657'e tabi memur neden dağa çıktı?

Kaynak : Star Gazetesi
Haber Giriş : 04 Eylül 2009 08:22, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Demokratik açılımlarla bir çözüm bulunması hedeflenen Kürt sorununda bugüne gelinmesinde en büyük etken ?resmî aklın' on yıllardır ısrar ettiği yolun yanlışlığıydı

Vatanî görevimi Diyarbakır'da ?sivil? olarak yaparken bir vesileyle kırsala çıkmıştık, yanımızda ?Özel Tim? olduğu halde. Bıyıkları henüz terlemiş bir Kürt genci, içeriği güvenlik olmayan sıradan bir konuyla ilgili heyecanla bir şeyler anlatıyordu. Genç, birden tim görevlisinin sert tokadıyla kendisini yerde buluverdi. Özel timciye ?Neden vurdun ki şimdi?? dediğimde çok ?makûl? bir gerekçe dillendirmişti: ?Benimle elleri cebinde konuşuyordu.?...

MEMURLUKTAN DAĞLARA GİDİŞ

Yıl 1988, yine Diyarbakır. Kendi halinde bir kamu kuruluşunda 30 civarında çalışan var. Sohbet ediyoruz. Öğreniyorum ki, memurlardan sadece üçünün uzaktan akraba 5 yakını ?dağda? imiş. 657'liler, ?Keşke gelseler geri? havasındalar... Yıl 1993, yine Diyarbakır. Bu defa gazeteci olarak Nevruz'u izlemek üzere gelmişken, eski tanıdıklara da uğruyorum. Lâf teröre de geliyor. Bizim 657'lilerden biri artık terörist olmuş. Yine memurlardan dokuzunun da 15 civarında -aralarında çocukları da var- yakını ?dağa çıkmış?.

TERÖRE YATKINLIĞI ARTIRAN ŞEY

Evet, sadece beş yılda, bırakın işsiz güçsüz kesimi, maaşını tıkır tkır ödediği insanlar arasında bile teröre yatkınlığı asimetrik bir biçimde arttıran bir ?devlet aklı?ydı orada yaşananlarda pay sahibi olan. Bir pay da; hem kurumsal olarak devlet, hem de vatandaş olarak tek tek vergileriyle ?ekmeğini veren?lere karşı silah çekme, kanını dökme insafsızlığını, garabetini yaşatanlara düşüyordu elbette. İşte, bu üç günlük dizide, ?sürdürülebilir bir sorun?, nasıl olup da ?içinden çıkılmaz bir hâle getirilir?e dair anekdotlar yer alacak; ?iri lâflar?ı olmadan. Malûm, bu vadide en az eksikliği hissedilen bu çünkü...

?Kart-kurt'un hikâyesi

12 Eylül darbesini gerçekleştiren Kenan Evren, terör olaylarını konu eden ?Beyaz Kitap? adlı bir yayında, ?Kürt? kelimesinin kökenine ilişkin akıllara ziyan bir mantığın kamusal alana çıkmasını sağlamıştı. Hikâye şuydu: Aslında yeryüzünde ?Kürt? diye bir şey yoktu. Dağların yüksek kısımlarında, tepelerde yaz kış erimeyen karlar vardı. Güneş açınca, üzerleri buzlaşan camsı parlak bir tabaka ile örtülürdü karın yüzü. Üstü sert, altı yumuşak olurdu. Bu karın üstünde yürüyünce de, ayağın bastığı yer içeriye çöker, ?kırt-kürt' diye ses çıkarırdı. İşte, doğulu Türkmenler'e ?kürt' -tipik bir resmî yayın mizanpajı: Türkmenler'in t'si büyük Kürtler'in k'sı küçük- denilmesinin nedeni buydu. Bölücülerin, ?kürt' dedikleri, yüksek yaylalarda, karlık bölgelerde yaşayan Türkler'in karda yürürken ayaklarından çıkan sesin adıydı aslında. Bu arada garabete bakın ki, 29 yıl önce ?Kürt yoktur? diyen Kenan Evren, geçenlerde ?Kürt sorunu?nun çözümü için bölgede ?eyalet? sistemine geçilebileceğinden bahsediyordu.

Ekşi sözlükte entry bile yok

Ekşi Sözlük, nerdeyse her konuda söyleyecek sözü olan bir mecra. Dökülen onca kana rağmen bugüne kadar hakkinda 25 entry'cik yazılmış bir sorun bu. Sırf bu gözlemden bile belli değil mi ülkemizin iki ucunun ne kadar ayrı dünyalarda yaşadığı? Herkes sosyopolitik konularla ilgilenmeli diye bir iddiam yok. Ama ?Kürtlerin İstanbul'u işgali' başlığına 100 küsur entry girilirken, sözluk ahalisinin Kürt sorunu diye bir başlığın varlığından bile bihaber olması acaba neye işaret??

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber