Youtube bülbüllerine re'sen göz yumma

Kaynak : Star Gazetesi
Haber Giriş : 21 Mayıs 2008 08:35, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Emekli bürokratlar ile askerlere ait ses ve görüntü kayıtları yer aldığı için video paylaşım sitesi YouTube 4 kez kapatılırken, suç olan içerikleri hakkında hiçbir işlem yapılmadı

TERÖR örgütü Ergenekon şokunu yaşayan Türkiye, kapatma davası, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Alifeyyaz Paksüt'ün ?dinlenme' olayı nedeniyle uzun bir süre gündemi işgal eden ?YouTube videoları'nı unuttu. İnternetteki video paylaşım sitesi YouTube'da yayımlanan ve içerikleri suç teşkil eden bazı görüntü ve ses kayıtları hakkında hiç bir hukuki işlem yapılmadığı ortaya çıktı. YouTube'un dört kez kapatılmasına neden olan kayıtlar için adı geçtiği iddia edilen YÖK eski Başkanı Erdoğan Teziç, Tümamiral Kadir Sağdıç, Tuğgeneral Münir Erten, Ankara Cumhuriyet Savcısı Salim Demirci ve terör örgütü PKK'nın yaptığı baskınla 13 şehit veren Dağlıca Taburu'nun Komutanı Yarbay Onur Dirik hakkında herhangi bir inceleme dahi yapılmadığı bildirildi. Ancak, benzer şekilde gazeteci Hırant Dink'in katili O.S.'nin övüldüğü bir klibi YouTube'da yayımladıkları gerekçesiyle türkücü İsmail Türüt ve Ülkücü türkücü Ozan Arif hakkında soruşturma yürütülmüş ve dava açılmıştı. Hukukçular, ağır hakaretler ve devlet sırlarını ifşa içeren ?YouTube bülbülleri'nin kayıtları için savcıların res'en harekete geçebileceğini belirtti. Hukukçular, Şemdinli soruşturmasını yürüten ve hazırladığı iddianame nedeniyle meslekten çıkarılan eski Van Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın başına gelenlerin, savcıları tedirgin ettiği için YouTube Bülbülleri ile ilgili işlem yapılmadığını savundular. Uzmanlar, Hrant Dink cinayetine ilişkin klibinden dolayı Ozan Arif ve İsmail Türüt hakkında açılan soruşturmayı da örnek gösterdi.

HABER MERKEZİ

Doç. Mustafa Şentop (Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı): Öncelikle özel hayatın dokunulmazlığıyla ilgili konuşmaları YouTube'da yayınlayanlar hakkında soruşturma açılmalıydı. Ayrıca konuşmalarında bazı kişilere karşı ağır ifadeler kullananlar hakkında da soruşturma başlatılmalıydı. Belki de konuşmayı yapacak olanlar, ?Bize ait değildi' diyecekler. Ama gerçek soruşturma sonucu belli olacaktı. Bu kişilerin YÖK Başkanı, Tümamiral ve Tuğgeneral ve yarbaylık titrinin bulunması dolayısıyla da savcılar çekiniyor olabilirler. Van Savcısı'nın başına gelenler ortada. O yüzden görmezden geliyor olabilirler.

Hukuk devleti bilinci olması lazım...

Prof. Dr. Hüseyin Hatemi: Yasal işlemleri görevli savcıların yapması lazım. Kuralların harekete geçirmesi için o toplumda hukuk devletinin dayanağı olması gerekiyor. 1997'de 28 Şubat'tan sonra hakimler brifinge çağrıldı. Bu düpedüz Anayasa'ya aykırılıktı. Oysa hakimlere kimse brifing veremez, tavsiyede bulunamaz. Ama bu yapıldı. Herşey hukuk devleti kavramında düğümleniyor.

Gerçekleri halktan saklıyorlar

1-) Türkiye'yi sarsan kasetler zincirinin ilki Genelkurmay Başkanlığı Elektronik Sistemler Komutanı Tuğgeneral Münir Erten'e aitti. Kaset Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sınır ötesi operasyonunun başlamasından bir gün öncesine rastlayan 20 Şubat günü YouTube'da yayınlandı. Erten, konuşmasında Kuzey Irak'a yönelik düzenlenen son hava operasyonlarında bugüne kadar sadece 5 PKK'lının öldürüldüğünü gerçeklerin kamuoyundan saklandığını öne sürüyordu.

SIRLARI AÇIKLADI

Erten'İn şu cümleleri dikkati çekiyordu: ?Sadece programı önce istihbarat başkanıma arkasından ikinci başkanı arzettim. İkinci başkan ?ben de geleceğim' dedi. ?Şöyle şöyle şunları falan göstereceğiz. Emredersiniz' dedik. İkinci başkanım o gün hafif bir rahatsızdı zaten. Şeker komasına girmiş. Akşam saat 10.30'da hastaneye kaldırılmış. Genelkurmay Başkanımız geldiği zaman programı iki boyutlu yaptık.'

Gül'e ?suikast' Büyükanıt'a ?genç subaylar' ile gözdağı

2-) İKİNCİ kaset YÖK eski Başkanı Erdoğan Teziç'in ses kaydıydı. 27 Şubat'ta yayınlanan kasette Teziç, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'a hakaretlerde bulunuyordu. Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde kaydedildiği anlaşılan konuşmada, Teziç, Abdullah Gül'ün seçilmesi halinde suikast yapılacağını ima ediyor. Ses kaydında şu ifadeler yer alıyor: ?O bildiri (e-muhtıra) orada duruyor. Web sayfasında da duruyor, açıp okuyun onu. Genelkurmay'ın metni orada duruyor. Tankla tüfekle yürümeye lüzum var mı? Hadi bakalım sıkıysa Çankaya'ya birini bindirsin arabaya da yemin ettirip göndermeye kalksın. Yolda kaza olur... Yolda kaza olur, elektrik kesilir... Neler olur. Olmaz. Olmayacağını gösteriyor. Yani yapamazsın bunu.' Teziç, Genelkurmay Başkanı Büyükanıt'a da gözdağı veriyor ve 28 Şubat hatırlatması yapıyor: ?Büyükanıt öyle bir adam değil. N'apar tabanı onu biliyor musunuz? Tabanı tutmak orada çok zor olur. Yüzbaşısı, binbaşısı çıkıverir tanklarının başına Allah korusun, daha büyük badire olur, onun için çıkmaması en iyisidir. Ama çıkabilmek şeyi, düşüncesi de yeter bunlara. 28 Şubat'ı yaşadık.'

Ordu 20 - 25 yılda bir sistemi rayına oturtuyor

3-) ÜÇÜNCÜ kaset Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim ve Öğretim Komutanı Tümamiral Kadir Sağdıç'a ait. 10 Mart'ta ortaya çıkan kasette Sağdıç'ın konuşmaları şöyleydi: ?Maalesef ordunun her 20-25 yılda bir siyasilerin elinde yozlaşan sistemi tekrar rayına oturtmak uğruna müdahalesiyle oluştu bunlar... Demokles'in kılıcı gibi perde arkasında bu iç güvenlik ve iç istikrara dayalı misyonumuz bence devam ediyor. ...Yani biz sıkı bir şekilde durup devlet sistemini ayakta tutmak için iç misyonumuzun da birinci öncelikli olarak görevimizin başında olduğumuzu hissettirmek durumundayız. Keşke biz silahlı kuvvetler olarak sadece dış tehditlerle ilgilenseydik. Ama durum bu değil.

Türkiyelilik haa...

4-) DÖRDÜNCÜ kaset bombası Ankara Savcısı Salim Demirci'ye aitti. 7 Mart'taki kasette, geniş yetkili ağır ceza savcısı olduğu öne sürülen Demirci, bir taraftan küfür ederken bir yandan da devletin önemli kurumlarını zan altında bırakıyordu. Kürt meselesi hakkında sert tedbirler öneren savcı şunları söylüyordu: ?Diyarbakır'a askerî müdahale istiyor. Şimdi asker o kadar hoşuma gidiyor ki... Asker Diyarbakır'a girse hiç affetmeyecek.. Sincan'da tank yürüten adam... Hava Kuvvetleri istese bugün de yapar Diyarbakır'da...'

Ayrıca Diyarbakır'a tayin olmak istediğini de dile getiren Demirci, ?Beni oraya verecekler, 3 ayda Diyarbakır'ı mum gibi yapmazsam...' diye başlayan tehditler savuruyor. Savcı Demirci hakaretlerini Başbakan Erdoğan ve dönemin Diyarbakır Valisi Efkan Ala'ya küfür ederek sürdürdü. Erdoğan'ın, ?Türkiyelilik' ve ?Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı' açılımlarına kızan savcı, ağır küfürler ettikten sonra, ?Türkiyelilik haa... Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı haa...' diyor.

Baskında büyük hatam vardı

5-) SON kaset ise 17 Mayıs günü yayınlandı.Kaset Dağlıca Tabur Komutanı Onur Dirik'e ait. Yarbay Dirik kasette , ?baskında büyük hatam var' diyerek, bölge halkına ve bazı üst düzey komutanlara ağza alınmayacak küfürler ediyordu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber