Yargı Mağduru Öğretmen Olur mu?

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 12 Eylül 2008 09:06, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Yargı özellikle demokratik ülkelerin vazgeçilmez erklerinden birisidir. Bizim anayasamızda Yasama,Yürütme,yargı olmak üzere üç erk tanımı ile vurgusu vardır ve bunlar arasında yetkisel bir üstünlük söz konusu olmadığı gibi her birinin görev alanı da farklıdır.

Demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyeti devletinde de yargı erki bağımsız olmakla beraber, yargı kararları da uygulanması zorunlu kararlardır. Tabii ki yargı kararlarına itiraz yolları vardır hatta ve hatta Türkiye' de yargı süreci tamamlanan kararlarda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine dahi götürmek mümkündür.

Hukuk devletinde hukuk kuralları içerisinde kurulmuş olan ve Eğitim İş kolunda faaliyet gösteren bir sendikanın Web sitesinde yer alan ?Yargı Mağduru Öğretmenler ?? Başlıklı haberde yer alan bu ifadeyi hukuk devletinde hukuk kuralları içerisinde kurulan ve faaliyet gösteren bir sendikanın ele alması abes kaçmaktadır.

Cümlede ?Yargı Mağduru Öğretmenler? ifadesi kullanılmaktadır. Yargı mağduru öğretmen olması mümkün değildir. Eğer bu ifadeye devam edilirse adalete güvenimizin olmadığı anlamı taşır ki bu çok tehlikeli bir husustur.

Yargı insanları mağdur etmek için karar vermediği gibi insanları mağdur etmemek adına insanlara göre karar vermesi de mümkün değildir. Yargı önüne gelen davalara hukuk kuralları içerisinde değerlendirme yaparak karar verir.

Bahis konusu 2005/73 sayılı genelgede de verilen karar hukuk kuralları içerisinde olmakla beraber bu karara itiraz süreçleri davalı idare olan Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kullanılan ve kullanılması hukuki hak olan bir haktır. Bu hakkın kullanılması sonucunda da kararın değişmemesi sonucunda her aklı selim kişi ya da kurumun yapması gereken karara saygı duymak ve gereğini talep etmek olmalıdır.

Tabii ki uygulama neticesinde bazı kişilerin hukuka aykırı olarak elde ettikleri hakları geri alınacaktır ve sonuçta bu kişiler güç durumda kalabileceklerdir.

Burada mağdur eden hukuk kuralları içerisinde karar veren bağımsız yargı mıdır? Yoksa hukuka aykırı düzenleme yaparak atama yapan Bakanlık mıdır? Takdir kamuoyunundur!

Kaldı ki MEB uygulamayı yanlış yapmakla kalmamış yargı kararını da geç uygulayarak mağduriyetlerin artmasına sebebiyet verilmiştir.

Sonuç itibariyle bu tür konularda yargıyı suçlamak hukuk devletine inanmamak, demokratik devletlerin vazgeçilmez erki olan yargıya ve onun verdiği kararlara güvenmemek demektir. Eğer bir kuruma A kişisinin atanması gerekirken, bakanlık uygulaması ile B kişisi atanmış ise ve bu hususun yargıya taşınması sonucunda uygulamanın yanlış olduğu noktasında hukuki bir karar verilmişse burada yargı B kişisini mağdur etmiş olmaz aksine A kişisinin hakkını teslim etmiş ya da en azından korumuş olur ki bu bizim literatürümüzde çokça yer alan ?Adalet Yerini Buldu? özsözüne uygun bir durum olur. Bu durumda Yargı mağduru öğretmenden söz etmek mümkün değildir.

Yargının temel ilkesi ve dayanağı hukuk kuralları olup, hukuk kişi ya da kurumlara değil kişi ya da kurumlar hukuk kurallarına uymak ve saygılı olmak durumundadırlar. Aksi durum hukuk devleti ilkesinden vazgeçmek anlamı taşır ki bu da Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletinde mümkün değildir.

Saygılarımla?

Maksut BALMUK

Eğitim Yöneticisi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber