Eğitim şûrasında konuşulanlar katsayı kararının gölgesinde kaldı

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 19 Kasım 2006 06:30, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Ankara'da 5 gün devam eden Milli Eğitim Şûrası önemli kararlara imza attı; ancak ideolojik yaklaşımlar ve tartışmalar sebebiyle şûra kararları gölgelenmeye çalışılıyor.

Tartışmaların odağındaki konu Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) şûrayı demokratik yolla oluşturmadığı ve şûra genel kurulunu 'parti kongresi'ne dönüştürdüğü yönündeydi.

Şûrada özellikle Öğrenci Seçme Sınavı'nda (ÖSS) meslek liselerine uygulanan katsayı adaletsizliğinin vurgulanmasını bazı kesimler sadece imam hatip liselerine indirgedi ve tartışmalar imam hatip üzerinden yapıldı. Oysa alınan kararlar bugün neredeyse bitme noktasına gelen tüm meslek lisesi öğrencilerini ilgilendiriyordu. Ortaöğretim Kurumları Sınavı'nın (OKS) kaldırılması, okulöncesi eğitimin zorunlu yapılması gibi önemli kararlar görülmedi. Şûrayı imam hatip tartışmalarına taşıyanlar ve bu iddiayı ileri sürenler genellikle Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri, sol görüşleriyle öne çıkan KESK'e bağlı Eğitim-Sen, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği üyeleri ve bazı gazetecilerdi. Şûranın demokratik bir platform olmadığını herkes önceden biliyordu. Çünkü şûranın bir yönetmeliği var ve bu yönetmeliğe göre şûrada kimlerin görev yapacağı önceden belli. Türkiye'nin halen de tartıştığı 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitim kararının alındığı 15. Milli Eğitim Şûrası da böyle yapıldı.

Şûrada kimler görev yaptı?

Milli Eğitim Şûrası'nda çoğunlukla bakanlık bürokratlarının görev alması, alınan kararları gölgelemek adına eleştirildi; ancak bu durum şimdi ortaya çıkmış bir uygulama değil. Çünkü şûrada kimlerin görev yapacağı yönetmeliklerle belirlenmiş. 1995 yılında çıkan yönetmelik bugüne kadar 2 kez değişikliğe uğradıysa da katılımcılar açısından fazla değişiklik yapılmadı. Buna göre şûranın başkanı ve tabii üyesi Milli Eğitim bakanı.

Bakanlık bürokratları tabii üyeler arasında. Ancak yüzde 36'lık katılım oranı ile MEB bürokratları son 5 şûranın en az katılımcıları arasında. Çünkü diğer katılımcı üyeler arasında Yükseköğretim Kurulu (YÖK) üyeleri, ÖSYM başkanı, üniversite rektörleri, fakülte dekanları, askerî okul temsilcileri, sivil toplum kuruluşları, eğitim sendikaları, belediye başkanları, muhtarlar, öğrenciler, öğretmenler, veliler vs. yer alıyor. Üye profiline bakıldığında şûranın objektif kriterlere göre şekillendiği anlaşılıyor. Ancak bu yıl YÖK üyelerinin çoğunlukla şûraya katılmaması, ilk günkü açılış dışında üniversite rektörlerinin ve dekanların şûraya katkı vermemesi dikkat çekti. Üstelik şûranın genel kurul çalışmasına hazırlık amacıyla 1 yıldır illerde ve bölgelerde çalışmalar yapılıyor.

Bir yıldan bu yana bütün illerde kurulan komisyonlarda benzer üye dağılımları ile raporlar oluşturuluyor. Bin 300 civarında uzmanın yaptığı çalışma şûra öncesi birikim oluşturuyor. Aralarında YÖK uzmanları, rektörler, dekanlar, öğretim üyelerinin de bulunduğu şûranın ön hazırlık komisyonunda mesleki ve teknik eğitim programlarından mezun olanların ortaöğretimde almış oldukları mesleki eğitimin devamı niteliğindeki lisans programlarına girebilmelerine imkan tanınması yönünde karar alınmasına rağmen, genel kurulda bu tarz bir maddenin onaylanmasının tartışılması anlamsızlaşıyor.

Eğitim-Sen Başkanı Dinçer, şov yaptı

Milli Eğitim Şûrası'nda en çok sesi çıkanlardan biri, sol görüşlü Eğitim Sendikası'nın başkanı Alaaddin Dinçer oldu. 'Toplantıları terk ediyorum, şûrayı tanımıyorum.' açıklamaları ile her gün medyada boy gösteren Dinçer, genel kurulda kendisine 3 dakikalık söz verildiği halde 8 dakika konuştu. Her konuya itiraz eden Dinçer, şûrada şov yaptı. CHP Milletvekili Mustafa Gazalcı ile Atatürkçü Düşünce Derneği üyesi Gülsün Kaya da sürekli muhalefet etti.

Kararlar MEB'in elini güçlendiriyor

Atatürk'ün, İstiklal Savaşı sürerken 1921 yılında topladığı 1. Maarif Kongresi'ni sonraki yıllar 3 kez yapılan Heyet-i İlmiye toplantıları izlemiş, daha sonra da bu toplantılar şûraya dönüşmüş. Milli Eğitim Şûrası 1939 yılından beri yapılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın en büyük danışma kurulu olan bu organ, Türk eğitim sistemini geliştirmek ve niteliğini yükseltmek için kararlar alıyor, çalışmalar yapıyor. Şûranın aldığı kararlar kanun değil; ama MEB'in elini güçlendiriyor. Bugüne kadar alınmış yüzlerce karar hâlâ uygulanmayı bekliyor. Komisyon çalışmaları sırasında konuştuğumuz Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, "Şûra kararları neticede tavsiye niteliğinde, ama önemli kararlar. Biliyorsunuz Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararları bile tavsiye niteliğindedir. Bu yüzden bakacağız, uygulanabilir olanlarını zaman içinde hayata geçireceğiz." dedi.

Okulöncesi eğitim masaya yatırıldı

17. Milli Eğitim Şûrası'nın gündem maddeleri 1 yıl öncesinden belliydi. Çünkü hazırlıklar o zaman başlamıştı. Şurada iki konu tartışılacaktı. Bunlar: "Türk Millî Eğitim Sisteminde Kademeler Arası Geçişler, Yönlendirme ve Sınav Sistemi ile Küreselleşme ve AB Sürecinde Türk Eğitim Sistemi." 5 gün boyunca yapılan çalışmalar sadece meslek liselerine üniversiteye girişte uygulanan katsayının kaldırılması üzerine yoğunlaşmış gibi gösterildi. Ancak şûrada sadece katsayı konuşulmadı. Engelli çocukların sorunlarından okulöncesi eğitimin zorunlu olmasına Ortaöğretim Kurumları Sınavı'nın (OKS) kaldırılmasından 12 yıllık zorunlu eğitime geçilmesine hız verilmesine, öğretmenlerin özlük sorunlarından sınav odaklı eğitim sistemine kadar bir dizi çok önemli kararlar alındı. Ancak bu kararlar 'katsayı' tartışmalarının gölgesinde kaldı ve sanki 'şûrada katsayıdan başka konu görüşülmedi, eğitimin sorunları şûrada hiç gündeme gelmedi' havası oluşturuldu. Gerçi şûranın gündemi 'Küreselleşme ve AB sürecinde Türk eğitim sistemi; kademeler arası geçişler, yönlendirme ve sınav sistemi' olduğu için bu gündem üzerinde yoğunlaşıldı, ancak eğitimin diğer sorunlarına da temas edildi.

Şûranın 'Ortaöğretim ve ÖSS' alt komisyonunda ÖSS'ye girişte yaşanan sorunlar masaya yatırıldı. Alt komisyondan 'katsayı tamamen kalksın, herkes istediği yere çözdüğü sorular karşılığında aldığı puanla gitsin' yönünde karar çıktı. 66'ya karşı 4 oyla kabul edilen kararı bazı kesimler içine sindiremedi. Ertesi gün 'imam hatiplerin önü açıldı' haberleri altında toplanan şûra genel kurulunda ise 'uzlaşmacı ve bir orta yol' bulundu, katsayı kararı yumuşatıldı, liselerde belirlenecek sözel, sayısal ve eşit ağırlıklı alanlarına göre öğrencilerin üniversiteye gitmesi yönünde karar alındı.

17. Milli Eğitim Şûrası'nda alınan önemli kararlardan bazıları şöyle:

İlköğretim 8. sınıfın sonunda yapılan OKS kaldırılmalı; bunun yerine öğrenci başarısının zihinsel ve sosyal gelişimlerinin izlenmesine yönelik rehberlik hizmetlerine, öğretmenler kurulu ile ailelerin kararına dayalı bir yöneltmeye ağırlık verilmeli.

Liselerin sonunda bitirme sınavı anlamında olgunluk sınavı düzenlenmeli.

Liseler, 'akademik, mesleki ve teknik ile açıköğretim' liseleri olarak 3'e indirilmeli.

Okulöncesi eğitimin 60-72 aylık çocukları kapsayan bölümü zorunlu hale getirilmeli.

İlköğretimin ilk 3 sınıfında not ve karne verilmemeli, çocukların davranışları değerlendirilmeli.

Özel sektörün eğitime yatırım yapması özendirilmeli ve özel sektörden hizmet satın alınması sağlanmalı.

Mesleki eğitimi seçen öğrenciler ilgili kurumlarca ekonomik ve sosyal yönden desteklenmeli.

Üstün zekalı çocukların eğitimi ve istihdamı konularında politikalar oluşturulmalı.

Belediyeler, il özel idareleri, kamu iktisadi teşekkülleri, vakıflar ve diğer müteşebbislerin okulöncesi eğitim kurumları açmaları teşvik edilmeli ve bu kurumlar desteklenmeli.

Yöneltme 4, 5, 6, 7 ve 8. sınıflarda, çocuğu ve meslekleri tanımaya yönelik olarak ailelerle işbirliği içinde yapılmalı.

Sınıf öğretmenliği 1, 2, ve 3, sınıflara kadar olmalı, 4, ve 5, sınıflara branş öğretmenleri verilmeli.

İlköğretimde seçmeli ders sayısı artırılmalı.

Medya, sadece imam hatip penceresinden baktı

Medya, Milli Eğitim Şûrası'nda alt komisyon tarafından alınan katsayı kararına odaklandı. Bütün meslek ve teknik liseler için üniversiteye girişte kolaylık getirecek karar 'imam hatip liselerine öğretmenlik yolu', 'imam vali geliyor' gibi kışkırtıcı başlıklarla verildi. Haberlerde, şûrada 5 gün boyunca konuşulan milyonlarca öğrenci ve öğretmeni ilgilendiren diğer konulara yer verilmedi. Milliyet Gazetesi yazarı Abbas Güçlü de meslek lisesi öğrencilerinin aldıkları dersin ağırlığına göre alan belirlenmesi ve alanlarında ÖSS'ye gitmeleri ile ilgili önergeye destek verdi. Bakanlığa teşekkür etti; ancak ertesi gün bazı gazeteler imam hatiplere valilik, kaymakamlık yolunun açıldığı haberlerini görünce toplantıyı izlemedi.

Gazeteler, Milli Eğitim Şûrası'nı ilk sayfalarına böyle taşıdı

Hürriyet: 'İmam' vali ve öğretmen yolda Şûra, siyasete alet edilmesin

Milliyet: İmam hatipliye öğretmenlik yolu

TÜSİAD: Eğitim Şûrası siyasete alet edilmesin

Sabah İmam hatip ile genel lise eşit

Vatan: Yazık bize (Üst başlık 'Bizimkilerin tek derdi imam hatiplileri üniversiteye nasıl sokarız')

Radikal: İmam-hatip inadı bitmek bilmiyor Eğitimin katsayıdan başka derdi yok mu?

Cumhuriyet: AKP yalnız kaldı

Şûra siyasete alet edildi

Eski YÖK Başkanı Gürüz: Dinî eğitim şûrası

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber