Baykal da, Kürt sorunununda çözümsüzlükten yana değil

Haber Giriş : 23 Mayıs 2009 09:03, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

CHP-DTP sürpriz yemeği

Hazal ATEŞ/Sabah

CHP ile DTP arasındaki buzlar erimeye başladı. CHP lideri Deniz Baykal, 19 Mayıs törenlerinde DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ile tokalaşarak, uzun süredir var olan küslüğe son verdi. Türk de, Kürt sorununun çözümünde CHP'nin önemli misyonu olduğunu söyleyerek barışma sürecini hızlandırdı. Bu adımların devamı önceki gün geldi. CHP Genel Sekreter Yardımcısı ve eski Diyarbakır Milletvekili Mesut Değer, "aile dostumuz" dediği Ahmet Türk ve DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık'la Nene Hatun'da bir balıkçı restoranında buluştu. Türk'ün daveti ile gerçekleşen yemeğe Değer'in de Baykal'ın bilgisi dahilinde katıldığı öğrenildi.

'EVİMDE KALDI'

Türk, Kürt sorunun çözümünde CHP'nin misyonu olduğunu belirterek, "Deniz Bey'le ilgili herhangi bir sorunumuz yok. 1986'da Mardin'e geldiğinde benim evimde kaldı" dedi. Yemeğe katılan Sırrı Sakık, "Baykal'ın 'kimlik şereftir' sözleri çok önemli. Baykal 2002'de önemli bir şey söylemiş, 'Karşılıklı birbirimizi affedebiliriz' demişti" hatırlatması yaptı.


Soruna Baykal önerileri

CHP lideri Deniz Baykal, Kürt sorununun çözümünde gelinen noktayı değerlendirirken, ?Bu dönemde bir hata yapmazsak sorunu elbirliğiyle çözebiliriz? dedi

CHP Merkez Yönetim Kurulu Baykal başkanlığında toplandı. Baykal, toplantıda şu değerlendirmelerde bulundu:

AYRIŞMA DEĞİL KAYNAŞMA: Herkes toplumsal ayrışmayı değil kaynaşmayı destekleyecek her türlü öneride bulunabilmelidir. Biz de hükümetin bu yöndeki önerilerini destekleriz.

KÜRTÇE TV'YE DESTEK: Devlet bölgeye doğrudan yatırım yapmalı, o bölgedeki çocuklar için her türlü pozitif ayrımcılık sağlanmalıdır. İnsanlar kendi dillerinde yayın yapabilmeli, özel TV'ler kurabilmeli. Eğer bu TV'ler kâr edemiyorsa devlet onlara destek olmalıdır.

KÜRTÇE BAŞVURABİLMELİ: Türkçe bilmeyen birisinin özellikle Kürt vatandaşlarımızın devletten talepte bulunma, isteklerini iletme hakkı kesinlikle elinden alınmamalı. Sadece Kürtçe bilen bir insan da talebini devlet dairelerine kendi dilinde ulaştırabilmeli. Orada Türkçe ve Kürtçe bilen görevliler, vatandaşın o talebini almalı ve onu ilgili birimlere aktarıp takip etmelidir. Yani bir insan Türkçe bilmiyor diye hizmet almaktan alıkonulmamalıdır.

KÜRTÇE DİLEKÇE OLMAZ: Türkiye'nin resmi dili Türkçe'dir. Türkçe dışında bir dilekçe sirküle etmemelidir. Ama vatandaşın talebi mutlaka tespit edilmeli, belik ona imzalatılarak parmak bastırılarak Türkçe'ye çevrilmiş talepleri çözülmelidir.

MEMUR SAYGILI OLMALI: 20 yıl öncesine göre gelişmeler olmuştur, vatandaşlar etnik kimliğini rahatlıkla dile getirebiliyor. Ancak yukarıda sağlanan birlikteliğin en küçük memura kadar gitmediğini biliyoruz. Onun için etnik farklılıklara saygı duyulmalı.

MANSUR ÇELİK/ Milliyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber