Etem öğretmen, oğullarının arkadaşı sayesinde hayata tutundu
Bursa'da yaşayan ilkokul müdürü Etem Demircan, oğullarının arkadaşı tarafından bağışlanan böbrekle hayata tutundu.
Bursa'da yaşayan ilkokul müdürü Etem Demircan'ın (64), 9 yıl önce rutin kontrol için gittiği hastanede yapılan tahlillerinde protein kaybı olduğu tespit edildi. Bunun üzerine doktoru tarafından nefroloji uzmanına yönlendirilen Demircan'a, kronik böbrek yetmezliği teşhisi konuldu. 8 yıl boyunca doktor gözetiminde ilaç tedavisi devam eden Demircan, geçen yıl tatildeyken ayaklarının şişmesi üzerine hastaneye gitti. Demircan'a, böbrek yetmezliğinin ilerlediği, vücudunun diğer organlarının da zarar görme riski olduğu söylendi. Doktorların, bir an önce diyaliz tedavisine başlaması ve böbrek nakli olması gerektiğini söylediği 2 çocuk babası Demircan, ailesi ile kan grubu uymayınca çapraz takas sistemine kayıt oldu.
Yaşadığı süreci anlatan Demircan şöyle konuştu:
"Doktorum diğer organlarımın zarar görebileceğini ve bir an önce diyalize başlamam gerektiğini söylemesi üzerine ameliyat olup diyalize başladım. Bu sırada organ bağışı yapılması için, sosyal medyadan duyuru yapmamı tavsiye ettiler. Ailemle kan grubun tutmadığı için eşim çapraz takasa girdi. Oğullarımın yaptığı sosyal medyadaki çağrı karşılık buldu."
Çocukluk arkadaşlarının sosyal medyada yaptığı paylaşımı gören Necmi Buldu (35), böbreğini bağışlamak için İstanbul'dan Bursa'ya geldi. Yapılan tetkiklerde kan grubu ve doku uyumunun olduğu tespit edilen Buldu, arkadaşlarının babası Etem Demircan'a böbreğini bağışlayarak yeniden hayata tutunmasını sağladı. Başarılı geçen naklin ardından sağlığına kavuşan Demircan, ilk başta nakle karşı çıktığını belirterek, "Daha önce oturduğum mahallemizde aile dostumuz ve komşumuzun, çocuklarımla beraber büyüyen oğlu, bana böbrek verebileceğini söyledi. Genç olduğu için kabul etmedim. Israrla vermek istediğini söyleyince ve ailesi de kabul edince böbrek nakli işlemlerini başlattık. Onun sayesinde bir özel hastanede organ naklimiz gerçekleşti. Onun sayesinde bir senedir konforlu yaşam sürdürüyoruz. İlk başta ben istemedim. Yaklaşık 25 gün beni ikna etmeye çalıştı. Kendisi genç, ömrünün yarısında olduğu için vicdan azabı çekeceğimi düşündüm. İleriki zamanlarda başına bir şey gelebilir diye. Çünkü biz belli bir yaşa geldik. Ama onun hayatı daha devam edecekti. O yüzden pek istemedim. Ama ısrarla kendisi İstanbul'dan gelerek böbreğini vermek istediğini söyleyince ikna oldum" dedi.
Organ bağışı konusunda insanların yeterince duyarlı olmadığını ve özellikle pandemi döneminden sonra, bağış rakamlarının düştüğüne dikkat çeken Etem Demircan, "Kimin ne zaman başına ne geleceği belli değil. İnsanlarımıza ne kadar ulaşabilirsek, ne kadar bilinçlendirebilirsek o kadar iyi. Organ bağışında hiçbir sıkıntı olmadığını, her bir organın yeni bir hayat olduğunu anlatmamız lazım. Salgından sonra organ bağışı çok düştü. Çok sayıda insan organ bağışı bekliyor. Herkes bu konuda duyarlı olsun. Yapabileceğimiz en güzel şey organ bağışı. Bu dünyaya geldik, yaşadık ve gideceğiz. Eğer vücudumuz sağlamsa muhakkak organ bağışı yapılsın" diye konuştu.
Eşi Didem Demircan'ın, 2002 yılında, Böbrek Hastaları Derneği'ni kurduğuna da dikkat çeken Demircan, idarecisi olduğu okulun öğrencileri ve velilerini de organ bağışı konusunda bilinçlendirdiklerini belirterek, "Ben bu konuya duyarlıydım zaten. Bu duyarlılıkla ne kadar insana ulaşabilirsek daha iyi düşüncesiyle kendi çapımda okulda pano hazırladık. Organ Bağışı Haftası'nda da hem pano hazırladık hem el broşürleri hazırladık ve tüm velilerimize gönderdik. Hem öğrencilerimizin hem de velilerimizin duyarlı olması için böyle bir çalışma yaptık" ifadelerini kullandı.
Etem Demircan'a, tereddüt etmeden böbreğini verdiğini söyleyen Necmi Buldu (35) ise şunları söyledi:
"Etem hocamız 1993 senesinden beri komşumuz. Çocuklarıyla beraber büyüdük. Okula birlikte gidip gelirdik. Etem hocamız bizim de öğretmenimiz aynı zamanda. Etem hocamızın hastalığında İstanbul'da yaşıyordum. Etem hocamızın böbrek nakline ihtiyacı olduğunu öğrendim. Hocamın oğlu benim çocukluk arkadaşım. Sosyal medyadan paylaşım yapmış. Ben de görünce tereddüt etmeden böbreğimi verebileceğimi söyledim. Etem hocam istemedi. Yaşımın genç olduğu, önümde daha uzun seneler olduğu için istemedi. Annem de böbreğini vermek istedi. Tansiyon hastası olduğu için veremedi. Etem amca hepimizin büyüğü. Hepimiz ondan bir şeyler öğrendik. Bursa'nın yarısını okutmuştur. Onun sağlığına kavuşması için ben de böyle bir karar aldım. Etem hocama böbreğimi vermeden önce, organ bağışı konusunda farkındalığım yoktu. İnsan kendi başına geldiği zaman araştırmaya başlıyor. Bu konuda bilinçli değildim. Kendimizde olmadığı zaman duyarlı olmuyor insan. Şimdi daha duyarlı olduk. Çevremize söylüyoruz, paylaşım yapıyoruz. Organ nakli güzel bir şey. Sağlık durumum gayet iyi. Herhangi bir problemim yok. Operasyon geçireli bir sene oldu. Eskisi gibiyim. Gündelik hayatıma rahat bir şekilde devam ediyorum."
Bursa bölgesinin organ bağışı konusunda şanslı olduğuna ancak bağış oranlarının son yıllarda düşüş gösterdiğine dikkat çeken Bursa Böbrek Hastaları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Akın, organ bağışı için çağrıda bulunarak, "Bizler Bursa'da çok şanslıyız. Çünkü Sağlık Müdürlüğü'müzün, hastanelerimizin ve derneğimizin yaptığı çalışmalar sayesinde, Bursa'daki kadavradan organ bağışı çok yüksek seviyedeydi. Biz böbrek hastaları da sırada çok kısa zaman bekleyerek, nakil olarak, sağlıklı bir şekilde hayatımıza devam edebiliyorduk. Pandemiyle birlikte organ bağışlarında önemli oranda azalma oldu. Bundan da en çok etkilenen organ bekleyen hastalar. Buradan halkımıza şunu söylemek istiyoruz. Bağışlanan her organ yeni bir can, yeni bir umut oluyor. Bu konuya duyarsız kalmayalım" dedi.