Okumanızı Önerdiğimiz 10 Görüş

Bugün personel mevzuatına ilişkin görüş veren iki kurumun, BÜMKO ve DPB'nin, verdiği 10 adet görüşü yayımlıyoruz. Bu görüşlerde vekalet ücreti, sözleşmeli personelin imza yetkisi, açıktan vekil olarak atananların izinleri, mühendislere ek tazminat verilmesinde söz konusu olan büyük yatırım projelerinin ne demek olduğu, fazla çalışma ücreti, belediyelerdeki danışmanlar, iki yıl çalışan araştırma görevlisinin hangi memur kadrolarına atanabileceği ve belediye başkan yardımcılığına atananların sınavsız olarak şube müdürlüğüne atanıp atanamayacağı gibi konular yer almaktadır.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 26 Eylül 2008 00:16, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

VEKALET ÜCRETİNE İLİŞKİN BÜMKO GÖRÜŞÜ

Aşağıdaki görüş 2006 tarihlidir. Atıfta bulunulan yan ödeme kararnamesi 2005 tarihlidir. Yan ödeme kararnamesi 2006 yılında yenilenmiştir. Ancak vekalet ücreti hususunda bir değişiklik yapılmamıştır. Bu nedenle aşağıda verilen görüş 25 eylül 2008 tarihi itibariyle halen günceldir.

T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü

Sayı : B.07.0.BMK.0.21.115565-46 29/03/2006* 4789

Konu : Vekalet

İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA

İlgi: 2.12.2005 tarihli ve B.05.0.MAH.0.71.00.01 /12966 sayılı yazınız.

İlgi yazınızın incelenmesinden, Adana İli Kozan Belediye Başkanlığında 7 nci dereceli Tahsildar kadrosunda görev yapmakta iken boş bulunan 1 inci dereceli Gelir Müdürlüğü kadrosuna vekalet eden ve asilde aranan şartları taşımayan personele, yürütülen vekalet görevinden ötürü vekalet aylığı ile zam ve tazminat farkının ödenip ödenemeyeceği hususunda tereddüte düşüldüğü anlaşılmaktadır.
1) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun "Vekalet Görevi ve Aylık Verilmesinin Şartları" başlıklı 86 ncı maddesinde, vekalet görevinin usul ve esasları ile bir görevi vekaleten yürütenlere hangi hallerde, hangi tarihten itibaren vekalet aylığı ödeneceği; 175 inci maddesinde de, vekalet aylığının nasıl hesaplanacağı ve ne miktarda ödeneceği konuları düzenlenmiş bulunmaktadır.
657 sayılı Kanunun 86 ncı maddesinin 2 nci fıkrasında, bir görevin memurlar eliyle yürütülmesi halinde aylıksız vekaletin asıl olduğu, 6 ncı fıkrasında ise maddede sayılan istisnai durumlar dışında boş kadrolara ait görevlerin lüzum görüldüğü taktirde memurlara ücretsiz olarak vekaleten gördürülebileceği belirtilmiş bulunmaktadır.
Yukarıda yer alan hüküm karşısında boş kadrolara vekaleten görevlendirilme halinde vekalet aylığı ödenmesine imkan bulunmamaktadır
2) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun "zam ve tazminatlar" başlıklı 152 nci maddesi uyarınca yürürlüğe konulan 14.2.2005 tarihli ve 2005/8501 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ekli Kararın 9 uncu maddesinde;
"657 sayılı Kanunun 86 ncı maddesi uyarınca;
A) 1- Kurumlarınca bir göreve kurum içinden veya diğer kurumlardan vekalet ettirilenlere;
a) Vekaletin, 657 sayılı Kanunun 86 ncı maddesine binaen yapılması ve bu hususun onayda belirtilmiş olması,
b) Vekaletin, Bakanlar Kurulu kararı veya müşterek Karar ile atama yapılması gereken kadro veya görevler için ilgili Bakan, diğer kadro veya görevler için asili atamaya yetkili amir tarafından verilmesi,
c) Vekillerin, genel ve ilgili özel mevzuatı uyarınca asaleten atanmada aranan tüm şartları (asaleten atanmada sınav şartı aranılan kadro veya görevler için bu sınavlara girebilme hakkının elde edilmiş olması dahil) bir arada taşımaları,
kaydıyla; vekalet ettikleri kadro veya görevler için bu Karar uyarınca öngörülen zam ve tazminatların toplam net tutarının, asli kadro veya görevleri karşılığında fiilen aldıkları zam ve tazminatların toplam net tutarından fazla olması halinde, aradaki fark; 657 sayılı Kanunun 175 inci maddesindeki oranlar dikkate alınmaksızın, vekalet görevine başlanıldığı tarihten itibaren ve vekalet görevinin fiilen yapıldığı sürece ödenir.
2- a) Esas ve usule ilişkin olarak yukarıda belirtilen şartları bir arada taşımayanlara,
b) Mehil müddeti, yıllık izin, mazeret izni, hastalık izni, geçici görev, görevden uzaklaştırma, tutuklanma, gözaltına alınma, hizmetiçi eğitim, kurs veya seminer nedeniyle görevlerinden ayrılanlara vekalet edenlere,
c) Vekaletleri esnasında yıllık izin, mazeret izni, hastalık izni, vekalet görevine ilişkin olmayan geçici görev, görevden uzaklaştırma, tutuklanma, gözaltına alınma, hizmetiçi eğitim, kurs veya seminer ve benzeri nedenlerle vekalet görevine ara verenlere (ara verdikleri günler için),
d) Diğer personel kanunlarına tabi olanlardan bu Kararname uyarınca zam ve tazminat ödenmesi öngörülen kadro veya görevlere vekalet edenlere,
e) Kurumların 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli cetvellerinde kadrosu bulunmayan okul müdürlüğü, okul müdür başyardımcılığı ve okul müdür yardımcılığı görevlerini yürütenlere,
j) Bu Kararname uyarınca zam ve tazminat ödenmesi öngörülen kadro veya görevlere vekalet eden her statüden sözleşmeli personele (6/2/1997 tarihli ve 97/9021 sayılı Bakanlar Kurulu kararı kapsamındaki kadro karşılığı sözleşmeli personel hariç),
vekalet nedeniyle öngörülen zam ve tazminatlar ödenmez. "
hükmüne yer verilmiştir.
Ayrıca, zam ve tazminatların uygulanmasına ilişkin olarak yayımlanan 159 Seri No'lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği'nin, "D-Uygulama İle İlgili Ortak Açıklamalar" kısmının 9 uncu sırasında konuya ilişkin gerekli açıklamalar yapılmış bulunmaktadır.
Öte yandan, konuya ilişkin olarak Sayıştay Başkanlığı 21.04.1996 tarih ve 28141 Tutanak No'lu Kararı ile 19.03.1998 tarih ve 4059 Tutanak No'lu Kararında "... Vekilin asilde aranan şartları taşımadığı durumlarda tedviren atama söz konusu olduğundan, bu şekilde atanan memura zam ve tazminatlarının ödenmeyeceği", "tedviren yürütülen görevlere ilişkin zam ve tazminat farklarının ödenmesinin mevzuata aykırı olduğu" yönünde kararlar vermiş bulunmaktadır.
Buna göre, bir göreve vekalet eden Devlet memurlarına, vekalet ettikleri kadro veya görevler için öngörülen zam ve tazminatların toplam net tutarının, asli kadro veya görevleri karşılığında fiilen aldıkları zam ve tazminatların toplam net tutarından fazla olması halinde, aradaki farkın, 657 sayılı Kanunun 175 inci maddesindeki oranlar dikkate alınmaksızın, vekalet görevine başlanıldığı tarihten itibaren ve vekalet görevinin fiilen yapıldığı sürece ödenmesi mümkün bulunmakla birlikte, bu ödemelerin yapılabilmesi için anılan hükümde yer alan tüm şartların (asaleten atanmada sınav şartı aranılan kadro veya görevler için bu sınavlara girebilme hakkının elde edilmiş olması dahil) yerine getirilmiş olması zorunlu bulunmaktadır.
Bilgilerini arz ederim.

Bakan a.
Cebrail YILMAZER
Bütçe ve Mali Kontrol
Genel Müdür Yardımcısı


BÜYÜK YATIRIM PROJELERİ VE EK TAZMİNAT

Teknik Hizmetler Sınıfında çalışan Yüksek Mühendis, Yüksek Mimar, Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarına yan ödeme kararnamesi ile ek tazminat verilmeltedir. Bu ek tazminat sadece büyük yatırım projelerinde çalışanlara verilmektedir. Aşağıda "büyük yatırım projeleri" ifadesinden ne anlaşılması gerektiğine dair bÜMKO görüşü yer almaktadır.

T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü

Sayı : B.07.0.BMK.0.21-115521-38 29/03/2006* 4746

Konu : Ek özel hizmet tazminatı


İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA
(Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü)


İlgi : 14.7.2005 tarihli ve B.05.0.MAH.0.71.00.01 / 6384 sayılı yazınız.


İlgi yazınız ve eklerinin incelenmesinden, İzmir Narlıdere Belediye Başkanlığında mühendis ve mimar kariyerlerine haiz olup İmar İşleri Müdürlüğü ve Fen İşleri Müdürlüğü kadrolarında bulunan personele, Başkanlık tarafından projelendirilen faaliyetler ile çevre düzeni planı çalışmalarında fiilen görev almaları nedeniyle, 2005/8501 sayılı Bakanlar Kurulu Kararma ekli II sayılı Cetvelin (E) Teknik Hizmetler Bölümünün 5 inci maddesinde öngörülen ek özel hizmet tazminatının ödenmesi hususunda tereddüte düşüldüğü anlaşılmış bulunmaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun "Zam ve Tazminatlar" başlıklı 152 nci maddesinin "II. Tazminatlar" kısmının "A.Özel Hizmet Tazminatı" bölümünün (c ) bendinin birinci sırasında, Yüksek Mühendis, Yüksek Mimar, Mühendis, Mimar ve Şehir Plancısı kariyerlerini haiz olup (Bunlardan Müdür ve daha üst merkez ve taşra birim yöneticileri dahil) 1-4 üncü derecelerden aylık alan ve kurumlarınca belirlenen büyük yatırım projelerinde fiilen çalışanlara bu projelerde çalıştıkları sürece ayrıca % 30'una kadar, ilgili kurumların belirtilen kariyerleri haiz toplam personel sayısının % 10'unu geçmemek üzere, Bakanlar Kurulunca belirlenecek esas, ölçü ve nispetler dahilinde ilave özel hizmet tazminatının ödeneceği hüküm altına alınmıştır.
657 sayılı Kanunun 152 nci maddesi gereğince 2005 yılında ne miktarda zam ve tazminat verileceğinin belirlenmesine ilişkin olarak yürürlüğe konulan 14.2.2005 tarihli ve 2005/8501 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ekli II sayılı Cetvelin (E ) Teknik Hizmetler Bölümünün 5 inci maddesinde;
"Yüksek mühendis, yüksek mimar, mühendis, mimar ve şehir plancısı kariyerlerini haiz olup, 1-4 üncü derecelerden aylık alanlardan, kurumlarınca belirlenen ve ödeneği bulunan faaliyet halindeki büyük yatırım projelerinde fiilen çalışanlara, ilgili Bakan, Rektör, Vali ve Belediye başkanından adlarına onay alınmak ve kadroları vize ettirilmek şartıyla, projelerde çalıştıkları sürece aşağıda gösterilen özel hizmet tazminatı oranlan ek olarak ödenebilir.
a) Bölge Müdürü (Belediyeler hariç), Daire Başkanı ve daha üst idari görevlerde
bulunanlar a... 30
b) Diğerlerine...20
Ancak, bu hükme göre ilave ödemeden yararlanacakların toplam sayısı, kurum kadrolarında söz konusu kariyerlere sahip olarak fiilen görev yapan toplam personel sayısının %10' unu geçemez (hesaplamalarda küsurlar tama iblağ edilir).
Bu tazminat mehil müddeti, her türlü izin, büyük yatırım projeleriyle ilgili olmayan geçici görev, görevden uzaklaştırma, tutuklanma, gözaltına alınma, hizmet içi eğitim, kurs ve seminer gibi nedenlerle hizmete ara verenlere, ara verdikleri günler için ödenmez. "
hükmüne yer verilmiştir.

Diğer taraftan, anılan zam ve tazminatların uygulanmasına ilişkin 159 Seri No'lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği'nin "B-II Sayılı Cetvele İlişkin Açıklamalar" bölümünün 5 ncı sırasında ise;
"Karara ekli II sayılı Cetvelin (E) Teknik Hizmetler Bölümünün 5 inci sırasında; bazı personele belirli şartlara bağlı olarak %20 ve %30 oranında ek özel hizmet tazminatı ödenebileceği öngörülmüştür. Bu ödemenin yapılmasında aşağıdaki esaslar uygulanacaktır:
a) Bu ödeme, Yüksek Mühendis, Yüksek Mimar, Mühendis, Mimar ve Şehir Plancısı
kariyerlerine sahip olup, I, 2, 3 ve 4 üncü derecelerden aylık alanlara yapılabilecektir.
b) Bu ödemenin oranı, söz konusu kariyerleri haiz olanlardan; Bölge Müdürü
(belediyeler hariç), Daire Başkanı ve daha üst idari görevlerde bulunanlar için %30'u,
diğerleri için %20'yi geçmemek üzere kurumlarınca tespit edilecektir.
c) Ödeme, kurumlarınca belirlenen ve ödeneği bulunan faaliyet halindeki büyük
yatırım projelerinde fiilen çalışanlara ilgili Bakan, Rektör, Vali ve Belediye Başkanından
adlarına onay alınmak şartıyla yapılabilecektir.
d) Bu ödemeden yararlanacakların toplam sayısı, kurum kadrolarında söz konusu
kariyerlere sahip olarak fiilen görev yapan toplam personel sayısının %10'unu geçmeyecektir.
Fiilen görev yapan personel sayısı 1/1/2005 tarihi itibarıyla tespit edilecek ve vize
cetvellerinde ödeme yapılacak unvanlar ve sayıları gösterilecektir. Yıl içinde söz konusu
personel sayısındaki artış ve eksilişler dikkate alınmayacak, diğer bir ifadeyle yıl içinde
ödeme yapılacak personel sayısı vize edilen sayıyı geçmeyecektir.
e) Gerek Kanunda, gerekse Bakanlar Kurulu Kararında herhangi bir ölçü
öngörülmediğinden, hangi projelerin "büyük yatırım projesi" sayılacağı kurumlarca
belirlenecektir.
açıklamasına yer verilmiştir.
657 sayılı Kanunun 152 nci maddesinin "II.Tazminatlar" kısmının "A.Özel Hizmet Tazminatı" bölümünün (c ) bendi, 2005/8501 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ekli II sayılı Cetvelin (E) Teknik Hizmetler Bölümünün 5 inci maddesi ile 159 Seri No'lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği'nin (B) bölümünün 5 ncı sırasındaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere, büyük yatırım projelerinde fiilen çalışmanın karşılığı olarak öngörülen ek özel hizmet tazminatı kazanılmış hak niteliği taşımamakta, hangi projelerin "büyük yatırım projesi" olarak değerlendirileceği, bu projede kimlerin çalıştırılacağı ve kimlere ödeme yapılacağı hususlarının tayin ve takdiri bütünüyle ilgili kurumun takdirinde bulunmaktadır.
Ayrıca, bu ödemeden yararlanacakların toplam sayısı, kurum kadrolarında söz konusu kariyerlere sahip olarak fiilen görev yapan toplam personel sayısının % 10'unu geçmeyecektir.
Bu itibarla, Narlıdere Belediye Başkanlığının vize edilen 2005 yılma yönelik zam ve tazminatları içeren vize cetvellerinde büyük projeden yararlanacaklara ilişkin sayının içinde bulunması, kurumca belirlenen ve ödeneği bulunan büyük yatırım proje faaliyetlerinde fiilen çalışılması ve Belediye Başkanından ilgili personel adına onay alınması şartıyla, % 20 ek özel hizmet tazminatının ilgili personele ödenmesi mümkün bulunmaktadır.
Bilgilerini arz ederim.

Bakan a.
Cebrail YILMAZER
Bütçe ve Mali Kontrol
Genel Müdür Yardımcısı


FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETİ

Fazla çalışma ücretine ilişkin 657 sayılı Kanunun 99. maddesini açıklayan BÜMKÜ görüşü

T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü


Sayı : B.07.0.BMK.0.15-115460-35 10/03/2006* 3587

Konu : Fazla Çalışma Ücreti


İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA
(Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü)


İlgi : 22/01/2006 tarihli ve B.05.O.MAH.0.71.00.01/440 sayılı yazı.

İlgi yazının incelenmesinden, İl Özel İdaresi bünyesinde Bütçe İçi İktisadi İşletme olarak kurulan Habur Tır Parkında işlerin yoğunluğu ve sürekliliği nedeniyle hafta sonu da dahil her gün 12 saat çalışıldığı ve bu çalışma karşılığında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi personele fazla çalışma ücreti ödenip ödenmeyeceği konusunda Bakanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmaktadır.
1- Anayasanın 128 nci maddesinin ikinci fıkrasında;
"Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir. "
hükmü yer almaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 99 uncu maddesinde, memurların haftalık çalışma sürelerinin genel olarak 40 saat olduğu, 100 üncü maddesinde de günlük çalışma saatlerinin merkezde Bakanlar Kurulunca illerde ise valiler tarafından belirleneceği öngörülmüş bulunmaktadır.
Diğer taraftan, Devlet memurlarına hangi hallerde fazla çalışma yaptırılacağı ve fazla çalışma ücretinin nasıl belirleneceği 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 178 inci maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Söz konusu maddenin (A) fıkrasında;
"A) 99 ve 100 üncıü maddeler hükümleri uyarınca tespit olunan günlük çalışma saatleri dışında;
a. Salgın hastalık ve tabii afet gibi olağanüstü hallerin olması (bu hallerin devamı süresince),
b.Fabrika, atelye, şantiye, işletme gibi yerlerde İş Kanununa tabi olarak işçi çalıştıran kurumlarca hizmetin gereği olarak işçi ile birlikte çalışma saatleri ve günü dışında çalışmanın zorunlu bulunması,
hallerine münhasır olmak üzere, yaptırılacak fazla çalışmalar ücretle karşılanır.Yukarıda sayılan hallerde yaptırılacak fazla çalışmanın süresi ve saat başına ödenecek ücret Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenir. "
hükmüne yer verilerek, Devlet memurlarına salgın hastalık ve tabii afetler gibi olağanüstü hallerin meydana gelmesi ve fabrika, atelye, şantiye, işletme gibi yerlerde İş Kanununa tabi olarak işçi çalıştıran kurumlarca hizmetin gereği olarak işçi ile birlikte çalışma saatleri ve günü dışında çalışmanın zorunlu bulunması durumlarında fazla çalışma yaptırabileceği ve bu kapsamda yapılan fazla çalışmanın ücretle karşılanacağı belirtilmiştir. Ancak, yukarıda belirtilen hallerde yapılan fazla çalışma karşılığında ücret ödenebilmesi için Bakanlar Kurulu Kararı gerekmektedir.
Ayrıca, maddenin (B) fıkrasında ise;
"Kurumlar gerektiği takdirde personelini günlük çalışma saatleri dışında fazla çalışma ücreti verilmeksizin çalıştırabilirler. Bu durumda personele yaptırılacak fazla çalışmanın
her sekiz saati için bir gün hesabıyla izin verilir. Ancak, bu suretle verilecek iznin en çok on günlükkısmı yıllık izinle birleştirilerek yılı içinde kullandırılabilir "
denilmek suretiyle, Devlet memurlarının fazla çalışma ücreti ödenmeksizin çalıştırılmaları hali ve bu durumda yapılacak işlemler düzenlemiştir.
Buna göre, mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde söz konusu personele fazla çalışma ücreti ödenmesine imkan bulunmamakta olup, normal mesai saatleri dışındaki çalışmaları karşılığında ilgililere yukarıda belirtilen maddenin (B) fıkrası uyarınca izin verilmesi, verilecek izinlerin en çok (10) gününün yıllık izinle birleştirilerek, diğerlerinin ise uygun görülen zamanlarda münferit olarak kullandırılması mümkün bulunmaktadır.
Bilgilerini arz ederim.

Bakan a.
Cebrail YILMAZER
Bütçe ve Mali Kontrol
Genel Müdür Yardımcısı


BELEDİYELERDEKİ DANIŞMANLARIN STATÜSÜ

T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü

Sayı :B.07.0.BMK.0.16/l 15601-5 20/02/2006* 2363

Konu : Danışmanların sosyal güvenliği


İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA


İlgi : 25/01/2006 tarihli ve B.05.0.MAH.0.71.00.01/607 sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı yazıda, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 20 nci maddesine göre görevlendirilecek danışmanların herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olup olmayacağı, sosyal güvenlik açısından hangi mevzuatın uygulanacağı hususlarında görüşümüzün bildirilmesi istenilmektedir.
Bilindiği üzere, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 20 nci maddesinde;
"Nüfusu ikimilyonu aşan büyükşehir belediyelerinde on, diğer büyükşehir belediyelerinde beşi geçmemek üzere başkan danışmanı görevlendirilebilir. Danışman olarak görevlendirileceklerin en az dört yıllık yüksek öğrenim kurumlarından mezun olması şarttır. Danışman olarak görevlendirilme, memuriyete geçiş, sözleşmeli veya işçi statüsünde çalışma dahil, ilgililer açısından herhangi bir hak teşkil etmez. Danışmanların görev süreleri sözleşme süresi ile sınırlıdır. Ancak bu süre belediye başkanının görev süresini aşamaz.
Danışmanlara, her türlü ödemeler dâhil, büyükşehir belediyesi genel sekreterine ödenen brüt aylık miktarının % 75'ini aşmamak üzere belediye meclisinin belirlediği miktarda brüt ücret ödenir."
hükmü düzenlenmiştir. Bu hükme göre, büyükşehir belediyelerinde danışman olarak görevlendirilecek kişilerle, belediye başkanının görev süresini aşmamak üzere bir sözleşme yapılması gerekmektedir.
Diğer taraftan, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 2 nci maddesinin birinci fıkrasında ise "Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu kanuna göre sigortalı sayılırlar." hükmüne yer verilmiştir.
Bu itibarla, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 20 nci maddesine göre görevlendirilecek danışmanların sigortalılık açısından 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ile ilişkilendirilmesinin uygun olacağı mütalaa edilmektedir.
Bilgilerini arz ederim.

Bakan a.
Dr. Hasan GÜL
Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürü


GEÇİCİ İŞÇİ EMEKLİ OLDUĞUNDA 500 YTL'LİK ÖDEMEYİ ALIR MI?

T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü

Sayı : B.07.0.BMK.0.17-522-2012/21309 17/10/2005

Konu : Tazminat

İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA

İlgi : 15/06/2005 tarihli ve B.05.0.MAH.0.71.00.01/4828 sayılı yazınız.


İlgi yazı ile, Hatay İli Subaşı Belediyesinde geçici işçi olarak istihdam edilen
personele, emekli olmaları halinde 31/07/2003 tarihli ve 4969 sayılı Kanuna istinaden
beşyüz YTL. tutarındaki tazminatın ödenip ödenmeyeceği hususundaki Bakanlığımız
görüşü talep edilmektedir. ,
Bilindiği üzere, 4969 sayılı Kanunun 2 nci maddesi ile 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1 inci maddesine (D) bendi eklenmiştir.
Sözkonusu (D) bendinde, anılan Kararnamenin (A) bendi kapsamına giren personel ile 22/1/1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (II) sayılı cetvelde yer alan personel ve kamu kurumlarında işçi olarak istihdam edilenlerden; emekliliğini isteyen veya emekliye sevk olunanlara, haklarında toptan ödeme hükümleri uygulananlara, emekli iken yeniden hizmete alındıktan sonra cezaen olmamak üzere görevlerine son verilenlere ve terhis olan yedek subaylara ve bunlardan görevde iken ölenlerin kanuni mirasçılarına damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi tutulmaksızın beşyüz YTL. tutarında tazminat ödeneceği hükme bağlanmıştır.
Buna göre, anılan bentte sürekli veya geçici işçi ayrımı yapılmaksızın "kamu kurumlarında işçi olarak istihdam edilenler" ibaresi kullanıldığından, geçici işçi olarak istihdam edilenlerden emekli olanlara beşyüz YTL. tutarındaki tazminatın ödenebilmesi mümkün bulunmaktadır.
Bilgilerini arz ederim.

Bakan a.
Hayati GÖKÇE
Bütçe ve Mali Kontrol
Genel Müdür Yardımcısı


MÜDÜRLÜK KADROSUNA GÖREVLENDİRİLEN SÖZLEŞMELİ PERSONELE İMZA YETKİSİ VERİLİR Mİ?

Aşağıdaki BÜMKO görüşü oldukça önemlidir. Zira çok sık yanlış uygulamalar olmaktadır. Bu görüşe göre belediyelerde hangi kadroların sözleşmeli olarak yürütülebileceği tek tek belirlenmiştir. Müdürlük kadroları bu görevlerden değildir. Bu nedenle sözleşmeli olarak istihdam edilen bir mühendis örneğin müdürlük kadrosunu yürütmekle görevlendirilemez. Bu konuda bir imza yetkisi yoktur.

T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü


Sayı : B.07.0.BMK.0.19.115719-224 15/02/2006* 2189

Konu : Sözleşmeli Personel

İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA


İlgi : Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü ifadeli, 03.02.2006 tarihli ve B.05.0.MAH.
0.71. 00.0./880 sayılı yazı.


İlgi yazı ve eklerinin incelenmesinden, 5393 sayılı Belediye Kanununun 49 uncu maddesi çerçevesinde mühendis, mimar ve tekniker gibi boş olan kadro unvanlarına ilişkin görevlerde tam zamanlı sözleşmeli personel çalıştıran belediyelerde, sözleşmeli olarak çalıştırılan personele birimleri itibarıyla imza yetkisi verilip verilemeyeceği hususunda tereddüte düştüğü belirtilerek, konuya ilişkin Bakanlığımız görüşünün istenildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (A) fıkrasında "Memur";
"Mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın, Devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler, bu Kanunun uygulanmasında memur sayılır.
Yukarıdaki tanımlananlar dışındaki kurumlarda genel politika tespiti, araştırma, planlama, programlama, yönetim ve denetim gibi işlerde görevli ve yetkili olanlar da memur sayılır. "
şeklinde tanımlanmaktadır. Aynı maddenin (B) fıkrasında ise, sözleşmeli personel; sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlisi olarak tanımlanmaktadır.
Öte yandan, 5393 sayılı Belediye Kanununun 49 uncu maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarında;
"Belediye ve bağlı kuruluşlarında, norm kadroya uygun olarak çevre, sağlık, veterinerlik, teknik, hukuk, ekonomi, bilişim ve iletişim, plânlama, araştırma ve geliştirme, eğitim ve danışmanlık alanlarında avukat, mimar, mühendis, şehir ve bölge plâncısı, çözümleyici ve programcı, tabip, uzman tabip, ebe, hemşire, veteriner,
kimyager, teknisyen ve tekniker gibi uzman ve teknik personel yıllık sözleşme ile çalıştırılabilir. Sözleşmeli personel eliyle yürütülen hizmetlere ilişkin boş kadrolara ayrıca atama yapılamaz. Bu personelin, yürütecekleri hizmetler için ihdas edilmiş kadro unvanının gerektirdiği nitelikleri taşımaları şarttır. Bu fıkra uyarınca sözleşmeli olarak istihdam edileceklere ödenecek net ücret, söz konusu kadro unvanı için birinci derecenin birinci kademesi esas alınmak suretiyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre tespit edilecek her türlü ödemeler toplamının net tutarının yüzde 25 fazlasını geçmemek üzere belediye meclisi kararıyla belirlenir. Genel hükümlere göre birinci dereceden kadro ihdas edilemeyen kadro unvanları için ise o kadro unvanından ihdası yapılmış en yüksek kadro derecesinin birinci kademesi esas alınır ve yapılacak ödemenin azami tutarı yukarıda belirtilen usûle göre tespit olunur. Bu fıkra hükümlerine göre çalıştırılacak personel için İçişleri Bakanlığı unvanlar itibarıyla sınırlama getirebilir. "'

hükmü yer almaktadır. Yapılan bu düzenlemeyle belediye ve bağlı kuruluşlarında, avukat, mimar, mühendis, şehir ve bölge plâncısı, çözümleyici ve programcı, tabip, uzman tabip, ebe, hemşire, veteriner, kimyager, teknisyen ve tekniker gibi sadece uzman ve teknik personel kadro unvanlarına ilişkin görevlerde sözleşmeli personel çalıştırılmasına imkan tanınmıştır. Buna göre, 5393 sayılı Kanun çerçevesinde yönetim kademeleri arasında yer alan "İmar Müdürü" veya "Fen İşleri Müdürü" kadro unvanları gibi birim yetkilisi kadro unvanları esas alınarak sözleşmeli personel çalıştırılması mümkün bulunmamaktadır.
Nitekim, 5393 sayılı Kanunun yine 49 uncu maddesinin altıncı fıkrasında;
"Kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen memurlar, belediye başkanının talebi, kendilerinin ve kurumlarının muvafakatiyle, belediyelerin birim müdürü ve üstü yönetici kadrolarında geçici olarak görevlendirilebilirler. Bu şekilde görevlendirmelerde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 68 inci maddesinin (B) fıkrasında öngörülen şartlar dikkate alınır. Belediyelerde bu şekilde istihdam edilen personel kurumlarından izinli sayılırlar. Bu personelin görevlendirildikleri süre zarfındaki, görevlendirildikleri kadroya ait her türlü malî hakları ile kurumları tarafından karşılanması gereken sosyal güvenlik ve benzeri diğer hakları belediye tarafından ödenir. İzinli oldukları müddet, terfi ve emekliliklerinde hesaba katılır ve terfi haklarını kazananlar başkaca bir işleme lüzum kalmaksızın terfi ettirilirler. Bu şekilde görevlendirilenler, görevlendirme süresinin sona ermesinden itibaren onbeş gün içerisinde yazılı olarak kurumlarına başvurmaları hâlinde en geç bir ay içerisinde kadrolarına veya müktesebine uygun başka bir kadroya atanırlar. "
hükmüne yer verilmiştir. Böylelikle, birim müdürü ve üstü yönetici kadroları boş bulunan belediyelerin, diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan memurları kendi kurumlarında geçici olarak görevlendirmeleri suretiyle söz konusu kadrolara ilişkin görevleri yürütebilecekleri hükme bağlanmıştır.
Bu itibarla, belediyelerin genel idare esaslarına göre yürüttükleri asli ve sürekli kamu hizmetlerinin yerine getirilmesiyle görevli birim yetkililerinin 657 sayılı Kanuna tabi Devlet memuru olmaları gerektiğinden "İmar Müdürü" veya "Fen İşleri Müdürü"
kadro unvanları gibi birim yetkilisi kadro unvanları esas alınarak sözleşmeli personel çalıştırılamayacağı, mühendis, mimar ve tekniker gibi kadro unvanlarına ilişkin görevlerde tam zamanlı sözleşmeli personel olarak istihdam edilen kişilerin ayrıca birim müdürü ve üstü yönetici kadroları tarafından yürütülmesi gereken işlerde görevlendirilemeyeceği, kendilerine birim müdürü ve üstü yönetici kadrolarına ilişkin imza yetkisinin verilemeyeceği ve bu yöndeki ihtiyaçlarının 5393 sayılı Kanunun 49 uncu maddesinin altıncı fıkrası kapsamında diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan memurlar arasından yapılacak geçici görevlendirmeler yoluyla karşılanabileceği mütalaa edilmektedir.
Bilgilerini arz ederim.

Dr.Hasan GÜL
Bakan a.
Bütçe Mali Kontrol Genel Müdürü


UNVAN DEĞİŞİKLİĞİ SINAVINA BAŞVURAN SAYISI AZ İSE DE, YİNE SINAV YAPILIR MI?

T.C.
BAŞBAKANLIK
Devlet Personel Başkanlığı

Sayı :B.02.1.DPB.0.08.11/ 6558 25/4/2006

Konu : Unvan değişikliği sınavı


İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA


İlgi: 05/04/2006 tarihli ve B.05.0.MAH.071.00.01/3380 sayılı yazı.

Unvan değişikliğine ilişkin yapılacak sınava boş kadro sayısı kadar müracaat olduğu takdirde sınavın yapılıp yapılmayacağına ilişkin ilgi yazı ve eki incelenmiştir.
Bilindiği üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 3'üncü maddesinde temel ilkeler arasında kariyer ve liyakat ilkelerine yer verilmiş, Devlet memurlarının çeşitli görevlere atanmalarının mezkur ilkeler çerçevesinde düzenleneceği belirtilmiştir.
Diğer taraftan, 15/03/1999 tarihli ve 99/12647 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul edilerek 18/04/1999 tarihli ve 23670 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve 21/09/2004 tarihli ve 2004/8246 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile değiştirilen "Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik" in l'inci maddesinde, görevde yükselme ve unvan değişikliğine ilişkin usul ve esasların liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde, hizmet gerekleri ve personel planlaması esas alınarak belirleneceği; 2'nci maddesinde de, bu Yönetmeliğin, özel kanunlarındaki düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla; 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) ve (III) sayılı cetvellerde yer alan kadrolarda , il özel idareleri ve belediyeler ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmelere ait memur kadrolarında, özelleştirme kapsam ve programında bulunan kuruluşlar da dahil olmak üzere kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarına ait memur kadroları ile sözleşmeli personel pozisyonlarında istihdam edilen personelin, müdür ve daha alt görevlere görevde yükselme mahiyetindeki asaleten atamaları ile en az ortaöğretim düzeyinde mesleki veya teknik eğitim sonucu ihraz edilen unvanlara ilişkin unvan değişikliği mahiyetindeki asaleten atamaları hakkında uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Aynı Yönetmeliğin 12'nci maddesinde ise, görevde yükselme sınavında (100) üzerinden en az (70) puan alanların başarılı sayılacağı hükme bağlanmış; ek 3'üncü maddesinde de, unvan değişikliği sınavlarının görevde yükselme sınavına ilişkin usul ve esaslar çerçevesinde yapılacağı hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıdaki hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, unvan değişikliği sınavı memurların kadrolara liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde atanmalarını sağlayan bir düzenleme olup, hukuki düzenlemelerin bütün memurlara eşit şartlar altında uygulanmasının hukukun prensiplerinden olması ve memurlar için farklı uygulamalar yapılmasının mümkün olmaması sebebiyle, boş kadro sayısı kadar veya daha az müracaat olduğu durumlarda da unvan değişikliği sınavının yapılması gerektiği değerlendirilmektedir.
Bilgilerinize arz ederim.

jale Ü. AYGÜL
Devlet Personel Başkanı


YARDIMCI DOÇENT VE ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ NAKLEN HANGİ MEMUR KADROLARINA ATANABİLİR?

Öğretim elemanı olarak 2 yıl çalışanlar naklen memur kadrosuna atanabilmektedir. Aşağıdaki görüşe göre akademisyenler öğrenim durumlarına uygun kadrolara atanabilecekeri gibi Şef kadrosuna da atanabilir.

T. C.
BAŞBAKANLIK
Devlet Personel Başkanlığı

Sayı : B.02.1.DPB.0.11.08/ 14072 9/9/2005

Konu : Görevde yükselme

İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA

İlgi: 27/07/2005 tarihli ve B.05.0.MAH.0.71.00.01/6894 sayılı yazı.

2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununa göre üniversitede görev yapan yardımcı doçent ve araştırma görevlilerinin kurumlar arası nakillerde hangi kadrolara atanmaları gerektiği hususunda tereddüde düşüldüğüne dair ilgi yazı ve eki incelenmiştir.

Bilindiği üzere, 15/03/1999 tarihli ve 99/12647 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul edilerek 18/04/1999 tarihli ve 23670 sayılı Resmi Gazetemde yayımlanan ve 21/09/2004 tarihli ve 2004/8246 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile değişik "Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik'in 2'nci maddesinde; bu Yönetmeliğin, özel kanunlarındaki düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla; 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) ve (III) sayılı cetvellerde yer alan kadrolarda , il özel idareleri ve belediyeler ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmelere ait memur kadrolarında, özelleştirme kapsam ve programında bulunan kuruluşlar da dahil olmak üzere kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarına ait memur kadroları ile sözleşmeli personel pozisyonlarında istihdam edilen personelin, müdür ve daha alt görevlere görevde yükselme mahiyetindeki asaleten atamaları ile en az ortaöğretim düzeyinde mesleki veya teknik eğitim sonucu ihraz edilen unvanlara ilişkin unvan değişikliği mahiyetindeki asaleten atamaları hakkında uygulanacağı hüküm altına alınmış; ek 1 'inci maddesinde de; "Diğer personel kanunlarına tabi olanların 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi görevlere atanmalarında ihraz ettikleri unvanlar, aynı unvanın olmaması halinde öğrenim durumu ve ihraz ettiği unvanla birlikte atanacağı unvan ve Devlet Personel Başkanlığının olumlu görüşü dikkate alınır." hükmüne yer verilmiştir. Adı geçen Yönetmeliğin ek 3'üncü maddesinde ise, "Bu Yönetmelik kapsamındaki personelin, en az ortaöğretim düzeyinde mesleki veya teknik eğitim sonucu ihraz edilen unvanlara ilişkin görevlere atanmaları, bu Yönetmeliğin üçüncü bölümünde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde eğitime tabı tutulmaksızın yapılacak unvan değişikliği sınavı sonundaki başarısına göre gerçekleştirici
Unvan değişikliği sınavları, kurumlarca belirlenecek görev alanları ve atama yapılacak görevin niteliğine ilişkin konularda yazılı olarak yaptırılır ve bu sınavlara katılacaklarda, kurumda veya öğrenim durumları ile ilgisi bulunmayan görevlerde belirli süre hizmet yapmış olma şartı aranmaz." hükmü yer almaktadır.

Yukarıda yer yerilen hükümler çerçevesinde, en az 2 yıl görev yapmış olmaları kaydıyla, araştırma görevlilerinin hiyerarşik kadrolardan şef unvanlı kadrolara veya öğrenimi sebebiyle ihraz ettikleri unvanlı kadrolara, yardımcı doçentlerin ise öğrenimi sebebiyle ihraz ettikleri unvanlı kadrolara veya genel hükümlere göre durumlarına uygun kadrolara, görevde yükselme veya unvan değişikliği sınavlarına tabi tutulmaksızın, mevzuatta belirtilen genel hükümlere uyulmak kaydıyla, atanabilmesi hususunun ilgili kurumun takdirinde olduğu mütalaa edilmektedir.
Bilgilerinize arz ederim.

Şaban TALAŞ
Devlet Personel Başkanı V.


AÇIKTAN VEKİL OLARAK ATANANLARIN MAZERET, HASTALIK VE AYLIKSIZ İZİNLERİ

T.C.
BAŞBAKANLIK
Devlet Personel Başkanlığı

Sayı : B.02.1.DPB.0.12/ 13380 13/7/2006

Konu :

İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA

İlgi: 09/06/2006 tarihli ve B.05.0.MAH.0.71.00.01/5511 sayılı yazı.

Açıktan vekil olarak atanan ve bir yılını tamamlamış bulunan personele mazeret izni, hastalık izni ve aylıksız izin verilip verilemeyeceği hususuna ilişkin görüş talep eden ilgi yazı incelenmiştir.

Bilindiği üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 83 ncü maddesinin birinci fıkrasında; "Devlet memuru iken muvazzaf askerlik hizmetini yapmak üzere silah altına alınanlardan askerlik görevini tamamlayıp memuriyete dönmek isteyenler, terhis tarihinden itibaren 30 gün içinde kurumlarına başvurmak ve kurumları da başvurma tarihinden itibaren azami 30 gün içinde ilgilileri göreve, başlatmak zorundadırlar." hükmü, 86 ncı maddesinin birinci fıkrasında; "Memurların kanuni izin, geçici görev, disiplin cezası uygulaması veya görevden uzaklaştırma nedenleriyle işlerinden geçici olarak ayrılmaları halinde yerlerine kurum içinden veya diğer kurumlardan veya açıktan vekil atanabilir." hükmü bulunmakta, henüz asaleten atama yapılmaması veya asilin başka bir göreve sürekli görevle atanmış olması, emekli olması, istifa etmesi, çekilmiş sayılması veya herhangi bir sebeple görevine son verilmiş olması durumlarında boş kalan kadrolara açıktan vekil atanabilmesi belli unvanlarla sınırlandırılarak, söz konusu maddenin üçüncü fıkrası ile bu unvanlar ilkokul öğretmenliği (yaz tatili hariç), tabiplik, diş tabipliği, eczacılık, mühendislik ve mimarlık, veterinerlik, köy ve kasaba imamlığı kadroları olarak düzenlenmiştir. Ayrıca, aynı Kanunun 174 üncü maddesinde; "Vekalet aylıklarının ödenebilmesi için görevin fiilen yapılması şarttır." hükmü bulunmakta olup, 175 inci maddesinde de, bir göreve açıktan vekil olarak atanan memurlara (köy ve kasaba imamlığı kadroların atananlara 146 ncı maddede yazılı asgari ücret aylık tutarından aşağı olmamak üzere) vekalet edilen görevin kadro derecesini büçte ikisinin ödeneceği ifade edilmektedir.
Diğer taraftan, Devlet memurlarından görev yaptığı kurumu imzasıyla taahhüt altına sokan, bir idari tasarrufun yetki ve sorumluluğunu taşıyan veya boş kaldığı sürece hizmet aksamasına sebep olan görevleri yerine getirenlerin, bu görevlerinden Kanunda belirtilen sebeplere dayalı olarak ayrılmaları durumunda, yerine vekil atanabilmektedir. Bu çerçevede, açıktan vekil atanması durumunda öncelikle kadroya ait görevin sürekliliğinin sağlanması doğrultusunda hareket edilmesi ve ücret ödenebilmesi için de vekalet görevinin fiilen ve şahsen yapılması gerektiği değerlendirilmektedir.
Bununla birlikte; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 102 nci maddesinde; "Devlet memurlarının yıllık izin süresi, hizmeti 1 yıldan on yıla kadar (on yıl dahil) olanlar için 20 gün, hizmeti 10 yıldan fazla olanlar için 30 gündür. Zorunlu hallerde bu sürelere gidiş ve dönüş için en çok ikişer gün eklenebilir." ve 175 inci maddesinin son fıkrasında ise; "Açıktan vekil olarak atananlar bu kanunla memurlara tanınan sosyal haklardan da yararlanırlar ve bunlara ödenecek vekalet aylığının hesabına memuriyet taban aylığı da dahil edilir." hükümlerine yer verilmiştir.
Yukarıdaki hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; açıktan vekil olarak atananların sosyal haklardan yararlanacak olmaları diğer haklardan faydalanmayacağı anlamına gelmediğinden, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre yıllık izin verilebilmesi, personelin Devlet memuru olması ve yeterli hizmet süresi şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde mümkün olmakla birlikte en az kesintisiz bir yıl çalışılmış süreler için, açıktan vekil olarak atanan personele 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun yıllık izin verilmesine ilişkin hükümlerin uygulanabileceği, mazeret izni ve hastalık izni verilebileceği, diğer taraftan, bir kadroya açıktan vekil olarak atanmış olması ilgili için kadroya yeniden atamada bir hak teşkil etmediğinden ilgililere aylıksız izin verilemeyeceği değerlendirilmektedir.
Bilgilerinize arz ederim.

Şaban TALAŞ
Başkan a. Devlet Personel Başkan Yardımcısı


BELEDİYE BAŞKAN YARDIMCILIĞINDAN ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜNE ATAMA

T. C.
BAŞBAKANLIK
Devlet Personel Başkanlığı

Sayı : B.02.1.DPB.0.11.08/ 17358 10/10/2005

Konu : Atama

İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA


İlgi: 05/10/2005 tarihli ve B.05.0.MAH.0.71.00.01/9858 sayılı yazı.


Muhtelif belediyelerde, şef, mühendis ve memur gibi unvanlarla görev yapan personelin, belediye başkan yardımcılığı kadrosuna atandıktan sonra görevde yükselme sınavına katılmadan müdür kadrolarına atandıkları, yapılan bu atamaların mevzuata aykırı olduğu görüşünden hareketle müdür kadrosunu bu şekilde işgal eden personelin eski görevlerine iade edilmesi gerektiğinden bahisle, konu hakkında görüş talep edilen ilgi yazı incelenmiştir.
Bilindiği üzere, 15/03/1999 tarihli ve 99/12647 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan ve 21/09/2004 tarihli ve 2004/8246 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile değiştirilen Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik'in 2'nci maddesinde; bu Yönetmeliğin, özel kanunlarındaki düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla, 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) ve (III) sayılı cetvellerde yer alan kadrolarda, il özel idareleri ve belediyeler ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmelere ait memur kadrolarında, özelleştirme kapsam ve programında bulunan kuruluşlar da dahil olmak üzere kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarına ait memur kadroları ile sözleşmeli personel pozisyonlarında istihdam edilen personelin, müdür ve daha alt görevlere görevde yükselme mahiyetindeki asaleten atamaları ile en az ortaöğretim düzeyinde mesleki veya teknik eğitim sonucu ihraz edilen unvanlara ilişkin unvan değişikliği mahiyetindeki asaleten atamaları hakkında uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, yukarıda sözü edilen Yönetmeliğin geçici 3'üncü maddesinde, " Bu Yönetmelik kapsamına giren unvanları, ilgili mevzuatları uyarınca kazananların haklan saklıdır." hükmü yer almaktadır.
Bu çerçevede, aksine bir düzenleme bulunmaması ve belediye başkan yardımcılığı kadrosuna asaleten atanan personelin, bu kadrodan müdür kadrosuna atanmasının görevde yükselme mahiyetinde bir atama olarak kabul edilmemesi sebebiyle, mevzuatta belirtilen diğer şartlara uyulması kaydıyla, görevde yükselme sınavına katılmadan müdür kadrosuna atanmasında mevzuata aykırılık bulunmadığı mütalaa edilmektedir.
Bilgilerinize arz ederim.


Jale Ü. AYGÜL
Devlet Personel Başkanı

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber