Ergün: Yargıtay Başsavcısı Meclis'i kapatabilir

Kaynak : NTV
Haber Giriş : 12 Haziran 2009 13:54, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası'nda değişiminin zorunlu olduğunu belirten Sanayi Bakanı Ergün, "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, aynı anda farklı nedenlerle tüm siyasi partilere dava açabilecek yetkiye sahip. Bu parlamento kapatmaya dönüşebiliyor" dedi.

ANKARA - Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Anayasa Mahkemesi'nin dün akşam verdiği Siyasi Partiler Yasası'na kısmi iptal içeren kararını değerlendirdi.

Siyasi partilerin mali açıdan denetimi, demokratik uygulamalar ve parti kapatmayla ilgili sistemin "iyi bir sistem olmadığını" ifade eden Ergün, hem Anayasa hem de Siyasi Partiler Yasası'nda birçok değişiklik gerektiğini vurguladı.

Ergün, şöyle konuştu:

"Böyle bir parti kapatma sistemi, demokrasiyi ciddi manada sıkıntıya sokan bir sistemdir. İsterse Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bütün siyasi partilere birden kapatma davası açabilecek yetkilere sahip. Bütün siyasi partileri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın sebepleri farklı olsa da kapatma davasına muhatap kılacak bir sistem sağlıklı olamaz.

Bir kişi oturuyor, gazetelerden, televizyon ve başkaca kaynaklardan elde ettiği verilerle bütün partiler sistemini ortadan kaldırabilecek, hepsini birden bir cendereye sokabilecek imkan ve kabiliyete sahip. 'Efendim bunun pratiği yok, olur mu böyle bir şey, hiçbir başsavcı bunu yapamaz...' Teoride de olmaması lazım. Ama mevcut teorik, anayasal ve yasal altyapı, buna imkan veriyor. Başsavcı, bu imkanı kullanmıyor olabilir. Ama birisi gelir kullanmak isterse, kullanmasına imkan var. Madem siyasi partiler; demokrasinin vazgeçilmez unsuruysa, bu kadar baskı altında olduğu bir partiler rejimi demokrasiyi güçlendiren bir rejim olarak çalışmaz. Buna mutlaka ihtiyaç var.

Başka tür sorunlar var; partinin milletvekilleri suç işleyebilir ya da suç işledikleri iddia edilebilir. Bununla ilgili tek bir milletvekili için Genel Kurul kararı gerekiyor, yargılanabilmesi için. Ama o milletvekilinin partisinin suç işlediği iddia edilirse, hiç kimsenin kararına gerek kalmadan hakkında kapatma davası açılabiliyor. Bu doğru bir sistem değil.

İsterse bu sistem, parti kapatma sisteminden Parlamentoyu kapatma sistemine dönüşebiliyor. Mesela, eğer 14 Mart'ta bizim partimize açılmış dava kapatmayla sonuçlanmış olsaydı, bir kere dava yoluyla hükümet düşürülmüş olacaktı. İkincisi, kapatma davasına konu olan milletvekillerinin sayısı 70 ile sınırlandırılmıştı. Bu sayıyı artırmak mümkündü, 300'e çıkarmak mümkündü.

Mesela Anayasa değikliğine imza atan milletvekillerinin hepsi hakkında (bunlardan birisi de anayasa değişikliğine grup başkanvekili olarak imza attığım için ben oluyorum), bu imza sebebiyle siyasi yasak talebinde bulunabilirdi. İmza atan 300'dan fazla milletvekili vardı. Mahkeme de hem kapatma kararı verirken bir siyasi yasak kararı verse, 300 kişiyi birden milletvekilliğini düşürmüş, hükümet düşürmeden de öte parlamentoyu kapatan bir karara dönüşmüş olacaktı. 'Efendim, mahkemeler bu kadar da ileriye gitmez...' Sistem, bu kadar da ileriye gitmeye imkan veriyor. Sistemin bir kere bu kadar da ileriye gitmeye imkan vermiyor olması lazım."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber