YÖK tasarısı sanki son bahara kaldı gibi
Bakanlar Kurulu dünkü toplantısında veto edilen YÖK yasasını görüştü. Alınan karara ilişkin açıklama bugün Başbakan Erdoğan tarafından yapılacak. Hükümetin, yasayı soğutmaya bırakacağı belirtiliyor.
Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu`nda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarının ardından, gazetecilerin sorularını yanıtladı.YÖK Yasası ile ilgili Hükümet olarak bir eğilim belirleyip, belirlemedikleri, tasarıyı Cumhurbaşkanı`na geri gönderip, göndermeyeceklerine ilişkin bir soru üzerine Çiçek, bugünkü toplantının ardından bu akşam AK Parti MYK toplantısında da konunun değerlendirileceğini ifade etti.
Çiçek, ``Parti ile birlikte değerlendirdikten sonra Sayın Başbakan`ın açıklaması daha uygun olacaktır. Netice itibariyle bugünkü iktidar, partiye dayalı iktidardır. Parti`nin Başkanlık Divanı`nda, Parlamento`da milletvekili olan arkadaşlarımızdır. Bütünlük içerisinde bu değerlendirmeyi yaptıktan sonra Başbakan Grup Toplantısı`nda konuyla ilgili açıklama yapacaktır`` dedi.
Bakan Çiçek, bir gazetecinin, ``Hükümette bir oybirliği olmadığınıanlayabilir miyiz?`` sorusunu yanıtlarken, ``Hayır, anlayamazsınız. Mefhumu muhaliften bir sonuca varmak her zaman mümkün değildir. Hatta doğru sonuca varmak her zaman mümkün değildir`` diye konuştu. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer`in YÖK Yasası`nı iade gerekçelerini Bakanlar Kurulu`nun nasıl değerlendirdiği sorusunu Çiçek, şöyle yanıtladı:
``Türkiye Anayasası, kuralları olan bir ülkedir. Hükümet bir tasarı sevk eder, bu tasarı kendince doğrudur. Bir başkası bunu yanlış bulabilir. Bunu Parlamento değerlendirir, Parlamento bu konudaki kararını verdikten sonra bunu değerlendirecek başka da anayasal kurumlar, kuruluşlar vardır. Mühim olan şunun göz ardı edilmemesidir: Türkiye`de işleyen bir demokrasi var, işleyen bir devlet var ve devletin kurumları da çalışıyor. Bu kurumların çalışmasını kolaylaştırmak ya da kararlarını beklemek yerine daha işin başlangıcında gürültü kopararak, Türkiye`de bir gerginlik meydana getirmek yanlıştır. İnşallah bu son gürültü, patırtı olur. Niye, çünkü işleyen bir demokrasi var. Türkiye, demokratik bir ülkedir ve AB`ye gireceğiz diyoruz. Dünyanın en ayrıntılı Anayasası bizim Anayasamızdır. Burada her şey çok açık ve net bir şekilde belliyken sanki anayasal kurumlar devrede değil, görevlerini yapmıyormuş gibi hemencecik bir başka üslup içerisinde ya da bundan yola çıkarak, bir kısım gerginlikler meydana getirmek bence doğru değil. Bu gerekçelere katılırız, katılmayız... Ben şahsen katılmıyorum. Net ifade edeyim, birçok eksiklikler var``
-``EN ÖNCELİKLİ PROBLEM EĞİTİM``-
Türkiye`de bir eğitim problemi bulunduğunu, üstelik bunun Türkiye`nin en öncelikli, en temel problemi olduğunu belirten Çiçek, şöyle devam etti: ``Bunun üzerini örtmek suretiyle Türkiye bir yere varamaz.
Türkiye, bugünkü eğitim sistemiyle mesleksizler toplumu haline geliyor. Her sene milyonlarca insan üniversite kapısına dayanıyor. Türkiye`de eğitim çöktü, çökmek üzeredir. Bunu kimse göz ardı edemez, meseleyi bir yerde tutmak, dondurmak, keşke eğitim probleminin çözümüne katkı sağlamış olsaydı. Türkiye`nin karşılaştığımız her probleminin temelinde eğitim problemi yatıyor. Eğer Türkiye eğitim problemini çözemezse birçok problemi de çözemeyecek demektir``
Çiçek, Türkiye`de din eğitimi probleminin de bulunduğunu belirterek, Anayasa`nın 24`üncü maddesinin açık olduğunu söyledi. İsteğe bağlı din eğitimi verecek İmam Hatip Okulları dışında hiç bir devlet kurumu olmadığını ifade eden Çiçek, bu konunun da oturulup, düşünülmesi gerektiğini kaydetti.
Bakan Çiçek, YÖK Yasası`nın geri gönderilmesi ve iade gerekçeleriyle ilgili olarak, ``Sadece iade gerekçesini dikkate almak değil, meseleye bir bütünlük içerisinde, sağduyu ile aklıselimle, ideolojik kamplaşmalara, kutuplaşmalara, kavgalara sebebiyet vermeden,gerçekleri olduğu gibi kabul etmemize bağlıdır. Bunu kabul edebilirsek Türkiye bu eşikleri, sınırları aşacak, önü açılacaktır`` diye konuştu.
-``KURALLARIN BELLİ OLDUĞU YERDE KARIŞIKLIK OLMAZ``-
Çiçek, ÖSS`ye az bir süre kaldığını anımsatarak, kafa karışıklıklarını önlemek bakımından üniversitelere girişteki katsayı sorununun çözümünün ertelenmesi gibi bir durumun söz konusu olup, olmadığını soran gazeteciye, ``Kuralların belli olduğu bir yerde, hiçbir yerde karışıklık olmaz. Kuralları görmezlikten geldiğimiz için karışıklıklar oluyor. Dünyanın en teferruatlı Anayasası olan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası`nda herkesin neyi, ne zaman, nasıl, hangi yetkiyle yapacağı bellidir. Biz kurallar çerçevesinde değil, daha çok ideolojiler açısından meseleye baktığımız için bu sıkıntılar meydana geliyor`` karşılığını verdi.
Bir gazetecinin, ``(Türkiye`de işleyen bir demokrasi var, işleyen bir devlet var ve devletin kurumları da çalışıyor. Bu kurumların çalışmasını kolaylaştırmak ya da kararlarını beklemek yerine daha işin başlangıcında gürültü kopararak, Türkiye`de bir gerginlik meydana getirmek yanlıştır) sözlerinin hedefi Cumhurbaşkanı ve muhalefet mi?``, sorusunu yanıtlarken de, ``Yok, sokaklarda yürüyenler de oldu. Hatırlarsanız...`` diye konuştu.
haber7.com