Şark çıbanının tedavisinde yeni yöntem

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 08 Mayıs 2008 19:48, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:57

Tıbbi Mikrobiyoloji ve Parazitoloji Uzmanı Prof. Dr. Adil Allahverdiyev, halk arasında ''şark çıbanı'' olarak bilinen ve bir türü iç organları da etkileyerek ölüme yol açabilen ''Leishmania'' hastalığının tanısı için güvenli ve başarılı yeni bir yöntem geliştirdiklerini bildirdi.

Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Kimya Metalürji Fakültesi Biyomühendislik Bölümü Öğretim Üyesi Allahverdiyev, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yard. Doç. Dr. Melahat Bağırova, araştırma görevlileri ve doktora öğrencilerinden oluşan bir ekiple enfeksiyon hastalıklarına karşı yeni ilaç ve biyopolimerlere dayalı aşı geliştirilmesi konusunda değişik çalışmalar yürüttüklerini söyledi.

Önemli sağlık problemlerinden biri olarak kabul edilen, parazitleri ''Tatarcık-Yakarca'' denilen sinek tarafından insana aktarılan Leishmania hastalığına ilişkin çalışmalar da yaptıklarını ifade eden Allahverdiyev, daha önce Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde bu konuda yaptığı çalışmalarına, geniş laboratuvar imkanına sahip olan YTÜ Kimya-Metalürji Fakültesi Biyomühendislik Bölümü'nde devam ettiğini kaydetti.

Allahverdiyev, hastalığın daha çok Doğu, Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde görüldüğünü, yılda yaklaşık 500 binden fazla kişinin bu hastalığa yakalandığını dile getirdi.

Deride şark çıbanına yol açan hastalığın bir türünün de kemik iliği, karaciğer, dalak, lenf düğümleri ve diğer iç organları etkilediğini anlatan Allahverdiyev, erken teşhis edilmemesi durumunda hastalığın ölümle sonuçlanabileceğini belirtti.

Prof. Dr. Allahverdiyev, küresel ısınmayla birlikte hastalığın yayıldığı bölgelerin daha genişlemesinin ve daha çok insanı etkilemesinin beklendiğini ifade ederek, bu nedenle söz konusu hastalıkla mücadelenin giderek daha önemli hale geldiğini vurguladı.

-TEŞHİSİ ZOR HASTALIK-

Leishmania hastalığının teşhis edilmesinin zor olduğunu dile getiren Allahverdiyev, ''Kimisi 'deri kanseri' tanısı koyuyor, kimisi 'tüberküloz' diyor, kimisi 'mantara dayalı hastalık' diyor. Hastanın 'kangren' deyip bacağını kesiyorlar'' dedi.

Allahverdiyev, iç organlarda görülmesi halinde ise yanlışlıkla anemi, lösemi, lenfoma tanılarının konulduğu hastalığın teşhisinde daha önce çeşitli yöntemler kullanıldığını belirterek, şunları söyledi:

''Eldeki yöntemlerle vakaların yalnız yüzde 30-40'ına tanı koymak mümkün oluyordu. İç organlardaki hastalığın kan tahliliyle tespiti yüzde 26 oranındaydı. Yeni bir kültür tanı yöntemi geliştirdik. 'Mikrokültür' adını verdiğimiz yöntemin duyarlılığı çok güçlendirildi, hastaların yüzde 80-95'ine, neredeyse tamamına tanı koymak mümkün hale getirildi. Tanı koymak için diğer yöntemlerle en az 1 ay, bazen 6 aya kadar uzanan zamana ihtiyaç duyulurken yeni mikrokültür yöntemiyle süre maksimum 1 haftaya indi. Ekonomik açıdan da diğer yöntemlere nazaran 100-130 kez daha ucuza geliyor.''

Bu yöntemin orijinal olduğunu ve kendileri tarafından geliştirildiğini vurgulayan Adil Allahverdiyev, ''Yeni mikrokültür yöntemine ilişkin çalışmamız Amerika'nın en önemli bilimsel dergisinde 2 bölüm halinde yayınlandı. Şu anda başta ABD ve Kanada'da olmak üzere dünyanın birçok laboratuvarında uygulanmakta. Türkiye'de Ankara Başkent Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi, Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi ve bazı merkezlerde uygulanmaktadır'' diye konuştu.

Prof. Dr. Allahverdiyev, çalışmaya ilişkin son gelişmelere de değinerek, ellerindeki teknolojik imkanları kullanarak yöntemi daha da geliştirdiklerini, tanı süresini bir güne indirmeyi başardıklarını bildirdi.

-''KADINLARI DAHA ÇOK ETKİLİYOR''-

Hastalığın erkeklerde de görülmekle birlikte en çok kadınları etkilediğine işaret eden Allahverdiyev, bunun nedenini belirlemek için de çalıştıklarını söyledi.

Çalışmada, kadın ve erkeklerden elde edilen sıvı örneklerine laboratuvarda ürettikleri Leishmania paraziti kültürünü yerleştirdiklerini belirten Allahverdiyev, ''Gördük ki bayanlardan alınan örneklerde parazitler, erkeklere nazaran 2-3 kat daha fazla çoğalıyor. Bayanların vücudundaki kendilerine has metabolizma, onların salgıladığı maddeler, bu parazitlerin daha çok gelişmesine yol açıyor. Bu sinekler tarafından ısırılan bayan, bir erkeğe göre daha kolay parazit tarafından enfekte oluyor. Bunu tespit ettik'' dedi.

Prof. Dr. Adil Allahverdiyev, Leishmania hastalığına karşı biyopolimerlere bağlı ilaç ve aşı geliştirilmesi için çalışmalarını sürdürdüklerini de sözlerine ekledi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber