3 klasörlük ön savunma

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 01 Mayıs 2008 09:09, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

3 klasörlük ön savunma

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın laikliğe karşı odak olduğu iddiasıyla açtığı kapatma davasına ilişkin, AK Parti, 3 klasörden oluşan 98 sayfalık ön savunmasını dün Anayasa Mahkemesine sundu. Partinin hukukçu kurmayları tarafından hazırlanan 3 klasörlük ön savunmada, AK Parti'nin 6 yıllık iktidar süresi içinde yaptığı reformların hiçbirinin laikliğe aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmediği vurgulandı. Ön savunmada ayrıca, hiç bir partilinin şiddet ya da eylem çağrısında bulunduğuna dair bir delilin olmadığı kaydedildi

AK Parti, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın açtığı kapatma davasına ilişkin ön savunmasını Anayasa Mahkemesi'ne sundu. 2 Mayıs'a kadar süresi olmasına karşın, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, Sadullah Ergin ve Bekir Bozdağ, 3 klasörden oluşan ön savunmasını dün saat 18.20'de Anayasa Mahkemesi'ne verdi. Ön savunmada, ?Laiklik ilkesine aykırı olduğu iddia edilen beyan ve eylemlerde en ufak bir şiddete çağrı ya da şiddet unsuru taşımadığından, beyanlarda şeriat düzeninin istendiği ya da hedeflendiğine dair hiçbir ifadenin yer almamasından, altı yıl tek başına iktidar olarak görev yapıldığı ve birçok köklü hukuk reformu gerçekleştirildiği halde yapılan bu yasal düzenlemelerin hiçbirisinin laiklik ilkesine aykırılıktan dolayı Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmemesinden anlaşıldığı üzere AK Partisi'nin kapatılmayı gerektirecek eylemlerin odağı haline geldiği yönündeki iddia kabul edilemez. Tüm bu sebeplerle davanın reddedilmesini talep etmekteyiz? denildi.

BAŞÖRTÜSÜ KARARI ÇIKMADI

İddianamede başörtüsü yasağının kaldırılması için yapılan Anayasa değişikliğinin Anayasa'da belirlenen kurallar çerçevesinde gerçekleştiği, buna rağmen yasama çalışmasının iddianamede yer alıyor olmasının hukuka aykırı olduğunun altı çizildi. Ön savunmada başörtüsünü serbest bırakan düzenleme ile ilişkin Anayasa Mahkemesi'ne açılan davanın da henüz görüşülmediğine ve görüşülmeyen bir husus konusunda bile başsavcının bir sonuç çıkardığına da dikkat çekildi.

YARGI KARARI BİLE YOK

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Dışişleri Bakanlığı döneminde Fetullah Gülen okullarına destek verdiği iddiasıyla ilgili ise ?Suçluluğu mahkeme kararı ile kesinleşinceye kadar hiç kimseninin suçlu sayılamayacağı hem bir evrensel hukuk kuralıdır hem de Anayasamız'ın 15. maddesinde savaş halinde bile dokunulmayacak çekirdek haklar arasında saydığı bir haktır? denildi. Genelkurmay Harekat Dairesi'nin Gülen hakkında bir rapor tutmasının da iddianamede delil olarak gösterilmesine savunmada şu yanıt verildi: ?Rapor icrai olmayan, dolayısıyla bağlayıcılığı da olmayan subjektif bilgilerin yer aldığı bir işlemden ibarettir. Bu işlemin hukuki anlamda doğrudan sonuç doğurması, bu işleme göre bir icraat balirlenmesi mümkün değildir. Aksini düşünmek hukuk devleti ilkesi ile taban tabana zıt olacaktır.?

Anayasa Mahkemesi'nin denetimi var

Başörtüsü yasağının kaldırılmasıyla ilgili yapılan Anayasa değişikliğinin iddianamede delil olarak yer almasına da karşı çıkılan ön savunmada, ?Bu değişiklik tamamen tali kurucu iktidar sınırları içinde yapılmıştır ve bu çerçevede Anayasa Mahkemesi denetimine tâbidir. Bu değişikliklerin teklif edilmesinde ve kabulünde AK Parti tek başına hareket etmemiş, değişiklik sürecinde MHP'nin önemli ölçüde katkısı olmuş, ayrıca kabul aşamasında DTP tarafından da olumlu oy kullanılmıştır. Yapılan düzenlemeler, kamuoyunda da bilindiği üzere üniversitelerde başörtüsü sorununun çözümüne yöneliktir. Bu çerçevede

kamu görevlililerinin harhangi bir dini simge taşımalarının mümkün olmadığı ve değişikliklerin kamu görevlililerine yönelik olmadığı da açıktır. Bu değişikliklerin doğrudan laiklik ilkesiyle bir çelişki içinde olmadığı açıktır. Ayrıca başka partiler tarafından da desteklenen ve tamamen Anayasa'da yer alan Anayasa'nın değiştirilmesine ilişkin kurallara uygun olarak yapılan bir değişiklik nedeniyle, bu değişikliğe destek veren partilerden yalnızca birinin laik cumhuriyete karşı olduğu sonucuna ulaşılması yalnızca hukukun temel ilkeleriyle değil, mantığa da aykırıdır? cevabı verildi.

İddianamede neler var

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, 14 Mart 2008 tarihinde ?laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu? gerekçesiyle AK Parti'nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi'ne dava açtı. Yalçınkaya'nın iddianamesinde yer alan delillerin neredeyse tamamına yakını gazete haberlerinden oluştu.

Başbakan Erdoğan başta olmak üzere Cumhurbaşkanı Gül, eski TBMM Başkanı Arınç'ın da aralarında bulunduğu 71 kişiye siyasi yasak istenen iddianamede Erdoğan'ın AK Parti kurulmadan önce yaptığı konuşmalar bile delil olarak gösterildi. İşte Yalçınkaya'nın delilleri:

Başörtüsü yasağının kaldırılması için AK Parti'li milletvekillerinin Anayasa değişikliği ve yasa teklifi vermeleri, teklife imza atmaları.

Başbakan Erdoğan'ın Nizip'te yaptığı konuşmada meslek lisesi mezunlarına yönelik katsayı adaletsizliğine karşı çıkması

Erdoğan'ın medyaya hitaben ?Bunların derdi laiklik değil menfaat hesabı.

Bunlar köşeye sıkıştırma metotları. Tehditle bizden bir şey alamazsınız. Bunların istediği düzen demokrasi değil, diktatoryal düzen? sözleri

Adana Kozan'da başörtülü olduğu için ödülü verilmeyen ve kürsüden indirilen Tevhide Kütük isimli öğrenciyi Başbakan Erdoğan'ın telefonla araması.

İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy'un 'Safahat' isimli kitabının bazı belediyeler tarafından öğrencilere dağıtılması

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber