Cumhurbaşkanı Gül'den rektör atamaları ve Erbakan affı açıklaması

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 27 Ağustos 2008 16:41, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, göreve geldiğinden beri iki yasayı Meclis'e iade etmesine yönelik eleştirilerin ?siyasi olduğunu? belirterek, ?Benden önceki Cumhurbaşkanı ve 9. Cumhurbaşkanı bir yılda kaç veto etmiş? Benden önceki Sayın Cumhurbaşkanı bir veto etmiş, ondan önceki iki veya üç? dedi.

Gül, Cumhurbaşkanlığına seçilmesinin üzerinden geçen bir yılı NTV'ye değerlendirdi.Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından yapılan yorumlar hatırlatılarak, ?Siz herkesin Cumhurbaşkanı olma hedefine ulaşabildiniz mi?? sorusu üzerine, Gül, ?Her şeyden önce ben konumumun farkındayım? dedi. Anayasal sorumluluklarını, TBMM'de yaptığı yemini bildiğini anlatan Gül, TBMM'deki konuşmalarında neler yapacağını, nasıl bir Cumhurbaşkanı olacağını paylaştığını anımsattı.

Görevde olduğu bir yıldır bunlara bağlı olduğuna dair inancını dile getiren Gül, ?Çünkü Cumhurbaşkanlığı makamı siyasal bir makam değildir. Cumhurbaşkanı Türkiye Cumhuriyeti'nin, Türk milletinin birliğini, bütünlüğünü temsil eder. Ben, Cumhurbaşkanı olarak devletin başıyım ve bu sıfatla bütün bunları yapıyorum? dedi.

Gül, bu konuları her zaman zihninde tuttuğunu ifade ederek, ?Yeminde de belirttiğim gibi bağlı olmam gereken ilkelere, önem vermem gereken konulara ve tarafsızlığıma bağlı kaldığıma inanıyorum. Bunlara özen gösterdim ve bundan sonra da özen göstermeye devam edeceğim? diye konuştu. Gül, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesi kucaklamak, herkesin hakkını hukukunu gözetmek durumunda olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ?Siyasi amaçlı çeşitli görüşler açık toplum çerçevesinde ortaya konuldu, yazılıyor, çiziliyor ama ben vicdanen rahatım. Bu makam siyasi bir makam değil. Siyaseti bıraktım. Gözetmem gereken hususlar ayrıdır. Onurlu, şerefli Türk milletini temsil etmek gibi bir durumda olan bir kişi için diğer konuların hepsi çok küçük kalır? diye konuştu.

-?KENDİMİ BAŞKALARININ YERİNE KOYARIM?-

Gül, Türkiye'de son bir yılda toplumda gerginlik ve kutuplaşma yaşandığına ilişkin yorumların hatırlatılması üzerine, şunları kaydetti:

?Türkiye'de bölünme ya da farklı düşünceler, olduğunun ötesinde yansıtılıyor. Çok ayrı düşüncede olan insanlar, birbiriyle mücadele eden siyasi gruplar var. Bu işin doğasının gereği. Bazı ülkelerdeki amansız bölünmüşlük... Bunlar söz konusu değil. Buna inanmıyorum. Hepimizin çok büyük ortak paydaları var. Bunlar söz konusu olduğunda herkesin nasıl birleştiğini, nasıl bir nefes, bir soluk olduğunu gösteren çok çok anlar olmuştur. Bölünmüşlük denen şeyi olduğunun ötesine geçirmemek gerekir. Ben bütün vatandaşlarımı temsil ediyorum. Onların düşüncelerini, hissiyatlarını anlamam gerekir. Ben zaman zaman kendimi başkalarının yerine koyarım. O açıdan vatandaşlarımın farklı düşüncelerini gayet iyi anlıyorum ve görüyorum. Cumhurbaşkanı olduğum süre içinde de temas kurarken, davet yaparken hiçbir ayrım yapmadım. Kimi geldi, kimi gelmedi ama gelenler çok oldu. Ben, acaba onlarla ilgili farklı düşüneceğimi hissederler mi diye özellikle davet ettiğim çok sivil toplum örgütü temsilcisi olmuştur. Benim hiç bir zaman ön yargım söz konusu olamaz. O zaman ben bu makamı hak etmemiş olurum.?

-İKTİDAR VE MUHALEFETLE İLİŞKİLER-

Cumhurbaşkanı Gül, iktidar ve muhalefetle ilişkileri konusundaki soruları da yanıtladı.

Görevinin herkese eşit mesafede durmak ve herkesi kucaklamak, anayasal kurumlar arasında uyum sağlamak olduğunu anlatan Gül, devlet kademeleriyle düzenli görüşmelerinin yanında CHP Genel Başkanı Deniz Baykal dahil TBMM'deki bütün partilerin genel başkanlarıyla görüşmeler yaptığını dile getirdi.

Türkiye'nin önemli konuları söz konusu olduğunda TBMM'deki ve TBMM dışında kalan, ancak Türk siyasi hayatında önemli rol oynamış parti genel başkanlarıyla baş başa görüştüğünü ya da yuvarlak masa toplantıları yaptığını anlatan Gül, ?Ben doğrusu üzerime düşenleri gayet dikkatli şekilde yapmaya çalışıyorum davetlerimde ayrım yapmadım. Kimseye bir dışlanmışlık hissi vermedim? dedi.

Gül, anamuhalefet partisi CHP Genel Başkanı Baykal'ın yanı sıra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşmelerinde açık, net ve içerikli bir şekilde görüş alışverişinde bulunduklarını belirtti.

-?VETO ETTİM DİYE ÖVÜNMEM?-

Yasaları Meclis'e iade etme yetkisi ve atamalara ilişkin eleştirilerle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Gül, sözlerine şöyle devam etti:

?Daha önceki cumhurbaşkanları, benden önceki cumhurbaşkanı ve 9. Cumhurbaşkanı... Onlar bir yılda kaç veto etmiş? Benden önceki sayın cumhurbaşkanı bir veto etmiş, ondan önceki iki veya üç... Bu siyasi amaçlı yapılmış bir şey. Tabii ki, ben, 'gelen yasaların şu kadar çoğunu veto ettim' diye övünmem. Arzu ederim ki hiç olmasın. Her şey düzgün gelsin. Niçin TBMM bir kez daha çalışsın? Yazık değil mi? Bazen, eksikler, yanlışlar oluyor. Burada da ben anayasal görevimi yapmam gerekir. Benden önceki sayın cumhurbaşkanları neler yapmışlar, atamalarda nasıl davranmışlar cumhurbaşkanlığı web sayfasında var.?

-?YÖK İÇİNDE BİR BÖLÜNMÜŞLÜK VARDI?-

Gül, YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ı atamasıyla ilgili eleştiriler konusunda da şunları söyledi:

?Türkiye'de çok değerli insanlar var. Ben isim bazına girmek istemem. Önemli olan uygulamalar. Bu YÖK Başkanı'nı atadıktan sonra ona şunu söyledim: YÖK'te bölünmüşlük olmamasını... Çünkü daha önce YÖK içinde bir bölünmüşlük vardı. Bunun giderilmesini istedim.

Üniversitelerin kalitesinin, rekabetin artırılmasını, ilim, bilime yönelmelerini, asla bir ayrımcılık, herhangi bir ideolojik beklemediğimin altını çizdim. Daha önceki yönetim tarafından bırakılan strateji belgesinin çok iyi olduğunu biliyorum. Onu rehber edinmelerini söyledim. Uygulamaya baktığımızda bölünmüşlüğün giderildiğini, eski yeni yöneticilerin beraber kararlar aldıklarını görmek beni memnun etti.

Performanslarına baktığımda yanlışlarını görmedim. Başörtüsü ile ilgili kendi aralarında hukuki bir şey yapmışlarsa; doğru, yanlış... Onu savunacak halim yok. Üniversitelerin ülkenin gelişmesine, kalkınmasına katkısına bakarım.?

Cumhurbaşkanı Gül, ?üniversitelerin yeniden yapılandırılması gerektiğini? de belirterek, ?Üniversitelerin, maalesef çok politize olduğunu görüyorum. Düşüncelerinin hiç önemli olmadığını, son rektör atamalarıma bakarsanız vicdan sahibi herkes bunu görür? dedi.

Atadığı 28 üniversite rektörünün 22'sinin YÖK tarafından birinci sırada aday gösterildiğini belirten Gül, ?AK Parti'den aday olan bir kişiyi rektör atadığı? gibi, ?başka siyasi partilerden aday olanları? da rektör atadığını kaydetti.

Üniversitelerin yeniden yapılandırılmasında rektörlerin seçiminde de yeni usuller belirlenmesi gerektiğini dile getiren Gül, şöyle konuştu:

?Üniversite rektörlerinin, milletvekili gibi seçilmelerinin doğru olmadığı kanaatindeyim. Önemli olan bir üniversiteyi kim daha güçlü yapar, bilimde, araştırmada nasıl daha büyük katkı olur, rekabet doğar, öğretim üyelerinin imkanları daha geniş olur. Dolayısıyla ben yeni sistem getirilmesini, Cumhurbaşkanı'nın bu işe hiç karışmamasını arzu ediyorum. Milletvekili seçimi gibi rektör seçiminin mahsurlarını gördüm. Üniversiteler enerji ve prestij kaybediyor. Cumhurbaşkanı'nın bu işle ilgisinin olmaması gerekir.?

-GÜRCİSTAN'DAKİ GELİŞMELER-

Gürcistan'da yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Gül, bugün gelinen sorunun uzun süredir potansiyel olarak var olduğunu söyledi. Gül, Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili ile son iki görüşmesinde konunun hassasiyetine dikkat çektiğini ifade ederek, ?dikkatli hareket edilmesi gerektiğini paylaştığını? bildirdi.

Kafkaslarda huzur, istikrar ve barışın Türkiye'nin de çıkarına olduğuna, böylece ekonomik işbirliğinin gelişebileceğine işaret eden Gül, şöyle devam etti:

?Kan, göz yaşı bizim hiç görmek istemediğimiz konudur. Bu işlerin suhuletle ve konuşarak, diyalogla çözülmesini daima önerdik. Bugün de bunun için bir çalışma içindeyiz. Olay çıktıktan sonra, gerek Gürcistan Devlet Başkanı gerek Rusya Devlet Başkanı ile görüştüm. Bu işlerin dışında kalamayız. Güçlü bir şekilde bölgenin istikrarı için uğraşacağız. Türkiye'nin dikkatli, dengeli, kararlı şekilde doğruları savunması ve bunlar için uğraşması gerekli. Bölgemizde daima dikkatli olmak gerektiğini söylerim. Bunun için de Türkiye'nin güçlü olması gerektiğini ve güçlü olmanın nelerden geçtiğini paylaşmışımdır. Dünden itibaren yeni bir safha aldı bu sorun.

Rusya'nın kararı (Abhazya ve Güney Osetya'yı tanıması) aceleci bulundu. Gürcistan'ın toprak bütünlüğü ve egemenliği herkes için önemli. Birleşmiş Milletler'in sınırlarını tanıdığı bir ülke... Bunun altında yatan saikler, birçok gerekçeler var. Bunlar tartışılıyor. Sadece Gürcistan bağlamında değil, bunun dışında saikler ve meseleler var.?

Türkiye ile Ermenistan futbol milli takımları arasında oynanacak 2010 Dünya Kupası Eleme Maçı için Ermenistan Devlet Başkanı Serz Sarkisyan'ın davetine katılıp katılmayacağına henüz karar vermediklerini de dile getiren Gül, konunun değerlendirildiğini belirtti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber