Medyanın göklere çıkardığı Fethi Dördüncü'nün cezası Yargıtay tarafından onandı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 25 Mart 2008 21:43, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01

Mehmet Fethi Dördüncü Bakan Çiçek'e tazminat ödeyecek

Ankara - Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Selanik'teki Atatürk Evi'de Şeref Defteri'ne yazdıkları nedeniyle Mehmet Fethi Dördüncü'nün, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'e manevi tazminat ödemesine karar veren yerel mahkeme kararını onadı.

İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesi, Dördüncü'nün şeref defterindeki ifadeleri nedeniyle Çiçek'e 7 bin 500 YTL manevi tazminat ödemesine karar vermişti.

Dördüncü'nün kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, dosyayı duruşmalı olarak görüştü.


6 MAYIS 2006 TARİHLİ HÜRRİYET GAZETESİ HABERİ

Kahvemi içip derdini anlatabilirdi

Yorgo KIRBAKİ / ATİNA, Ardıç AYTALAR, Özden ATİK, Taner YENER

Mehmet Fethi Dördüncü'yü Hürriyet buldu: "Oğlum yaşında, evime gelse kahvemi içip derdini anlatsaydı. Başbakan'ın yazımı yırtmaya hakkı yok. Ben yazımda 59. hükümet hakkındaki fikirlerimi anlattım. Anıtkabir'de de yazdım. Gitsin yırtabiliyorsa onları da yırtsın."

ATATÜRK'ün Selanik'te doğduğu evdeki ziyaretçi defterine AKP hükümetiyle ilgili yazdığı eleştiri yazısı Başbakan Erdoğan tarafından yırtılan 82 yaşındaki Mehmet Fethi Dördüncü, "Anıtkabir'de de yazdım. Gitsin yırtabiliyorsa onları da yırtsın" dedi. Dördüncü, yazısında Başbakan ve AKP'ye hakaret etmediğini, Erdoğan hakkında dava açmayı düşündüğünü söyledi.

1978 yılında İstanbul Orman Bölge Müdür Yardımcılığı'ndan emekli olan Fethi Dördüncü, kendisini Atatürk hayranı olarak tanımlıyor. Eşi İnci Dördüncü'yle birlikte her yıl sonbaharda Atatürk'ün Selanik'te doğduğu evi ve Anıtkabir'i ziyaret ettiği söyleyen Dördüncü, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yükseltmek için Atatürk ilkelerine bağlı kalınması gerektiğini anlatıyor. Dördüncü, Başbakan'ın gittikçe sinirlenip asabi olmaya başladığını vurgulayarak, "Başbakan'ın benim yazımı yırtmaya hakkı yok. Atatürk'e yazdığım yazıyı nasıl yırtabilir?" dedi.

YAPTIĞI HAKARETTİR

Olayı dün Ankara'da yaşayan kızının telefonu üzerine öğrendiğini belirten Mehmet Fethi Dördüncü, Hürriyet'e şöyle konuştu: "Gece haberlerinde ismim geçti. Televizyonda izleyince şok oldum. Çok üzüldüm ve ağladım. Erdoğan'ın buna hiç hakkı yoktu. Ne olursa olsun Atatürk'e saygı göstermesi gerekirdi. O'nun kurduğu laik demokratik bir ülkede başbakanlık yapıyor. Dürüst olsaydı, benim çocuğum yaşında o yazının bir fotokopisini alır, evime gelip bir kahvemi içerdi, derdini anlatırdı."

MÜEZZİNLİK YAPTIM

İstanbul Üniversitesinde öğrenciyken beş yıl gönüllü müezzinlik yaptığını belirten Dördüncü, sözlerini şöyle sürdürdü: "Namazında niyazında insanlarız. Recep Tayyip Erdoğan 3 Mart 2004 tarihinde şu sözü söylemiştir, 'Biz din istismarı yaptık, din istismarı hataydı. Din adına parti kurmak dine kötülük yapmaktır' demişti. İstismarın karşılığı sömürmektir. Demek ki Erdoğan, Türk milletinin dini inançlarını sömürerek başbakan oldu. Bunu ben söylemiyorum kendisi diyor."

ATA'YA ŞİKAYET ETTİM

Fethi Dördüncü, Atatürk'ün doğduğu evdeki defterde, bugünkü Türkiye'nin durumunu 'Atam' hitabıyla başlayarak Atatürk'e şikayet ettiğini belirterek, "Hırsızlıkları, yolsuzlukları, AKP'nin görevi kötüye kullanmasını, dini suiistimal etmesini yazdım" dedi. Başbakana ve partisine hakaret etmediğini belirten Dördüncü, "Erdoğan'ın 1992'de Anıtkabir'le ilgili söylediklerini biliyoruz, unutmadık. Ben yazımda 59'uncu hükümet hakkındaki fikirlerimi anlattım. Anıtkabir'de de yazdım. Gitsin yırtabiliyorsa onları da yırtsın. Avukatımla görüşeceğim dava açmayı düşünüyorum" dedi.

HAKARETTEN DAVALl

Mehmet Fethi Dördüncü aleyhine, daha önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'na hitaben yazdığı Göztepe Parkı'na camii yapılmasını eleştiren dilekçesi yüzünden hakaret davası açıldığı ortaya çıktı. Mehmet Fethi Dördüncü'nün 2 yıldan 4 yıla kadar hapsi talep ediliyor.

Defter kaldırıldı

BAŞBAKAN Erdoğan'ın Atatürk'ün Selanik'te doğduğu evde kızıp kopardığı ileri sürülen metnin bulunduğu ziyaretçi defteri dün (Cuma) yerinde yoktu. Dün, Atatürk'ün doğduğu evi ziyaret eden Türk turistler duygularını dile getirmek amacıyla bir şeyler yazmak istediklerinde ziyaretçi defterininin yerinde bulunmadığını gördüler. Öğle saatlerine doğru gittiğimiz evin birinci katında bulunan çalışma masası ve kalemlik her zamanki yerindeydi. Ancak, her gün orada olan ziyaretçi defteri yerinde değildi. Yetkililerden, ziyaretçi defterinin bugün imzaya açık olmadığını öğrendik nedenini sorduğumuzda ise cevap alamadık.


Emin ÇÖLAŞAN [email protected]

Tam metin Selanik hatırası!

SEVGİLİ okuyucularım, DHA Edirne muhabiri Lütfü Karakaş tarafından çekilen ilginç fotoğrafları gördünüz. Recep Tayyip Erdoğan Selanik'te, Atatürk'ün doğduğu evi ziyaret ediyor.

Ziyaret defterindeki bir sayfayı gördüğünde çok sinirleniyor, tepesi atıyor.

Lütfü'nün fotoğrafları işte o anı yansıtıyor. Bu fotoğraf çekildiği anda gazeteciler derhal dışarıya çıkarılıyor. Başka bir deyişle, kovalanıyor!

Sonrası bilinmiyor. Bazılarına göre Recep Tayyip Erdoğan, deftere yapışık olan o káğıdı koparıyor. Bazılarına göre sayfayı tümüyle yırtıyor. Ne olduğunu hiç kimse bilmiyor.

Ziyaret defterine "Atam" başlıklı bildiriyi bırakan ve önceki gün Recep Tayyip Erdoğan'ın tepesinin bir kez daha atmasına neden olan kişi M. Fethi Dördüncü.

Geçtiğimiz ekim ayında Selanik'te Atatürk'ün evini ziyarete gittiğinde yanında o yazılı metni getirmiş ve ziyaret defterine yapıştırmış.

Kendisi 1924 doğumlu. Şimdi 82 yaşında. Orman Fakültesi mezunu, yüksek orman mühendisi.

Yazılı metinde yer alan bazı sözcük ve cümleleri sansür ettim ve bunları aşağıda belirttim. Ayrıca birkaç yerindeki küçük yazım hatalarını düzelttim.

Şimdi olay yaratan metni okuyalım:

* * *

"17 Ekim 2005-Selanik.

19 Mayıs 1881 Pazar günü Selanik'te o zamanki ismiyle Koca Kasımpaşa Islahhane Caddesi üzerinde evde Tanrı'nın bir hediyesi olarak mübarek vücudun dünyaya bir güneş gibi arz-ı endam ettiğinde, yeryüzü nurlara gark oldu (boğuldu), yeniden hayat buldu, insanlar ısınıp kendilerine geldiler. Ben de bugün 5. defa buraya huzurunuza gelme mutluluğunu tattım.

Aynı güneş 38 yıl sonra yine bir 19 Mayıs 1919 Pazartesi günü Samsun'da doğup ışınlarını bütün Türkiye'ye yaydı. Atam, o mübarek varlık, Tanrı tarafından gönderilmiş olan sendin.

Dört yıl gibi kısa bir zamanda yedi düvel düşmanları mağlup ederek muasır (çağdaş) medeniyetler seviyesine çıkardığın Türkiye'nin ve Türk milletinin üzerine, (Tanrı'nın zat-ı alinizi (yüce kişiliğinizi) yanına aldıktan 64 yıl sonra), milletin dini duygularını yıllarca sömüre sömüre bir AKP çöreklendi.

İslamiyet'i bir kalkan gibi kullanan bu insanlar hakikatte (sansürlü iki sözcük)... Hazreti Muhammed sakalı şerifini yerinden kaldırdılar, Atatürk Havalimanı'na getirip Dubaili Arap'ın gözüne girmek için sattıkları İstanbul'un en güzel yerlerinden vazgeçmesin diye Muhammed'i bile oyuncak yaptılar. Bunların din anlayışı bu. Hepsi (bir sözcük sansür.)

Zamanınızda Osmanlı'ya ait dış borçları ödediniz. R. Tayyip hükümeti nesiller boyunca altından kalkamayacak şekilde borç altına girmekle kalmadı. Mağlup ettiğiniz devlet ve hükümet başkanları (sizin) ayağınıza gelip saygılarını bildirirken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa ve Amerika'nın (emrinde çalışıyor anlamına bir sözcük sansür) ...'lığını yapıyor.

Türkiye'nin maliyesi IMF ve Dünya Bankası'nın elinde. Dış siyaseti Amerika, iç siyaseti de Brüksel'den (AB'den) idare edilmeye kadar düştü.

Tayyip kendisi (bir sözcük sansür) olduğundan, Türk milletini de (aynı sözcük bir kez daha sansür) yapmak istiyor ama muvaffak olamayacak.

(İki cümle sansür.)

R. Tayyip Erdoğan hükümeti, başta kendisi olmak üzere bakanları, AKP milletvekilleri, hayatları boyunca Atatürk ilke ve devrimlerini ve Cumhuriyet idaresini ortadan kaldırıp Hilafet devleti kurma çabasındalar.

Ayrıca amaçları, en çok korktukları Türk ordusunu zayıflatıp iş göremez hale getirmektir.

Ruhlarında (iki sözcük sansür) taşıyan bu güruh (topluluk) emellerinde muvaffak olamayacakları gibi, aslında hükümet üyeleri (bu bölüm tümüyle sansür) olduğundan, (yine sansür) gidecekleri yakındır.

Şahadetini (tanıklığını) her zaman olduğu gibi Türk milletinin 'zekidir, çalışkandır' buyurduğunuz insanlarından esirgeme Atam.

M. Fethi Dördüncü."

Bazılarına göre Başbakan'a Atatürk'ün doğduğu evde sayfa yırttıran, ancak sinir sistemini altüst ettiği kesin olan (bir bölümünü bizim açımızdan yasal nedenlerle sansür ettiğimiz) yazılı metin işte bu!

Bugün olanları içine sindiremeyen bir Türk insanının, bir Atatürk çocuğunun tepkisini açığa vuran satırları. Keşke mümkün olsa da, tam metin verilebilse!

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber