AYM'den uzman yardımcılarını ilgilendiren yeterlik sınavı kararı
Anayasa Mahkemesi uzman yardımcılığına atanan adayları yakından ilgilendiren bir karar verdi. Mahkeme heyeti, oy çokluğuyla, 657 sayılı Kanunun ek 41. maddesinde, yeterlik sınavının ne zaman yapılacağına yönelik herhangi bir belirleme yapılmadığı için, beşinci fıkrasının birinci cümlesini iptal etti
657 sayılı Kanunun ek 41. maddesinin 5. fıkrasının ilk cümlesi şu şekildedir:
"Uzman yardımcılığına atananlar, en az üç yıl çalışmak ve istihdam edildikleri birimlerce belirlenecek konularda hazırlayacakları uzmanlık tezi, oluşturulacak tez jürisi tarafından kabul edilmek kaydıyla, yapılacak yeterlik sınavına girmeye hak kazanırlar."
Açılan bir davada, bir kariyer uzman yardımcısı, iş müfettişliği yeterlik sınavının yapılması talebiyle başvuru yapmış, talebi reddedilmiştir. Redde dair işlem ile İş Teftişi Tüzüğü'nde (mülga) ve 31/10/2012 tarihli ve 28543 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Yönetmeliği'nde yer alan bazı fıkra, bent ve ibarelerin iptali ve yeterlik sınavının yapılmaması nedeniyle müfettiş yardımcılığı ile müfettişlik kadroları arasında oluşan özlük ve parasal haklarının ödenmesi talebiyle açılan davada, Danıştay 2. Dairesi 657 sayılı Kanunun ek 41. maddesinin 5. fıkrasının ilk cümlesinin Anayasa'ya aykın olduğu kanısına vararak Anayasa Mahkemesine başvurmuştur.
Anayasa Mahkemesi, iptali istenen hükümde, uzman yardımcılarının yeterlik sınavının ne zaman yapılacağına yönelik herhangi bir belirleme yapılmadığını, yeterlik sınavına ilişkin azami süre öngörülmediğini, bu nedenlede iptali istene kuralın kişiler yönünden belirlilik ve öngörülebilirlik kriterlerini taşımadığını belirterek 657 sayılı Kanunun ek 41. maddesinin 5. fıkrasının ilk cümlesini iptal etmiştir. İptal kararı 9 ay sonra yürürlüğe girecektir.
Anayasa Mahkemesinin bu kararı, uzman yardımcılığında 3 yılını doldurmasına rağmen uzun süre yeterlik sınavları yapılmayarak mağdur edilen binlerce kariyer meslek mensubunu yakından ilgilendirmektedir.
İşte Anayasa Mahkemesinin yeterlik sınavı kararı
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
Esas Sayısı : 2023/137
Karar Sayısı: 2024/68
Karar Tarihi: 7/3/2024
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Danıştay İkinci Dairesi
İTİRAZIN KONUSU: 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na
11/10/2011 tarihli ve 666 sayılı Kanun Hükmünde Karamame'nin 3. maddesiyle eklenen
ek 41. maddenin beşinci fıkrasının birinci cümlesinin Anayasa'nın 2., 7. ve
128. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talebidir.
OLAY: Davacı tarafından iş müfettişliği yeterlik sınavının yapılması talebiyle yapılan başvurunun reddine dair işlem ile İş Teftişi Tüzüğü'nde (mülga) ve 31/10/2012 tarihli ve 28543 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Yönetmeliği'nde yer alan bazı fıkra, bent ve ibarelerin iptali ve yeterlik sınavının yapılmaması nedeniyle müfettiş yardımcılığı ile müfettişlik kadroları arasında oluşan özlük ve parasal haklarının ödenmesi talebiyle açılan davada itiraz konusu kuralın Anayasa'ya aykın olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME VE İLGİLİ GÖRÜLEN CUMHURBAŞKANLIĞI
KARARAMESİ İLE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME KURALLARI
A. İptali İstenen Kanun Hükmü Hükmünde Kararname Kuralı
657 sayılı Kanun'a 666 sayılı Kanun Hükmünde Karamame'nin (666 sayılı KHK) 3.
maddesiyle eklenen ek 41. madde şöyledir:
"Uzman istihdamı
Ek Madde 41- (Ek: 11/10/2011 -KHK-666/3 md.)
(Değişik fikra: 2/7/2018 - KHK-703/174 md.) Bakanlıklar ile diğer kamu kurum
ve kuruluşlarının teşkilatlanmalarına ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde
öngörülmesi kaydtyla kurumun görev alanına giren konularda çalıştırılmak üzere
merkez teşkilatlarında, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığında, Yükseköğretim Kalite
Kurulunda, Genelkurmay Başkanlığı ve kuvvet komutanlıklarının merkez karargahlarında
uzman ve uzman yardımcısı istihdam edilebilir.
Uzman yardtmcılığma atanabilmek için; 48 inci maddede sayılan şartlara ek olarak,
yapılacak yarışma sınavında başarılı olma ve (...) en az dört yıllık lisans
eğitimi veren hukuk siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadi ve idari bilimler
fakültelerinden veya bu bakanlıklar ve kurumlarca yürütülen kurumsal hizmet
gerekleri çerçevesinde en az dört yıllık lisans eğitimi veren ve yönetmelikle
belirlenen yükseköğretim kurumlarından ya da bunlara denkliği Yükseköğretim
Kurulu tarafından kabul edilen yurtiçindeki veya yurtdışındaki öğretim kurumlarından
mezun olma şartı aranır.
Uzman yardımcıları mesleğe özel yarışma sınavı ile alınır. Uzman yardımcılığı
giriş sınavı merkezi sınav sonuçlarına göre; yazılı ve sözlü sınav veya yalnızca
sözlü sınavdan oluşur. Öğrenim dalları itibarıyla belirlenecek uzman yardımcılığı
kadrolarına giriş sınavı için, eleme sınavı sonucunda aranacak puan türleri,
taban puanları ve sınavda alınan başarı derecelerine göre çağrılacak aday sayısı
tespit edilerek, giriş sınavı duyurusuyla ilan edilir. Ancak, giriş sınavına
çağrılacak aday sayısı, atama yapılacak kadro sayısının yirmi katından, yalnızca
sözlü sınav yapılması halinde sözlü sınava çağrılacak aday sayısı giriş sınavı
duyurusunda belirtilen kadronun dört katından fazla olamaz. Yazılı sınav, kurumun
görev alanına göre yönetmelikle belirlenen konulardan yapılır. Yazılı sınav
sonucunda yetmiş puandan az olmamak üzere, en yüksek puandan başlanarak giriş
sınavı duyurusunda belirtilen kadronun dört katma kadar aday sözlü sınava çağrılır.
Sözlü sınav, adayların;
a) Sınav konularına ilişkin bilgi düzeyi,
b) Bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade yeteneği ve muhakeme gücü,
c) Liyakati, temsil kabiliyeti, davranış ve tepkilerinin mesleğe uygunluğu,
d) Özgüveni, ikna kabiliyeti ve inandırıcılığı,
e) Genel yetenek ve genel kültürü,
f) Bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığı,
yönlerinden değerlendirilerek, ayrı ayrı puan verilmek suretiyle gerçekleştirilir.
Adaylar, komisyon tarafından üçüncü fıkranın (a) bendi için elli puan, (b) ila
(f) bentlerinde yazılı özelliklerin her biri için onar puan üzerinden değerlendirilir
ve verilen puanlar ayrı ayrı tutanağa geçirilir. Bunun dışında sözlü sınav ile
ilgili herhangi bir kayıt sistemi kullanılmaz. Sınav komisyonu, kurum içinden
veya dışından yönetmelikle belirlenen kişilerden oluşur. Sözlü sınavda başarılı
sayılmak için, komisyon başkan ve üyelerinin yüz tam puan üzerinden verdikleri
puanların aritmetik ortalamasının en az yetmiş olması şarttır. Başarı puanı
en yüksek olan adaydan başlanmak suretiyle giriş sınavı duyurusunda belirtilen
uzman yardımcısı kadro sayısı kadar asıl adayın isimleri ilan edilir. Yapılan
sınavlarda başarılı olmak şartıyla, giriş sınavı duyurusunda belirtilen uzman
yardımcısı kadro sayısının yarısını geçmemek üzere komisyon tarafından belirlenen
sayıda yedek adayın isimlerini kapsayan bir liste belirlenerek ilan edilir.
Uzman yardımcılığına atananlar, en az üç yıl çalışmak ve istihdam edildikleri
birimlerce belirlenecek konularda hazırlayacakları uzmanlık tezi, oluşturulacak
tez jürisi tarafından kabul edilmek kaydıyla, yapılacak yeterlik sınavına girmeye
hak kazanırlar. Süresi içinde tezlerini sunmayan veya tezleri kabul edilmeyenlere
tezlerini sunmaları veya yeni bir tez hazırlamaları için altı ayı aşmamak üzere
ilave süre verilir, Yeterlik sınavında başarılı olanların uzman kadrolarına
atanabilmeleri, Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavından
asgari (C), Dışişleri Uzmanlığı için asgari (B) düzeyinde veya dil yeterliği
bakımından bunlara denkliği kabul edilen ve uluslararası geçerliliği bulunan
başka bir belgeye yeterlik sınavından itibaren en geç iki yıl içinde sahip olma
şartına bağlıdır. Sınavda başarılı olamayanlar veya sınava girmeye hak kazandığı
halde geçerli mazereti olmaksızın sınav hakkını kullanmayanlara, bir yıl içinde
ikinci kez sınav hakkı verilir. Verilen ilave süre içinde tezlerini sunmayan
veya ikinci defa hazırladıkları tezleri de kabul edilmeyenler, ikinci sınavda
da başarı gösteremeyen veya sınav hakkını kullanmayanlar ile süresi içinde yabancı
dil yeterliliği şartını yerine getirmeyenler, uzman yardımcısı unvanını kaybederler
ve kurumlannda durumlarına uygun memur unvanlı kadrolara atanırlar.
Uzman ve uzman yardımcılarının mesleğe alınmaları, yetiştirilmeleri, yarışma
sınavı, tez hazırlama ve yeterlik sınavı ile uzman ve uzman yardımcılarıyla
ilgili diğer hususlar, Devlet Personel Başkanlığının görüşü alınarak burumlarınca
hazırlanacak yönetmelikle düzenlenir.
İkinci, üçüncü, dördüncü, beşinci ve altıncı fıkralarda yer alan hükümler, 36
ncı maddenin "Ortak Hükümler'' bölümünün (A) fıkrasının (11) numaralı bendinde
belirtilen uzman ve uzman yardımcılarından merkez teşkilatına ait kadrolarda
bulunanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı yasama uzman
ve yasama uzman yardımcıları ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun
eki (İH) sayılı Cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici burumların uzman
ve uzman yardımcılart hakkında da uygulanır.
(Değişik fıkra: 2/7/2018 - KHK-703/174 md.) Bu madde kapsamında istihdam edilen
uzman ve uzman yardımcıları bakanlıkların merkez teşkilatı kadrolarında bulunan
uzman ve uzman yardımcıları için mevzuatında öngörülmüş olan mali ve sosyal
hak ve yardımlar ile 36 ncı maddenin "Ortak Hükümler" bölümünün (A)
fıkrasının (11) numaralı bendi hükmünden aynı usul ve esaslar çerçevesinde yararlanırlar.
(Ek fıkra: 2/7/2018 - KHK-703/174 md.) Bu madde kapsamında istihdam edilen uzman
ve uzman yardımcılarına teşkilatlanmaya ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde
öngörülmesi kaydıyla diğer görevlerinin yanı sıra yönetmelikle belirlenen usul
ve esaslar çerçevesinde araştırma, analiz, teftiş, denetim, inceleme ve soruşturma
yaptırılabilir. Denetime tabi gerçek ve tüzel kişiler, denetim için gereken
gizli dahi olsa bütün belge, defter ve bilgileri talep edildiği takdirde ibraz
etmek, para ve para hükmündeki evrakı ve ayniyatı ilk talep halinde denetimle
görevli uzman ve uzman yardımcılarına göstermek, sayılmasına ve incelemesine
yardımcı olmak zorundadır. Araştırma, inceleme, analiz, teftiş, denetim, inceleme
ve soruşturma ile görevli uzman ve uzman yardımcıları, görevleri sırasında tüm
resmi daire, kurum, kuruluş ve kamuya yararlı demeklerle, gerçek ve tüzel kişilerden
gerekli yardım, bilgi, evrak, kayıt ve belgeleri istemeye yetkili olup, kanuni
bir engel olmadıkça bu isteğin yerine getirilmesi zorunludur. Uzman ve uzman
yardımcılarına teftiş, denetim, inceleme ve soruşturma işlerine ilişkin görevlendirmelerinde,
10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanununun 33 üncü maddesinin (b) fıkrası
hükmü uygulanır. Bunların görevlendirme ve çalışmalarına ilişkin usul ve esaslar
Devlet Personel Başkanlığının görüşü alınarak çıkarılacak kurumsal yönetmelikle
düzenlenir. "
B. ilgili Görülen Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi İle Kanun Hükmünde Kararname
Kuralları
1, 10/7/2018 tarihli ve 30474 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan (1) numaralı
Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin (CBK) 95.
maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
"Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı
MADDE 95- (Başlığı ile Birlikte Değişik: RG-21/4/2021-31461-CK-73/35 md.)
(1) Rehberlik ve Teftiş Başkanlığının görev ve yetkileri şunlardır:
(2) Başkanlıkta 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 24 üncü maddesine
göre müfettiş ve müfettiş yardımcısı istihdam edilebiliri
2. 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu, 926 Sayılı
Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu,
2914 Sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu, 5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu
ile Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması,
Devlet Memurlun ve Diğer Kamu Görevlilerine Memuriyet Taban Aylığı ve Kıdem
Aylığı İle Ek Tazminat Ödenmesi Hakkında Kanun Hükmünde Karamame'nin (375 sayılı
KHK) ek 24. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
"Müfettiş, denetmen, denetçi, kontrolör, aktüer istihdamı Ek Madde 24-
(Ek: 2/7/2018 - KHK-703/178 md.)
Bakanlıklar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilatlanmasına ilişkin
Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde öngörülmesi kaydıyla bakanlık, kurum ya da
birim düzeyinde müfettiş, denetmen, denetçi, kontrolör, aktüer ile müfettiş
yardımcısı, denetmen yardımcısı, denetçi yardımcısı, aktüer yardımcısı ve stajyer
kontrolör istihdam edilebilir.
Bu madde kapsamında merkez teşkilatına ait kadro veya pozisyonlarda istihdam
edilecekler hakkında, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun ek 41 inci maddesinin
ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile yabancı dil şartı hariç olmak üzere
beşinci fıkrasında yer alan hükümler kıyasen uygulanır.
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Zühtü ARSLAN, Hasan Tahsin
GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA, Engin YILDIRIM, Muammer TOPAL, Rıdvan GÜLEÇ, Recai AKYEL,
Yusuf Şevki HAKYEMEZ, Selahaddin MENTEŞ, Basri BAĞCI, İrfan FİDAN, Kenan YAŞAR
ve Muhterem İNCE'nin katılımlarıyla 13/9/2023 tarihinde yapılan ilk inceleme
toplantısında dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine OYBİRLİĞİYLE
karar verilmiştir.
IIL ESASIN İNCELENMESİ
2. Başvuru karan ve ekleri, Raportör Cem GÜNDOGDU tarafından hazırlanan işin
esasına İlişkin rapor, itiraz konusu ve ilgili görülen KHK ve CBK kuralları,
dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri
okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A. KHK'lann Yargısal Denetimi ile 6771 Sayılı Kanun'la Yapılan Anayasa Değişikliğinin
Yargısal Denetime Etkileri Hakkında Genel Açıklama
3. Türkiye Büyük Millet Meclisinin (TBMM) daha önceki hükümet sisteminde yer
alan Bakanlar Kuruluna KHK çıkarma yetkisi verebileceğini hükme bağlayan ve
KHK'lann hukuksal rejimini düzenleyen Anayasa'nın 91. maddesi 21/1/2017 tarihli
ve 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun'un 9/7/2018 tarihinde yürürlüğe giren 16. maddesiyle yürürlükten kaldırılmış,
böylece KHK çıkarılabilirle imkanına anayasal olarak son verilmiştir.
4. Buna karşılık 6771 sayılı Kanun'la Anayasa'ya eklenen geçici 21. maddenin
(F) fıkrasının birinci cümlesinde Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte
bulunan kanun hükmünde kararnameler, tüzükler, Başbakanlık ve Bakanlar Kurulu
tarafından çıkarılan yönetmelikler ile diğer düzenleyici işlemler yürürlükten
kaldırılmadıkça geçerliliğini sürdürür" denilmek suretiyle Anayasa'mn 91.
maddesinin yürürlükten kaldırılma tarihine kadar çıkarılmış ve yürürlükte bulunan
KHK'lann geçerliliklerini sürdürmeye devam edeceği hükme bağlanmıştır.
5. Anılan fıkranın ikinci cümlesinde ise "Yürürlükle bulunan kanun hükmünde
kararnameler hakkında 152 nci ve 153 üncü maddelerin uygulanmasına devam olunur"
hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu cümlede KHK'lann iptal davası yoluyla Anayasa'ya
aykınlığının ileri sürütebilmesine ilişkin Anayasa'mn 150. ve 151. maddelerine
açıkça yer verilmemiş ise de anılan hükmü yorumlayan Anayasa Mahkemesi İptal
davası yönünden de olağan KHK'lara ilişkin yargısal denetim yetkisinin devam
ettiğini kabul etmiştir (AYM, E.2018/114, K.2018/91,25/9/2018, §§ 8,9).
6. Anayasa'mn 148. maddesinin birinci fıkrasının 6771 sayılı Kanun'la değiştirilmeden
Önceki halinde Anayasa Mahkemesinin KHK'lann Anayasa'ya şekil ve esas bakımlarından
uygunluğunu denetleyeceği kurala bağlanmış ve 2017 yılında yapılan söz konusu
Anayasa değişikliği ile KHK rejimine son verilmeden önce Anayasa Mahkemesi Anayasa'mn
mülga 91. maddesini ölçü norm olarak esas alarak bu madde uyarınca KHK'lan yetki
kanununa dayanıp dayanmadığı, yetki kanununun kapsamında olup olmadığı ve yasak
alan içinde kalıp kalmadığı hususlarında denetime tabi tutmuştur. Anayasa'mn
geçici 21. maddesinin (F) fıkrasının ikinci cümlesinde KHK'larla ilgili denetim
yetkisinin devamı öngörülmekle birlikte söz konusu denetimde mülga normların
ölçü norm olarak dikkate alınıp alınamayacağı hususunda bir hükme yer verilmemiştir.
7. Bu bağlamda mülga normların niteliklerini dikkate alan Anayasa Mahkemesi
19/2/2020 tarihli ve E.2018/122, K.2020/14 sayılı kararında mevcut KHK'lann
Anayasa'ya uygunluk denetiminde Anayasa'mn mülga 91. maddesinin ölçü norm olarak
dikkate alınmaya devam edilmesi gerektiğine karar vermiştir. Anılan kararda
içerik bakımından Anayasa'ya uygunluk denetiminde Anayasa'mn üstünlüğü ve bağlayıcılığı
ilkesi gereğince kural olarak denetimin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan
normların ölçü norm olarak dikkate alınacağı ancak anayasa yargısı denetimine
tabi bir norm, oluşturulduğu süreçte geçerli olan yetki kuralları esas alınarak
vücut bulduğundan bu unsura ilişkin denetimin -yürürlükten kalkmış olsa dahi-
o tarihteki kurallar esas alınarak yapılması gerekeceği ifade edilmiştir. Geçerliliğini
sürdüren ve yetki unsuru bakımından da anayasal denetime tabi olan KHK'lann
çıkanlması sırasındaki anayasal yetkinin kaynağım, ilga edilmiş olsa da Anayasa'mn
91. maddesinin teşkil ettiği, bu itibarla KHK çıkarma yetkisinin Anayasa'ya
uygun olarak kullanılıp kullanılmadığı yönünden yapılacak denetimin ancak söz
konusu anayasal yetkinin tanımlandığı, konu yönünden kapsam ve sınırlarının
çizildiği normun Ölçü alınması suretiyle gerçekleştirilecek bir inceleme ile
mümkün olabileceği belirtilmiştir (AYM, E.2018/122, K.2020/14,19/2/2020, §§
11,12).
8. Açıklanan nedenlerle mevcut KHK'lann Anayasa'nın mülga 91. maddesine uygunluğunun
denetlenmesi gerekir.
9. Anayasa'nın mülga 91. maddesinde düzenlenen KHK'lar işlevsel yönden yasama
işlemi niteliğinde olduğundan bu kuralların yargısal denetimlerinin yapılması
görev ve yetkisi Anayasa Mahkemesine verilmiştir. Anılan maddede KHK'lann Anayasa'ya
şekil ve esas bakımlanndan uygunluğunun denetlenmesinden söz edilmekte olup
Anayasa'ya uygunluk denetiminin içine KHK'nın yetki kanunu kapsamında olup olmadığının
denetimi de girmektedir. Nitekim Anayasa'nın mülga 91. maddesinde Bakanlar Kuruluna
ancak yetki kanununda belirtilen sınırlar içinde KHK çıkarma yetkisinin verilmesi
öngörülmüştür. Söz konusu yetkinin dışına çıkılması, KHK'yı Anayasa'ya aykın
duruma getirir. Dolayısıyla yargısal denetimde KHK'nın yetki kanunu kapsamında
olup olmadığı sorununun da çözümlenmesi gerekir.
10. Dayanaklanm doğrudan doğruya Anayasa'dan alan olağanüstü hal KHK'lanndan
farklı olarak olağan dönemlerdeki KHK'lann bir yetki kanununa dayanması zorunludur.
Bu nedenle KHK'lar ile dayandıktan yetki kanunu arasında çok sıkı bir bağ vardır.
KHK'nın yetki kanunu ile olan bağı, KHK'yı aynen ya da değiştirerek kabul eden
kanun ile kesilir. KHK'nın Anayasa'ya uygun bir yetki kanununa dayanması, Anayasa'ya
uygunluğunun ön koşuludur. Bir yetki kanununa dayanmadan çıkarılan veya dayandığı
yetki kanunu iptal edilen KHK'lann içeriği Anayasa'ya aykırılık oluşturmasa
bile bunlann Anayasa'ya uygunluğundan söz edilemez.
11. KHK'lann Anayasa'ya uygunluk denetimi, kanunlann denetiminden farklıdır.
Anayasa'nın 11. maddesinde "Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz" denilmektedir.
Bu nedenle kanunlann denetiminde, onlann yalnızca Anayasa kurallarına uygun
olup olmadığı saptanır. KHK'lar ise konu, amaç, kapsam ve ilkeleri yönünden
hem dayandıktan yetki kanununa hem de Anayasa'ya uygun olmak zorundadır.
12. Anayasa'nın mülga 91. maddesinde kimi konulann KHK'larla düzenlenmesi yasaklanmıştır.
Anılan maddenin birinci fıkrasında "...sıkıyönetim ve olağanüstü haller
saklı kalmak üzere, Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde
yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü bölümde yer alan
siyasi haklar ve ödevler kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemez." denilmiştir.
Bu kural uyannca TBMM, Bakanlar Kuruluna ancak KHK ile düzenlenmesi yasaklanmış
alana girmeyen konularda KHK çıkarma yetkisi verebilir.
13. Öte yandan Anayasa'nın herhangi bir maddesinde kanunla düzenleneceği öngörülen
bir konunun, Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrasının açıkça yasakladığı
hükümler ile ilgili olmadıkça ya da Anayasa'nın 163. maddesinde olduğu gibi
kanun hükmünde kararname çıkarılamayacağı açıkça belirtilmedikçe kanun hükmünde
kararname ile düzenlenmesi Anayasa'ya aykırılık oluşturmaz (AYM, E.2011/107,
K.2012/184,22/11/2012).
B. Anlam ve Kapsam
14. (1) numaralı CBK'nın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş
Başkanlığının düzenlendiği 95. maddesinin (2) numaralı fıkrasında müfettiş ve
müfettiş yardımcılarının 375 sayılı KHK'nın ek 24. maddesine göre istihdam edileceği
öngörülmektedir. 375 sayılı KHK'mn ek 24. maddesinin ikinci fıkrasında ise bu
madde kapsamında merkez teşkilatına ait kadro veya pozisyonlarda istihdam edilecekler
hakkında 657 sayılı Kanun'un ek 41. maddesinin ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları
ile yabancı dil şartı hariç olmak üzere beşinci fıkrasında yer alan hükümlerin
kıyasen uygulanacağı belirtilmektedir.
15. 657 sayılı Kanun'un ek 41. maddesinde ise uzman ve uzman yardımcısı istihdamına
ilişkin usul ve şartlar düzenlenmiş olup itiraz konusu kurala göre uzman yardımcılığına
atananlar, en az üç yıl çalışmak ve istihdam edildikleri birimlerce belirlenecek
konularda hazırlayacakları uzmanlık tezi, oluşturulacak tez jürisi tarafından
kabul edilmek kaydıyla, yapılacak yeterlik sınavına girmeye hak kazanacaklardır.
Yeterlik sınavına girişe ilişkin bu şartlar yukarıda yer verilen atıflar nedeniyle
kıyasen müfettişler yönünden de uygulanmaktadır.
C. İtirazın Gerekçesi
16. Başvuru kararında özetle; Anayasa'nın kanunla düzenlenmesini öngördüğü konularda
yürütme organına genel ve sınırlan belirsiz bir düzenleme yetkisinin verilmesinin
mümkün olmadığı, yeterlik sınavına girmeye hak kazanacaklann düzenlendiği kuralda
en az üç yıl çalışma şartı getirilmiş olmakla birlikte bu sınavın ne zaman yapılacağına
ilişkin azami sürenin belirlenmediği, idareye bu konuda sınırsız bir tercih
hakkı bırakılmasının kabul edilebilir olmadığı, mevcut durumun hukuki belirlilik
ve istikrar ilkelerini zedelediği, kuralın Anayasa'nın 2., 7. ve 128. maddelerine
aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Ç. Anayasa'ya Aykırılık Sorunu
1. Kuralın Anayasa'nın Mulga 91. Maddesi Yönünden İncelenmesi
17. 6216 sayılı Kanun'un 43. maddesinin (3) numaralı fıkrasında "Mahkemenin,
kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün Anayasaya aykırılığı hususunda ileri sürülen gerekçelere dayanma
zorunluluğu yoktur. Mahkeme, taleple bağlı kalmak şartıyla başka gerekçeyle
de Anayasaya aykırılık kararı verebiliri hükmü yer almaktadır. Belirtilen fıkranın
önceki halinde KHK'lara da yer verilmiş iken 2/7/2018 tarihli ve 703 sayılı
KHK'mn 209. maddesiyle fıkrada yer alan "...kanun hükmünde kararnamelerin..."
ibaresi "...Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin. şeklinde değiştirilmiştir.
18. Anılan değişikliğin "Anayasada yapılan değişikliklere uyum sağlanması
amacıyla 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanunda ibare değişiklikleri yapılması amaçlanmaktadır"
biçimindeki gerekçesi, Anayasa'da 6771 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikler
kapsamında KHK çıkanlabilme imkanına anayasal olarak son verildiği ve Cumhurbaşkanlığı
kararnamelerinin Anayasa'da geniş biçimde yeniden düzenlendiği gözetildiğinde,
6216 sayılı Kanun'un 43. maddesinin (3) numaralı fıkrasında yapılan değişiklikle
ulaşılmak istenen amacın Anayasa Mahkemesinin KHK'lara ilişkin anılan fıkra
kapsamındaki görev ve yetkisinde herhangi bir değişiklik yapmak olmayıp KHK
çıkanlabilme imkanına son veren ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin yargısal
denetiminin Anayasa Mahkemesince yapılmasını öngören Anayasa değişikliğine uyum
sağlamak olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim Anayasa'ya 6771 sayılı
Kanun'la eklenen geçici 21. maddenin (F) fıkrasının " Yürürlükte bulunan
kanun hükmünde kararnameler hakkında 152 nci ve 153 üncü maddelerin uygulanmasına
devam olunur" hükmünü içeren İkinci cümlesinde "...devam olunur"
ibaresine yer verilmesi de KHK'lara ilişkin yargısal denetim görev ve yetkisinin
söz konusu Anayasa değişikliği öncesinde mevcut olduğu şekliyle devamının amaçlandığını
göstermektedir (benzer yöndeki değerlendirme için bkz. AYM, E. 2018/122, K.2020/14,19/2/2020,
§ 46).
19. Bu bağlamda kanun koyucu da Anayasa Mahkemesinin KHK'lara ilişkin görev
ve yetkisinin kapsamının var olduğu şekliyle aynen devamını sağlamak amacıyla
6216 sayılı Kanun'a 703 sayılı KHK ile eklenen geçici 2. maddenin (4) numaralı
fıkrasında "Mahkemenin kanun hükmünde kararnamelere ilişkin görev ve yetkileri
devam eder" hükmüne yer vermiştir. Mahkemenin KHK'lara ilişkin görev ve
yetkisinin, yapılan denetimde ileri sürülen aykırılık gerekçelerine dayanma
zorunluluğu olmamasını da içerdiği açıktır. Bu çerçevede 6216 sayılı Kanun'un
43. maddesinin (3) numaralı fıkrası, geçici 2. maddenin (4) numaralı fıkrasıyla
birlikte yorumlandığında, Anayasa Mahkemesinin taleple bağlı kalmak şartıyla
başka gerekçelerle de KHK'nın Anayasa'ya aykın olduğuna karar verebileceğine
ilişkin görev ve yetkisinin de aynen devam ettiğinin kabulü gerekir (benzer
yöndeki değerlendirme için bkz. AYM, E. 2018/122, K.2020/14,19/2/2020, § 47).
20. Bu kapsamda 6216 sayılı Kanun'un 43. maddesi uyannca kural ilgisi nedeniyle
Anayasa'nın mülga 91. maddesi yönünden de incelenmiştir.
21. Kural, 657 sayılı Kanun'a 666 sayılı KHK'nın 3. maddesi ile eklenmiştir.
666 sayılı KHK 6/4/2011 tarihli ve 6223 sayılı Kamu Hizmetlerinin Düzenli, Etkin
ve Verimli Bir Şekilde Yürütülmesini Sağlamak Üzere Kamu Kurum ve Kuruluşlannın
Teşkilat, Görev ve Yetkileri ile Kamu Görevlilerine İlişkin Konularda Yetki
Kanunu kapsamında çıkarılan
KHKTardandır.
22. 6223 sayılı Yetki Kanunu'nun amacım düzenleyen 1. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının (b) bendinde "Kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen memurlar,
işçiler, sözleşmeli personel ile diğer kamu görevlilerinin çalışmalarında etkinliği
artırmak üzere, bunların atanma, nakil, görevlendirilme, seçilme, terfi, yükselme,
görevden alınma ve emekliye sevk edilme usul ve esaslarına,..." ilişkin
konularda düzenlemelerde bulunmak üzere Bakanlar Kuruluna KHK çıkarma yetkisi
verilmiştir. Öte yandan Kanun'un 2. maddesinin (2) numaralı fıkrasında verilen
yetkinin Kanun'un yayımından itibaren altı ay süreyle geçerli olduğu belirtilmiştir.
23. Kurala konu yeterlik sınavına girmeye hak kazanmayla ilgili düzenlemenin
kamu görevlilerinin atanmasına dair usul ve esaslara yönelik olduğu, dolayısıyla
Yetki Kanunu'nun kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca Yetki Kanunu'nun
3/5/2011 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlandığı ve KHK'nın kabul tarihinin 11/10/2011
olduğu gözetildiğinde KHK'nın Yetki Kanunu'nun tanıdığı süre içinde çıkarıldığı
da açıktır.
24. Öte yandan Anayasa'nın mülga 91. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde
Anayasa'nın "İkinci Kısım" "Birinci Bölüm" ve "İkinci
Bölütri'tinaz yer alan temel haklar, kişi haklan ve ödevleriyle "Dördüncü
Bölümlünde yer alan siyasi haklar ve ödevlerle ilgili olarak KHK ile düzenleme
yapılması yasaklanmıştır.
25. İtiraz konusu kuralda uzman yardımcılığına atananların yeterlik sınavına
girmeye hak kazanabilmeleri için en az üç yıl süre çalışmaları ve hazırlayacakları
uzmanlık tezinin oluşturulacak tez jürisi tarafından kabul edilmesi gerektiği
Öngörülmektedir. Bu yönüyle kural, Anayasa'mn KHK ile düzenlenmesi yasaklanan
"İkinci Kısım" "Birinci Bölüm" ve "İkinci Bo/ww"ünde
yer alan temel haklar, kişi haklan ve ödevleriyle "Dördüncü Bölümünde yer
alan siyasi haklar ve Ödevler ile ilgili herhangi bir düzenleme de içermemektedir.
26. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa'mn mülga 91. maddesine aykın değildir.
İtirazın reddi gerekir.
2. Kuralın İçerik Yönünden İncelenmesi
27. Anayasa'mn 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti eylem ve işlemleri hukuka
uygun, insan haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren,
her alanda adil bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa'ya
aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuki güvenliği sağlayan, hukuk kurallarıyla
kendini bağlı sayan ve yargı denetimine açık olan devlettir.
28. Anayasa'mn anılan maddesinde belirtilen hukuk devletinin temel ilkelerinden
biri de belirliliktir. Belirlilik ilkesi bireylerin hukuk kurallarım önceden
bilmeleri, tutum ve davranışlarını bu kurallara göre güvenle belirleyebilmeleri
anlamını taşımaktadır. Belirlilik ilkesi, yalnızca kanuni belirliliği değil
daha geniş anlamda hukuki belirliliği ifade etmektedir. Bir başka deyişle hukuk
kurallarının belirliliğinin sağlanması yalnızca kanunla düzenleme yapılması
anlamına gelmemektedir. Kanuni düzenlemeye dayanarak erişilebilir, bilinebilir
ve öngörülebilir gibi niteliksel gereklilikleri karşılaması şartıyla mahkeme
içtihatları ve yürütmenin düzenleyici işlemleri ile de hukuki belirlilik sağlanabilir.
Hukuki belirlilik ilkesinde asıl olan, bir hukuk normunun uygulanmasıyla ortaya
çıkacak sonuçların o hukuk düzeninde Öngörülebilir olmasıdır (AYM, E.2017/156,
K.2019/37, 15/5/2019, § 39).
29. Anayasa'mn 128. maddesinin ikinci fıkrasında da "Memurların ve diğer
kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve
yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir"
denilmek suretiyle memurlar ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri ve atanmalarına
ilişkin hususların kanunla düzenlenmesi öngörülmüştür. Anayasa'mn bu hükmü,
memurların ve diğer kamu görevlilerinin anayasal ve yasal güvence altına alınması
amacını taşımaktadır.
30. itiraz konusu kuralda uzman yardımcılığına atananların, en az üç yıl çalışmak
ve istihdam edildikleri birimlerce belirlenecek konularda hazırlayacakları uzmanlık
tezlerinin oluşturulacak tez jürisi tarafından kabul edilmesi kaydıyla, yapılacak
yeterlik sınavına girmeye hak kazanacakları öngörülmektedir. (1) numaralı CBK'da
yapılan atıflar nedeniyle kural birçok bakanlığın müfettiş yardımcılarına yönelik
yapılacak yeterlik sınavlarında da uygulama alanı bulmaktadır.
31. Gerek bakanlıklar bünyesinde istihdam edilen uzman yardımcısı ve uzmanların
gerekse de müfettiş yardımcısı ve müfettişlerin sunacağı hizmetler ilgili bakanlıkların
genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetlerinin gerektirdiği
asli ve sürekli görevlerdendir. Dolayısıyla hem uzman yardımcılığından uzmanlığa
hem de müfettiş yardımcılığından müfettişliğe atanmaya ilişkin şartlar ile bu
atamanın dayanağı yeterlik sınavlarına dair genel esasların kanunla düzenlenmesi
gerekmektedir.
32. Kurala göre uzman yardımcılığına atananlar en az üç yıl çalışmak ve istihdam
edildikleri birimlerce belirlenecek konularda hazırlayacakları uzmanlık tezlerinin
oluşturulacak tez jürisi tarafından kabul edilmesi kaydıyla yeterlik sınavına
girmeye hak kazanacaklardır. Ancak kuralda yeterlik sınavının ne zaman yapılacağına
yönelik herhangi bir belirleme yapılmamıştır. Yeterlik sınavına ilişkin azami
süre öngörülmemesi yeterlik sınavına ilişkin genel esasların kanunla düzenlenmediği
anlamım taşımaktadır.
33. Öte yandan kural söz konusu kişiler yönünden belirlilik ve öngörülebilirlik
kriterlerini de taşımamaktadır. Başka bir ifade ile yeterlik sınavına girmeye
hak kazanan kişinin bu sınavın azami hangi sürede yapılabileceğine ilişkin herhangi
bir öngörüsü oluşamamaktadır.
34. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa'nın 2. ve 128. maddelerine aykırıdır.
İptali gerekir.
İrfan FİDAN, Muhterem İNCE ile Yılmaz AKÇIL bu görüşe katılmamışlardır.
Kural Anayasa'nın 2. ve 128. maddelerine aykırı görülerek iptal edildiğinden
ayrıca Anayasa'nın 7. maddesi yönünden incelenmemiştir.
IV. İPTAL KARARININ YÜRÜRLÜĞE GİRECEĞİ GÜN SORUNU
35. Anayasa'nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasında "Kanun, Cumhurbaşkanlığı
kararnamesi veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri,
iptal kararlarının Resmi Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken
hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir.
Bu tarih, kararın Resmi Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez"
denilmiş; 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrasında
da bu kural tekrarlanarak Anayasa Mahkemesinin gerekli gördüğü hallerde iptal
kararının Resmi Gazete'de yayımlandığı günden başlayarak yürürlüğe gireceği
tarihi bir yılı geçmemek üzere ayrıca kararlaştırabileceği belirtilmiştir.
36. Anayasa'nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasının önceki halinde KHK'lara da
yer verilmişken 6771 sayılı Kanun'un 16. maddesiyle fıkrada yer alan "...kanun
hükmünde kararname...'' ibaresi "...Cumhurbaşkanlığı kararnamesi..."
şeklinde değiştirilmiştir. 6216 sayılı Kanun'un 66. maddesinin (3) numaralı
fıkrasının önceki halinde de KHK'lara yer verilmişken 703 sayılı KHK'mn 209.
maddesiyle fıkrada yer alan "...kanun hükmünde kararname..." ibaresi
"...Cumhurbaşkanlığı kararnamesi..." şeklinde değiştirilmiştir.
37. Anılan değişikliğin gerekçesi ve Anayasa'da 6771 sayılı Kanun'la yapılan
değişiklikler gözetildiğinde 6216 sayılı Kanun'un 66. maddesinin (3) numaralı
fıkrasında yapılan değişiklikle ulaşılmak istenen amacın Anayasa Mahkemesinin
KHK'lara ilişkin anılan fıkra kapsamındaki görev ve yetkisinde herhangi bir
değişiklik yapmak olmayıp KHK çıkanlabilme imkanına son veren ve Cumhurbaşkanlığı
kararnamesinin yargısal denetiminin?
Anayasa Mahkemesince yapılmasını öngören Anayasa değişikliğine uyum sağlamak
olduğu anlaşılmaktadır.
38. Mahkemenin KHK'lara ilişkin görev ve yetkisinin KHK kurallarının iptali
halinde iptal kararının yürürlüğe gireceği tarihi kararlaştırma yetkisini de
içerdiği açıktır. Bu çerçevede 6216 sayılı Kanun'un 66. maddesinin (3) numaralı
fıkrası, geçici 2. maddenin (4) numaralı fıkrasıyla birlikte yorumlandığında
Anayasa Mahkemesinin KHK'nın belirli kurallarının iptali sonucunda iptal kararının
yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabileceğine ilişkin görev ve yetkisinin
de aynen devam ettiğinin kabulü gerekir (AYM, E.2018/115, K.2020/81, 30/12/2020,
§§ 62-65).
39. Bu kapsamda, 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na
11/10/2011 tarihli ve 666 sayılı Kanun Hükmünde Karamame'nin 3. maddesiyle eklenen
ek 41. maddenin beşinci fıkrasının birinci cümlesinin iptal edilmesi nedeniyle
doğacak hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edecek nitelikte görüldüğünden Anayasa'mn
153. maddesinin üçüncü fıkrası ile 6216 sayılı Kanun'un 66. maddesinin (3) numaralı
fıkrası gereğince iptal hükümlerinin kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından
başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesi uygun görülmüştür.
V. HÜKÜM
14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na 11/10/2011 tarihli
ve 666 sayılı Kanun Hükmünde Karamame'nin 3. maddesiyle eklenen ek 41. maddenin
beşinci fıkrasının birinci cümlesinin Anayasa'ya aykın olduğuna ve İPTALİNE,
İrfan FİDAN, Muhterem İNCE ile Yılmaz AKÇİL'in karşıoylan ve OYÇOKLUĞUYLA, iptal
hükmünün Anayasa'mn 153. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarihli ve
6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un
66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince KARARIN RESMİ GAZETE'DE YAYIMLANMASINDAN
BAŞLAYARAK DOKUZ AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE OYBİRLİĞİYLE 7/3/2024 tarihinde
karar verildi.
----------------
KARŞIOY GEREKÇESİ
14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na 11/10/2011 tarihli
ve 666 sayılı Kanun Hükmünde Karamame'nin 3. maddesiyle eklenen ve Bakanlıklar
ile diğer kamu kurum ve kuruluşlannın merkez teşkilatlarında uzman ve uzman
yardımcısı istihdam edilmesine ilişkin usul ve esaslan düzenleyen ek 41. maddenin
beşinci fıkrasının iptali talep edilen birinci cümlesinde, uzman yardımcılığına
atananların, en az üç yıl çalışmak ve istihdam edildikleri birimlerce belirlenecek
konularda hazırlayacakları uzmanlık tezi oluşturulacak tez jürisi tarafından
kabul edilmek kaydıyla, yapılacak yeterlik sınavına girmeye hak kazanacakları
hükmüne yer verilmiştir.
İtiraz konusu kuralın içerik yönünden Anayasa'nın 2. ve 128. maddelerine aykın
olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Çoğunluğun iptal karanmn gerekçesinde,
kuralda yeterlik sınavının ne zaman yapılacağına ilişkin herhangi bir belirleme
yapılmadığı ve azami süre öngörülmediği belirtilerek yeterlik sınavına girmeye
hak kazanan kişinin bu sınavm azami hangi sürede yapılabileceğine ilişkin herhangi
bir öngörüde bulunmasına imkan vermeyen kuralın belirlilik ve öngörülebilirlik
kriterlerini taşımadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Kuralın şekli anlamda kanun hükmü olduğu ve erişilebilir nitelikte olduğu açıktır.
Bununla birlikte kuralın belirli olduğunun söylenebilmesi için uygulanmasıyla
ortaya çıkacak sonuçların da öngörülebilir olması gerekir. Belirlilik ve öngörülebilirlik
ilkeleri yönünden yapılacak incelemede, kuralın kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına
karşı koruyucu önlem ve güvenceler içerip içermediğinin belirlenmesi gerekir.
Anayasa Mahkemesi birçok kararında belirlilik ilkesinin yalnızca yasal belirliliği
değil daha geniş anlamda hukuki belirliliği ifade ettiğini, yasal düzenlemeye
dayanarak erişilebilir, bilinebilir ve öngörülebilir olma gibi niteliklere ilişkin
gereklilikleri karşılaması şartıyla mahkeme içtihatları ve yürütmenin düzenleyici
işlemleri ile de hukuki belirliliğin sağlanabileceğini, asıl olanın muhtemel
muhataplarının mevcut şartlar altında belirli bir işlemin ne tür sonuçlar doğurabileceğini
öngörmelerini mümkün kılacak bir normun varlığı olduğunu vurgulamıştır.
Çoğunluk kararında belirtildiği üzere kural, birçok Bakanlık ve kamu kurumunda
istihdam edilen müfettiş yardımcıları veya uzman yardımcılarına yönelik yapılacak
yeterlik sınavları yönünden uygulama alanı bulmaktadır. Bu bağlamda, kuralın
kapsamına giren kamu görevlilerinin görev yaptığı kuramların çeşitliliği, sınava
tabi tutulacak kişi sayısının her kuruma göre değişkenlik gösterebileceği, sınavın
organizasyonu için gereken hazırlıkların kuramların idari kapasitesi ile sınavın
türüne ve içeriğine göre farklılaşabileceği gibi hususlar gözetildiğinde, yeterlik
sınavının yapılmasına ilişkin olarak tüm kurumlar için müşterek ve her durumda
geçerli olacak bir azami sürenin kanun düzeyinde öngörülmesi mümkün ve zorunlu
gözükmemektedir.
Nitekim kanun koyucu tarafından da bu husus göz önünde bulundurularak aynı maddenin
altıncı fıkrasında "Uzman ve uzman yardımcılarının mesleğe alınmaları,
yetiştirilmeleri, yarışma sınavı, tez hazırlama ve yeterlik sınavı ile uzman
ve uzman yardımcılarıyla ilgili diğer hususlar, Devlet Personel Başkanlığının
görüşü alınarak kurumlarınca hazırlanacak yönetmelikle düzenlenir. " hükmüne
yer verilmiştir. Bu suretle, yasama organınca konuya ilişkin temel ilkeler ve
çerçeve kanunla belirlendikten sonra, ne
zaman yapılacağı da dahil olmak üzere yeterlik sınavı ile ilgili uzmanlık ve
idare tekniğine ilişkin hususların düzenlenmesi -her bir kurumun kendi koşulları
ve iç dinamikleri gereklerince hazırlayacağı- yürütmenin düzenleyici işlemlerine
bırakılmıştır. Dolayısıyla, yeterlik sınavının azami hangi sürede yapılabileceği
noktasındaki hukuki belirlilik yürütmenin düzenleyici işlemleri ile sağlanabilecektir.
Kuralın, idareye yeterlik sınavına girme koşullarını sağlayan kişileri makul
bir süre içinde sınava tabi tutma yükümlülüğü getirdiği söylenebilir. Bununla
birlikte, düzenleyici idari işlemlerde konuya ilişkin eksik veya hukuka aykırı
düzenleme bulunması ya da sınavın makul süre içinde yapılmaması durumunda ilgililerin
Anayasa'nın 125. maddesi uyannea gerek düzenleyici gerekse uygulamaya ilişkin
idari işlemlerin iptali talebiyle idari yargı mercilerine başvurma imkanı bulunmaktadır.
Bu bağlamda sınavın makul süre içinde yapılıp yapılmadığı idari yargı tarafından
denetime tabi tutulabilecek ve herhangi bir hukuka aykırılık varsa bunun idari
yargı mercilerince verilecek iptal kararlan ile giderilmesi mümkün olacaktır.
Bu itibarla, kuralın keyfi olarak uygulanmasını engelleyecek yeterli güvencelerin
ve hukuki mekanizmalann bulunduğu görülmektedir.
Öte yandan, hiç kuşkusuz her kuralda olduğu gibi itiraz konusu kuralın da uygulanması
ile ilgili bazı uygulama sorunlan çıkabilir. Bu bağlamda mevcut uyuşmazlıklara
ilişkin sorunların her somut olayın Özellikleri dikkate alınarak kuralın amacına
uygun şekilde yorumlanması suretiyle mahkeme içtihatlarıyla çözülmesi gerekmektedir.
Bu nedenle de kuraldan ziyade kuralın yorumlanması ile ilgili olarak çıkabilecek
sorunlar anayasallık denetiminin konusu dışında kalmaktadır (bazı farklarla
birlikte bkz. AYM, E.2017/135, K.2019/35, 15/5/2019, § 31; E.2020/82, K.2021/20,
18/3/2021, § 14; E.2021/24, K.2021/79, 4/11/2021, §9).
Açıklanan nedenlerle, kuralın içerik yönünden Anayasa'nın 2. ve 128. maddelerine
aykırı olmadığına ve itirazın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından,
aksi yönde oluşan çoğunluk görüşüne iştirak edilmemiştir.
Üye: İrfan FİD AN
Üye: Muhterem İNCE
Üye: Yılmaz AKÇIL