Sebepsiz yere havaya ateş eden polisle ile ilgili emsal karar

Danıştay 2. Dairesi, "meskun yerlerde veya binalarda veya herkesin dolaşıp gezebileceği veya oturabileceği yerlerde hiçbir neden yokken silah atmak" fiilini işleyen polis memurunun meslekten çıkarılması kararını hukuka uygun bulan ilk derece mahkemesi kararını onadı.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 04 Şubat 2022 10:01, Son Güncelleme : 24 Ocak 2022 13:52
Sebepsiz yere havaya ateş eden polisle ile ilgili emsal karar

Olayda, Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yaptığı dönemde "meskun yerlerde veya binalarda veya herkesin dolaşıp gezebileceği veya oturabileceği yerlerde hiçbir neden yokken silah atmak" fiilini işlediğinden bahisle, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 8/23. maddesi uyarınca "meslekten çıkarma" cezası ile cezalandırılmıştır.

İlk derece mahkemesi; davacı hakkında yapılan disiplin soruşturmasında, davacının aleyhine olan ifadelere yer verildiği gibi, lehine olan ve kendisi tarafından eksik olduğunu ve dosyaya eklenmesini talep ettiği hususların da soruşturma kapsamında değerlendirildiği anlaşıldığı, tüm delileri değerlendirilerek işlemin iptal istemini reddetmiştir.

Davacı ise temyizde, "kendisine haksızlık yapıldığı, muhakkikin bu kadar tanığı görmemesinin, yanlı ve hileli bir soruşturma yapıldığının en büyük göstergesi olduğu, bilgilerin gizlendiği, başka bir anlatımla sahte beyanların kullanıldığı, nitekim aynı olaya ilişkin olarak yapılan ceza yargılamasında beraat kararı verildiği, meslekten çıkarılma kararının verildiği dönemde bölgede FETÖ gibi devlete sızmış olan teröristlerin hüküm sürdüğü, bu sebeple soruşturmanın çok derinleştirilmeden, yüzeysel olarak yapıldığı" gibi gerekçeler ileri sürmüştür.

Danıştay 2. Daire kararı onamıştır.

T.C.

DANIŞTAY

İKİNCİ DAİRE

ESAS NO: 2021/3314

KARAR NO: 2021/2382

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...

VEKİLİ: Av. ...

KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Bakanlığı

VEKİLİ : ...

İSTEMİN KONUSU:

... İdare Mahkemesince verilen... günlü, E: ..., K: ... sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava Konusu İstem:

Dava; davacının Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yaptığı dönemde "meskun yerlerde veya binalarda veya herkesin dolaşıp gezebileceği veya oturabileceği yerlerde hiçbir neden yokken silah atmak" fiilini işlediğinden bahisle, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 8/23. maddesi uyarınca "meslekten çıkarma" cezası ile cezalandırılmasına ilişkin... günlü, ... sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali istemiyle açtığı davanın reddi yönünde... İdare Mahkemesince verilen... günlü, E:..., K: ... sayılı kararın, temyiz ve karar düzeltme aşamalarından geçerek kesinleşmesi sonrasında yargılamanın yenilenmesi yoluyla kaldırılarak dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Davacının yargılamanın yenilenmesi talebi, aynı mahkemenin ... günlü, E: ..., K: ... sayılı kararıyla reddedilmiştir.

Söz konusu karar, davacının temyizi üzerine Danıştay Beşinci Dairesinin 30/06/2017 günlü, E:2017/4041, K:2017/19543 sayılı kararıyla onanmış, karar düzeltme istemi ise kabul edilerek anılan Dairenin 24/06/2019 günlü, E:2017/16133, K:2019/4252 sayılı kararıyla bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

Bozma kararı üzerine yeniden yapılan inceleme sonucunda verilen... İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; Mahkemelerince verilen yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine ilişkin karar sonrasında dava dosyasına sunulan ve temyiz ile karar düzeltme aşamalarında davacı tarafından ileri sürülen iddialar değerlendirildiğinde; gerek Danıştay Başkanlığına hitaben... ve... tarafından yazılan dilekçelerden, gerekse davacının... sayılı soruşturma dosyasında alınan ifadesine istinaden tanıklık yapabileceğini beyan ettiği isimleri zikredilenlerin Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde alınan ifadelerinden, davacının görev yaptığı dönemde Diyarbakır Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünde görevli FETÖ mensubu polisler tarafından davacıya karşı negatif tutum ve davranışlarda bulunulduğu ve mobbing uygulandığının belirtildiği, ancak 15/07/2010 tarihinde Diyarbakır ili, Bismil ilçesi, ... caddesi üzerindeki... Bankası önünde davacının meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlediği fiili ile ilgili görgü tanığı olmadıkları, anılan "meskun mahalde silah atmak" fiili ile ilgili olayı davacının kendisinden öğrendiklerinin belirtildiği, ... ve ...'nın ifadelerinin ise, davacı hakkında yapılan disiplin soruşturması sırasında ifadesi alınan ve davacı hakkında lehe ifade veren... ile benzer nitelikte olduğu, kaldı ki, davacının, hakkında yapılan disiplin soruşturması sırasında anılan kişilerin ifadesinin alınması yönünde bir talebinin bulunmadığının anlaşıldığı, öte yandan; disiplin soruşturması sırasında, davacı tarafından olayın ... Bankası önü olarak belirtilmesine rağmen anılan bankanın güvenlik kamera görüntülerinin dosyaya eklenmediği ve davacının alınan son savunmasında ... ve ... isimli şahısların ifadelerinin alınarak dosyaya eklenmesi talep edildiğinden, tespit edilen eksikliklerin giderilmesi istemiyle dosyanın iade edilmesi üzerine, yapılan soruşturma neticesinde; davacı tarafından ismi zikredilen ... adlı şahsın "...4-5 el silah sesi duyduğunu, ayağa kalkıp sesin geldiği tarafa baktığında banka önünde bir kalabalık ve bağırışmalar olduğunu gördüğünü ve duyduğunu, yüzlerini görmediği ve eşgallerini tarif edemeyeceği, arkadan gördüğü iki şahsın kaçarak oradan uzaklaştıklarını fark ettiği, ancak kaçan şahısların ...' nin silah atması olayı ile ilgilerinin olup olmadığını bilmediği, ...' nin elinde silah olup olmadığını fark etmediği, silah attığını da bizzat görmediği" ifadesine yer verildiği, banka güvenlik kamerası görüntülerinden ise, "olay günü ve saatinde davacının elinde silahla banka önüne geldiği sırada, İstihbarat Grup Amirliğinde görevli polis memuru ... ile karşılaştığı, daha sonra da davacının elindeki silahı havaya doğru doğrulttuğu, ancak tam bu sırada ... ile birlikte kamera kayıt alanından çıktıkları, yine bu sırada polis memuru ...' nın da banka önünde gözüktüğü, iç kamera görüntülerinin de aynı olduğunun tespit edildiği, Bismil Cumhuriyet Başsavcılığından temin edilen görüntülerin de bu durumu aynen doğruladığı" şeklinde ifadelerin disiplin soruşturma raporunda yer aldığı görülmekle, davacı tarafından disiplin soruşturması sırasında eksik olduğunu belirttiği hususların da davalı idarece değerlendirildiğinin anlaşıldığı, bu durumda; davacı hakkında yapılan disiplin soruşturmasında, davacının aleyhine olan ifadelere yer verildiği gibi, lehine olan ve kendisi tarafından eksik olduğunu ve dosyaya eklenmesini talep ettiği hususların da soruşturma kapsamında değerlendirildiği anlaşıldığından, ileri sürülen iddiaların 2577 sayılı Kanunun 53/1-e maddesinde belirtilen "Lehine karar verilen tarafın, karara etkisi olan bir hile kullanmış olması" kapsamına girmediği sonucuna varıldığı gerekçesiyle, yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine hükmedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacı tarafından; yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine dair karara ilişkin olarak Danıştay Beşinci Dairesince verilen karar düzeltme isteminin kabulü ile bozma kararında, hakkında hazırlanan disiplin soruşturma dosyasının hukuka aykırı olduğuna işaret edildiği halde, yerel mahkemenin hukuka uygun olduğunu savunduğu, dosya incelendiğinde yöre esnafı ...'in 11/02/2016 tarihli, polis memuru ...'in 15/02/2016 tarihli, polis memuru ...'ın 14/02/2016 tarihli yazılı beyanları, polis memuru ...'ın 02/03/2017 tarihli dilekçesi ile polis memurları ..., ..., ..., ..., ... ve ... 'ın 2016 yılı Ekim ayında vermiş oldukları "bilgi sahibi ifade tutanakları"nda, kendisine haksızlık yapıldığını belgeledikleri, muhakkikin bu kadar tanığı görmemesinin, yanlı ve hileli bir soruşturma yapıldığının en büyük göstergesi olduğu, bilgilerin gizlendiği, başka bir anlatımla sahte beyanların kullanıldığı, nitekim aynı olaya ilişkin olarak yapılan ceza yargılamasında beraat kararı verildiği, meslekten çıkarılma kararının verildiği dönemde bölgede FETÖ gibi devlete sızmış olan teröristlerin hüküm sürdüğü, bu sebeple soruşturmanın çok derinleştirilmeden, yüzeysel olarak yapıldığı, kendisine isnat edilen suçlamanın "meskun mahalde silah atmak" olduğu, idari soruşturmada ve bu soruşturma dayanak tutularak yapılan idari yargılamada "suç oluşmuştur" denilirken, daha geniş kapsamlı yargılama yapan ceza mahkemesinde ise "suç oluşmamıştır" yönünde karar verildiği, birbirine aykırı nitelikte iki hükmün ortaya çıktığı, bahse konu ceza mahkemesi kararının gerekçesinde "sanığın suç tarihinde savunması dışında havaya ateş açmasını gerektirecek suç kastını yani suçun manevi unsurunu oluşturabilecek saikin bulunmadığı, sanığın suç tarihinde savunmasında belirttiği olay dışında havaya ateş etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olacağı" şeklinde değerlendirme yapıldığı, bu durumun olay günü terör örgütü mensuplarınca takip edildiğini anlayarak kendisini korumak ve olay yerine polisin intikal etmesini sağlamak amacıyla silahına davrandığını kanıtladığı, olay tarihinin öncesinde İzmir iline atanması sebebiyle Bismil'den ilişik keserek ayrılmak üzere olduğu bir dönemde hiç bir sebep yokken silah sıkmayacağı hususunun hiç değerlendirilmediği, diğer taraftan meslekten ihracına sebep olan disiplin cezasının yer aldığı Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün dayanağı olan yasa maddesinin Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmiş olduğu, özellikle disiplin soruşturması aşamasında tanık olarak dinlenilmemiş olan kişilerin ekte sunulan beyanları ile Anayasa Mahkemesinin iptal kararının yargılamanın yenilenmesi istemi yönünden "yeni delil" mahiyetinde olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI: Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 6. fıkrası uyarınca Dairemize iletilen dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,

2. ... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E: ..., K: ... sayılı kararın ONANMASINA,

3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan ...-TL yürütmeyi durdurma harcının davacıya iadesine,

4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştay'da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber