'O dönem' HSK Kurul Başmüfettişiliği, iltisak ve irtibat için destekleyici unsur sayıldı

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, bir yargı mensubunun FETÖ ile irtibat ve iltisakının olduğu gerekçesiyle meslekten çıkartılmasına ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun işlemini hukuka uygun bulan Daire kararını onadı.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 21 Ağustos 2022 00:37, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2022 12:38
'O dönem' HSK Kurul Başmüfettişiliği, iltisak ve irtibat için destekleyici unsur sayıldı

Daire Kararında iltisak ve irtibata ilişkin olarak şu husus dikkat çekmektedir:

Davacının FETÖ/PDY terör örgütünün HSK'da etkin olduğu dönemde yargıda kritik ve stratejik öneme sahip HSK Kurul Başmüfettişi olarak görevlendirilmesinin, HSK 2014 yılı üye seçimi döneminde Isparta İlinde hakim olarak görev yaptığı anlaşılan davacının örgütün Isparta seçim sorumlusu olarak belirlenmesinin ve FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçu kapsamında işlem yapılan çok sayıda hakim-savcı ile yaptığı görüşmeleri içerir HTS kayıtlarının, davacı hakkında kararda yer verilen diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici unsurlar olduğu.

T.C.

DANIŞTAY

İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No: 2021/1261

Karar No: 2022/246

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : .

KARŞI TARAF (DAVALI) : .

VEKİLİ: Av..

İSTEMİN KONUSU:

Danıştay Beşinci Dairesinin 15/09/2020 tarih ve E:2017/5141, K:2020/3651 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem:

Davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile irtibat ve iltisakının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun. tarih ve . sayılı kararı ile yine aynı Kurulun . tarih ve .sayılı yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin kararının iptali istenilmiştir.

Daire kararının özeti:

Danıştay Beşinci Dairesinin 15/09/2020 tarih ve E:2017/5141, K:2020/3651 sayılı kararıyla;

Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiş,

"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,

Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;

Davacının, ceza yargılaması sonucunda ... Ağır Ceza Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 8 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,

ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen "ByLock Tespit Tutanağı" ile "ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı"ndan, davacı tarafından . GSM numarasından, . IMEI numaralı cihazla ByLock uygulamasının yüklendiği, davacının "." ID numarasıyla ve bir kullanıcı adı ve şifre almak suretiyle bu ağa dahil olduğunun anlaşıldığı,

Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, 2014 yılı HSK seçimlerinde örgütün sözde ''bağımsız'' adaylarını desteklediğine, örgüt lehine karar vermesi için meslektaşlarına telkin ve yönlendirmelerde bulunduğuna ve diğer hususlara yönelik kararda yer verilen ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,

Diğer taraftan, davacının FETÖ/PDY terör örgütünün HSK'da etkin olduğu dönemde yargıda kritik ve stratejik öneme sahip HSK Kurul Başmüfettişi olarak görevlendirilmesinin, HSK 2014 yılı üye seçimi döneminde Isparta İlinde hakim olarak görev yaptığı anlaşılan davacının örgütün Isparta seçim sorumlusu olarak belirlenmesinin ve FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçu kapsamında işlem yapılan çok sayıda hakim-savcı ile yaptığı görüşmeleri içerir HTS kayıtlarının, davacı hakkında kararda yer verilen diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici unsurlar olduğu belirtilerek,

Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacı tarafından, Daire kararında, dava dilekçesinde yer verilen insan hakkı ihlallerine ilişkin herhangi bir açıklama getirilmediği, suç tarihinde yürürlükte olmayan, sonradan ihdas edilen ve meslek mensupları için sağlanan tüm yasal teminatları ortadan kaldıran Kanun Hükmünde Kararnamelerdeki düzenlemeler dikkate alınarak davanın reddine karar verildiği, 667 sayılı KHK'nın 3. maddesinin Anayasa, AİHS ve 2935 sayılı Kanun'a aykırı olduğu, savunma hakkının, adil yargılanma hakkının, özel hayata saygı hakkının, kanunsuz suç ve ceza olmaz ve suç ve cezaların geriye yürümezliği ilkelerinin, non bis in idem ilkesinin, çekişmeli yargılama ve silahların eşitliği ilkelerinin, bağımsızlık ilkesinin, gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği, işlemin bağımsız ve tarafsız bir kurul tarafından tesis edilmediği, dava konusu meslekten çıkarma kararının, ceza hukuku anlamında bir ceza olduğu, 15 Temmuz 2016 tarihi öncesi veya en erken tarih olarak 26 Mayıs 2016 tarihi öncesi yapılan yasal faaliyetlerin terör örgütü ile irtibat, iltisak veya üyeliğe dayanak yapılamayacağı, "iltisak veya irtibat" kavramlarının net ve belirgin olmadığı, keyfiliğe yol açacak nitelikte olduğu, ByLock verilerinin yasadışı delil niteliğinde olduğu ve yargılamada kullanılamayacağı, ByLock'a ilişkin Yargıtay kararının diğer mahkeme kararlarına dayanak olamayacağı, ByLock programını kullanmadığı, ByLock verilerinde büyük bir çelişki bulunduğu, tanık beyanlarının yasadışı elde edildiği, tanık ifadelerinde suç işlediğine dair herhangi bir iddianın bulunmadığı, tedbirin ölçülü olmadığı, sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğine dair herhangi somut bir delil bulunmadığı, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülüklere uyulmadığı, çekirdek haklara müdahalede bulunulduğu, insan haklarının ihlal edildiği, Danıştay'ın tarafsızlığını kaybettiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;

"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,

b) Hukuka aykırı karar verilmesi,

c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının temyiz isteminin reddine,

2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 15/09/2020 tarih ve E:2017/5141, K:2020/3651 sayılı kararının ONANMASINA,

3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,

4. Kesin olarak, 31/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber