Kemik erimesinden korkmayın!

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 31 Aralık 2008 13:45, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Kemik erimesi (osteoporoz) özellikle kadınların korkulu rüyası. Şöyle zannediliyor veya anlatılıyor. Kemikler parça parça kopuyor veya eriyor. Bu doğru bir yaklaşım değil.

Hatta kemik erimesi diye ifade edilen sözcük doğru değil. Yani asıl isim osteoporozun karşılığı değil. Öyleyse osteoporoz nedir, bunun cevabını arayalım?

Orta yaşı geçince kadın, erkek ayırt etmeden herkeste kemik kütlesinde bir azalma görülür ve kemiğin mikromimarisi bozulur, kemikler delikli hale gelir. Biz buna tıp dilinde osteoporoz diyoruz.

Kemik kaybının aşırı ilerlemesi kemiklerin kolayca kırılabilir hale gelmesi demektir. Bu, çocuklarda ve gençlerde de görülebilmektedir.

Özellikle kadınlarda menopoz döneminden sonra kemik kaybı daha da hızlanır. Ayrıca omurgada kemik erimesine bağlı çökmelerde de boy kısalması ve sırtta kamburluk gelişebilir. Tüm bunlar oluşuncaya kadar da herhangi bir belirti ve ağrı olmaz.

Nasıl teşhis edilir?

-Bütün hastalıklarda olduğu gibi osteoporozda da erken teşhis önemlidir. Kemiklerde ne kadar kayıp olduğunu görebilmek için kemik dansitometresi denen cihazlarla tüm kemiklerin yoğunluk ölçümü yapılır.

-Şimdi asıl ayırt edilmesi gereken osteoporoza gelelim. Normal olarak yaş ilerlediğinde bütün dokularda ve organlarda eskime dediğimiz gelişen süreç, kemikler için de geçerlidir. Yani kemikler de yaşlanır.

Kimler risk altındadır?

-Hareketsiz iş ortamında çalışanlar

-Düzenli yürüyüş yapmayanlar

-İkiden fazla doğum yapanlar

-Menopoza girenler

-Tatilde veya günlük yaşamında güneşten uzak kalanlar

-Şeker hastaları

-Hormon problemi olanlar

-Guatr hastaları

-Ailesinde osteoporoz olanlar

-Dengesiz beslenenler

-Çok sigara ve alkol içenlerde

-Kafeinli içecekleri çok tüketenler

-Bazı ilaçları sürekli kullanan

-Açık renk tenli olanlar.

Osteoporoz oluşmaması için çocukluk döneminden itibaren gıdalarla kalsiyum (Ca) ve D vitaminleri alınmalı. Düzenli beslenerek, süt içerek, yoğurt, beyaz peynir, kaşar peyniri ve bol sebze yiyerek osteoporoz için önlem alınabilir. Ancak bu gıdaları alırken kişinin obezite, hipertansiyon ve kan yağlarının yüksekliği gibi sorunları olmaması gerekir.

Egzersizin önemi

Sadece gıdaları almakla da iş bitmiyor. Kişinin bol bol yürüyüş yapması, karın ve bel kaslarını kuvvetlendirici egzersizleri düzgün bir şekilde yapması da önemlidir. Burada yapılan rehabilitasyonun hedefi kişinin doğacak sakatlıklarının önlenmesidir. Bu da fiziksel kayıpların giderilmesi ve hastanın duruşunun düzelmesi yönünde yapılacak postür egzersizleri ile mümkündür.

Peki kemik yoğunluğunun ölçümü dışında bir kişinin osteoporoz olduğunu nasıl anlarız?

Genellikle hastalarda sırt ağrıları, boy kısalması, bel kemiğindeki bozulma ve kırıklardır.

Osteoporoz ağrıları hareketle artarlar. Ağrı öksürük ve ıkınma ile de artar. Osteoporoz özellikle menopoz sürecinde ve sonrasında ileri derece artış gösterir. Kemik dokusunun mikromimari yapısının bozulması sonucu kemik kırılganlığında veya kırığa yatkınlığında artış olur. Bu kırılgan yapı tüm iskelet için geçerlidir. Ama en fazla omurlarda görülen bizim kompresyon fraktürü dediğimiz kırık türleridir. Hastalar çoğu kez bu kırıkların farkına bile varmayabilirler. Bu tesadüfen çekilen röntgenler sonucu ortaya çıkar.

El bileğinde de kırıklar çok görülür. 75 yaş civarında ise kalça kırıkları olabilir. İleri yaşlarda oluşan bu kalça kırıklarında ölüm oranı oldukça fazladır. Onun için yaşlı kişilerde düşme konusundaki risklerin kaldırılması lazım.

Hastalarda denge ve normal yürümenin bozulması, sedatif ilaçlar kullanmaları, kaslarda meydana gelen zayıflıklar ve algılama bozuklukları düşme nedenidir. Bunlar içinde yaşlı hastaların yaşam alanları içinde tedbir almak gerekir.

Özellikle ileri düzeydeki osteoporoz hastalarında halsizlik, isteksizlik, ayak parmaklarında kramplar, tırnak kırılmaları gibi belirtiler de görülebilir.

Osteoporoz kadınlarda erkeklere göre, beyaz ırkta zencilere göre daha sık görülür. Omurlardaki kırıklar ise kama şeklinde veya çökme kırığı şeklinde oluşur. Omurlardaki kırıklarda hasta oturma veya ayağa kalkmakta zorlanır. Sırt ağrısından şikayet eder. Her Kompresyon Fraktür'ü boyda yaklaşık 1cm kısalığa neden olur. Eğer kırıklar çeşitli omurlarda oluşmuşsa, bu problemleri yaşayanların boylarında 10-20 cm kısalmalar oluşabilir.

55-60 yaşlarındaki kadınlarda osteoporoza bağlı omur kırıkları oranı yüzde 2-3 iken, 70 yaşlarında bu yüzde 20'ye çıkar. 80 yaşında ise bu birçok kadında en az bir omurda çökme kırığı görülür.

Osteoporoz tedavisi

Osteoporozlu hastaların tedavisinde sebebe yönelik uygulanan tedavi en doğrusudur. Osteoporoz sadece yaşlanmaya bağlı değil de diğer hastalıklara bağlı ise önce o hastalıklar tespit edilir ve onlara yönelik tedavi yapılır. Hastalarda kalsiyum emiliminde bir bozukluk varsa önce bunun tedavisi yapılmalıdır. Tedavi kemik kitlesinin korunması ve kaybın yerine konması şeklindedir. Osteoporozun nedeni hormonal bir eksikliğe bağlı ise o hormonun takviyesi gerekir.

Osteoporozlu hastalar özellikle düşmemeye çalışmalıdır. Her yıl 65 yaşındaki insanların üçte birinin düştüğünü görülür, düşmelerinde yüzde 5'inde kırık oluşur. Bu kırıkların yüzde 1'i kalçada olur.

Onun için hastaların çevresel faktörlerinin ve tedbirlerinin çok iyi alınması gerekir. Bunlarda ev içi risk faktörler ve ev dışı risk faktörlerdir. Bu risk faktörlerin en aza indirilmesi gerekmektedir.

Yeni yılınız sağlık ve mutluluklarla gelsin.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber