporu'nda Türkiye'nin son 3-4 yılda kaydettiği gelişme taktir ile ifade edilmektedir. Milli Eğitim sistemimiz raporda en az eleştiri alan alandır. Kendimizi sadece AB ile sınırlamıyoruz. Bal yapan bir arı nasıl ki binbir dağ çiçeğinden bal özü toplayarak bal yapıyorsa, biz de dünyanın birikiminden yararlanmak zorundayız. Milli Eğitim sistemimizi sadece AB'nin kurallarına, ilkelerine hasretmiyoruz.

HATAMIZI GÖSTERENE MÜTEŞEKKİR OLURUZ

İcraatlarınıza yönelik iltifatlar ya da eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz? Çözüme katkı sağlamayanlar eğer sadece eleştiriyorlarsa sorunun bir parçası haline gelirler. İyi niyetlerle, ülkemiz adına gelecek nesillerimiz adına, daha iyiye ulaşma açısından yapılacak olan eleştiriler çok saygıdeğer eleştirilerdir. Bizim hatalarımız, yanlışlarımız adeta sırtımızdaki akreplerdir. Bize bu akrepleri gösterenlere biz sadece müteşekkir oluruz. Ancak, eleştirerek yanlışları göstermenin yanında, taktir etmek, tebrik etmek, teşvik etmek de entelektüel insanın sahip olması gereken hasletlerdir. Marifet iltifata tabidir. Yapılan iyi şeylerde bunun iyi olduğunu bize söyleyenler bizi teşvik ederler, bize katkı sağlamış olurlar. Ama hata varsa bu hatalarımızı gösteren dostlara da biz şüphesiz ki müteşekkir oluruz. Bu kadar büyük camiada 20 milyonluk bir öğrenci kitlesinde, 1 milyona yakın personel kitlesi içerisinde yanlışlığın, aksaklığın olmaması mümkün değildir. İnsanın olduğu her yerde, insanlığın olduğu her yerde başarılar vardır, başarısızlıklar vardır. Hatalar ve sevaplar vardır. Bunların birlikte ele alınıp değerlendirilmesi şüphesiz ki bizim beklentilerimiz arasındadır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber