MEB, demokratik vatandaşlık ve insan hakları konusunda müfredatı revize edecek

Milli Eğitim Bakanlığı, demokratik vatandaşlık ve insan hakları konusunda müfredatı revize etmek için çalışmalara başladı.

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, "Ülkemizdeki birçok sorunun çözüm yolu demokrasi ve insan hakları ile ilgili standardın yükseltilmesi herkesin hak ve özgürlük alanlarının genişletilmesi ile doğrudan ilişkilidir." dedi.

Avrupa Konseyi'nin de desteklediği Demokratik Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitim Projesi Bilgilendirme Toplantısı ve Çalıştayı Başkent Öğretmenevi'nde başladı.

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, burada yaptığı konuşmada projenin amacının 'demokratik vatandaşlık ve insan hakları çerçevesinde yönetmelikleri, müfredatı revize etmek ve bununla ilgili ders müfredatını geliştirmek' olarak açıkladı.

Çubukçu, okul öncesi eğitimden ortaöğretimin sonuna kadar demokratik kültürün benimsenmesinin de hedefleri arasında yer aldığını söyledi.

Dünyada demokratik eşitlik, katılım ve özgürlük idealinin daha yüksek düzeyde benimsenmeye başladığını belirten Çubukçu, "Türkiye'de demokrasinin gelişmesi, eşitlikçi, çoğulcu demokratik bir kültürün yerleşmesi için her şeyden önce başta cinsiyet ayrımcılığı olmak üzere her türlü ayrımcılığın kaldırılması gerekir. Bu noktada hayata geçireceğimiz bu projenin önemli katkı sağlayacağını düşünüyorum." diye konuştu.

Demokrasinin, bir siyasi sistem olmasının yanı sıra bir kültür ve anlayış biçimi haline gelmesi konusunda herkesin hemfikir olduğuna dikkat çeken Çubukçu, "Ülkemizdeki bir çok sorunun çözüm yolu, demokrasi ve insan hakları ile ilgili standardın yükseltilmesi herkesin hak ve özgürlük alanlarının genişletilmesi ile doğrudan ilişkilidir." dedi.

Çubukçu, eğitimin demokratik kültürü benimseyecek şekilde yapılandırmaya çalışmanın atılması gerekli en önemli adımlardan olduğunu vurguladı.

Çubukçu, proje ile okul öncesi eğitimden ortaöğretime kadar birçok derse yansıtılan demokrasi, insan hakları, vatandaşlık gibi konuların daha etkili bir şekilde verilmesinin destekleneceğini kaydetti.

Bireysel ve toplumsal destekten yoksun demokrasinin kurumsallaşma ve çözüm üretme imkanı bulunmadığını ifade eden Çubukçu, demokrasinin güçlendirilmesi ve çözüm üretme kapasitesinin artırılmasının önemine dikkat çekti.

Demokrasinin beraber yaşama kültürü olduğunu dile getiren Çubukçu, şöyle devam etti: "Beraber yaşamanın en önemli koşullarından birisi de farklılıklara saygı göstermektir. Anadolu bu anlamda binlerce yıldır bir arada yaşama, barış, hoşgörü ve adalet anlayışının yeşermesinde, uygulanmasında örnek olmuş topraklardır. Bu değerli mirasın eğitim üzerinden korunması, geliştirilmesi ve güçlendirilmesi için daha fazla çaba sarf edilmelidir."

Çubukçu, toplumsal, kültürel farklılıkların bir sosyal risk ya da güvenlik problemi olmaktan çıkartılarak, kültürel zenginlikler haline getirilmesi gerektiğine işaret etti.

Çubukçu, 3 yıl sürecek projenin eğitim yoluyla, demokratik vatandaşlık kültürü ve insan haklarına duyarlılığın artırılmasına katkı sağlayacağını dile getirdi.