Her 3 kişiden biri, hayatının bir döneminde kanserle karşılaşıyor

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 04 Nisan 2008 15:12, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:57

Dünya'da ve Türkiye'de kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer alan ve en sık görülen ölüm sebepleri arasında gösterilen kanser hastalığı, uzmanlar tarafından geç kalınmadığı taktirde, tedavisi mümkün olan bir hastalık olarak tanımlanıyor.

Medical Park Bursa Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Güven Atasoy, tüm dünyada ölüm sebeplerinin ilk sırasında yer alan kanserin, her yıl milyonlarca insanın hayatına mal olduğunu söyledi.

"Her 3 kişiden biri, hayatının bir döneminde kanserle karşılaşıyor. Yaklaşık 8 kişiden biri ise kanser nedeniyle hayatını kaybediyor" diyen Atasoy, gelişmiş ülkelere oranla Türkiye'de kanser görülme sıklığının yarı yarıya artış gösterdiğine dikkat çekti.

Gelişmiş ülkelerde, kanser görülme oranının yüz binde 400, Türkiye'de ise yüz binde 200 dolaylarında seyrettiğini ifade eden Atasoy, "Kanseri en basit haliyle hücrelerin kontrolsüz çoğalmaları olarak tanımlayabiliriz. İlerleyen devrelerde kanserli doku hücreleri çoğalarak görevini yapmayı bırakır ve hızla vücuda yayılır. Kanser hastalığında genetik faktörler büyük önem taşır" diye konuştu.

Atasoy, kişilerin genetik faktörlerini saptayarak, kanser riski taşıyıp taşımadıklarını belirleyebileceklerini aktarırken, "Kişisel faktörlerin önde gelenleri yaş, zaman ve ailedir. Yaş ve zaman hiçbir zaman kontrol edilemez ve bu nedenle korunamaz. Ancak, ailesel risk faktörlerine karşı bazı önlemler alınabilir. Büyükbaba ve büyükanneden başlayarak anne, baba, kardeşler, amcalar, dayılar, halalar, teyzeler ve ilk kuşak kuzenleri içine alan bir liste yapılır. Eğer bir tanesinde kanser varsa, tipi ile birlikte kaydedilir. Ailede ikiden fazla kanserli hasta çıkarsa, bu konuda bir uzmanla görüşülmelidir" açıklamasında bulundu.

Kanser hastalığında çevresel faktörlere de değinen Dr. Atasoy, tüketilen besinler ve beslenme şeklinin, sigara başta olmak üzere diğer kötü alışkanlıkların ve radyasyona maruz kalınmasının da kanserin tetikleyicisi olduğuna dikkat çekti.

Atasoy, kanserin beslenmeyle yakın ilişkisi bulunduğunu söyleyerek, dengesiz beslenmenin kanser sebepleri arasında yüzde 35 oranında etkiye sahip olduğunu vurguladı.

Beslenme şekillerinde özellikle yüksek ısıda pişirilme yönteminin belirleyici olduğunun altını çizen Atasoy, "Yanmış et veya balık üzerinde ateşin etkisi ile kanser yapıcı maddeler oluşur" diye konuştu.

Dumanlanmış veya nitritler ile tütsülenmiş etlerin de kanser yapıcı olabileceğini söyleyen Atasoy, yemek pişirirken düşük ısılı buğulama, tencere pişirimi, yumurtanın suda pişirilmesi, yavaş ateşte kaynatmak veya mikrodalga gibi yöntemleri kullanmanın daha doğru olacağını belirtti. Atasoy, beslenirken lifli gıdaların tüketilmesinin faydalı olacağını da ifade etti.

Atasoy, kanserde erken tanının hayati önem taşıdığını belirtirken, erken tanı kavramını netleştirmek için kanserin aşamalarının iyi bilinmesi gerektiğini ifade etti.

Güven Atasoy, erken tanı hakkında şunları söyledi: "Kanserde erken tanı tedavi şansını arttırır ve tedaviyi kolaylaştırır. Ayrıca doku ve organ kaybını önleyerek, tedavi giderlerini ve ölüm riskini de düşürür. Bugün sıklıkla görülen birçok kanser tipinde erken tanı gerçek anlamda hayat kurtarmaktadır."

Atasoy, kanser belirtileri arasında, "Barsak ve mesane alışkanlıklarının değişiklikleri, iyileşmeyen yaralar, zamansız kanama ve akıntı, meme veya başka yerde sertlik, hazımsızlık veya yutma güçlüğü, benler veya bir siğilin belirgin değişikliği, hırıltılı öksürük veya ses kısıklığı" gibi faktörlerin başta geldiğini belirtti.

Kanser tedavisinde her geçen gün yeni bir aşama kaydedildiğini belirten Atasoy, günümüzde özellikle onkoloji bilimiyle kanserin tedavisine yönelik olumlu çalışmaların yapılabildiğini kaydetti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber