Türkiye'deki Büyük Kuraklık

Türkiye, son yıllarda ülkenin çevresi, ekonomisi ve halkı için geniş kapsamlı sonuçları olan şiddetli bir kuraklıkla karşı karşıya. Raporlara göre kuraklık 2020'den beri devam ediyor ve 2023'e kadar devam etmesi bekleniyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün 3,6,9 ve 12 aylık periyotlar için hazırladığı kuraklık değerlendirme sonuçlarına göre Türkiye için 2021 yılı; son 20 yılın en kurak, 41 yılın ise 2. en kurak senesi olarak kayıtlara geçti. Türkiye'de uzun yıllar su/tarım yılı yağışları ortalaması 574 milimetre olarak ölçülürken, 2021'de bu rakam 465,5 oldu. 2020-2023 kuraklığı, Aralık 2020'de başlamış ve başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere birçok ilde baraj seviyeleri düşmüştür. Kuraklığın etkisi hala devam etmektedir.

Haber Giriş : 14 Mart 2023 09:49, Son Güncelleme : 17 Mart 2023 10:05
Türkiye'deki Büyük Kuraklık

Türkiye'de yağış azalması nedeniyle kuraklık meydana gelir. Bu meteorolojik kuraklık, tarımsal kuraklığa ve hidrolojik kuraklığa dönüşür. İklim değişikliği nedeniyle kuraklık daha sık görülmektedir. Bazı bölgelerde kuraklık sınırında olan alanlar mevcuttur. Doğu Akdeniz ve İç Anadolu tamamı, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin bazı alanları kurak veya çöl olarak kabul edilir. NASA, 1998'deki kuraklığın son 900 yılın en kötüsü olduğunu belirtti.

Türkiye'de Kuraklık: Nedenleri ve Sonuçları

İklim değişikliği, Türkiye'deki kuraklığın başlıca nedeni olarak kabul edilmektedir. Ülke, yağışların azalmasına ve buharlaşma oranlarının artmasına neden olan ortalamanın üzerinde sıcaklıklar yaşıyor. Sonuç olarak, vatandaşlar ve işletmeler için mevcut olan su miktarında bir azalma oldu. Kuraklığın, ülke ekonomisinin önemli bir kısmından sorumlu olan Türkiye tarım sektörü için geniş kapsamlı sonuçları oldu. Çiftçiler, su eksikliği nedeniyle mahsulleri terk etmek zorunda kaldılar, bu da verimde düşüşe ve gıda fiyatlarında artışa neden oldu. İnekler süt üretmek için büyük miktarda suya ihtiyaç duyduklarından süt endüstrisi de etkilenmiştir. Bazı bölgelerde hayvancılık suya erişememiş ve bu da önemli bir hayvan kaybına yol açmıştır.
Kuraklığın ekonomik etkilerinin yanı sıra vatandaşlar için de önemli sosyal sonuçları olmuştur. Birçok hane temiz suya erişememiştir ve bu da yaşam kalitesinde bir azalmaya yol açmaktadır. Bu, özellikle suya erişimin zaten sınırlı olduğu kırsal alanlarda yaşayan aileler için zor olmuştur.

Önemli kuraklıklar
Türkiye'de son yıllarda yıllık yağış ve kış yağışlarının değişimi ile bazı yıllarda ciddi kuraklıklar yaşanmıştır. 2013-2014, 2007-2008, 2001, 1996, 1989-1990, 1983-1984, 1971-1974 yıllarında geniş alanlarda ve şiddetli kuraklıklar yaşanmıştır. 2007-2008 kuraklığı, Aralık 2006'dan Aralık 2008'e kadar devam etmiştir. Kış ve sonbahar yağışlarında önemli düşüşler yaşanmıştır. Oluşan meteorolojik kuraklığa bağlı hidrolojik, tarımsal ve sosyoekonomik kuraklıklar gelişmiştir. Tarım ürünlerinde kayıp, yer üstü ve yeraltı su yetersizliği, Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirlerde içme suyu yetersizliği ve kesintileri görülmüştür. Kuraklık daha çok Ege, Marmara, Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerini etkilemiştir. Ankara'ya Kızılırmak'tan, İstanbul'a Melen Çayı'ndan içme su takviyesi yapılmıştır.

Kuraklığın Türkiye Çevresine Etkileri

Türkiye'deki kuraklığın ülke çevresi üzerinde de önemli etkileri olmuştur. Nehirler ve göller kurudu, bu da biyolojik çeşitliliğin azalmasına ve orman yangını riskinin artmasına neden oldu. Su eksikliği onları hastalıklara ve böcek istilasına karşı daha duyarlı hale getirdiği için ormanlar özellikle etkilenmiştir. Bazı durumlarda kuraklık tüm ekosistemlerin kaybına yol açmıştır.
Kuraklığın en önemli çevresel etkilerinden biri, hidroelektrik enerji üretimi için mevcut suyun azalması olmuştur. Türkiye büyük ölçüde hidroelektrik enerjisine güveniyor ve su mevcudiyetindeki azalma elektrik kesintilerine ve ekonomik büyümenin azalmasına neden oldu.

Kuraklığa tepki olarak, hükümet sorunu çözmek için bir dizi adım attı. Bunlar arasında su kuyusu ve baraj sayısının artırılması, su koruma önlemlerinin uygulanması ve su depolama ve yönetimi için yeni teknolojilere yatırım yapılması yer alıyor.
Ancak birçok uzman, kuraklığın temel nedenlerini ele almak için daha fazlasının yapılması gerektiğini savunuyor. Bu, iklim değişikliğine katkıda bulunan sera gazı emisyonlarında bir azalmanın yanı sıra hidroelektrik enerjisine bağımlılığı azaltmak için yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımları da içerir.

Türkiye'deki kuraklığın önemli ekonomik, sosyal ve çevresel etkileri olmuştur. Türk hükümeti konuyu ele almak için adımlar atmış olsa da, kuraklığın temel nedenlerini ele almak için daha fazla şey yapılması gerekiyor. Türkiye, sera gazı emisyonlarını azaltarak ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yaparak iklim değişikliğinin etkilerini azaltmaya ve vatandaşları ve çevre için daha sürdürülebilir bir gelecek sağlamaya yardımcı olabilir.

Zekeriya ELTİMUR

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber