MEB Yönetici Atama Değerlendirmesi (1)

13/08/2009 tarihli ve 27318 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelik sonrasında, Bakanlık tarafından, uygulamada herhangi bir hukuki hataya sebebiyet verilmemesi bakımından 12 maddelik bir genelge yayımlanmıştır. Ancak söz konusu genelgede bazı hususlar yine tartışma çıkaracak niteliktedir. Yapacağımız eleştirilerin, kaos yaratmak olarak değil ortada bulunan kaostan en az zararla çıkılabilmesi için yapıcı değerlendirmeler olarak görülmesi umuduyla, bazı hususları ele almak gereği duyuyoruz.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 24 Eylül 2009 14:12, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

MEB tarafından yayımlanan 2009/73 no'lu Eğitim Kurumları Yöneticileri konulu genelgede var olan ve olması gerekip olmayan bazı hususları ele alalım.

Genelgenin amacı genelgede "uygulamada birliğin sağlanması ile bu süreçte Bakanlığımıza ulaşan tereddütlerin giderilmesini sağlamak amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılması gerekli görülmüştür." ifadeleriyle belirtildiği halde genelge ihtiyaca ve kafalardaki sorulara cevap verecek yeterlilikte değildir.

Örneğin; "3- İlgi Yönetmeliğin 7 nci maddesinde yönetici olarak atanacaklarda aranacak genel şartlar arasında Bakanlık kadrolarında en az üç yıl öğretmen olarak görev yapmış olma şartı öngörülmüştür. Bu sürenin hesaplanmasında özel öğretim okul ve kurumlarında öğretmen olarak, sözleşmeli öğretmenlikte, askerlikte ve asker öğretmenlikte geçen süreler dikkate alınmayacaktır." denilmektedir. Özellikle asker öğretmenlik yargı tarafından öğretmenlik hizmetinde geçen süre olarak tescillendiği halde genelgede böyle bir hükmün yer alması hukuka aykırıdır.

Eğer konu ile ilgili olarak verilen yeni bir karar bulunmamakta ise sözleşmeli öğretmenlikte geçen sürenin dahi bu süre hesabına katılması gerekmektedir. Katılması halinde sendikaların yargıya gitmeleri söz konusu olmayacakken katılmaması halinde yargıya taşınması söz konusu olacaktır.

Geçmişte kariyer basamaklarında aynı durum karşımıza çıkmış ve uzman öğretmenlik sınavına girebilmek için 7 yıllık kıdem süresine asker öğretmenliğin eklenmeyeceği bakanlıkça hükme bağlanmıştı.

Konuyu yargıya taşıyan sendikalardan Türk Eğitim Sen'in açmış olduğu Danıştay 2.Dairesinde görülen 2006/3597 Esas no ve 2008/4600 Karar No'lu dosyada mahkemenin verdiği kararda;



ifadeleri yer almaktadır.

Karardan da görüleceği üzere yedek subay öğretmen yani genelgede bahsi geçen asker öğretmenlik süresinin hizmetten sayılmaması hukuka aykırıdır. Bu durumun mutlaka düzeltilmesi gerekir.

Kaldı ki yukarıda mahkeme kararında geçen;



ifadesinin gereği olarak ta sözleşmeli öğretmenlikte geçen sürelerin de bu hesapta yer alması kaçınılmazdır. Çünkü devlet tarafından görevlendirilerek hizmet yapan Sözleşmeli öğretmenler fiilen görev yapmaktadırlar.

Eğer öğretmen şu anda kadrolu öğretmen olarak (adaylığı kalkmış olmak koşuluyla) görev yapmakta ise daha önceki yıllarda yaptığı sözleşmeli öğretmenlik görevleri hizmetten sayılmalıdır.

Örnek verecek olursak; kişi 2006 yılında sözleşmeli öğretmen olarak göreve başlamış ve 2008 yılına kadar sözleşmeli öğretmen olarak çalışmışsa (2 yıl) 2008 yılında da kadroya geçmişse (2008 ağustos) 2009 yılı ağustos ayında adaylığı kaldırılmış olacağından toplam süresi 3 yıl olur ve başvuru şartını doldurmuş sayılması gerekir.

Bakanlığın genelgede yer alan bu hususu; sözleşmeli öğretmenlerin kadrolu öğretmenlerden farkı yoktur sözünün de gereği olarak bu düzeltmelidir. Engelleme genelge ile getirilmiş olduğundan bu düzenleme genelge ile çözümlenebilecektir. Aynı durum Ek-2 Değerlendirme formundaki puanlamada da söz konusu olup genelgeye bu hükmün de konulması yerinde olacaktır.

Genelgede cevapsız duran konular;

1- Sendika temsilcilerinin komisyonlarda yer almamasında neden ısrar edilmektedir?

2- 24.04.2008 yönetmeliğine göre yönetici olmuş bir kişi (yani yöneticilikte 2 yılını doldurmayan bir kişi) sınava girerek sınav esasına göre atama isteyebilir mi? Bu konuda genelgede neden açıklama bulunmamaktadır? Her sınav yapılışında aynı kişinin yer değiştirmesi mümkün olabileceğinden mantıken isteyememesi gerekir fakat ne genelge de ne de yönetmelikte bu durumu açıklayıcı bir hüküm bulunmamaktadır. Yani sınava dayalı olarak başvuracak olan şu anki yöneticilerin de 2 yıl aynı görevde bulunmuş olmaları şartının bulunup bulunmadığı açıklanmalıdır.

3- Genelge'de her yıl en az bir kez yönetmelikte yer alan kategorilerde duyuru yapılması neden zorunlu hale getirilmemektedir. İhtiyaç duyulan zamanlarda ifadesi çok muallakta değil midir? O ilde tek bir kadro açığı varsa dahi duyurunun mutlaka yapılacağı neden hükme bağlanmamaktadır? Ülke genelinde birliğin sağlanması amacıyla çıkarılan genelgede bu hüküm amaca aykırı değil midir? Örneğin A ilinde 1 kadro için duyuruya çıkılabilecekken (valinin inisiyatifi ile) yüzlerce açık bulunan başka bir ilde duyuruya çıkılmayabilecektir. Yani ilgili makamlar ben zaten geçici görevle adamımı yerleştirmişim onunla gidebildiğim yere kadar giderim diyebileceklerdir. Ülke genelinde birlik böyle mi sağlanacaktır?

4- Geçmiş yıllarda uygulandığı üzere kadronun boşalmasını takip eden 3 ay içerisinde duyuru yapılması ya da her vilayetin aynı dönemde duyuru yapmasını sağlayacak başkaca bir düzenlemenin getirilmesi daha yerinde değil midir?

Bu eleştirilerde amacımız kaos yaratmak değil ortada bulunan kaostan en az zararla çıkılabilmesi için sorunun değil çözümün parçası olma noktasındadır. Gelecekte bu noktada karşılaşılacak sorunlar işi daha çıkılmaz hale sokacağından bugünden tedbir almak ya da düşüncelerimizi paylaşmak yerinde olacaktır.

Genelge'de ve yayımlanacak olan kılavuzda bulunanlar ya da bulunması gerekenler konusundaki değerlendirmelerimize ilerleyen süreçte sizden de gelecek soru, sorun ve yorumlar doğrultusunda devam edeceğiz.
Saygılarımla?

Maksut BALMUK
Eğitim Yöneticisi
[email protected]

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber