AKP'li Çelik: Tavsiyem, üniversite hocaları bilime güvensinler
AK Parti Grup Başkanvekili Faruk Çelik, ordunun Türkiye'nin ortak değeri olduğunu,
orduyu, bayrağı ve dini kimsenin istismar etmeye kalkmaması gerektiğini belirterek,
''tavsiyem, üniversite hocaları bilime güvensinler'' dedi.
Çelik, kabine değişikliği konusunda, ''alınan izlenim böyle bir şey olacak.
Ama takdir, ne zaman gün, saat bilemiyorum'' değerlendirmesinde bulundu.
Faruk Çelik, TBMM'de parlamento muhabirleri ile sohbet toplantısı yaparak, gündeme
ilişkin soruları yanıtladı.
Türkiye'de muhalefet eksikliği duyulduğunu ifade eden Çelik, CHP'de yaşanan
''iç sorunlara'' işaret etti. ''İç sorunları olan partilere Allah kolaylık versin''
diyen Çelik, bu tür partilerin siyaset üretmesinin zor olduğunu kaydetti. 1970'lerden
kalan kadrolar ile bir yere varmanın zor olduğunu ifade eden Çelik, partilerin
''zihniyet'' ve ''ufuk'' açısından değişim içinde olması gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin, sosyal demokrasi açısından ciddi bir muhalefete, bu kesimin iktidar
yürüyüşü yapacak bir partiye ihtiyacı olduğunu anlatan Faruk Çelik, ''CHP'de
bu altyapı müsait değil. Bize düşer mi bunları söylemek ama, nezaketsizlik olarak
görmezler umarım'' dedi. Çelik, AK Parti'nin periyodik olarak gündeme yönelik
anketler yaptırdığını, son yapılan anketlerde partinin oy oranının ''bir hayli
yüksek'' olduğunu bildirdi.
Çelik, gazetecilerin, bir gazetede üniversite öğretim üyeleri arasında yapılan
bir ankette, ''hocaların en güvendiği kurumun ordu'' olduğunu ifade etmeleri
üzerine şu değerlendirmeyi yaptı:
''Tavsiyem, üniversite hocaları bilime güvensinler. Bu, bazılarının bilimle
az ilgilendiğini gösteriyor. Bilime güvenseler milletin kurtuluşuna da kaynak
teşkil edecekler. Toplu bir kararları varsa daha vahim bir durum var demek ki
Türkiye'de. Ordu, Türkiye'nin ortak değeridir. Orduyu, bayrağı, dini şunu bunu
kimse istismar etmeye kalkmasın.
Ne demek? Biz üniversitemize güveniyoruz. Güvenmek zorundayız. Onlar da hükümete
güvenmek zorundalar. Türkiye'nin Allah göstermesin başı dara kaldığında hepimiz
orduya güvenmek durumundayız. Durup dururken, demokratik bir ortam içinde (ben
şuna güveniyorum, buna güvenmiyorum) demek, bilim adamının normal zamanlarda
konuşmayacağı bir şey. Bilimin ne kadar ideolojik bir şeye saplandığının göstergesidir.
Bundan kurtulmak lazım. ''
BAŞKANLIK SİSTEMİ
Çelik, başkanlık sisteminin tartışılması gerektiğini belirterek, bu konuda partinin
bir hazırlığının bulunmadığını söyledi.
Faruk Çelik,''Tartışılmasından, kişisel olarak cumhurbaşkanının yetkilerinin
daha daraltılmasından, parlamenter sistemin, geçiş olarak daha güçlendirilmesinden
yanayım'' dedi.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, Anayasa Mahkemesi başkanı olduğu dönemde
istediği yetkiler ne ise cumhurbaşkanının yetkilerinin o noktaya çekilmesi gerektiğini
belirten Çelik, ''(tartışılsın) demek, (bir olgunlaşma süreci yaşasın) demek''
diye konuştu.
SEÇİM BARAJI
Seçim barajının düşürülmesi konusuna da değinen Çelik, temsilde adalet ve yönetimde
istikrar kavramlarını anlattı. Bu iki kavramı gerçekleştirecek bir formülü aslında
kimsenin bulamadığını kaydeden Çelik, şöyle konuştu:
''İkisi de önemli kavramlar. Temsilde adalet olmalı., Bunu öne çıkardığınız
zaman istikrarı zedeliyorsanız, o noktada bu durum üzerinde durulmalı. Ben yüzde
10 barajının AB sürecinde istikrarsızlığa neden olabilir diye düşünüyorum. Türkiye
bir dönem daha böyle gitmeli. Yönetimdeki istikrar inanıyorum ki, Türkiye'yi
daha demokratik anlamda seçim sistemlerine kavuşturacak. O zaman yüzde 10'ların
altında barajlar konabilir. Türkiye, koalisyonları kaldırabilir. Ama yakın dönemde
koalisyonlardan neler çektiğimizi hep beraber gördük.
Şu süreci koalisyonla biz geçemezdik. 17 Aralık'ta da tarihi alamazdık. Eğer
çok hızlı hareket edildi ise bu güçlü bir iktidarın, grubun Meclis'te olmasından
kaynaklanıyor.
Ama yine konuşulan 100 Türkiye milletvekilliği çerçevesinde, konu ele alınabilir.
Bütün kesimlerin parlamentoda temsili sağlanabilir. Bu hem güçlü bir iktidarın
ortaya çıkması hem de tüm kesimlerin parlamentoda oy oranlarına göre temsilini
sağlar. Bu dönem, bu şekilde bir düzenleme, Türkiye'nin atacağı yoğun reformlar,
uyum yasaları çerçevesinde böyle güçlü bir iktidarı gerektiriyor. Bir dönem
daha böyle gitmeli. Daha sonra barajları konuşmalı. Ben şahsen barajın yüzde
10 kalarak seçime gidilmesinden yanayım.'' Çelik, bir başka soru üzerine, bir
anayasa değişikliği paketi hazırlıklarının olmadığını söyledi.
Çelik, AB üyeliği sürecinde, Türkiye'nin önüne tartışılması gereken farklı şeylerin
de çıkabileceğini ifade ederek, yeni dönemde parti açısından, Cumhurbaşkanı
Sezer'in gündeme yeniden getirdiği dokunulmazlıkların kaldırılması ve yüzde
10 olan seçim barajının indirilmesi konularının, ne derece öncelik taşıyacağını
şu an kestiremediğini kaydetti.
Dokunulmazlık konusunun, AB anayasası çerçevesinde ele alınması gerektiğini
anlatan Çelik, ''oradaki parlamentere nasıl yansıyorsa, oturulup öyle bir düzenleme
yapılabilir'' dedi.
Barajın indirilmesinin kendilerine de ''güzel'' geldiğini belirten Çelik, ancak
2 yıllık bir iktidarın bulunduğunu ve yapılanların istikrar getirdiğini anlattı.
KABİNE DEĞİŞİKLİĞİ
Çelik, kabine değişikliği konusundaki soruyu yanıtlarken, ''kabine değişikliğini
siz sordukça, kabinenin ömrü uzar'' dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Çelik, şöyle konuştu:
''Alınan izlenim, böyle bir şey olacak. Ama takdir, ne zaman, gün, saat bilemiyorum...
Kabine konusu konuşuldukça kabine değişikliği olmaz. Ama sayın Başbakan'ın takdiri.
Sizlere ifadesinden aldığımız bilgi, evet böyle bir şey düşünülüyor. Ama zaman
konusunda bilemiyorum. Başbakan'ın görüşü şu, mühim olan hizmet. Hizmet sunuyorsanız,
nerede olduğunuz önemli değil.''
''ÖNCE KADINLAR KARŞI ÇIKSIN''
Çelik, TBMM'nin bu haftaki gündeminin henüz netleşmediğini söyledi.
Başörtülü bir grup öğrencinin geçen hafta Meclis'e geldiğini, ancak AK Parti'li
yetkililerle görüşemediğinin ifade edilmesi üzerine Çelik, ''ayrımcılığa son,
yeter'' dedi.
Ayrımcılığa önce kadınların karşı çıkması gerektiğini anlatan Çelik, sözkonusu
grubun randevu talebinin bulunmadığını, bu durumdan haberdar olmadığını belirterek,
herkese kapısının açık olduğunu ifade etti.
Bu tür tartışmaların artık geride kaldığını anlatan Çelik, her türlü ayrımcılığa
karşı bir uzlaşma arayışında olunması gerektiğini bildirdi.
Türkiye'deki misyonerlik faaliyetlerini de bir soru üzerine değerlendiren Çelik,
''rahatsızlık da duymuyoruz. Herkes kendi inancını yaşasın, anlatsın. Ama siz,
bir dinin mensuplarının inançlarını yaşamaması gibi çok da geride kalan ideolojik
tartışma dönemine dönecekseniz yazık olur'' diye konuştu.
Çelik, gazetecilerin yeni yılını kutlayarak pasta ikram etti.
milliyet