Mayın saldırılarıyla çözüm süreci baltalanmak isteniyor

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 31 Mayıs 2009 08:45, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin il kongresi için gittiği Bingöl'de Kürt sorununun çözümü konusunda önemli mesajlar verdi.

Terörle mücadelenin Türkiye'nin en öncelikli meselesi olduğunu belirten Erdoğan, kültürel açılım ve ekonomik yatırımlarla bölgede yeni bir sürece girildiğini söyledi. Başbakan, Hakkari- Çukurca'daki mayın saldırısına atıfta bulunarak, 'mayınlarla, kalleşçe saldırılarla bu sürecin baltalanmak istendiğini' vurguladı. Erdoğan, "Terör bitsin, akan kan dursun istiyoruz. Anaların yüreği yanmasın. Kürt vatandaşları terörle bağdaştıran zihniyeti yıkmak istiyoruz. Ortada sihirli formüller yok. Bu yüzden herkes çözümün parçası olmalı." diye konuştu.

Başbakan, Türkiye'nin kronik meselelerini çözmek istediklerini, ancak hangi soruna el atsalar direnişle karşılaştıklarını anlattı. Direnişin sadece bürokrasiden gelmediğini kaydeden Erdoğan, Ergenekon'da olduğu gibi siyaset, çıkar çevreleri ve hukuk dışı örgütlenmelerin elbirliği ederek önlerine ciddi engeller çıkardığını söyledi. Mehmet Akif'in "Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz/ Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz/ Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz/ Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz." dizelerini okuyan Erdoğan, "Kimi zaman yalanla geldiler üzerimize, iftirayla geldiler. Kimi zaman hukuku çiğneyerek, kendilerine göre evirip çevirerek geldiler; çeteyle, mavzerle geldiler, teröristle geldiler. Hiçbirisine eyvallah etmedik, hiçbirinin karşısında eğilmedik, bükülmedik." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Türkiye'nin kanayan yaralarını tedavi etmenin gayreti içinde olduklarına işaret ederken, sözü terörle mücadeleye getirdi. "Terör bitsin istiyoruz, akan kan dursun istiyoruz. Gencecik fidanlar artık toprağa düşmesin istiyoruz. Ocaklar sönmesin, analar yavruları için ağıt yakmasın istiyoruz." diyen Erdoğan, 'bölgedeki olumsuz ortamdan güç devşirenlerin terörün devamını, çözüm gayretlerinin önüne bir duvar gibi çektiğine dikkat çekti. Erdoğan, özetle şu görüşü dile getirdi:

KALLEŞÇE SALDIRILARLA SÜRECİ BALTALAMAK İSTİYORLAR

Şimdi çözüm konusunda sonuca çok daha yakınız. İnşallah önümüzdeki hafta içerisinde bir basın toplantısıyla gerek istihdam gerekse yeni yatırımların teşvikiyle ilgili bir açıklamamız olacak. Bütün bunlarla birlikte bölgemizde yeni bir dönemi aşkla, heyecanla sürdürmek istiyoruz. Kanı durdurmak, bölgeyi huzur ve istikrara kavuşturmak konusunda son derece kararlıyız. Ama şimdi de provokasyonlarla bu işi engellemenin gayreti içindeler. Mayınlarla, kalleşçe saldırılarla bu ülkenin güvenlik güçlerini hedef alarak süreci baltalamak istiyorlar. Buna da izin vermeyeceğiz, inanıyorum ki en başta bu bölgede yaşayan kardeşlerim, bu provokasyonlara alet olmayacak. Biz artık bu acıları yaşamak istemiyoruz. Yurtiçinde de Kürt kökenli vatandaşlarımızın tümünü terörizmle bağdaştıran zihniyeti, psikolojik duvarı yıkmanın mücadelesini veriyoruz. Kürt kökenli vatandaşlarımız anıldığı anda terörün anılmasını istemiyoruz.

SİHİRLİ FORMÜL YOK, İYİ NİYET VAR

Hiçbir zaman çözümsüzlüğü çözüm olarak görmedik. Çözüm süreçlerini baltalamak isteyenlere karşı herkese düşen; sağduyuyu, fazileti, iyi niyeti ortaya koymaktır. Bütün siyasi partilerden biz bunu bekliyoruz. Diyoruz ki: "Herkes sorunun değil, çözümün bir parçası haline gelmek, çözüm süreçlerine katkıda bulunmak, sorumluluk duygusuyla hareket etmek durumundadır. Ortada sihirli formüller, geceden sabaha gerçekleşecek mucizeler yok. Ama bir çözüm iradesi var. İyi niyet var, samimi bir gayret var. İşte bunun için diyoruz ki önümüzdeki dönemde herkes sorumluluk bilinciyle, itidalle, sabırla pozitif bir bakış açısıyla hareket ederse aşamayacağımız hiçbir engel yoktur. Yalnız dikkat edin, muhalefet sadece terör örgütünden gelmiyor. Ankara'dan başını uzatamayan siyasetçiler, çözümü engellemek, çözümü kör düğüme çevirmek için tarihî rolleri yeniden üstlenmiş durumdalar.

DÖRT SENE ÖNCE BANA NELER SÖYLEDİLER?

Benim iki sene, üç sene, dört sene önce söylediklerimi bugün söylemeye başlayan siyasetçiler var. O gün söylediğim zaman, o gün farklı yaklaşanlar, benim o gün söylediklerimi şimdi söylemeye başladılar. İhanet gibi, gaflet gibi, bölücülük gibi kolay kolay ağza alınmayacak kelimeleri adeta ağızlarına sakız ettiler. Ben bunları söylediğim zaman bana böyle hitap ettiler. Böylesine seviyesiz bir siyasetle böylesine düşük bir siyasi profil, böylesine yakışıksız siyasi üslup, bizim siyasi tarihimizde hiç olmamıştır. AHMET DENGEŞİK BİNGÖL

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber