OYAK emeklilerine bir ev bir araba
OYAK Genel Müdürü Coşkun Ulusoy, OYAK'ın dünyada benzeri olmayan bir kuruluş olduğunu belirterek, hem emeklilik hem yatırım fonu olan dünyada tek kuruluşun OYAK olduğunu söyledi. Bu sene emekli olan üyelerine bir ev bir de araba sloganı ile hareket ettiklerini belirten Ulusoy, sistemlerinde rütbe ayrımı olmadığı söyledi.
Ulusoy, OYAK Grubu faaliyetlerine ilişkin Mardin Çimento Fabrikası'nda gerçekleştirilen sohbet toplantısında yaptığı konuşmada, 1961'de kurulan OYAK'ın askeri teşkilatın parçası olmadığını, devletten yardım ve katkı almadığını, holdinglere benzer bir şekilde vergi ödediğini anlattı.
İştirak yatırımlarında OYAK'a yapılan temettü ödemelerinden yüzde 15 stopaj kesintisi yapılırken holdinglere yapılan ödemelerde yapılmadığını, finansal yatırımlarda OYAK ile holdinglerin stopaja tabi olduğunu dile getiren Ulusoy, 2008 yılında OYAK'ın ödediği toplam verginin 1 milyar 388 milyon lira olduğunu bildirdi.
OYAK'ın yanlış anlamalara yol açmamak için savunma sanayisi faaliyetlerine katılmadığını dile getiren Ulusoy, bir diğer nedenin de tek alıcılarla iş yapmama kararları olduğunu kaydetti.
OYAK'ın bir anlamda Türkiye'nin ilk özel bireysel emeklilik fonu olduğunu anlatan Ulusoy, şöyle devam etti:
?Bir yatırım fonu, bir kredi kuruluşu, bir hayat ve sağlık sigortası kuruluşu. OYAK, bir lirası olmayan bir tüzel kişiliktir, hiç kendi parası yoktur. OYAK'ın bütün kaynakları, 241 bin üyesinin birikmiş parasıdır. Biz sadece o imkanları yöneten bir grubuz. OYAK'ın ana faaliyetleri, bir, emeklilik fonudur, iki, yatırım portföyüdür. 50'den fazla iştirakimiz var. Yan faaliyetlerimiz vardır, üyelere kredi hizmeti veririz. Ölüm ve maluliyet yardımı, hayat sigortası faaliyetlerimiz var, üyelerimize ait çeşitli fonlarımız var halka açık olmayan.
OYAK budur, çok ilginç bir modeldir. Biz Türkiye'de son zamanlarda marka konusunu gündeme getirdik, 'marka olmalıyız, marka ihraç etmeliyiz'. Türkiye teknoloji üretip ihraç eden bir ülke olamadı. Ama bir konsept üretmişiz, o konsepti ihraç edebiliriz. Biz son zamanlarda OYAK konseptini dünyada işliyoruz ve dünyada son derece de ilgi görüyoruz. Yabancı ekonomi dergilerinde yayınlarında OYAK'ın ilginç boyutları işleniyor.?
Ulusoy, dünyada tam anlamıyla OYAK'a benzeyen bir kuruluşun olmadığını belirterek, ?Mesela yatırım fonları var, ama emeklilik fonları değil. Ama hem emeklilik hem yatırım fonu, ikisinin bir arada olduğu tek kuruluş biziz? dedi.
Coşkun Ulusoy, üyelerinin, 23 bini sivil memurlar artı OYAK çalışanlarından oluşan, 201 bin 515'i muvazzaf ve 39 bin 533'ü emekli toplam 241 bin 48 kişi olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
?Emekliler de emekli oldukları zaman OYAK'la irtibatlarını kesmemek için bir miktar paralarını bırakabilirler. Son yıllarda 4'te 4'ünü bırakmaya başladılar. Bu ilginç bir yaklaşım bence. Güven o kadar arttı ki 30-40 sene çalışan üyelerimiz, uzun yılların emeğini olduğu gibi OYAK'a bırakarak 'emekli üyelerimiz' sınıfına geçiyorlar. Evvelsi gün Temsilciler Kurulumuz vardı, 1 hafta sürüyor. Genel Kurulumuz da 2 hafta sürüyor. Onlara bir konuşma yaptım orada, 'arkadaşlar 4'te 4'ünü bırakmaya başladınız, hiç olmazsa 4'te birini alın kendiniz yönetin, bir ihtiyacınız olur, bütün yumurtaları aynı sepete koymayın' dedim. İyi niyetten söyleyeceğimi söyledim. 2 gün sonra bir generalden telefon; 'bunları söylediniz acaba gizli maksadınız neydi?' Gizli maksadım falan yok.?
OYAK İYİ BİR YATIRIM UZMANI
39 bin kişinin emeklilik parasının en az 4'te birini bırakarak sisteme dahil olduğunu belirten Ulusoy, her yıl TSK'dan emekli olan 5 bin küsur kişinin yaklaşık yüzde 60'ının alacağının 4'te 4'ünü bıraktığını, toplam içeride bırakılan paranın ise 753 milyon lira olduğunu söyledi.
Ulusoy, göreve geldiği zaman 9 sene önce emekli olan 100 kişinin 40-50'sinin üyeliği biraz daha devam etsin diye bir miktar para bıraktığını ancak 2008 sonu itibariyle emekli olanların yüzde 80'inin paralarını bıraktığını bildirdi.
OYAK'ın iyi bir yatırım uzmanı olduğunu ifade eden Ulusoy, 2-3 yıl önce OYAK'ı kendi fonlarına yatırım yapmaya çağıran Carlyle Grubunun ortalama yüzde 12 kazanç beklediklerini söylediğini, kendisinin ise OYAK'ın o sene yüzde 40 kazandığını ifade ettiğini anlattı.
Ulusoy, görüştüğü kişinin ?Bizi boş ver biz size yatırım yapalım? dediğini, ancak bunun kanunen mümkün olmadığını dile getirdi.
OYAK fonu haricinde Bağışa Dayalı Emekli Geliri Sistemi ve 100 bin üyenin olduğu Konut Ön Biriktirim fonunu yönettiklerini anlatan Ulusoy, Konut fonuna da OYAK'a verilen katkı kadar, 100 liradan yaklaşık 7 lira verildiğini, konut alacakların buradan parasını çektiğini, gerekirse üzerine kredi verdiklerini ifade etti.
EMEKLİ ÜYELERE BİR EV, BİR ARABA
?Bu sene emekli olan üyemize bir ev bir araba veriyoruz? diyen Ulusoy, ?Bir ev, bir araba. Bu bu senenin sloganı, ama biz verdikten sonra söylüyoruz. Devletin hakimi, doktoru, tapu müdürü var. 31 sene hizmet etmiş iki kişiyi ele alalım kıdemli albay, kıdemli başçavuş. Rütbe yoktur OYAK'ta, yaptığı katkı ve o katkının OYAK'ta kaç gün çalıştığı vardır. Neticede emekli olurken bir kıdemli albay 2008 yılı 31 Aralık itibariyle doğan hakkı 55 bin lira. OYAK'ta doğan hakkı 248 bin lira. Bir korgeneral alın, onun hizmet yılı 39. Devletten doğmuş hakkı 65 bin, bizde doğmuş hakkı 441 bin. Çünkü bazı genişledikçe her sene aldığı pay da artıyor. Orgeneralde daha da yukarı çıkıyor? diye konuştu.
OYAK'ta kesilen paranın maaşa esas ücretin yüzde 10'u olduğunu, devletin ise yüzde 36 oranında kesinti yaptığını anlatan Ulusoy, doğru, dürüst ve milletlerarası kurallara uyarak çalışan bir sistemin daha başarılı olabildiğini söyledi.
Ulusoy, OYAK'ın 1961 yılında herkese bir ev bir araba hayaliyle kurulduğunu dile getirerek, bu sene bu konuda nerede olduklarını görmek için İstanbul Göztepe, Ankara Çayyolu ve İzmir Karşıyaka'ya 100 metre kare 3 artı 1 ve 10 yıldan yeni daire fiyatları ve OYAK'ın ürettiği arabaları baz alarak üyelerinin emekli olduklarında bunları alıp alamayacağını incelediklerini anlattı.
Emekli olduğunda OYAK'tan 441 bin lira alacak korgeneral, 248 bin lira alacak kıdemli albay ve 196 bin lira alacak kıdemli başçavuşun bir ev ve araba alabileceğini gördüklerini, bir tek başçavuşun İstanbul Göztepe'de ev almaya parasının yetmeyeceğini, ancak yakın bir bölgeden ev sahibi olabileceğini dile getiren Ulusoy, ayrıca emeklilere devletin vereceği emeklilik parasının da bulunduğunu bildirdi.
Genel Kurul toplantısında üyelere ?Bu kadar yıllık yolculuğumuzda vardığımız nokta. Artık inşallah bize soru sormazsınız? dediğini, ancak birinin çıkıp ?O araba var ya emekli olurken değil teğmen çıkarken vereceksiniz? karşılığını verdiğini anlatan Ulusoy, ?Ben de hayır demedim ama, dikkat edin? dedi.
Ulusoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
?OYAK artık bir ev bir araba verebiliyorsa, ama bir hakim, bir doktor, başka bir devlet çalışanımız bunları yapamıyorsa bunun devlet tarafından bence iyi değerlendirilmesi lazım. Böyle bir ilave katkı, evet bir şey ödüyorsunuz ama bunun karşılığını da ödeyebilen bir modelimiz var. Türkiye'de bunu polis, öğretmenler niye yapmasın? Türkiye'ye vermek istediğim mesaj bu. Eğer bir şey doğru kurulur, kurgulanır ve doğru yürürse, insanımıza emekli olurken büyük bir katkı verebildiği gibi o emekliliğe giden günlerde toplanan kaynakların doğru kullanımıyla Türkiye'deki istihdam, kazanç, sosyal sorunlara da çözüm bulabilecek yatırımları yapabilir birikimi sağlayabiliriz.?
Ulusoy, modeli yabancılara da önerdiklerini dile getirerek, ?Finansal enstrüman alıp pasif kalmayın, bizler gibi idareye girin, başka imkanları da uzun uzun anlatıyoruz ve ses de geliyor. Durmadan davet ediliyoruz anlatalım diye bu modeli...? şeklinde konuştu.
HER SENE 1 MİLYAR DOLAR NET BİRİKİM YARATTIK
Ulusoy, eldeki varlıklara o sene kazanılan paranın oranından oluşan nemanın 2006'da 25,1'den 2007'de 54,2'ye, geçen sene de 26,3'e yükseldiğini bildirerek, bunun Türkiye'deki bütün fonlardan yüksek ve enflasyonun en az iki misli üstünde olduğunu söyledi.
İkincil sosyal güvenlik sistemlerinde aktüeryal dengenin uzun yıllar sürebilmesi için mecburi katılım esasının getirildiğini dile getiren Ulusoy, ?Aktüeryal dengelerimizi 6 ayda bir gözden geçirtiyoruz, biri de yabancı bir şirket? dedi.
OYAK gelirlerine değinen Ulusoy, emekli maaş sistemi katılım paylarının yüzde 12'sini, finansal yatırım gelirlerinin yüzde 40'ını, iştirak gelirlerinin yüzde 35'ini teşkil ettiğini, kiralar vs. gibi diğer gelirlerin de yüzde 5'ini oluşturduğunu anlattı.
Sosyal Güvenlik Kurumunda OYAK'ın modelinin niye uygulanmadığını soran bir gazeteciye espriyle ?Versinler bize uygulayalım onlara da? yanıtını veren Ulusoy, şöyle devam etti:
?Uygulanabilir. Ama burada şunu garanti edeyim, şu telefonla bu kişinin işe girmesi, şu telefonla bu yatırımı yapmamız veya yapmamamız diye bir şey yok. Ama ne yazık ki o SGK gibi devletin parçası olan kurumlarda başka etkilerin olduğunu düşünmemiz lazım. Olmasın, bu model çalışır. Devletin sistemi değişir? dedi.
Ulusoy, Oyak Bank'ın satışına ilişkin bir soru üzerine, bankanın koydukları yatırıma nispetle o getiriyi sağlamayacağını düşünerek nakde geçtiklerini belirtti. Bir gazetecinin ?Şöyle desek yanlış mı olur; Banka ile sigorta şirketini sattınız üyelerinize bir ev bir araba hedefini tutturdunuz ? sorusu üzerine Ulusoy, ?Bir ev bir arabayı, satmasak da tuttururduk ama ileriki yılları tehlikeye atardık. Çünkü banka olayının zaman içerisinde getirileri sağlayamayacağını düşündük? yanıtını verdi.
Coşkun Ulusoy, bu seneki toplam kurum varlığı diye adlandırdıkları üyelerin üzerinde yazılı olan doğmuş haklarının 9,6 milyar lira, dolar olarak da 7,5 milyar dolar olduğunu belirterek, varlıkların 2006'da 5 milyar lira ya da 3,5 milyar dolardan bu rakama ulaştığını, aktüeryal kar dedikleri, üyelerin hesabına o yıl yazılacak olan rakamın da 965 milyon lira olduğunu bildirdi.
Üyelerine dağıtacakları net dönem karı toplamının 1 milyar 911 milyon lira olduğuna dikkati çeken Ulusoy, karşılaştırma yapmak için Koç ve Sabancı Holding'in dağıttığı karlara bakıldığında, Koç Holding'in rakamının 2,023, Sabancı Holding'in ise 1 küsur olduğunu ifade etti.
Ulusoy, varlıklarının, yani Türkiye'de yatırıma yöneltecekleri rakamların 2000 yılından 2008'in sonuna kadar nominal olarak 16 kat artarak 643 milyon liradan 10 milyar 588 milyon liraya çıktığını, dolar olarak da 1 milyar dolardan 8 milyar dolar seviyesine ulaştığını söyledi. Ulusoy, ?Her sene 1 milyar dolar net birikim yaratmışız. Bu Türkiye için bence iyi bir model? dedi.
KURUMSAL YAPI
OYAK'ın kurumsal yapısı hakkında bilgi veren Ulusoy, Temsilciler Kurulu'nun 75 üyeden oluştuğunu, 3 yılda bir toplanarak geçmiş 3 yılı tartıştığını, gelecek 3 yılın bütçesini değerlendirdiğini anlattı.
Bu kurulun arasından 20 kişi seçerek genel kurula gönderdiğini, burada 20 seçilmiş üyenin yanı sıra görevleri icabı Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türkiye Bankalar Birliği başkanları, iki önde gelen iş adamı bulunduğunu dile getiren Ulusoy, şöyle devam etti:
?Kuranlar, toplumun her kesiminden kişiler daimi üye olsun diye düşünmüşler. Bunların içinde siviller, askerler var. Denetleme Kurulu da bir üye Genel Kurul üyesi, biri Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulundan, bir üye de Türkiye Bankalar Birliğinden geliyor. Genel Kurul 15 gün sürüyor. 2 bin sayfa bilgi, her şey açık bütün konuşmalar ses kaydına alınıyor. Bütün genel kurul toplantıları kitapçık halinde basılıyor, bütün üyelere yollanıyor. Gizli kapaklı hiçbir şey yok. Gereğinden fazla şeffaflık burada var.
Genel Kurul 3 üye seçiyor Yönetim Kurulu'na, bir seçim komitesi var 4 üye burası veriyor. Maliye Bakanı, Savunma Bakanı doğal üye. Yönetim kurulumuz 8 üyeli, ben doğal üyesiyim. 2 üyemiz sivil üyedir. Birisi bugün itibariyle Ankara Üniversitesi eski rektörüdür. Diğeri Anayasa Mahkemesi eski üyesi bir valimizdir. 3 muvazzaf askerimiz vardır, iki emeklimiz vardır, birisi daima hukukçulardan seçiliyor. Kanun 'bu yönetim kurulu üyelerinden biri kurumu temsil eder' diyor o da benim. Kurum adına beyanda bulunmak bana kalmış bir şey. İlginç bir kontrol yöntemi var.?
ULUSLARARASI KURULUŞLARIN DEĞERLENDİRMESİ
Moody's ve Standarts & Poors'un OYAK'ı değerlendirdiğini anlatan Ulusoy, Moody's'in Temmuz 2006'dan itibaren OYAK'a verdiği notların 'uzun vadeli yabancı para birimi' ve 'uzun vadeli yerel para birimi' kategorilerinde ?Ba2/durağan?, Türkiye'nin notunun ise bir alt seviye olan ?Ba3/Durağan? seviyesinde olduğunu ifade eden Ulusoy, Standard & Poor's'un Mart 2007'den itibaren OYAK'ın 'uzun vadeli derecelendirme notu'nu ?BB/Durağan?, Türkiye'nin ise bir alt seviye olan ?BB-/Negatif? şeklinde açıkladığını sözlerine ekledi.