Erdoğan: Gazeteciye haber sızdırıyorlarsa 6 bakanı da kapının önüne koyarım

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 01 Nisan 2009 16:01, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Londra Zirvesi'nde, alınacak tedbirler bakımından, özellikle serbest piyasa ekonomisinden taviz verilmemesi ve korumacı politikalara yönelim gösterilmemesi konusunda bir görüş birliği oluşacağını düşünüyorum'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Londra'ya hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi.

G20'nin ilk liderler zirvesini 14-15 Kasım 2008 tarihlerinde Washington'da yaptığını hatırlatan Erdoğan, kendisinin de katıldığı bu zirvede önemli kararlar alındığını ifade etti.

G20 Liderler Zirvesi'nin ikincisinin, bugün ve yarın Londra'da gerçekleştirileceğini belirten Başbakan Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren ve Hazineden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek'in zirvede kendisine eşlik edeceklerini söyledi.

Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ''İkinci G20 Liderler Zirvesi'nden tabii dünya kamuoyunun beklentisi yüksek. Küresel ekonomide, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk kez daralma görülmüştür. Tüm dünyayı etkisi altına alan krize karşı, başta ABD olmak üzere, Uzakdoğu ülkeleri, Avrupa ülkeleri, bunun hepsi etkilenmiş ve bütün bunlara karşı uluslararası işbirliği içerisinde de hareket edilmesi gereği artık ortak bir tavır haline gelmiştir. Hiçbir ülke tek başına alacağı önlemlerle krizin etkisini ulusal planda bertaraf edebilme imkanına sahip değildir. Bu yüzden G20 Zirvesi'nde oluşturulabilecek ortak hareket planı dünya ekonomisinin geleceği bakımından önem taşımaktadır.

Londra Zirvesi'nde, ilk zirvede aldığımız kararlar değerlendirilecek, o günden bu güne ne gibi adımlar atıldı, bunların üzerinde, uygulamalar üzerinde durularak bu süreç gözden geçirilecektir. Ayrıca ana başlıklar olarak dünya ticaretinin genel durumu, mali sistemin güçlendirilmesi ve uluslararası finansal yapı, Dünya Bankası, IMF ve çok taraflı kalkınma bankalarının reformu gibi konuları tartışarak dünya ekonomisini yeniden harekete geçirebilecek ortak tedbirler üzerinde duracağız.

Londra Zirvesi'nde, alınacak tedbirler bakımından, özellikle serbest piyasa ekonomisinden taviz verilmemesi ve korumacı politikalara yönelim gösterilmemesi konusunda bir görüş birliği oluşacağını düşünüyorum.

Diğer bir öncelik de uluslararası kredi piyasasındaki daralmanın önüne geçilmesi olacaktır. Kanaatimizce ticaret ve finans alanında korumacılığın artması bugünkü durumu daha da kötüleştirme potansiyeline sahiptir. Bu kadar büyük bir boyutlu krizle mücadelede uluslararası işbirliği ve eşgüdümün taşıdığı önemin farkında olan ülkemiz söz konusu süreçte üzerine düşeni yapmaya devam edecek ve her türlü uluslararası işbirliği çabasına destek vermeyi sürdürecektir.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugün bir gazetede yer alan ''Bakanlar Kurulu'nda bütün bakanların Başbakan Erdoğan'a sözlü istifa sunarak jest yaptıkları'' yönündeki haberi yalanlayarak, ''Çok ayıptır, çirkindir. Olmayan şeyi (bakanlardan istifa jesti) varmış gibi göstermek ve bu ülkenin devletine, hükümetine böyle bir yaklaşım sergilemek asla medyaya yakışmıyor'' dedi.

Erdoğan, ''Böyle habercilik olur mu? 6 Bakan nasıl olur da gizli bir toplantıyı size deşifre eder. Bunu deşifre ettiği anda o bakan bakan olmaktan çıkmıştır. Bana bunu söylesinler, ben 6 bakanın 6'sını da dışarı koyarım'' ifadelerini kullandı.

Başbakan Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi'ne katılmak için İngiltere'ye hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

''Sizin seçimden önce açıkladığınız, IMF ile uzlaşmazlık konularından biri de 'nereden buldun'u çağrıştırmayacak bir çapraz denetim mekanizmasıydı. Bununla ilgili bir çalışma yapıldığını biliyoruz. Acaba bu çalışma size sunuldu mu? Burada bir aşama kaydedildiyse acaba IMF heyeti ne zaman çağrılacak? IMF anlaşmasına ilişkin bir takvim oluştu mu? Ayrıca, G20 Zirvesi kapsamında IMF ve Dünya Bankası başkanlarıyla ikili görüşmeler yapacak mısınız?'' sorusunu şöyle yanıtladı:

''(Nereden buldun) sorusuna yönelik olarak, buna yönelik herhangi bir kayda arkadaşlar açık değil. Bunu çok açık ve net söylüyorum. Çünkü biz Varlık Barışı ile ilgili yasayı çıkarmış bir hükümetiz. Dolayısıyla varlık barışı ile ilgili yasayı çıkaracaksın arkasından da nereden buldun veya nerede tükettin? Bu tür anlayışları ben özellikle piyasalardaki likiditenin akışını tehdit eden unsurlar olarak görüyorum, bundan dolayı da böyle bir şeye imza atmamız mümkün değil.

Gerek Dünya Bankası gerekse IMF ile ilgili çok uzun uzadıya görüşme fırsatlarımız olmayacak ama her ikisiyle de orada görüşme imkanımız, zeminimiz var. Bu görüşmeleri de şu anda zaten yapmak durumundayız. Ben de bakanlarım da kendileriyle bu görüşmeleri yapacaklar ki süratli bir mesafe alalım.''

Erdoğan, ''DTP'nin Ermenistan sınırına dayandığı yönünde gazetelere haberler yansıdı. Partinizin Kürt sorununun çözümü yönünde bir politika değişikliği olacak mı? Ne gibi bir adım atmayı düşünüyorsunuz? Seçimlerde partinizin Kürt asıllı seçmenlerden beklediği oyu almamasını nasıl değerlendiriyorsunuz'' sorusu üzerine, ''Siz herhalde seçim neticelerini tam manasıyla masaya yatırma fırsatı bulamadınız'' dedi.

Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde partisinin il genel meclisi oylarının yüzde 34 seviyesinde olduğuna işaret eden Erdoğan, DTP'nin bu bölgedeki oy oranının ise yüzde 24 olduğunu söyledi. İki parti arasında 10 puanlık fark olduğunu belirten Erdoğan, ''Tabii ki bölgenin birinci partisi AK Parti'dir. Bunu görmenizi isterim. Belediyeler noktasında doğrudur. Burada kazandıkları artı bir iki belediye vardır'' dedi.

-''AYRIMCILIĞA MÜSAADE ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL''-

''Büyükşehir belediyesi olarak Gaziantep nasıl kendilerinde kaldıysa Diyarbakır'ın da DTP'nin yönetiminde olduğunu'' ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

''Bu siyasette rekabettir. Barış içinde yarıştık ve Güneydoğu'da alınan bu neticeyle ilgili değerlendirmeleri yapıyoruz. Bunun bilimsel boyutunu ele alacağız. Bilimsel noktadaki çalışmaları ele alacağız. Arkadaşlarımızla değerlendirmeleri yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Ondan sonra atılması gereken adım neyse bunların üzerine de gideceğiz. Bu ülke hepimizin. Burada ayrımcılığa müsaade etmemiz mümkün değil. Yani 'şu sınıra dayanmış', ne demek bu? Orada bir şehrin belediyesini almış olabilir. Bir şehrin belediyesini almış diye kalkıp böyle bir değerlendirmeyi yapmak, bana göre doğru değil. AK Parti Kars'ı, Ardahan'ı aldı. Bunu nasıl yorumlayacaksınız? Bunlar sınır iller değil mi? Bu yaklaşım tarzı hoş değil. AK Parti Gaziantep'i, Hatay'ı aldı. Bunlar da sınır illerimiz. 'Sınıra dayandı'... Böyle bir şey olmaz. Burada olsa olsa bireysel bir yorum farklılığı olabilir. Olayı sadece bir ilde görmek yanlış olur. Geneline bakmak ve bunun üzerinden değerlendirmek gerekir.''

Erdoğan, Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki illeri büyük oranda AK Parti'nin aldığını ifade etti.

-''BENİM BAKANIMIN BÖYLE BİR AÇIKLAMASI SÖZ KONUSU DEĞİL''-

Bakanlar Kurulu'nda revizyon iddialarının sorulması ve ''Bakanlardan istifa jesti'' başlıklı haberin hatırlatılması üzerine Erdoğan, bu tür başlıklar atılırken medyanın da sorumluluk içinde olması gerektiğini vurguladı. Erdoğan, şöyle devam etti:

''Bu başlığı atarken acaba ülkeme faydalı mı, zararlı mı oluyorum. Buna dikkat etmesi gerekir. Kim olursa olsun beni ilgilendirmiyor. Beni ülkemin menfaati ilgilendiriyor. Bakanlar Kurulu toplantısında bir metin oraya alınıyor, tırnak içinde koyuluyor. Benim bakanımın böyle bir açıklaması söz konusu değil. Kaldı ki Bakanlar Kurulu toplantısının o anı tamamen gizli bir an. Burada hiç bir bürokrat arkadaş da bulunmuyor. Sadece bakan arkadaşlar ve müsteşarım. Böyle bir ifade de yok. Şimdi olmayan bir şeyi özel haber olarak gazetenin habercisi veriyor. Gazete de manşetten bunu veriyor. Şimdi ben bunu kusura bakmasınlar, olumlu bir yaklaşım olarak görmem, hayırlı bir adım olarak görmem. Bunu ülkemin menfaatlerine ters olarak görürüm. Bir de sen hangi hakla kalkıp da Bakanlar Kurulu'ndan 'şu bakan bana söyledi, bu bakan bana söyledi'... Sana hangi bakan bunu söylemişse gel bunu bana söyle bakalım. Bunu da sorduğun zaman '6 bakandan ben bunu teyit ettim'. Böyle habercilik olur mu? 6 Bakan nasıl olur da gizli bir toplantıyı size deşifre eder. Bunu deşifre ettiği anda o bakan, bakan olmaktan çıkmıştır. Bana bunu söylesinler, ben 6 bakanın 6'sını da dışarı koyarım. Bu kadar da açık konuşuyorum. Çok ayıptır, çirkindir. Olmayan şeyi varmış gibi göstermek ve bu ülkenin devletine, hükümetine böyle bir yaklaşım sergilemek asla medyaya yakışmıyor. Kim olursa olsun. Bunu özellikle açıklamak durumunda kaldım.''

-AK PARTİ BÜYÜK KONGRESİ EYLÜL YA DA EKİM AYINDA-

Kabinede değişiklikle ilgili bir soruya karşılık Erdoğan, şunları söyledi:

''Kabinede revizyon her zaman yapılabilir. Şu anda zaten bir değerlendirme döneminin içerisindeyim. Kabinede de parti MYK'sında da yapılabilir, hepsi yapılabilir. Zaten Mayıs ayından itibaren de bütün il kongreleri başlayacak. Temmuz'a kadar il kongrelerimizin tamamını bitireceğiz, Eylül, Ekim gibi de büyük kongremizi yapacağız, şu anda o sürecin içindeyiz. Dolayısıyla bunların hepsi olabilir, olağandır. Bunu illa seçime bağlı olarak göstermek de yanlış olur. Bunlar seçimle bağlantılı şeyler değildir. Dünyanın neresinde bakarsanız bakın seçim zamanında olur, seçimden sonra da olur, öncesinde de olur. Bu performansla alakalı bir konudur. Ama bunu hiçbir zaman 'şu bakanın performansı düştü, bunun performansı düştü' diye değil, genel olarak bir bütün içerisinde ele alıp değerlendirmek gerekebilir. Bu adımların atılması da hiçbir zaman anormal değildir. Benim hiçbir bakan arkadaşımın da bu noktada bir sıkıntısı yok. Bakan arkadaşlarımızın hepsi de zaten bu noktada samimidir ve bu noktada da kanaatlerini çok açık, net söylemişlerdir. Böyle bir tasarruf noktasında Genel Başkanlarına, Başbakanlarına karşı da sağ olsunlar hiçbirinin olumsuz bir yaklaşımı söz konusu değildir.''

Erdoğan, helikopter kazasında yaşamını kaybeden BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun defniyle ilgili bir Bakanlar Kurulu kararı çıkmadığı ifade edilerek, bunun gerekli olup olmadığının sorulması üzerine de ''Bu konuyla ilgili arkadaşlar, işin yasal boyutu üzerinde çalışıyorlar'' dedi.

Başbakan Erdoğan, ''IMF'nin ne zaman davet edileceğine ilişkin bir soruya da ''Önce görüşmeler yapacağız, ondan sonra. Görüşmeleri yapmadan takvim belirleyemezsiniz'' yanıtını verdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber