Karakol, üçlü istihbarata rağmen baskın yemiş

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 07 Ekim 2008 07:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Hakkari'nin Şemdinli ilçesindeki Aktütün Sınır Karakolu'na yapılan saldırı konusunda önemli iddialar gündeme geliyor. 17 şehit verilen saldırıdaki güvenlik zafiyetleri tartışılırken, karakolun üçlü is-tihbarata rağmen PKK'lı teröristler tarafından basıldığı ortaya çıktı.

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ile Emniyet'in baskından yaklaşık 10 gün önce çok gizli bir yazı ile terör örgütünün karakola saldıracağını bildirdiği öğrenildi. Askerî istihbaratın da bu yönde duyumlar aldığı belirtiliyor. MİT ve Emniyet'in gizli yazılarında, PKK'nın Aktütün'e saldırı hazırlığı yaptığı, bu amaçla sınır ötesinden kalabalık bir terörist grubun Türkiye'ye girmeyi planladığı aktarılıyor.

Edinilen bilgilere göre, istihbarat uyarıları güvenlik güçleri tarafından dikkate alındı ve gereği yapıldı. Aktütün Jandarma Sınır Bölüğü'nde alarm durumuna geçildi. Bölüğe personel takviyesi de sağlandı. Bay- raktepe mevkiinde nöbet tutan asker sayı- sı artırıldı. Bölüğe ayrıca ağır silah desteğinde bulunuldu. Üst düzey güvenlik kaynakları, saldırı ile ilgili önemli detaylara da işaret etti. Buna göre saldırı istihbaratı üzerine, PKK'lı teröristlerin karakola ulaşabilece- ği güzergâhtaki sınırlı geçit noktalarından bazıları teröristlere açıldı. Böylelikle aynı güzergâhtan giriş yapacak teröristlerin bölgeye dağılmadan etkisiz hale getirilmesi planlandı. Bu plan geçmişte birkaç kez daha başarıyla uygulanmıştı.

MİT, Emniyet ve askeri birimlerin istihbaratına rağmen Aktütün Karakolu, PKK'lı teröristlerin saldırısından ağır zayiatla çıktı. Güvenlik kaynakları, şehit sayısının 15'in üzerinde olduğunu öne sürüyor. Üst düzey askerî bir yetkili, söz konusu şehitlerin önümüzdeki günlerde peyderpey açıklanacağını ileri sürüyor. Bu arada dün Fransız haber ajansı AFP, kaybolan 2 Mehmetçiğin cesedinin PKK'nın elinde olduğunu duyurdu. Reuter'sa açıklama yapan PKK yöneticileri kayıp askerlerin ellerinde olmadığını bildirdi. Genelkurmay tarafından akşam saatleride yapılan açıklamada ise askerlerin cesedinin bulunduğunu kaydedildi.

Aileler, önce kayıp sonra şehit haberiyle yıkıldı

Terör örgütü saldırısından sonra haber alınamayan askerlerin evinde yas var. Sivaslı Jandarma Uzman Çavuş Bahattin Erturhan'ın babası ilk gün oğlunun şehit haberini almış. Şehit listesinde Bahattin'in isminin olmaması üzerine, ailede buruk bir umut doğmuştu. Ancak dün akşam Genelkurmay, kayıpların şehit haberini duyurunca umut, yerini acıya bıraktı. Kayıp askerlerden Afyonkarahisarlı Jandarma Uzman Çavuş Nurullah Oymak'ın ailesi de şaşkın. Aile, oğullarının akıbetini dördüncü gün öğrenebildi. Sabah iki görevli Oymak'ın kayıp olduğunu bildirirken, akşam şehit haberi geldi.

Terörle mücadelede yasal eksiklik yok

Aktütün Karakolu'na yapılan saldırının ardından bazı kesimlerce 'terörle mücadelede yasaların yetersiz olduğu' gündeme getirildi. Bazı askeri makamlarca dile getirilen görüşe göre, terörle etkili mücadele için koordinasyonu sağlayacak bir birim oluşturulmalı, güvenlik güçlerine 'olağanüstü hal'e (OHAL) özgü bazı yetkiler verilmeli. Askerin terör olaylarının yaşandığı bölgelerde sivil inisiyatiften bağımsız hareket etmesini öngören bu taleplere güvenlik uzmanları ve hukukçular katılmıyor. OHAL benzeri uygulamaların netice vermediğini, demokrasi alanında gelinen noktanın buna ters düşeceğini belirten uzmanlar, terörle mücadelede yasal eksiklik bulunmadığına inanıyor.

Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu'nu hazırlayan akademisyenlerden Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bahri Öztürk, terörle mücadele için yasalarda eksiklik bulunmadığını belirtirken, yasaların yeterince bilinmediğini savunuyor. Sorumluyu başka yerde aramanın hata olacağını vurgulayan Öztürk, yasalarda kolluk kuvvetlerinin çok sayıda yetkisinin bulunduğunu kaydediyor. Ceza hukuku profesörü, "Kanunlarda, hiç kimsenin elini kolunu bağlayan düzenleme yoktur. Sorumluluğu kanunda aramak saptırmadır." şeklinde konuşuyor. Öztürk, askerî yetkililerin 'Sanki ülkemizde hiç terör yokmuş gibi düzenlenen yasaların, teröre karşı mücadelede kolluk kuvvetlerinin önleyici faaliyetlerinde yetersiz kaldığı ve etkin ve süratli görev yapılmasını geciktirdiği bir gerçektir' sözlerine de katılmıyor.

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Şentop da, "OHAL olsa son olay yaşanmayacak mıydı?" diye soruyor. Bu olayı vesile ederek olağandışı rejim arzularının gündeme getirilmek istenmesinden yakınan Şentop, şunları söylüyor: "Maliyet meselesi Türkiye Devleti için sorun teşkil edemez. Açık şekilde lakaytlık var. Kendi görevini kimse doğru düzgün yapmıyor. Alanı dışındaki işlerle uğraşıyor. Yetkiler artırılmış olsaydı bu olay olmayacak mıydı? OHAL varken de benzer hadiseler yaşandı. Sorun kanunlarda değil. Komutanlar karakolların başında olmalı. Kanunlar güvenlik güçlerine güvenliği sağlayacak imkânı veriyor."

Uluslararası Güvenlik Terörizm ve Etkin Çatışmalar Merkezi Başkanı Doç. Dr. İhsan Bal, terörle mücadelede yasal açdan boşluk bulunmadığını belirtiyor. Bal'a göre, asıl sorun güvenlik güçleri arasındaki koordinasyonsuzluk. Terörle mücadelenin sivil koltuğunun muallakta olduğuna değinen Bal, "Başbakan her konuya bakamaz. Jandarma, Sahil Güvenlik ve Emniyet arasında tam bir koordinasyonun sağlanması gerekir. İstihbarat açısından yapısal bir reformun gerekli olduğunu düşünüyorum" diyor. İhsan Bal, iç istihbaratın İçişleri Bakanı'nda toplanmasını istiyor. Güvenlik uzmanı Önder Aytaç da, mevcut yasaların yeterli olduğunu kaydediyor.

Uzman askerler kullanılmalı

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu Başkanı Dr. Sedat Laçiner: 'Profesyonel ordu' 20 yıldır tartışılıyor. Terörle mücadelenin profesyonel ordu ile yapılması şart. Karakollarda zorunlu askerlik yapan erlerle bu olmaz. Dünyanın en tehlikeli yerinde er, onbaşı, çavuş görev yapıyor. Erbaş ya da er, nöbette eşini, çocuğunu ve ailesini düşünür. Çok iyi yetiştirseniz bile 10 ay sonra çekip gidiyor. Ordu, teröristin yöntemini bilen uzmanlarla sahaya inmeli. Uzman ekipler sürekli bu bölgelerde görev yaparak bölgeyi tanımalı.

Özel birim mücadele etmeli

Emekli Albay Durmuş Türemen: Ne sıkıyönetim ne de olağanüstü hal PKK sorununa çare olabilir. Siyasilerin ipleri ele alması lazım. Terörle mücadele İçişleri Bakanlığı nezdinde oluşturulacak bir güce bırakılmalı. Açıkçası bu yük bürokrasiden alınmalı, ama karar verme yetkisi ile birlikte alınmalıdır. Yoksa bürokrasi hem golf oynamaya devam eder hem de sizi cenaze merasimlerinde protesto ettirir. Şimdiye kadar bu iş Genelkurmay'a havale edildi, onlar da tankı, topu ve uçağıyla bu işin üstesinden gelmeye çalıştılar. Ama istenen sonuç alınamadı.

Savaş uçakları terör kamplarını vuruyor

Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde bulunan Aktütün Karakolu'na düzenlenen hain saldırının ardından bölgede başlatılan geniş çaplı operasyonlar hava destekli olarak sürüyor. THK'ya bağlı savaş uçakları, dün sabah Irak'ın kuzeyindeki Avaşin Basyan bölgesinde tespit edilen bir terörist grubu havadan vurdu. Genelkurmay'ın internet sitesinde yer alan basın açıklamasında şunlar kaydedildi: "5 Ekim 2008 gece yarısı Irak'ın kuzeyindeki Avaşin Basyan bölgesinde iki ayrı noktada tespit edilen teröristler ateş altına alınmıştır. Aynı bölgede tespit edilen diğer bir terörist gruba yönelik olarak 6 Ekim günü sabah saatlerinde savaş uçaklarınca hava operasyonu icra edilmiştir. " Genelkurmay tarafından yapılan bir diğer açıklamada ise Şırnak'ın dağlık arazi kesiminde tespit edilen teröristlerin kullandığı 17 sığınağın imha edildiği bildirildi. Van'ın Başkale ilçesinin dağlık arazi kesiminde gerçekleştirilen operasyonlarda ise terör örgütü mensuplarına ait 2 Kaleşnikof piyade tüfeği ve 18 kilogram 827 gram toz esrar ele geçirildi. Şırnak'ın dağlık kesiminde güvenlik güçlerince yapılan aramalarda bir sığınakta 12 G-3/A-3 piyade tüfeği ele geçirildi. Ankara, Zaman

Türkiye terörle mücadele için ABD'den destek istedi

Türkiye, terörle mücadelede ABD'den destek talebinde bulundu. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ertuğrul Apakan'ın, Hakkari'deki çatışmanın ardından ABD'nin önceki Ankara Büyükelçisi Ross Wilson'u bakanlığa çağırarak görüştüğü öğrenildi. Edinilen bilgiye göre görüşmede Ankara, ABD'ye, terörle mücadele konusunda Türkiye'ye daha çok destek vererek, işbirliği yapması çağrısında bulundu. Apakan'ın Wilson'a, son saldırının Türk kamuoyunda oluşturduğu hassasiyeti aktararak, Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin terör örgütü PKK ile istendiği kadar mücadele etmediğine dikkat çektiği bildirildi. Türkiye, Irak'a verdiği notayla da yeni saldırıların düzenlenmemesi için gereken tedbirin alınmasını istemişti. Ankara, Zaman

Kuzey Irak yönetimi: PKK ile ilişki kurmuyoruz

Irak'ın kuzeyinde bulunan bölgesel yönetime bağlı Peşmerge kuvvetlerinin sözcüsü Cebbar Yaver, Aktütün saldırısında PKK'lı teröristlere yardım yapmalarının söz konusu olmadığını söyledi. Yaver, kendilerinin PKK ile değil Türkiye ile ilişkilerinin olduğunu söyledi. Saldırıdan dolayı üzgün olduklarını dile getiren Yaver, "Bu saldırıdan dolayı çok üzgünüz. PKK çok kötü bir iş yaptı. Özellikle Ramazan Bayramı sonrası olması ayrı bir üzüntü. Olayı esefle karşılıyoruz ve çok üzülüyoruz." dedi. Kuzey Irak yönetimi olarak şiddet istemediklerine dikkat çeken Yaver, şunları kaydetti: "Askerî operasyon ve şiddetle çözüleceğine inanmıyoruz. Ancak siyasi yolla çözüleceğine inanıyoruz." Erbil, Cihan

Altınova benzeri olaylara karşı valileri uyardı

İçişleri Bakanlığı, yaklaşan yerel seçimler öncesi Balıkesir'in Altınova beldesinde çıkan olaylar ile Hakkari'deki Aktütün Karakolu'na düzenlenen provokatif saldırı benzeri olaylara karşı polis ve jandarmayı alarma geçirdi.

Bakanlığın Altınova ve Aktütün olaylarından çok kısa bir süre önce 81 il valiliğine provokasyon genelgesi gönderdiği ortaya çıktı. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, toplumsal aktivitelerin gerçekleştirildiği mekanlar için azami güvenlik hassasiyetinin gösterilmesini, teknolojik imkanlardan mümkün olduğunca yararlanılmasını istedi. Bakan Atalay'ın genelgesine göre İçişleri Bakanlığı'nın 2009 Mart sonunda yapılacak yerel seçimler sürecinde de provokatif olayların beklendiğini gösteriyor. Güvenlik kaynakları, PKK'nın bölgede 'ben varım' mesajı vermek amacıyla intihar saldırısı, bombalı eylem, pusu gibi eylemlere ağırlık vereceği görüşünde. Atalay, genelgede polis, jandarma ve sahil güvenlik birimlerinin görevlerini yerine getirirken kullanacakları yetkileri konusunda da önemli uyarılarda bulundu. Atalay, "Özgürlük ile güvenlik arasındaki dengeyi koruyun, mecbur kalmadıkça zora başvurmayın, yetkilerinizi isabetli kullanarak, kamuoyu desteğini kazanın." dedi. Atalay, bu bilincin kazanılması için de yeni dönemde simülasyon destekli hizmet içi eğitim seminerlerinin yangın bir şekilde düzenlenmesini istedi. Atalay, polisin görevini yerine getirmesi için yasal yetkiye sahip olduğunu sözlerine ekledi. Sedat Güneç, Ankara

Alınması istenen tedbirler:

Toplulukların bir araya geldiği kentsel mekanlar, spor kompleksleri gibi alanlarda teknolojik ve mekanik anlamda fizikî güvenlik tedbirlerinin alınmasına ağırlık verilecek.

İnsanların toplu bulunduğu yerlerde izdihamın önlenmesi, giriş ve çıkışların rahat bir şekilde yapılmasının sağlanması ile acil durumlarda toplulukların hızlı bir şekilde tahliye edilmesinin temini yönünde ön tedbirler gözden geçirilecek.

Vatandaşların huzursuz olmasına sebep olan konvoyların önlenmesi, ses ve uyarı cihazlarının rastgele kullanımı gibi olayların önünün alınması için güvenlik tedbirleri artırılacak. Bu fiillere yönelik para cezası uygulamalarına ağırlık verilecek.

Kontrol, arama ve araç durdurulması işlemlerine katılan personel bilinçlendirilerek, vatandaşın ve kontrolü gerçekleştiren polisin güvenliğine öncelik sağlanacak.

Medya,Aktütün baskınını sorguluyor

Hakkâri'nin Şemdinli ilçesine bağlı Aktütün köyündeki Jandarma Sınır Karakolu'nun 5. kez saldırıya uğraması ve 15 askerin şehit düşmesi medyada tartışma konusu oldu. Sınır karakollarına 1985 yılından bu yana üst üste yapılan baskınlardan neden ders alınmadığını sorgulayan yazarlar, bazı noktaların aydınlatılmasını istiyor. Gazetelerin cevap aradığı bazı sorular şöyle:

PKK'lı 350 teröristin geldiği neden görülemedi?

Teröristlerin bölgeye taşıdığı ağır silahlar ve saldırı hazırlığı neden tespit edilemedi?

Karanlıkta gören dürbünler, ısıyı tespit eden aygıtlar, insansız casus uçaklar neden işe yaramadı?

ABD'den elde edildiği söylenen istihbarat gerçekten söylendiği kadar etkin mi?

Kritik bir bölgede görev yapan askerler neden kurşun geçirmez yelek giymiyor?

Karakola yapılan takviye neden yetersiz kaldı?

Saldırıya uğrayan karakol daha iyi korunamaz mıydı?

Aktütün Karakolu'nun yeri neden değiştirilmedi?

Aktütün ve öteki birçok karakol defalarca basılmasına rağmen neden ihmallerin haber yapılması yasaklandı?

Geçen yıl baskına uğrayan Dağlıca'daki komutana neden başarı plaketi verildi?

İstihbarat paylaşımı sona mı erdi?

Cüneyt Ülsever(Hürriyet)

Aynı karakolun 5 kez üst üste basılması, TSK açısından bir zaafı sergilemiyor mu? Büyük miktarda teröristle saldırı yapanlar, istihbaratı nasıl atlattı? ABD ile paylaşılan istihbarata ne oldu? Yoksa, paylaşım dönemi bitti mi? Geçen kış PKK'ya karşı büyük başarılar elde ettiğimiz söyleniyordu, yoksa PKK o kadar da büyük bir darbe yemedi mi?

Mücadele, şehit sayısıyla ölçülmez

Murat Yetkin (Radikal)

Ankara, PKK ile, Kürt ayrılıkçılığı ile ve Kürt sorunuyla başa çıkma yöntemini hiç değiştirmeyecek mi? 'Mücadelede başarı şehit sayısıyla ölçülmez, aksi halde Çanakkale'yi açıklayamayız' cümlesinin ne kadar acı ve üzücü bir gerçek olduğu üzerinde durulmayacak mı? Mücadelenin insani boyutu, demokratik boyutu hiç konuşulmayacak mı?

Vatandaş artık tatmin olmuyor

Semih İdiz (Milliyet)

Irak'a verilen uyarı notalarından, Terörle Mücadele Kurulu'nun toplanmasının tatmin olacağı söylenemez. Gerçek şu ki ortada ciddi bir sorun var ve mevcut yöntemlerle bunun üstesinden gelinemiyor. PKK'nın kalabalık bir grupla daha önce de hedef olmuş bir karakola saldırıp 15 askerimizi şehit etmesi sorgulanması gereken vahim bir olaydır.

İstihbarat zaafiyeti mi var?

Mehmet Barlas (Sabah)

Aktütün eğer savunulması imkânsız bir mekânda ise önceki saldırılar ertesinde neden durum değerlendirmesi yapılmamıştır? Bu alanın savunulmasındaki zaafları giderecek tedbirler neden alınmamıştır? İstihbarat faaliyetlerimizde bir zaaf mı var ki, bu kadar büyük kayıplara yol açan saldırılar, ancak gerçekleştikten sonra öğreniliyor?

Teröristler çok rahat hareket ediyor

Mehmet Altan (Star)

Nasıl oluyor da 16 yıldır Aktütün Karakolu sürekli baskına uğrayıp, bunca şehit veriyor? Üstelik on beş askerimizi öldürüp, yirmiyi aşkınını yaralayan, ikisini de muhtemelen alıp götüren silahlı bir grup nasıl bu kadar rahat hareket edebiliyor? Sınır ötesi derken, sınırlarımız içindeki, defalarca baskın yemiş bir karakolu nasıl savunamıyoruz?

Takiplere rağmen baskın mı yedik?

Necati Doğru (Vatan)

Sınırın 10 kilometre uzağında 300 terörist gündüz vakti toplanabiliyor. Savaş uçaklarının terör kamplarını sürekli vurmasına, muhtemel hedeflerdeki Türk askerî güçlerinin de takviye edilmesine, Bayraktepe'ye jandarma özel timi gönderilmesine, topçu ateşiyle, 2 helikopter kolu taarruzu ile de 'sınır ötesi takip' yapılmasına rağmen baskın önlenemiyor.

Sedat Güneç, Güvenlik

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber