Vergi Denetimi ve Denetmenleri 2

Haber Giriş : 07 Şubat 2005 00:52, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

"Vergi Denetimi ve Denetmenleri 1" başlıklı haber için tıklayın.

Batılı ülkeler,doksanlı yıllarda gerçekleştirdikleri düzeltimlerle, bugün ülkemiz için düş bile edilmeyecek bir vergi yöntemine kavuşmuşlardır. Vergi ödeyen yükümlü değil ?müşteri? dir artık! Vergiye ilişkin ödevlerinden tutun da gelirini yönlendirebileceği yatırım alanlarına varıncaya değin her konuda vergi yönetimi ona parasız danışmanlık, arabuluculuk, gerektiğinde savunmanlık yapmaktadır. Kişiler, kurumlar vergi dairelerindeki dosyalarında yer alan bilgilere her an ulaşabilmekte, eksik, yanlış olanların değiştirilmesini sağlamaktadırlar. ? Vergi kaçakçılığının tanımı ve sonuçları herkesin anlayabileceği bir kesinlikte kamu vicdanına kazınmıştır.? Dolaylı vergiler yaşamı cehenneme çevirmeyecek ölçüdedir; gelirden, varlıktan vergi almak temel ilkedir.

Yükümlünün vergilendirmeye ilişkin her türlü gideri ( muhasebe, danışmanlık vb. ) ? verginin toplumsal maliyeti? olarak değerlendirilmekte, bu türden giderlerin en aza indirilmesine çalışılmaktadır.

Vergi yönetimi, paranın el değiştirmesini izlemekte; harcamaların banka vb. finans kuruluşları kanalıyla gerçekleşmesi için her türlü önlem alınmış bulunmakta ? tüm gelirlerin kaynağı sorulmaktadır.? İnsanlar Türkiye'deki gibi vergi denetçilerine kamyonlar dolusu defter belgeleri taşımamakta; vergi denetimi bilgisayarla ? dahası parasız ? yapılmaktadır.

Gerçi, devletin egemenlik hakkından kaynaklanan bu temel görevin yeminli mali müşavirlere devredilerek özelleştirilmesi, dünyada ? bizden ? başka hiçbir toplumun başaramadığı bir buluş olarak o ülkelerdeki yaratıcı düşünce kısırlığını gösterse de onlar, ? kamu vergi denetimini özel kuruluşlarca para karşılığı yapılan bağımsız dış denetimden ayrı tutmaktadırlar.?

Başta ABD olmak üzere Fransa, Almanya, İngiltere ve öbür OECD ülkelerinde vergi daireleriyle vergi denetim birimleri bölge düzeyinde örgütlenmiştir. Ülkenin birkaç büyük kentinde yerleşik; öbür kentlerdeyse geçici çalışan bir avuç denetçinin yaptığı merkezsel denetim, yalnızca Türkiye' ye özgüdür.

Belirli süreyle sınırlandırıldığından olağandışıdır, etkin değildir. Aralarında iletişim, uygulama birliği olmayan dört ayrı denetim biriminin varlığı planlamayı engellemektedir. İncelenen yükümlüler başlarına ne geleceğini bilememektedirler.

Anlaşılmaz, çelişkili, boşluklarla dolu vergi yasaları nedeniyle vergi danışmanlarına başvurarak yüksek paralar ödemek zorundadırlar. Denetçi sayısı yetersizdir, kadrolar doldurulmamaktadır. Batı' da denetim örgütü tekdir. Denetçiler arasında işbölümü, uzmanlaşma gözetilir. Onun için de merkezsel ? yerel denetim ayrımı yoktur. ? Büyük ölçekli işletmeleri her yıl, orta ölçeklileri iki ? üç yılda bir, küçük ölçeklileri daha uzun aralıklarla incelemeyi amaçlayan izlenceler (program) uygulanır. Gelir örgütünde en alt görevden başlayarak tepedeki görevlere yükselmeyi olanaklı kılan, hiçbir bürokrat kesime ayrıcalık tanımayan, her türlü görevliyi kurum çalışanları arasından sınavla seçen bir bürokratik işleyiş söz konusudur.?

Özetlersek, ?vergi kaçakçılığını önlemek amacıyla sürekli izleme, toplanan bilgilerin olumsuzluk içermesi durumunda uyararak incelemeye alma, ödemeyle düzeltilebilecek anlaşmazlıklarda uzlaşma; kasıtlı eylemlerde tutuklamayı öngören bir vergilendirme düzeninde yaşamaktadır Batılı toplumlar.? En aşağıdan yükselmeyi bilgi, yararlılık, başarı ölçütleri ile güvenceye almış, görevler arası iletişimin kesintisiz sürmesini ve kurumlaştırmayı olanaklı kılan, hizmet içi eğitimi aksatmayan bürokrasi de bu düzenin ayrılmaz parçası durumundadır.

Türkiye ise daha işin başında bürokratik bir çıkmaza saplanmış, çıkamamaktadır. Uzman ? müfettiş kökenli bürokratlardan oluşan yönetici kast; Maliye Bakanlığı' nın ülke genelindeki tüm birimlerinde söz sahibidir. Vergiye ve Maliye çalışanlarına ilişkin tüm yasal yönetsel düzenlemeler bu seçkinlerce gerçekleştirilmektedir. Merkezde, taşrada tüm görevlere öncelikle, sınavsız atanmakta; bakanlıkça sağlanan her türlü kamusal olanaktan yararlanmaktadırlar. Yetmiş bin Maliye çalışanının yazgısını ( ücreti, yer değiştirmesi, atanması , yükselmesi vb. ) belirlemektedirler. Baskıcı, buyurgan, ayrımcı yönetim anlayışı merkeziyetçi yapıda sürmektedir. Bu anlamda vergi yönetiminin başarısı sorgulanırken tartışmanın odağında yer almaları yadırganmamalıdır.

Ülkemizde gelirden vergi alınamamaktadır. Bu durumu eleştirenlere ise günümüzde tüketim vergilerine yöneliş olduğu savıyla yanıt verilmektedir. Vergi inceleme oranı yüzde bir dolayındadır. Bürokratlara göre inceleme değil sürekli denetim önemlidir. Ama, ? ilkel yöntemlerle, araç ? gereçlerle, binalarla, karmakarışık yasalarla, niteliksiz memurlarla yarısından çoğu kayıt dışı işleyen ekonomik çarkın nasıl denetleneceği? sorusu boşlukta kalmaktadır. Bu ortamda denetimle erişilecek sınırlı bilgiler sonuç vermeyecek, vergi incelemesi gerekecektir. İncelemelerin ? nerdeyse kamamı ? taşrada vergi denetmenlerince yürütülmektedir. Denetmenler ayrıca vergi dairelerinin bir bölüm işlerini ve valiliklerce istenen inceleme, soruşturma, teftiş gibi görevleri de yerine getirmektedirler. ?Maliye Bakanlığı yönetimi ise vergi kaçıranlardan çok vergi denetmenleriyle uğraşmaktadır!? Son yirmi yılda - Zekeriya Temizel dönemi bir yana ? bu görevlilere yönelik sindirme, kişiliksizleştirerek savunmasız bırakma, baskılıyarak sömürme uygulamasının ? bilinçle ? sürdürüldüğü görülmektedir.

Türkiye' nin en çok çalışıp en az ücret alan denetçileri olmaları, emeklilikte, kamu konutlarından yararlanmakta ve benzeri haklarda düz memurla bir tutulmaları, yer değiştirerek atanmak zorunda bırakılmaları, yeterlik sınavından sonra bir derece yükseltilmemeleri, bürokraside önlerinin tıkanması, özetle; ? geleceklerinin karartılması? yetmemiştir bakanlık üst yönetimine. Yıllardır vergi incelemesi ve denetimini sürdüren bin beş yüzü aşkın vergi denetmeninin ?mesleksel yeterliliği de tanınmamıştır.? Maliye Bakanlığı bugün ?vergi denetmenlerinin mesleklerini yapma yeterliliğinin bulunmadığını mahkemeler önünde kanıtlamak için çırpınmaktadır!? Yetersiz denetçileri çalıştırarak yurttaşların devlete güvenini sarsmanın ? ağır hizmet kusuru? sayılacağı ve bu ? yetersizliğin giderilmesinin öncelikle yönetimin görevi olduğu? gerçeği umursanmamaktadır bile! ?Bu ne menem bir anlayıştır ki, devlet memuru vergi denetmenleri serbest meslek üyesi yeminli mali müşavirler karşısında; onların tam onayından geçmiş vergi yükümlülerini inceleme yetkisinden yoksun bırakılarak yetkisiz kılınmıştır!?

Vergi denetimini sarmalayan sorunlu yumağı ?Vergilendirmeden sorumlu vergi dairelerini de bitirmiş durumdadır.? Vergi almaktan çok, gönlünden ne koparsa verenler sayesinde varlıklarını sürdürmektedirler. Örgütlenme, yönetim, araç ? gereç, personel sorunları nedeniyle etkisizdirler.

İşte AB' ye üyeliği tartışan Türkiye' de gelir yönetiminin bu durumuyla yaşaması olanaksızlaştığından yeniden yapılandırılması bir kez daha gündeme gelmiştir. Başlangıçta, bir avuç Maliye bürokratının gizlice yürüttüğü bu çalışmalara katılan TÜSİAD ve Vergi Konseyi, özerk yapılanmayı, tüm denetçilerin birleştirilmesini, bölge düzeyinde denetimi savunmuşlardır. Ancak, anılan kuruluşlarda etkin kimi eski Maliye bürokratlarının özverili çabalarıyla görüş değiştirmişlerdir; son tasarıda Maliye' deki ?kastın? ayrıcalıkları korunmuştur.

Sonuç: Yakında TBMM' ye gönderilecek yasa tasarısıyla yerel, yönetsel, siyasal etkilere açık, merkeziyetçi eski gelir yönetim yapısı korunmaktadır. Bu anlamda OECD' nin çok gerisinde kalmış ülkemizin yitirdiği zamanı geri getirme olanağı yoktur. Bürokratik çıkarlar uğruna işlevsellik taşımayan bir gelir örgütü kurulmasının ? bu yaklaşımı benimseyen Maliye bürokratları başta olmak üzere ? kimseye bir yararı olmayacaktır. Çünkü, ?Çağdaş bir gelir yönetimi oluşturmayan Türkiye'nin hiçbir sorunu çözmesi olanaklı değildir!?

Cumhuriyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber