Erdoğan: Bıçak kemiğe dayandı ve hakkımıza girildi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Son günlerde bize uzatılan hiçbir dostluk elini havada bırakmadığımızı sizler de görüyorsunuz. Meseleleri diyalogla, suhuletle çözmek isteyenlere karşı biz de müspet bir tavır sergiliyoruz. Konuşmak, müzakere etmek elbette kıymetlidir ama biz asıl neticeye bakarız. Asıl uygulamaya bakarız, asıl sahada ne olup bittiğine bakarız. Hem müzakere ederiz hem de operasyonlarımızı sürdürürüz. Bu süreçte kendine çekidüzen vermesi, yaptıklarını sigaya çekmesi gerekenler karşımızdakilerdir.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 18 Şubat 2018 16:22, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Erdoğan: Bıçak kemiğe dayandı ve hakkımıza girildi

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şimdi, PKK'sı da DEAŞ'ı da PYD'si de hepsi gömülmeye başladı. Biz ne dedik? 'Bunları açtıkları çukurlara gömeceğiz' dedik. Gömdük mü, gömdük. Gömmeye de devam edeceğiz. Ya buraları bırakıp gidecekler o kendilerine ellerini açanlara, veyahut da silahları gömecekler, üzerine de betonu atacaklar." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen Ankara 6. Olağan İl Kongresi'nde bir konuşma yaptı.

Ankara'nın 16 Nisan'daki halk oylamasında yüzde 49'luk "evet" oranıyla beklentilerinin altında kaldığını belirten Erdoğan, yeni dönemde Ankara'nın çok daha yüksek oranlarla AK Parti'nin kutlu yürüyüşüne destek olacağına inandığını ifade etti.

AK Parti'nin Ankara'da yerinde saymasını asla kabul edemeyeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Rabbim, bu ülkenin milleti, huzuru, geleceği için mücadele eden tüm güvenlik güçlerinin yardımcısı olsun. Her şehidimiz ve her gazimiz, bu toprakların vatanımız olduğunu tekrar tekrar tescil eden birer mühürdür." değerlendirmesini yaptı.

Arif Nihat Asya'nın, "Bir bayrak rüzgar bekliyor" adlı şiirinden, "Şehitler tepesi boş değil / Toprağını kahramanlar bekliyor / Ve bir bayrak / Dalgalanmak için rüzgar bekliyor..." dizelerini okuyan Erdoğan, Çanakkale'de, Sarıkamış'ta, Kut'ül Amare'de, Medine ve Kudüs müdafaalarında, Dumlupınar'da, Kıbrıs'ta, terörle mücadelede destan yazılan nice yerlerde ve 15 Temmuz gecesi tüm yurtta, Türk bayrağını dalgalandıran rüzgarı estirdiklerini belirtti.

Erdoğan, "Şimdi de kahraman askerlerimiz işte önce Fırat Kalkanı Harekatı'nda, şimdi de Zeytin Dalı Operasyonu'nda İdlip'te, Afrin'de, Kuzey Irak'taki operasyonlarda bayrağımızı dalgalandıran rüzgarı estiriyor." diye konuştu.

- "Ben iki Sabri tanıdım"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün akşam darbe girişimi sırasında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde vurulan 32 yaşındaki 15 Temmuz gazisi Sabri Gündüz'ü ziyaret ettiğini anımsatarak, 46 kez ameliyat edilen Gündüz'ün Salı günü tekrar ameliyat edilerek, bacağının dizden altının kesileceğini bildirdi.

Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Ben iki Sabri tanıdım. Birisi bu Sabri, ayağı kesiliyor. Diğeri kendini tankın altına atan Sabri. Onu da çok ameliyat ettiler. Yurt dışına gönderdik, dil tahsili yapıyor. İnşallah ilahiyattan da bilgisayar, bilişim teknolojisi, bu alanda insan olurmuş bunu görecekler. Çok vasıflı, kaliteli. O yürekler var ya o yürekler. Böyle gençler olduktan sonra birileri kalkıyor diyor ki 'Gençlik şöyle, gençlik böyle.' Evelallah bizim gençliğimiz dimdik ayakta. Durmak yok, kapı kapı üniversitelerdeki arkadaşlarınızdan tutun, liselerdeki gençlere varıncaya kadar ayırt etmeksizin hepsini kucaklamaya, toplamaya, hepsiyle AK çatı altında birlikte yola devam etmeye var mısınız? Gençler, inşallah nerede ihtiyaç varsa bu kutlu bayrağı dalgalandıracak rüzgarın eseceğinden kimsenin şüphesi olmasın. Unutulmasın ki bu rüzgar kimi zaman meltem olur eser, kimi zaman da fırtına olur yıkar geçer."

Erdoğan, AK Parti Gençlik Kolları ve AK Parti Kadın Kolları üyeleri ile gurur duyduklarını belirtti.

- "Milletle kucaklaşıyoruz"

İl kongreleri vesilesiyle ülkenin dört bir yanında şehirleri ziyaret ettiğini, milletle kucaklaştığını belirterek, ülkenin her köşesinde kendilerini sevgiyle bağrına basan tüm millete şükranlarını sunan Erdoğan, "Milletimizin AK Parti'ye ve şahsımıza olan muhabbetinin kara kaşımıza kara gözümüze olan hayranlığından kaynaklanmadığını elbette biliyoruz. Bugün milletimiz bize kendisinin ve evlatlarının özgür ve müreffeh geleceğini gördüğü için böylesine güçlü bir destek veriyor." değerlendirmesini yaptı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden haksız, hukuksuz, adaletsiz bir şekilde alınıp, cezaevine gönderildiğinde kendisini on binlerin cezaevine uğurladığını kaydeden Erdoğan, "İşte o gün bize sahip çıkanların gözünde şahit olduğum samimiyeti bugünlerde gittiğimiz illerde bizi muhabbetle bağrına basan kardeşlerimizde bir kez daha müşahede ediyorum." dedi.

Vatandaşların tamamının, Türkiye'nin verdiği mücadelenin anlamının ve öneminin farkında olduğunu ifade eden Erdoğan, milletin, devletine, yöneticilerine olan teveccühünü çok açık net gördüklerini aktardı.

- "Hem müzakere ederiz hem de sahadaki operasyonlarımızı sürdürürüz"

Türk milletinin bu desteğinden aldıkları güçle karşısındakilerin ne yaptığına, ne dediğine değil, kendi hedeflerinin ne olduğuna baktıklarını ve bu doğrultuda yürüdüklerini ifade eden Erdoğan, "Bize dostluk gösterene, yüreğimiz de kollarımız da açıktır. Bize husumet besleyenin, istiklalimizi ve istikbalimizi tehdit edenin ise ne kimliğine ne cesametine bakarız. Allah'ın yardımı, milletimizin cesareti, dostlarımızın duasıyla da ezer geçeriz, hiç bu işin şakası yok." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Son günlerde bize uzatılan hiçbir dostluk elini havada bırakmadığımızı sizler de görüyorsunuz. Meseleleri diyalogla, suhulet ve aklıselimle çözmek isteyenlere karşı biz de müspet bir tavır sergiliyoruz. Ama şu gerçeği de hiç kimse aklından çıkarmamalıdır. Söz elbette önemlidir, değerlidir; konuşmak müzakere etmek belirli konularda anlaşmak elbette kıymetlidir. Fakat biz asıl neticeye bakarız, asıl uygulamaya bakarız, asıl sahada ne olup bittiğine bakarız. Yani hem müzakere ederiz hem de sahadaki operasyonlarımızı sürdürürüz. Çünkü bizim hiçbir operasyonumuz, hiçbir talebimiz meşruiyet sınırlarının dışında değildir. Sadece haklı olduğumuz konularda söz söylüyor, adım atıyoruz. Dolayısıyla bu süreçte kendine çekidüzen vermesi, yaptıklarını sigaya çekmesi, eksiklerini tamamlayıp yanlışlarını düzeltmesi gerekenler karşımızdakilerdir. Bu ilişkilerde karşılıklı bazı küçük jestler, elbette mümkündür. Bir kez daha tekrarlıyorum, asıl hedeflerimizden, asıl iddialarımızdan, asıl beklentilerimizden verecek en küçük bir tavizimiz yoktur. Biz çiğ yemedik ki karnımız ağrısın. Biz dürüst davrandık."

- "Bıçak kemiğe dayandı ve hakkımıza girildi"

"Türkiye olarak kimsenin hakkına girmedik ki geri adım atalım, kimsenin verdiğimiz sözlerle yaptığımız işler arasında dağlar gibi farklar ortaya çıkmadı ki düzeltmeye gidelim. İşte Afrin'de sabır sabır sabır..." diyen Erdoğan, değerlendirmelerine şöyle devam etti:

"Obama döneminde Zeytinlik Harekatı olarak değerlendirilen o süreci Sayın Obama ile defalarca konuştuk. Ama hep aldatıldık. Bir değil, iki değil, üç değil, hep aldatıldık. Yaptık, yapıyoruz, yaptık yapıyoruz, geldik bu döneme. Olacaksa olacak, olmayacaksa kendi göbeğimizi kesmek zorundayız dedik. Niye? Oradan kalkıp da kendini bilmez PYD/YPG bu teröristler, kalkar bizim topraklarımıza eğer oralardan roketler atarlarsa oralarda bizim şehitlerimiz olursa biz kalkıp buna sabredemeyiz. İşte 100'e yakın şehidimiz oldu. Artık dedik ki bitti bu iş. Bıçak kemiğe dayandı ve hakkımıza girildi. Verilen sözler yerine getirilmedi, arkamızdan işler çevrildi. Dolayısıyla ülkemizden belli beklentiler içine girenler, önce bu yanlışları bir düzeltecekler ki bizden söz istesinler, bizden talepte bulunsunlar. İşte olmayınca biz ne yaptık. Bir gece ansızın oraya girdik."

Fırat Kalkanı Harekatı'nda 2 bin kilometrekarelik alanı kontrol altına aldıklarına işaret eden Erdoğan, şimdi orada o toprakların gerçek sahiplerinin oturduğunu belirterek, "Biz oturmuyoruz orada. O toprakların gerçek sahibi olanlar oturuyor. Bizim oralarda hevesimiz yok. Yeter ki sahipleri gelsin de oraya otursun." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi, PKK'sı da DEAŞ'ı da PYD'si de hepsi gömülmeye başladı. Biz ne dedik? 'Bunları açtıkları çukurlara gömeceğiz' dedik. Gömdük mü, gömdük. Gömmeye de devam edeceğiz. Ya buraları bırakıp gidecekler o kendilerine ellerini açanlara, veyahut da silahları gömecekler, üzerine de betonu atacaklar." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Bakanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kim ne derse desin, hiç bu yapılan ajitasyonlara falan bakmayın. Bazıları diyor ki 'Diplomatik hareket kabiliyeti kısıtlandı.' Hayır, tam tersine, masada ülkemiz yoksa, bölgemizle ilgili hiçbir konuda karar alınabilmesi mümkün değildir." dedi.

Erdoğan, Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen partisinin Ankara 6. Olağan İl Kongresi'ne katıldı.

Türkiye'nin samimi olarak gündemindeki meseleleri suhuletle, müzakereyle, diplomasiyle çözmekten yana olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Yeter ki bizim önümüzde böyle bir alan açılsın. Mesela, terör örgütleri desteklenmekten vazgeçilsin." diye konuştu.

Erdoğan, şunları kaydetti:

"Biz Amerika'ya dedik ki 'Gel, Rakka'ya biz beraber girelim, DEAŞ'a karşı beraber orada biz bu mücadeleyi verelim. Biz sizinle stratejik ortağız ama unutmayın siz terör örgütü PYD/YPG ile beraber hareket ederseniz, bir terör örgütü bir başka terör örgütüyle beraber yok edilmez. Dolayısıyla tarih sizi bununla anacaktır.' dedik kendilerine.

Onlara teslim edilen binlerce kamyon ve uçak dolusu silahlar, verilen eğitimler, sağlanan destekler inkar edilmesin ve bu politikadan da derhal vazgeçilsin. Artık bunların hepsini biliyoruz, hepsi artık kaydımızda. Hamdolsun bizim terör örgütlerinin her çeşidiyle baş edecek gücümüz, imkanımız, kabiliyetimiz var. Yeter ki terör örgütlerinin yanında hiçbir müttefikimizin askeri ve personeli olmasın.

Aynı şekilde ülkemizde işledikleri suçlar sebebiyle Avrupa'ya, Amerika'ya ve dünyanın diğer yerlerine giden teröristler korunmasın, kollanmasın. Bizden teröristleri isteyenler, kendilerindeki teröristleri acaba bize niye teslim etmiyorlar? Bunun hesabını versinler."

- "DEAŞ ile gerçek anlamda savaşan ve kazanan tek ülke Türkiye'dir"

Erdoğan, Türkiye'nin bin yıldır bu coğrafyada büyük tehditlerin üstesinden geldiğinin altını çizerek "Arkasındaki destekler çekildiği zaman bu terör örgütlerini tepelemek bizim için adeta leblebi-çekirdek kolaylığındadır. Bütün dünyayı titreten DEAŞ ile gerçek anlamda savaşan ve kazanan tek ülke Türkiye'dir." diye konuştu.

PKK'nın, dünyanın en cani terör örgütlerinden biri olduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"PKK'yı arkasındaki onca desteğe rağmen 34 yıldır yerden yere çalan, tüm oyunları, tüm senaryoları boşa çıkartan yine Türkiye'dir. Hatırlarsanız bir zamanlar ülkemizin diplomatlarını haince, alçakça şehit eden bir terör örgütü vardı, sonra bir anda sesi soluğu duyulmaz hale geldi, adeta ortadan yok oldu. Velhasıl, terör örgütlerini tepelemek bizim için vaka-i adiyedendir. Yeter ki birileri ayağımıza bağ olmasın.

Kardeşlerim... 'Sizin şer gördüklerinizde hayır, hayır gördüklerinizde şer olabilir ancak siz bilemezsiniz' buyuruyor. Son yıllarda ülkemizin üzerinde o kadar çok oyun oynandı, o kadar çok senaryo tedavüle sürüldü, o kadar çok sabrımız zorlandı ki anlatmakla bitmez. Peki ne oldu? Türkiye'nin toprak bütünlüğü mü zarar gördü? Hayır, tam tersine güvenlik hatlarımızı sınırlarımız ötesine taşıyoruz. Türkiye'nin toplumsal bütünlüğünde çatlak mı oluştu? Hayır, tam tersine milletimizin birliği, beraberliği, kardeşliği... Gördüğünüz gibi bir olduk, beraber olduk, iri olduk, diri olduk, kardeş olduk, Türkiye olduk.

Türkiye'nin ekonomisi mi dip yaptı? Hayır, tam tersine. Geçtiğimiz yıl tahminen yüzde 7,5 düzeyinde gerçekleşen büyümeyle tüm dünyaya parmak ısırttık."

- "Türkiye'yi siyaseten idare etmek bana aittir"

Göreve geldiklerinde Türkiye'nin IMF'ye olan borcunun 23,5 milyar dolar olduğunu anımsatan Erdoğan, "Bize akıl vermeye çalışıyorlardı, siyaseten bizi yönetmeye çalışıyorlardı. O son Davos macerasında biliyorsunuz, orada Strauss Kahn ile görüşme yapıyoruz. Kendisine bir şey söyledim. Dedim ki 'Siz bize verdiğiniz borcu, onu mu takip edeceksiniz yoksa siyaseten bizi mi idare edeceksiniz? Türkiye'yi siyaseten idare etmek bana aittir ama paranızı yönetecekseniz, buyurun paranızı yönetin.' Ve 23,5 milyar doları 2013'te bitirdik mi, bitirdik. Ondan sonra, çok manidardır, bizden 5 milyar avro borç istediler ve dedim ki 'Verelim'. Sonra baktılar ki Türkler ciddi, bu borcu istemekten de vazgeçtiler. Nereden nereye geldik." açıklamasında bulundu.

Erdoğan, Merkez Bankası'nın 27,5 milyar dolar olan döviz rezervinin şimdi 120 milyar dolara çıktığını söyledi.

İhracatın 36 milyar dolar olduğunu da hatırlatan Erdoğan, bu rakamın da 158 milyar doları aştığını bildirdi. Bunun daha da ilerleyeceğini ifade eden Erdoğan, "Kim ne derse desin, hiç bu yapılan ajitasyonlara falan bakmayın. Bazıları diyor ki 'Diplomatik hareket kabiliyeti kısıtlandı.' Hayır, tam tersine, masada ülkemiz yoksa, bölgemizle ilgili hiçbir konuda karar alınabilmesi mümkün değildir." dedi.

Türkiye'nin hedeflerinden sapmadığına dikkati çeken Erdoğan, "Hayır, tam tersine 2023 hedeflerimiz başta olmak üzere ülkemizin ve milletimizin aydınlık geleceği için belirlediğimiz tüm hedeflerimize çok daha büyük bir kararlılıkla sahip çıkıyoruz."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber