Baykal: Mahkeme kararını içinize sindireceksiniz

Haber Giriş : 07 Haziran 2008 20:35, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye Büyük Millet Meclis (TBMM) Başkanı Köksal Toptan'ın Anayasa Mahkemesi'nin başörtüsü kararı nedeniyle yaptığı açıklamaya cevap verdi. Baykal,"Anayasa Mahkemesi'nin kararını siyasi tartışmanın parçası haline dönüştürmek, yapılabilecek en yanlış iştir" dedi.

Ankara'dan İstanbul'a gelişinde Atatürk Havalimanı VIP Salonu'nda kendisini bekleyen gazetecilere açıklama yapan Deniz Baykal, "Anayasa Mahkemesi'nin üniversite öğrencilerine başörtüsü serbestisi getiren anayasa değişikliğini iptal kararı konusunda herkesi sükunete çağırıyorum" diyen Baykal, konuşmasına şöyle devam etti:

''Anayasa Mahkemesi çok önemli bir karar almıştır. Bu karardan önce siyasal hayatımızda çok önemli, derin bir tartışma yaşanıyordu. Karardan sonra da bu siyasi tartışmayı sürdürme anlayışının ortaya çıktığına tanık oluyorum. Siyasi hayatta tartışma demokrasinin gereğidir. Ama bu tartışmalar belli bir noktaya gelince bu konuda Anayasa Mahkemesi'nin anayasa kuralları açısından bir durum değerlendirmesi yapma ihtiyacı ortaya çıkar. Türkiye'de de böyle olmuştur. Anayasa Mahkemesi'nin kararını siyasi tartışmanın parçası haline dönüştürmek, yapılabilecek en yanlış iştir. Anayasa Mahkemeleri bu iş için vardır. Bir ülkedeki siyasi tartışmaların belli bir yoğunluk noktasına gelmesi halinde anayasa penceresinden olaya bakarak konuyu çözmek Anayasa Mahkemesi'nin işidir. Anayasa Mahkemesi'nin aldığı kararın bir kısım insanı sevindirmesi, bir kısım insanı üzmesi doğaldır. Bu duyguyu Anayasa Mahkemesi'ne, anayasaya yönelik bir mücadelenin temeli haline dönüştürmek çok sakıncamıdır, çok yanlıştır. Şimdi Türkiye'nin sükunete ihtiyacı var. Anayasa Mahkemesi'ni tartışmaya devam etmek hiç doğru değildir. Hele bu tartışmayı devletin en sorumlu olması gereken, en yüksek noktalarından yapmaya kalkışmak fevkalade yanlıştır.''

"YENİ BİR ANAYASA ARAYIŞINA KALKMAK EN YANLIŞ İŞTİR"

Meclis tasarrufları ile ilgili olarak alınmış kararı Meclis ve Anayasa Mahkemesi arasında bir husumet varmış gibi sunmanın yanlış olduğuna dikkat çeken Baykal, ''Şimdi Türkiye'nin ihtiyacı sükunettir. Hiçbir şekilde böyle bir gerilim ortamında özellikle yeni bir anayasa tartışmasına yönelmek, bu kızgınlıkların, küskünlüklerin, bu gerilim ve öfkenin egemen olduğu bir psikoloji içinde 'öyle ise biz size gösteririz' dercesine yeni bir anayasa arayışına kalkmak yapılabilecek en yanlış iştir. çünkü bilinmelidir ki ortada bir tartışma var. bu tartışmanın bir tarafından anayasamız, cumhuriyetimiz, cumhuriyetin temel ilkeleri var, öbür tarafında bu konuda değişiklik isteyen belli toplum kesimleri, onlara sözcülük yapan siyasi anlayışlar var. Eğer bu tartışmayı burada noktalamayı başaramazsak bu tartışma hiç kuşku yok çok tehlikeli bir istikamette gelişebilir" diye konuştu.

Baykal, tartışmanın noktalanması gerektiğini kaydederek, "Bu tartışmayı burada noktalamayı bilmek lazımdır. Eğer bu bir hesaplaşma noktasına getirilirse bu hesaplaşma giderek toplumda derin bir ayrışmayı ve çatışmayı beraberinde getirir. Herkesin bundan uzak durması gerekir. Şu anda yapılması gereken şey Anayasa Mahkemesi kararına ne kadar kızarsak kızalım bunu ülkenin istikrarına, anayasamıza, hukukun temel ilkelerine saygının gereği olarak taşımasını bilmektir. Bu sınav ile karşı karşıyayız. Ben siyasetçilerin bu sınavı başarıyla vermesini diliyorum. Herkesi sükunete çağırıyorum. Bu ortam anayasada değişiklik arayışı için uygun bir ortam değildir.''

Baykal, gazetecilerin TBMM Başkanı Köksal Toptan'ın açıklamalarına ilişkin sorusu üzerine, ''Bu sözlerim o değerlendirmelere ilişkindir'' diye konuştu.

CHP GENEL BAŞKANI BAYKAL TEKİRDAĞ'DA

Baykal, daha sonra İstanbul'dan Tekirdağ'a geçti, ülkede birçok kesim gibi çiftçinin de ezilmeye devam ettiğini ileri sürerek, "Tarım ayağa kalkmadan Türkiye'nin yüzü gülmez" dedi.

Tekirdağ'ın Marmara Ereğlisi'ne bağlı Sultanköy belde binasını açan Baykal, ardından, Yeniçiftlik beldesine geçti.

Deniz Baykal, Yeniçiftlik Meydanı'nda halka hitaben konuşmasında, Trakyalıların çalışkan, dürüst, barışı seven kişileri olduklarını söyledi.

Trakyalının, Türkiye'nin en iyi çiftçisi, en iyi vatandaşları olduklarını belirten Baykal, "Buraya özel bir nedenle geldim. Kısa bir süre önce Belde Belediye Başkanı Kadir Ünal, CHP'ye katıldı. Ankara'da Ünal'a CHP'ye katılması nedeniyle tören düzenlemiştik. Bu bir teşekkür ziyareti. Biz unutmadık. Herkesin değerini kıymetini biliyoruz. Herkese örnek olmasını diliyorum. Türkiye'nin kalkınması için şerefinin, onurunin yükselmesi için anayasa arayışlarına (dur) demek için el ele vermemiz gerekiyor" dedi.

Dürüst vatandaşların hepsini CHP çatısı altına beklediğini ifade eden Baykal, şunları kaydetti:

"Bizi coşkuyla karşıladınız. Bu coşkunun bir anlamı var gibi geliyor bana. Buraya gelişinizin bir mesajı olmalı. Acaba memleketin gidişi iyi değil, iktidarın sonu geldi. Yeni bir iktidara yol göründü mesajı mı acaba? Memleketin hali malum. Sizin haliniz nasıl? İşler yolunda mı? Borçlar ödendi mi? Enflasyon (indi) diyorlar. Enflasyon indi mi? Ama düştüğü yerler var tabii. Buğdayda fiyatlar düştü. Gübre, mazot nasıl. Onlar hızla artıyor, mahsul yerinde sayıyor. Çiftçi ezilmeye devam ediyor. Bunun altında ithalat politikası yatıyor değerli arkadaşlar. Bunlar (ayçiçeği, pamuğu, buğdayı dışardan alırız) dediler. Bu yanlıştır. Tarım ayağa kalkmadan Türkiye'nin yüzü gülmez."

AKP'nin 2002 Kasım ayında iş başına geldiğinde Türkiye'nin borcunun 220 milyar dolar olduğunu hatırlatan Deniz Baykal, bunun 80 yıllık Cumhuriyetin ortak borcu olduğunu bildirdi.

Bu borcun içinde Atatürk, İnönü, Bayar, Menderes, Demirel, Özal ve sonrakilerin olduğunu vurgulayan Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hepsinin borcuydu bu. Bu borçla Türkiye'nin altyapısı, eğitimi, sanayisi, barajları yapılmıştı. Bunlar borcu ödeyebildi mi? İndirebildi mi? Yerinde tutabildiler mi? Hayır 500 milyar dolar yaptılar. Yani 280 milyar dolar ilave yaptılar. Böyle bir iktidara (başarılı) diye bilir miyiz? Bu ek borçlar nereye gitti sevgili arkadaşlar? Fabrika mı açıldı, barajlar mı yapıldı. Ne oldu. Faize, vurguna, soyguna gitti. Başbakan ikide bir çıkıp (Bir ağaç dikmediler taş taş üstüne koymadılar) diyor. Günahtır yahu günahtır. Onların sana emanetleriyle iktidardasın, sen iktidardasın" diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Baykal, dini inançlarla ilgili de şunları kaydetti:

"Dininize inancınıza karışan var mı? Devletle, Anayasa'yla, yargıyla kavganız var mı? Yok. Birilerinin var ama. İşte sorun bu. Mahkemelerin verdiği karara saygılı olacağız. Şeriatın kestiği parmak acımaz. Sen mahkemeyle kavga etmeye başlarsan, (Bu karar işime gelmez) diye hakimin yakasına yapışırsan, bundan iyi sonuç çıkar mı? çıkmaz. İçine sindireceksin azmedeceksin. (Bu mahkemenin yetkilerini değiştireceğim) diyerek parmak hesabı yaparsan, (Ben haddini bildireceğim) dersen huzuru bozarsın, sarsarsın.

Milli irade diyorlar. Nedir bu milli irade. Milli irade anayasadır değerli arkadaşlar. Bu anayasa içinde Atatürk var, Kuvaimilliye var. Bağımsız Türkiye var. O işte milli iradedir. Onun ötesinde bir de siyasi iradeler vardır. Siyasi irade kendi arasında işleri görüşürler, bazen Anayasa dışına çıkılır. Milli irade orada dur der. Lozanı imzalayan milli mücadeleyi yapan, kurtuluşu savaşını yapan millet, milli irade budur işte."

"Hukuk, milli irade ve anayasa bizim çerçevemiz" diyen Baykal, "Bu çerçevede yürümeliyiz. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda temel ilkeleriyle, laik Cumhuriyetle hiç kimsenin ihtilafının olmadığını biliyorum. Bunları (Değiştirelim) diyenler vardır. Bu milletin hissiyatı değildir. Halkımız (Elhamdürüllah ellahdürüllah biz Müslümanız) diyor. Kitap, din, peygamberimizle iftihar ediyoruz. Anadolu'nun her camisinde beş vakit "ezan-ı Muhammedi" okunuyor. Türkiye'de herkes özgürce imanını yerine getiriyor" dedi.

Deniz Baykal, şunları kaydetti:

"Geçenlerde Dışişleri Bakanı Avrupa'ya gitti. Avrupalılar dedi ki (Türkiye'de yaşayan azınlıklar dini inançlarını uygulayamıyor. Şikayetleri var) diye şikayet ettiler. O da şikayet eden Avrupalılara (Haklısınız) dedi. (Siz sanmayın ki Rumlar, Ermenilerin kısıtlanıyor. Müslüman olanların ki de kısıtlanıyor) dedi.

İnsaf yahu. Yüzde 99'u Müslüman olan ülkede kimse dini inancın ı kullanamadığından şikayetçi değil. Onların kafasındaki farklı. Onlar farklı İslamiyet düşünüyorlar. Vur abalıya vur Türkiye'ye. Türkiye'yi savunmak için iktidara gelenler, dışarıda vuranlara (Haklısınız) diyorlar.

Bu gidiş iyi değil. Bunu zorla değiştirmek olmaz. Bunu biz değiştireceğiz. Bu işin çözümü millette. Bu işi başkaları na bırakmayın, siz çözüverin. Söz konusu Türkiye'nin kaderidir. Kömürle, bulgurla, pirinçle değiştirilebilecek iş değildir. Milletimiz çok gördü geçirdi. Anlayış gösterir gösterir, yeri gelince cevabı verir."

CHP lideri Baykal, daha sonra Yeniçiftlik beldesi girişinde 1985 yılında Balıkesir'de şehit olan bir şehit ailesini ziyaret etti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber