Malatya katliamı sanıklarının ?cep' görüşmeleri ortalığı karıştırdı

Kaynak : Akşam
Haber Giriş : 05 Aralık 2007 07:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Malatya katliamı sanıklarının ?cep' görüşmeleri ortalığı karıştırdı. Dosyaya giren numaraların sahipleri olan cumhuriyet savcısı, özel harekat görevlisi ve MHP il genel meclis üyesi ?Biz telefonlarımızı yakınlarımıza verdik. Görüşmeyi yapan onlar' dediler

Üç kişinin öldürüldüğü Malatya Zirve Yayınevi'ndeki katliamın sanıklarının telefon görüşmeleri kafaları karıştırdı. Sanıklardan ikisinin bir özel harekat görevlisi, bir savcı ve MHP il genel meclis üyesiyle yaptığı görüşmeler soru işaretlerine yol açtı.

SAVCIYA İNCELEME

Sanık Abuzer Yıldırım'ın, 8 Kasım 2006'da SMS göndererek iki kez haberleştiği cep telefonunun, kayıtlardaki sahibinin Kartal Cumhuriyet Savcısı R.H.B. çıkması, Adalet Bakanlığı'nı harekete geçirdi. Bakanlık savcı R.H.B. hakkında inceleme başlattı. İnceleme sonucunda soruşturma açılıp açılmayacağına karar verilecek.

Savcı R.H.B. ise dosyaya giren telefon numarasının kendi adına kayıtlı olduğunu, ancak sanık Abuzer Yıldırım'ı tanımadığını, Yıldırım'la hiçbir görüşme yapmadığını ve telefonun uzun süredir bir akrabası tarafından kullanıldığını ileri sürdü. Savcı R.H.B., ?Benim bu olaylarla en küçük ilişkim yok? dedi.

ABUZER, KARIMIN ARKADAŞI

Sanık Abuzer Yıldırım'ın, cinayetlerden iki ay önce Ankara'dan arandığı cep telefonu ise Ankara Özel Harekat Daire Başkanlığı'nda görevli C.K.B. adlı kadın polis çıktı. Telefonu açan ve kendisini Ankara'da görev yapan astsubay B. olarak tanıtan kişi, telefonun Özel Harekat Daire Başkanlığı'nda görevli ablası C. K. B.'nin adına kayıtlı olduğunu, ancak uzun süredir kendisi tarafından kullanıldığını söyledi. Sanık Abuzer Yıldırım'ı tanımadığını ve aramadığını belirten B. şunları söyledi: ?Kullandığım telefonun böyle bir olaya karışmasına inanamıyorum. Bir süredir ayrı yaşadığım ve boşanma sürecinde olduğum eşim Malatyalı. Lise arkadaşı olduğunu ifade ettiği Abuzer isimli kişiden birkaç kez söz etmişti. Benim olmadığım bir sırada o şahsı aramış olabilir.?

Tuhaf listede yok yok

MALATYA Cumhuriyet Savcılığı sanıkların son 6 ay içindeki 106 telefon görüşmesini saptadı. Ancak görüşme içeriği belirlenemedi. Sanıklar Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Hamit Çeker, Salih Gürler ve Cuma Özdemir'in, telefonla görüştükleri kişiler arasında, yabancı uyruklu olduğu sanılan S.A.J., muhafazakar içerikli kitaplar yazan C.A.İ., adresi askeri lojmanlarda görünen K.D., Yüksekova'da öğretmenlik yapan F.İ. de yer alıyor.

Görüşen MHP'lininkızıymış!

SANIK Emre Günaydın'ın, defalarca görüşme yaptığı cep telefonunun kayıtlarda sahibi görünen, Malatya MHP İl Genel Meclis Üyesi R. P. de, telefonun Günaydın'ın arkadaşı olan kızı tarafından kullanıldığını ileri sürdü. MHP Malatya İl Başkanı Ömer Ekici de ?R.P., savcılığa ifade verdi. Olayla hiçbir bağlantısının bulunmadığı ortaya çıktı ve hakkında takipsizlik kararı verildi. Arkadaşımız, Emre Günaydın'ı spor salonundan tanıyor. Ancak Günaydın'la yapılan görüşmeler kızına ait. Telefon R.P. adına kayıtlı ama kızı kullanıyormuş. Doğal olarak kızı görüşmüş.

Ersin BAL / ANKARA


Cinayetin bir numaralı sanığı Emre Günaydın, olaydan sonra balkondan atlayıp kaçmaya çalışırken ağır yaralanmıştı.

'Büyük abi' şüphesi bu kez Malatya'da

Veli SARIBOĞA SABAH

Üç Hıristiyan'ın öldürülmesiyle ilgili tutuklanan Salih Gürler, bir numaralı sanık Emre Günaydın'ın birileri tarafından kollanıp yönlendirildiğini iddia etti..

Malatya'da 18 Nisan günü Zirve Yayınevi'ne yapılan baskında Necati Aydın, Tilmann Geske ve Uğur Yüksel'in işkence yapılıp, boğazları kesilerek öldürülmesinin ardında yine 'büyük abi' şüphesi çıktı. 3 kişinin öldürüldüğü katliamın tutuklu sanıklarından Salih Gürler, bir ay sonra 18 Mayıs'ta kendi isteğiyle cezaevinde savcıya verdiği ek ifadesinde davanın bir numaralı sanığı Emre Günaydın'ın birileri tarafından kollanıp, yönlendirilmiş olabileceğini anlattı. Bu ifadeler Hrant Dink Suikasti'ndeki gibi cinayetin ardından 'büyük abi' olabileceği şüphesini doğururken dosyaya giren ve biri cumhuriyet savcısına, biri özel harekatta görevli kadın polise ait çıkan birinin ise adresi askeri lojman olarak görünen 3 telefonla yapılan görüşmeler de dikkat çekti.

BIÇAKLADI, SERBEST KALDI

Yayınevine düzenlenen baskından 2 ay önce Emre Günaydın'ın kız arkadaşının yanında gördüğü bir kişiyi bıçakladığını, birlikte karakola götürüldüklerini ancak Günaydın hakkında bir işlem yapılmadığını iddia eden Gürler'in, cezaevi müdürü odasında soruşturmayı yürüten savcıya verdiği ek ifadesinde o günü şöyle anlattığı ileri sürüldü: "Emre, kız arkadaşı Didem'in yanında bir kişiyi görünce bıçakla yaraladı. Ardından telefonla arayıp 'yurtta buluşalım' dedi. Cuma Özdemir, Hamit Çeker ve ben, Emre ile yurtta buluştuk.. Hamit'in üstü müsait olmadığı için Cuma, ben ve Emre, Sümer Karakolu'na gittik. Emre karakola girdi. Biz yolun karşısında durduk. Kapıda bir polisle görüştü. Çıkışta bize 'dosya kapandı adam beni tanımıyormuş' dedi. Kendisinin polis müdürleri, amirleri ile oturup kalktığını, bunların arkadaşı olduğunu söylüyordu. Bir kısmı bize hava atar gibiydi. Ama bu bıçaklama olayında karakolda Emre'ye bir şey yapılmadığını görünce sanki söyledikleri doğru gibi diye düşündüm."

'ALDIM' DEMEDİ 'ALINDI' DEDİ

Yine Salih Gürler'in, Emre Günaydın'ın talimatıyla Zirve Yayınevi'nin basılması eyleminin önce 20 Nisan'da yapılmasının planlandığını anlatarak, "Emre '20 Nisan'daki eylem 19 Nisan'a alındı' dedi. Kendisi de bize 'Aldım' demedi. 'Alındı' dedi. Bu konuşma benim dikkatimi çekmişti" dediği iddia ediliyor. Anlatımlarında Emre Günaydın'ı birilerinin yönlendirdiğini ima eden Gürler, ayrıca Günaydın'ın yurtta kaldığı dönemlerde ceplerinde 300 ila 350 YTL civarında paralar gördüğünü anlatarak "Kendisine 'baban sana 100 YTL harçlık veriyor. Bunlar nereden çıkıyor' diye sorduğumda bana 'gasp ediyorum' diyerek ayrıntı anlatmıyordu" dediği belirtiliyor.

Zanlıların telefon görüşmesi

Abuzer Yıldırım'ın görüştüğü cep telefonlarından birinin kayıtlarında ise Ankara Özel Harekât Dairesi'nde görevli kadın polis memurunun telefon numarasına rastlandı. Yıldırım'ın 8 Kasım 2006'da 2 kez kısa mesaj gönderdiği cep telefonu numarası, üzerine kayıtlı çıkan Cumhuriyet Savcısı hattı 5 yıldır Malatya'da yaşayan bir akrabasının kullandığını söyledi.

Bir numaralı abinin görüntüleri yok edildi

Ersan ATAR / ANKARA

Emre Günaydın'ın hastane odasındaki kamera görüntüleri teknik yetersizlikten kopyalanamadı. Bunun üzerine delil görüntüleri imha edildi..

Malatya'daki Zirve Yayınevi'ne düzenlenen kanlı baskınla ilgili soruşturmada bir skandal ortaya çıktı. Üç kişinin öldüğü 18 Nisan'daki Zirve Yayınevi baskını davasının bir numaralı sanığı Emre Günaydın, balkondan kaçmaya çalışırken düşmüş ve yaralanmıştı. Günaydın bunun üzerine tedavi altına alındı. Malatya Başsavcılığı, bu süreçte Günaydın'ın hastanede gözlem altına alınmasını kararlaştırdı. Bunun için odasına kamera yerleştirildi. Amaç, Günaydın'ın soruşturmayla ilgili kimseyle görüşmemesiydi, görüşürse de bunun tespit edilmesiydi. Dava dosyasına giren bir belgeye göre; Günaydın'ı izleyen hastane kayıtları Emniyet'e verildi. Emniyet ise "mevcut teknik imkânlarla" görüntüleri medya formatına kopyalayamadığı için delil olarak çekilen kaydı tamamen silme yoluna gitti. Malatya Emniyeti 6 Haziran 2007'de bu konu hakkında savcılığa bir yazıyla bilgi verdi. Cinayetin bir numaralı sanığının güvenlik kaydı görüntülerinin teknik nedenlerle silinmesi skandal olarak değerlendirildi. Dosyaya yeni giren bir başka belge de "suçlanan askerin soruşturmada görevli olduğunu" ortaya çıkardı. Malatya Savcılığı yine 27 Nisan'da, Emre Günaydın'ın gözlem altına alındığı İnönü Üniversitesi'ne bir yazı yazdı.

ÜSTEĞMENİN ADI KARIŞTI

Bu yazıda, Günaydın'ın odasındaki görüntülerle ilgili polise gerekli talimatların verildiği, bu işlem için de emniyet yetkilileri ile soruşturmada görev alan Üsteğmen H.İ.'ye gerekli kolaylığın Üniversite Hastanesi'nce sağlanması isteniyordu. H.İ.'nin ismi, davanın açılması aşamasında bu kez "suçlanan kişi" olarak ortaya çıktı. Emre Günaydın'ı iki asker ve bir öğretim üyesinin azmettirdiği iddiasını içeren ihbar mektubunda H.İ.'nin ismi geçiyordu. Askeri savcılık şimdi, cinayetle ilgili soruşturmada görev verilen H.İ.'nin olayın azmettiricisi olup olmadığını araştırıyor.

SAVCIYA SORUŞTURMA

Yayınevi baskını sanıklarıyla irtibat kurulan telefonun sahipleri, telefonları yakınlarına verdiklerini öne sürdüler. Adalet Bakanlığı bu haberler üzerine, Yıldırım'la görüşülen telefonun üzerine kayıtlı olduğu Kartal Cumhuriyet Savcısı hakkında inceleme başlattı.

SABAH

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber