En büyük derdimiz: Yorgunluk!

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 10 Mart 2008 19:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Ayşegül Aydoğan Atakan

Gündelik hayat koşuşturması içinde organize olmamak yorgunluğu artırıyor. Uzun süreli yorgunluklarda teşhis koyabilmek için hasta en az dört ay izleniyor.

Yorgunluk, hastanelere başvurunun başta gelen nedenlerinden biri. Artan çalışma sürelerine karşın azalan uyku süresi, trafikte geçirilen sürenin giderek artması gibi nedenler günümüz insanının kendini daha yorgun hissetmesine yol açıyor.

Özellikle büyükşehirlerde yaşayanların sıkça şikâyet ettiği yorgunluğun altında ciddi hastalıklar yatabiliyor.

Yaşasın Hayat Kliniği'nde hizmete başlayan Yorgunluk Tanı ve Tedavi Merkezi'nin sorumlusu Prof. Dr. Ayşe Altıntaş, yorgunluğun nedenleri hakkında sorularımızı yanıtlıyor.

Yorgunluğun görülme sıklığı nedir? Yorgunluk çok ciddi ve çok sık karşılaşılan bir şikâyet. Günümüzde çok önemli bir problem. Yapılan çalışmalarda görülmüş ki genel polikliniklere gelen beş hastadan biri yorgunluk şikâyetiyle başvuruyor. Toplumda bu grup kadar yorgunluğu çok ciddiye almayan ya da bunu bir doktora başvuru nedeni olarak görmeyen ama yorgunluktan yakınan bir nüfus da var. Özellikle bundan büyükşehirlerde yaşayanlar yakınıyor.

Günümüz insanı için kaçınılmaz bir sorun mu yorgunluk?

Evet. Günümüzde çalışan çalışmayan herkes sabah uzun bir güne başlıyor. Trafik, sekiz saat çalışma ve yine yoğun bir trafik derken birkaç saat süren seyahatlerle evimize ulaşıyoruz. Ardından evdeki koşuşturma başlıyor. Bu nedenle yine özellikle büyükşehirlerde yaşayanlar için yorgunluk kaçınılmaz görünüyor.

Stres yorgunluk hissini artırır mı?

Eğer stresi, aktivitelerimizi iyi kontrol edemezsek bu yakınmalar daha da artacaktır. Günlük yapmamız gerekenler için daha çok enerji ve daha çok zamana ihtiyacımız olduğunu düşünmek, zaman içinde bir stres faktörü olarak karşımıza çıkacaktır. Yapılacak işler listemiz uzun ama zamanımız belli. O yapılacak listesi uzayıp giderken, biz onları yapma derdindeyken eğer organize olamazsak fiziksel olarak duyduğumuz yorgunluğun yanında kendimizi daha da yorgun hissederiz. Asıl problem de bu.

Olması gereken yorgunlukla, normal olmayan yorgunluk tanımı yapılabilir mi?

Hepimiz bir aktivite sonrasında ister yürüyelim, ister koşalım ya da bir iş yapalım bir yorgunluk hissi duyarız. Bu normaldir. Ama yorgunluk sübjektif bir yakınmadır. Bu nedenle de normal ve anormali ayırt etmek zor. Aynı büroda çalışan iki kişiyi karşılaştırırsak; daha çok iş yapıp daha az yorulan birine karşılık daha az iş yapıp daha çok yorulan biri varsa bu o kişideki bir anormallikten mi kaynaklanıyor? Her zaman değil. Çünkü herkesin limiti de farklıdır.

Uzun süreli yorgunlukları, sabah kalktığında kişinin güne yorgun başlamasını, uykusunu tam alamamış, dinlenememiş gibi kalkmasını ya da küçük bir fizik aktiviteyle hiç olmadığı kadar kendini yorgun hissetmesini anormal olarak kabul ediyoruz.

Anormal olarak kabul ettiğiniz durumlar bir hastalık mı?

Evet. Eğer kişinin yorgunluğa yol açacak başka bir hastalığı olmadığını saptarsak ?kronik yorgunluk sendromu? teşhisi konulur. Bu teşhisi koyabilmek için de yukarıda saydıklarımı gösteren tablonun en az dört ay sürmesi gerekir. Yani bunun gündelik yorgunluklardan farklı olduğunu ayırt edebilmemiz için genelde 4 - 6 ay devam etmesi gerekiyor.

İngiltere'deki bir çalışmaya göre polikliniklere başvuran bin hastadan 4'ü kronik yorgunluk sendromu tanısı alıyor. Bu ciddi bir rakam.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber