Bürokratlara AB ikazı: Rüşvetin önünü Kamu Etik Kurulu kesecek

Haber Giriş : 22 Kasım 2004 09:37, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

AB reformları çerçevesinde kurulan Kamu Görevlileri Etik Kurulu, yüksek bürokratları ?hafiye' gibi izleyecek. Kamu'daki rüşvet ve yolsuzluklara karşı oluşturulan ve önemli yetkilerle donatılan kurul, yöneticilere gelen hediyeleri bile mercek altına alacak. 11 kişiden oluşan Kurul TÜSİAD ve TOBB'u da gözaltına aldı. Kurulun çalışma sistemi ve üyelerin şimdiye dek yaptıkları Türkiye'nin en temiz ülke sıralamasındaki 77. sırayı terkedebileceği umudunu veriyor.


Türkiye bir yandan Avrupa Birliği'nin 17 Aralık'ta yapılacak zirvesinde müzakere tarihi alabilmek için çalışırken, bir yandan da kamu düzenini uluslararası standartlara uygun hâle getirme uğraşı veriyor.

AB yolunda önemli reformlara imza atılırken yaklaşık bir ay önce faaliyete geçen Kamu Görevlileri Etik Kurulu, reform sürecinin önemli aşamalarından birini oluşturuyor. Başkanlığını Milli Eğitim eski bakanlarından Prof. Dr. Mehmet Sağlam'ın yaptığı Etik Kurul, kamu ve özel sektör kuruluşlarında rüşvet, hediye ve iltimas gibi etik dışı davranışları araştırarak, kusurlu bulduğu isimleri başbakanlığa bildirecek.

Kamu Görevlileri Etik Kurulu, 1990'lı yıllardan bu yana etik kurulları işleten ve konu hakkında denetim ve bilinçlendirme çalışmaları yaparak, yolsuzlukları önlemede büyük mesafe kat eden gelişmiş ülkelerdeki modellere göre planlanıyor. Hükümetin AB'ye uyum çerçevesinde çıkardığı yasalar ve bunların uygulama süreci, Türkiye'yi daha açık bir topluma doğru götürüyor. Açık, şeffaf ve demokratik toplumun önemli aşamalarından biri, merkezi idareden, adem-i merkeziyetçi bir yapıya geçiş, yani merkezî idarenin yetkilerinin önemli bölümünü çevreye dağıtarak, ülke yönetiminde yerelleşmenin sağlanması. Yerelleşme hem halkın yönetime katılması hem de demokratikleşme açısından son derece gerekli bir süreç; ancak Etik Kurul gibi yapılanmalara bu süreçteki ihtiyaç daha da artıyor. Mehmet Sağlam bu ihtiyacın fazlalaşmasının gerekçesini, demokratikleşme ile beraber yerel yöneticilerin takdir kullanma yetkilerinin çok artmasıyla açıklıyor.

Önceden sadece merkezi otoriteden emir alan vali, kaymakam ve belediye başkanı gibi yerel yöneticiler, bundan böyle kendi kararlarını kendileri alacak. Bu durum, onların ahlaki kurallara uymalarını daha önemli hâle getiriyor; ?Takdir yetkisi genişleyen yöneticilerin, kişisel niteliklerinin gelişmesi gerekiyor, en önemli kişisel özellikler de ahlak ve etik.? diyor Sağlam. Etik kurullar veya farklı bir boyutuyla ombudsmanlık ABD'de 25 yıldır var. Avrupa ülkelerinde ise son 15 yıldır yaygın olarak kullanılıyor. Mehmet Sağlam, başkanı olduğu kurumun idarenin dışında ve idareyi dışarıdan denetleyen bir yapısının olacağını söylüyor.

Etik Kurul, Başbakanlık bünyesinde görev yapıyor ama Başbakanlığa bağlı değil. 11 kişiden oluşan üyeleri Bakanlar Kurulu atamasına rağmen, dört yıl boyunca bu üyeleri hiçbir kurum görevden alamıyor. Kurul bu yönüyle bağımsız bir organizasyon. Üyeler ise bakanlık yapmış bir kişi, il belediye başkanlığı yapmış bir kişi, yargıtay, sayıştay ve danıştay üyeliği yapmış birer kişi, valilik, müsteşarlık ve büyükelçilik yapmış bürokratlar arasından iki kişi ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından bir üye şeklinde oluşturulmuş. Üyelerden birinin ayrılması durumunda, yine aynı niteliklere sahip bir ismin yerine atanması gerekiyor.

Etik Kurul hafiye gibi çalışacak Kamu Görevlileri Etik Kurulu, yoğun olarak kamu sektöründeki problemlerin üzerine gidecek; ancak TÜSİAD, TOBB ve odalar gibi özel sektör kuruluşları da listeye dahil. Gelen şikayetleri değerlendirecek olan kurulun asıl çalışması ise kendi yapacağı inceleme ve araştırmalar olacak. Önemli yetkilerle donatılan kurul, araştırma için bütün kamu görevlilerini kullanma yetkisine sahip. Mehmet Sağlam, bu amaçla maliye müfettişleri ve hesap uzmanlarından faydalanacaklarını hatırlatıyor.

Kurulun özel ilgi alanına ise genel müdür, genel müdür düzeyindeki kamu görevlileri ile bunların üzerindeki yetkili isimler giriyor. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Bakanlar Kurulu, Yüksek Yargı ve Türk Silahlı Kuvvetleri, Etik Kurulun görev alanı dışında. Sağlam, bu kurumlarda araştırma yapma yetkilerinin olmadığını ancak tespit ettikleri yanlışlıkları da ilgili mercilere bildirerek, suç duyurusunda bulunma haklarının olduğunu belirtiyor.

Buna göre kurulun çalışma sistemi şöyle işleyecek:

Rüşvet amaçlı bir hediye aldığı tespit edilen bir genel müdür veya belediye başkanı ya da bir müsteşar eğer Etik Kurul tarafından kusurlu bulunursa, o kişi hakkında hazırlanan dosya başbakanlığa iletilecek. Başbakanlık, Etik Kurulun bu konudaki tespitini Resmi Gazete'de yayımlayarak kamuoyuna duyuracak. Mehmet Sağlam, rüşvet aldığı Resmi Gazete'yle yayınlanarak kamuoyuna açıklanan bir yöneticinin hemen medyanın da diline düşeceğini, hakkında yasal işlem başlatılacağını belirterek, ?Bu da gösteriyor ki Etik Kurul sembolik bir yapılanma değil, son derece etkili çalışacak.? diyor. 35 milyar maaş alan oda başkanı var Mehmet Sağlam aslında bir kamu yönetimi uzmanı. Ancak Türkiye'de daha önce böyle bir çalışma yapılmadığı için kurulun yönetmeliklerini ve çalışma yöntemlerini belirlemekte başlangıçta oldukça zorlandıklarını vurguluyor. Halen gelişmiş ülkelerdeki modelleri de inceleme aşamasında olduklarını ifade ediyor.

Örneğin ABD'de Federal Hükümet Etik Kurulu 14 etik ilkeyi belirleyerek kamuoyuna deklare etmiş, kamu yöneticileri de bu ilkelere paralel olarak 12 alt ilke belirleyip bunları meslek kuralları hâline getirmiş. Batı ülkelerinde etik ilkeler konusunda toplumun da bilgilendirildiğine işaret eden Sağlam, ?Devlet ve hizmeti veren kamu kurumları bu konuda çalışma yaparken, hizmeti alan vatandaş da olayın farkında. Biz de benzer bir çalışma yapıyoruz, Etik Kurul denetime ek olarak bir bilinçlendirme kampanyası başlatacak.? bilgisini veriyor. Etik Kurulun faaliyete geçmesi ile özellikle mal beyanları, kamu görevlilerine gelen hediyeler ve özel sektör kuruluşlarındaki yöneticilerin aldıkları maaşlar gibi konular mercek altına alınacak. Kurul üyeleri şimdi bu konuda araştırmalarını sürdürüyor. Şikayet mekanizmasının işletilmesi de son derece önemli bir konu. Mehmet Sağlam bazı kimselerin, işlerini görmediği için haksız yere bazı kamu görevlilerini de şikayet edebileceklerine dikkat çekerek, gelen başvuruları ince eleyip sık dokuyacaklarını vurguluyor. Mal beyanı konusunda da kurulun resmi yazı ile bilgi talep etme yetkisi var. Bilgi istenen kuruluşlar en geç bir ay içerisinde istenen mal beyanını vermek zorunda. Peki bütün bu çalışmaları Türkiye'deki kamu görevlileri nasıl karşılıyor? Mehmet Sağlam, bürokrasinin genel olarak her yeniliğe karşı çıktığını, bu açıdan kurul olarak bir direnç beklediklerini ve buna da hazırlıklı olduklarını vurguluyor. Etik Kurul kamu ve özel sektör kuruluşlarındaki genel durumun fotoğrafını çekmeye de başlamış. Son olarak bir ilin esnaf odası başkanı ile ilgili ulaştıkları bir bilgiyi paylaşıyor. Söz konusu ilin esnaf odaları başkanının 35 milyar lira maaş aldığını tespit ettiklerini vurgulayan Sağlam, ?Kanunen bu durumda bir yanlışlık görünmüyor. Çünkü dört beş tane şirket kurulmuş ve oda başkanı hepsinden huzur hakkı alıyor. Ancak devletin başbakanı 6 milyar maaş alırken, bir ilin esnaf odası başkanının 35 milyar alması kamu etiğine uygun değil. Bu gibi tespitlerimiz sürüyor ve bunları kamuoyuna açıklayacağız.? diyor. Maaş konusu gündeme gelince Etik Kurul üyelerinin aldıkları maaşları da soruyoruz Mehmet Sağlam'a. Bu konuda son derece rahat olduklarını; çünkü Etik Kurul üyeliğinin maddi bir getirisinin olmadığını belirtiyor. Buna göre huzur hakları ile bir üyenin eline ayda en fazla 400-500 milyon lira geçecek. Yani iş büyük ölçüde, bu işe kafa yoran insanlar tarafından gönüllü olarak gerçekleştirilecek.

Kamu Görevlileri Etik Kurulu'nun üzerinde duracağı konuların başında, hediye konusu geliyor. Özellikle üst düzey kamu görevlilerine gönderilen ve bir nevi rüşvet anlamı da taşıyan pahalı hediyeler bundan böyle kurulun özel ilgi alanına girecek. Başkan Mehmet Sağlam bu noktada kurul üyelerinden İzmir eski Belediye Başkanı Dr. Burhan Özfatura'nın başından geçen bir örneği Özfatura'nın ağzından aktarıyor: ?Başkan Bush İzmir'i ziyaret etmişti (Baba Bush). Biz de eşine çok güzel bir ipek elbise hediye ettik, çok memnun oldular. Aradan 15 gün geçti bize Bayan Bush'tan bir mektup geldi. Hediyeye teşekkür ediyor ve değeri 200 doları geçtiği için sergilenmek üzere müzeye verildiğini bildiriyordu.?

Bu örneğin kendileri için de önemli olduğunu belirtiyor Mehmet Sağlam ve ekliyor: ?Mesela başbakan uçak ihalesini Fransa'ya verebilmek için Airbus şirketinden başbakanlık için hediye bir uçak isteyebilir. Veya bir otobüs firmasından kamu için bir otobüs. Burada önemli olan, gelen hediyenin devlete kalmasıdır, bu gibi olaylarda etik kusur aranmaz. Biz de ABD'deki gibi kamu görevlileri için bir sınır belirleyeceğiz ve o değerin üzerindeki hediyelerin hazineye bırakılmasını talep edeceğiz.?

KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURUL ÜYELERİ

Prof. Dr. Mehmet Sağlam (Başkan?Eski Bakan), Teoman Ünüsan (Emekli Müsteşar), Dr. Burhan Özfatura (İzmir eski Belediye Başkanı), Sabri Coşkun (Danıştay eski üyesi), Erdoğan Kesim (Sayıştay eski üyesi), Filiz Dinçmen (Emekli Büyükelçi), Muharrem Göktaylı (Eski Vali), Prof. Dr. Bilal Eryılmaz (öğretim üyesi), Oktay Duran (Meslek Kuruluşları Temsilcisi), Doç. Dr. Sami Selçuk (Yargıtay Onursal Başkanı?kurul üyeliğinden istifa etti), Mustafa Keten (Özel Sektör Temsilcisi?Kurul üyeliğinden istifa etti). İstifa eden iki ismin yerine yeniden atama yapılacak.

FİNLANDİYA YILLARDIR ETİK ŞAMPİYONU

Etik ilkelerin kamu sektöründe uygulanması suretyle rüşvet ve yolsuzlukların önlenmesinde AB üyesi ülkeler son derece başarılı. Uluslararası Saydamlık Derneği'nin her yıl açıkladığı ?yolsuzluk endeksi' sıralamasında da dürüstlük listesinin üst sıralarını her yıl başta İskandinav ülkeleri olmak üzere, AB üyesi ülkeler paylaşıyor. Mehmet Sağlam, İskandinav ülkelerindeki uygulamaları incelemiş. Finlandiya'da yolsuzluk ve rüşvetin neredeyse sıfıra yakın olmasına rağmen bu ülkede halen bu alanda bilgilendirme çalışmalarına devam edildiğini hatırlatarak, işi sıkı tutmanın önemine işaret ediyor. Her yıl 146 ülke arasında yapılan ?temiz ülke' sıralamasında Türkiye bu yıl 77. sırada yer aldı. En temiz on ülke ise sırasıyla Finlandiya, Yeni Zelanda, Danimarka, İzlanda, Singapur, İsveç, İsviçre, Norveç, Avustralya ve İngiltere olarak sıralandı.

imedya

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber