AKP'li Çelik: Tavsiyem, üniversite hocaları bilime güvensinler

Haber Giriş : 03 Ocak 2005 15:59, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

AK Parti Grup Başkanvekili Faruk Çelik, ordunun Türkiye'nin ortak değeri olduğunu, orduyu, bayrağı ve dini kimsenin istismar etmeye kalkmaması gerektiğini belirterek, ''tavsiyem, üniversite hocaları bilime güvensinler'' dedi.
Çelik, kabine değişikliği konusunda, ''alınan izlenim böyle bir şey olacak. Ama takdir, ne zaman gün, saat bilemiyorum'' değerlendirmesinde bulundu.
Faruk Çelik, TBMM'de parlamento muhabirleri ile sohbet toplantısı yaparak, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Türkiye'de muhalefet eksikliği duyulduğunu ifade eden Çelik, CHP'de yaşanan ''iç sorunlara'' işaret etti. ''İç sorunları olan partilere Allah kolaylık versin'' diyen Çelik, bu tür partilerin siyaset üretmesinin zor olduğunu kaydetti. 1970'lerden kalan kadrolar ile bir yere varmanın zor olduğunu ifade eden Çelik, partilerin ''zihniyet'' ve ''ufuk'' açısından değişim içinde olması gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin, sosyal demokrasi açısından ciddi bir muhalefete, bu kesimin iktidar yürüyüşü yapacak bir partiye ihtiyacı olduğunu anlatan Faruk Çelik, ''CHP'de bu altyapı müsait değil. Bize düşer mi bunları söylemek ama, nezaketsizlik olarak görmezler umarım'' dedi. Çelik, AK Parti'nin periyodik olarak gündeme yönelik anketler yaptırdığını, son yapılan anketlerde partinin oy oranının ''bir hayli yüksek'' olduğunu bildirdi.
Çelik, gazetecilerin, bir gazetede üniversite öğretim üyeleri arasında yapılan bir ankette, ''hocaların en güvendiği kurumun ordu'' olduğunu ifade etmeleri üzerine şu değerlendirmeyi yaptı:
''Tavsiyem, üniversite hocaları bilime güvensinler. Bu, bazılarının bilimle az ilgilendiğini gösteriyor. Bilime güvenseler milletin kurtuluşuna da kaynak teşkil edecekler. Toplu bir kararları varsa daha vahim bir durum var demek ki Türkiye'de. Ordu, Türkiye'nin ortak değeridir. Orduyu, bayrağı, dini şunu bunu kimse istismar etmeye kalkmasın.
Ne demek? Biz üniversitemize güveniyoruz. Güvenmek zorundayız. Onlar da hükümete güvenmek zorundalar. Türkiye'nin Allah göstermesin başı dara kaldığında hepimiz orduya güvenmek durumundayız. Durup dururken, demokratik bir ortam içinde (ben şuna güveniyorum, buna güvenmiyorum) demek, bilim adamının normal zamanlarda konuşmayacağı bir şey. Bilimin ne kadar ideolojik bir şeye saplandığının göstergesidir. Bundan kurtulmak lazım. ''

BAŞKANLIK SİSTEMİ
Çelik, başkanlık sisteminin tartışılması gerektiğini belirterek, bu konuda partinin bir hazırlığının bulunmadığını söyledi.
Faruk Çelik,''Tartışılmasından, kişisel olarak cumhurbaşkanının yetkilerinin daha daraltılmasından, parlamenter sistemin, geçiş olarak daha güçlendirilmesinden yanayım'' dedi.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, Anayasa Mahkemesi başkanı olduğu dönemde istediği yetkiler ne ise cumhurbaşkanının yetkilerinin o noktaya çekilmesi gerektiğini belirten Çelik, ''(tartışılsın) demek, (bir olgunlaşma süreci yaşasın) demek'' diye konuştu.

SEÇİM BARAJI
Seçim barajının düşürülmesi konusuna da değinen Çelik, temsilde adalet ve yönetimde istikrar kavramlarını anlattı. Bu iki kavramı gerçekleştirecek bir formülü aslında kimsenin bulamadığını kaydeden Çelik, şöyle konuştu:
''İkisi de önemli kavramlar. Temsilde adalet olmalı., Bunu öne çıkardığınız zaman istikrarı zedeliyorsanız, o noktada bu durum üzerinde durulmalı. Ben yüzde 10 barajının AB sürecinde istikrarsızlığa neden olabilir diye düşünüyorum. Türkiye bir dönem daha böyle gitmeli. Yönetimdeki istikrar inanıyorum ki, Türkiye'yi daha demokratik anlamda seçim sistemlerine kavuşturacak. O zaman yüzde 10'ların altında barajlar konabilir. Türkiye, koalisyonları kaldırabilir. Ama yakın dönemde koalisyonlardan neler çektiğimizi hep beraber gördük.
Şu süreci koalisyonla biz geçemezdik. 17 Aralık'ta da tarihi alamazdık. Eğer çok hızlı hareket edildi ise bu güçlü bir iktidarın, grubun Meclis'te olmasından kaynaklanıyor.
Ama yine konuşulan 100 Türkiye milletvekilliği çerçevesinde, konu ele alınabilir. Bütün kesimlerin parlamentoda temsili sağlanabilir. Bu hem güçlü bir iktidarın ortaya çıkması hem de tüm kesimlerin parlamentoda oy oranlarına göre temsilini sağlar. Bu dönem, bu şekilde bir düzenleme, Türkiye'nin atacağı yoğun reformlar, uyum yasaları çerçevesinde böyle güçlü bir iktidarı gerektiriyor. Bir dönem daha böyle gitmeli. Daha sonra barajları konuşmalı. Ben şahsen barajın yüzde 10 kalarak seçime gidilmesinden yanayım.'' Çelik, bir başka soru üzerine, bir anayasa değişikliği paketi hazırlıklarının olmadığını söyledi.
Çelik, AB üyeliği sürecinde, Türkiye'nin önüne tartışılması gereken farklı şeylerin de çıkabileceğini ifade ederek, yeni dönemde parti açısından, Cumhurbaşkanı Sezer'in gündeme yeniden getirdiği dokunulmazlıkların kaldırılması ve yüzde 10 olan seçim barajının indirilmesi konularının, ne derece öncelik taşıyacağını şu an kestiremediğini kaydetti.
Dokunulmazlık konusunun, AB anayasası çerçevesinde ele alınması gerektiğini anlatan Çelik, ''oradaki parlamentere nasıl yansıyorsa, oturulup öyle bir düzenleme yapılabilir'' dedi.
Barajın indirilmesinin kendilerine de ''güzel'' geldiğini belirten Çelik, ancak 2 yıllık bir iktidarın bulunduğunu ve yapılanların istikrar getirdiğini anlattı.

KABİNE DEĞİŞİKLİĞİ
Çelik, kabine değişikliği konusundaki soruyu yanıtlarken, ''kabine değişikliğini siz sordukça, kabinenin ömrü uzar'' dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Çelik, şöyle konuştu:
''Alınan izlenim, böyle bir şey olacak. Ama takdir, ne zaman, gün, saat bilemiyorum... Kabine konusu konuşuldukça kabine değişikliği olmaz. Ama sayın Başbakan'ın takdiri. Sizlere ifadesinden aldığımız bilgi, evet böyle bir şey düşünülüyor. Ama zaman konusunda bilemiyorum. Başbakan'ın görüşü şu, mühim olan hizmet. Hizmet sunuyorsanız, nerede olduğunuz önemli değil.''

''ÖNCE KADINLAR KARŞI ÇIKSIN''
Çelik, TBMM'nin bu haftaki gündeminin henüz netleşmediğini söyledi.
Başörtülü bir grup öğrencinin geçen hafta Meclis'e geldiğini, ancak AK Parti'li yetkililerle görüşemediğinin ifade edilmesi üzerine Çelik, ''ayrımcılığa son, yeter'' dedi.
Ayrımcılığa önce kadınların karşı çıkması gerektiğini anlatan Çelik, sözkonusu grubun randevu talebinin bulunmadığını, bu durumdan haberdar olmadığını belirterek, herkese kapısının açık olduğunu ifade etti.
Bu tür tartışmaların artık geride kaldığını anlatan Çelik, her türlü ayrımcılığa karşı bir uzlaşma arayışında olunması gerektiğini bildirdi.
Türkiye'deki misyonerlik faaliyetlerini de bir soru üzerine değerlendiren Çelik, ''rahatsızlık da duymuyoruz. Herkes kendi inancını yaşasın, anlatsın. Ama siz, bir dinin mensuplarının inançlarını yaşamaması gibi çok da geride kalan ideolojik tartışma dönemine dönecekseniz yazık olur'' diye konuştu.
Çelik, gazetecilerin yeni yılını kutlayarak pasta ikram etti.

milliyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber