Sincan hatayı en başta yaptı

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 20 Mayıs 2009 08:41, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

MURAT AKSOY

Emekli Yargıtay Savcısı Gündel, usul hatası yapıldığı için Gül hakkında verilen kararın geçersiz olduğunu ifade etti. Kayıp trilyonda zarar görenin Hazine olduğunu belirten Gündel, ?Takipsizlik kararına sadece Maliye itiraz edebilirdi? dedi.

Sincan'daki mahkeme ise Cahit Nalbantoğlu isimli emekli hakimin, 'vergilerim zarara uğratıldı' diyerek başvurması üzerine takipsizlik kararını kaldırdı. Gündel, bu durumda zimmet davalarında 70 milyonun mahkemelere gitmesi gerektiğini söyledi.

Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 'kayıp trilyon' davasında Cumhurbaşkanı Gül'ün yargılanabileceği hükmüne varması ?Cumhurbaşkanlarının mutlak dokunulmazlığı? nedeniyle hukuk çevrelerinde şaşkınlığa neden oldu. Ancak emekli Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gündel, başvuruyu kabul eden mahkemenin en başta usul hatası yaptığını bu nedenle de kararın hukuken geçersiz olduğunu söyledi.

Gündel, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Gül ile ilgili verdiği takipsizlik kararına ancak ?suçtan zarar gördüğü? varsayılan Hazine'nin yani Maliye Bakanlığı'nın itiraz edebileceğini söyledi. Gündel, kayıp trilyonla ilgili hem ceza hem de alacak davasında Hazine'nin müdahil olduğunu hatırlattı.

Yargıtay'dan emekli hakim Cahit Nalbantoğlu'nun ?Maaşımdan kesilen ve Hazine'ye giden vergilerim, Hazine'ce zarara uğratıldı. Dolayısıyla ben de zarara uğratıldım? gerekçesiyle yaptığı başvuru üzerine Sincan'daki mahkemenin takipsizlik kararını kaldırdığına dikkat çeken Gündel şunları söyledi:

HAKİM BİLMELİ

?Şimdi gerçekten vahim bir hukuk ihlali ile karşı karşıyayız. O zaman savcılığın bütün kararlarına, örneğin bir zimmet davasına her vatandaşın itiraz edebilmesi mümkün hale gelir. Çünkü zimmete geçirilen devlete ait para dolaylı olarak vatandaşa da aittir. Ceza Usul Kanunu'nda böyle bir mantık yoktur. Bunu itiraz mercii olan Sincan 1.Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı'nın da bilmesi gerekir. Mahkeme başkanının yapması gereken, itiraz eden suçtan zarar gören sıfatını taşımadığı için itirazın reddine karar vererek dosyayı Ankara Başsavcılığı'na iade etmekti.?

NORMAL DEĞİL

Türkiye'nin bir 367 ve kapatma davası benzeri bir durumla karşı karşıya bulunduğunu belirten Gündel, ?Bazı yargı mensupları önlerine gelen davalarda ideolojilerini dosyaya yansıtıyorlar. Maalesef yargıyı kendi elleriyle yıpratıyorlar. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı seviyesine gelmiş bir hakimin normal koşullarda böyle bir itirazı kabul ederek karar vermesi düşünülemez? dedi.

TAKİPSİZLİK DE HATALI

Gündel, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın da verdiği takip-sizlik kararını da eleştirdi: ?Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, delil durumuna girip bir değerlendirme yapmadan sadece Cumhurbaşkanı'nın cezai dokunulmazlığına istinaden takipsizlik kararı verdi. Oysa böyle bir nedenle takipsizlik kararı verilmesine yasal olanak yok. 172.maddenin 1. fıkrasındaki kovuşturma olanağı bulunmaması hususu, izne bağlı suçlarda bu izinin ve-rilmemesi, ölüm, af, zamanaşımı gibi haller için geçerli. Başsavcılığının kendi gerekçesine göre yapması gereken, takipsizlik kararı vermek değil, Cumhurbaşkanı dokunulmazlığı sona erene kadar soruşturmanın bekletilmesine dair bir kararla dosyayı beklemeye almaktı.?

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber