Bir saniyede kansız anjiyo

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 23 Aralık 2009 11:50, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:57

- Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muşturay Karçaaltıncaba, ABD'de yapılan son kongrede, dirsekten toplardamara ilaç verilerek gerçekleştirilen "kansız anjiyo" nun süresini bir saniyenin altına, radyasyon dozunu ise 10'da 1 oranında düşüren yeni bir yöntem açıklandığını bildirdi.

Doç. Dr. Karçaaltıncaba, halk arasında "kansız anjiyo" olarak bilinen "koroner bilgisayarlı tomografi anjiyo" yönteminde son zamanlarda önemli gelişmeler olduğunu bildirdi.

Yöntemin tüm dünyada 2000, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde ise 2003'den beri uygulandığını anlatan Karçaaltıncaba, bölümde yılda ortalama iki bin, altı yılda ise toplam 10 bin hastaya kansız anjiyo yaptıklarını söyledi. Karçaaltıncaba, "Dünyada bu alanda en fazla tecrübeye sahip merkezlerden biriyiz" dedi.

Yaygın yöntemde hastanın kasığından atardamarına kateter yerleştirildiği için buna bağlı kanama riski ortaya çıkabildiğini, hastaların en fazla çekindiği hususlardan birinin de bu olduğunu kaydeden Karçaaltıncaba, dirsekten toplardamara ilaç verilerek yapılan "kansız anjiyo" da ise kanama riski olmadığını kaydetti. Karçaaltıncaba, "Yönteme zaten bu yüzden 'kansız anjiyo' deniliyor" diye konuştu.

Ancak "kansız anjiyo"nun yaygın yöntemin bir alternatifi olmadığına dikkati çeken Karçaaltıncaba, "Yaygın yöntemin daha çok göğüste ve kolda belirgin ağrısı, tipik EKG değişiklikleri bulunan yüksek risk grubundaki hastalara uygulanması yerinde. Çünkü bu hastalara işlem sırasında müdahalede bulunulması, stent takılması gerekebiliyor. Kansız anjiyo ise daha çok rahatsızlığı başlangıç safhasında bulunan, şüpheli göğüs ağrısı ve yüksek kolesterolü olan, sigara kullanan orta ve düşük risk grubundaki kişilere uygulanıyor. Uygulama sayesinde bu kişilerde hastalık daha başlangıç safhasında tespit edilebildiği için stent takılmasına veya cerrahi müdahaleye gerek kalmadan tedbir alınabiliyor"dedi.

Bu yöntemin önceden sadece kalp hızı düşük hastalara yapılabildiğini, ancak teknolojik gelişmeler sayesinde artık kalp hızı yüksek hastalara da uygulanabildiğini belirten Karçaaltıncaba, "Hastanemizde üç bin hasta üzerinde yapılan araştırmada bu tetkikin kalp hızından bağımsız olarak, yüksek kalp hızına sahip hastalarda bile yapılabildiğini gösterdik" şeklinde konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber