Sirke ve turşuya sanayi asidi koyuluyor iddiası

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 05 Şubat 2010 13:33, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Türkiye'nin önde gelen sirke ve turşu markalarından Fersan'ın sahibi ve CEO'su Arcan Çelengil, piyasadaki bazı ürünlere sanayi asidi koyulduğunu, bunun da sağlığa zararlı olduğunu ifade ederek, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın denetimlere hız vermesini istedi.

Bu konuda kanuni boşluklar bulunduğunu belirten Çelengil, konuyla ilgili mevzuattaki "asit" kelimesinin, sanayi asitlerini içerecek biçimden çıkarılması gerektiğini söyledi.

Piyasadan toplayıp tahlil ettikleri sirke ve turşularda, sanayide kullanılan asetik aside rastladıklarını aktaran CEO Çelengil, başta ülser olmak üzere birçok hastalığa yol açan bu maddeyi kullananlara engel olunmasını istedi. Çelengil, gıda denetimlerinin eleman ve araç gereç açısından güçlendirilmesi gerektiğini de ifade etti.

Arcan Çelengil'in verdiği bilgiye göre turşuda en basit hile sulandırmak. Bu sadece paradan çalma anlamına geliyor. Asidin boyanıp sirke diye satılması ise tehlikeli ve sağlığa zararlı bir yöntem; kanserojen etkisi bulunuyor. Özellikle mide üzerindeki yan etkileri ve ülsere kadar giden zararları sözkonusu. Asetik asit, sanayide kullanılan çok kuvvetli bir madde. İçine atılan kemiği bile eritiyor. Çelengil, "Maalesef bunu yapanlar var aramızda. Az mı çok mu bilmiyorum ama var." dedi. Bunların denetiminin devletin elinde olduğunu vurgulayan Çelengil, yeterli eleman ve laboratuvara sahip olunmayışının, gayretli insanlara rağmen handikap ve eksiklikler oluşturduğunu dile getirdi.

Adı sirke olan ama içeriği birbirine hiç benzemeyen bir sürü ürünün piyasada dolaştığını savunan Arcan Çelengil, "Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yavaş yavaş ekipman ve eleman ihtiyaçlarını tamamladıkça, bir de çeşitli yeni yasalarla uygulamalar başlayınca, bizim gibi doğru üretim yapan firmaların şansı artacaktır. Önümüzde biraz daha vakit var." şeklinde konuştu. Sirkenin, şekerli suyun fermente olmasıyla elde edildiğini anlatan Çelengil, meyve suyundan yapılanını, besleyici elementlerin de geçmesi sebebiyle tercih ettiklerini söyledi. Üzüm suyunun sirke yapımında dünyada en fazla kullanılan meyve suyu olduğunu belirten Çelengil, şu bilgileri verdi: "Asya ülkelerinde pirinçten yapılıyor. Değişik ülkelerde, mesela Karadeniz'de duttan yapılan da var. Biz elma ve üzümü tercih ediyoruz. Özellikle potasyumun insanlarda yorgunluk hissini ortadan kaldıran özelliği sebebiyle elma sirkesi öne çıkıyor."

Sirke üretiminin önemli markalarından Tariş'in Üzüm Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Rıza Türker ise şu anda sirke tebliğinin hazırlanma aşamasında olduğunu aktardı. "Bizden yetkili bir personel de tebliğin hazırlama komisyonunda." diyen Türker, bugüne kadar yeterli denetim yapılamadığını ifade etti. Tebliğin yayınlanmasıyla birlikte halk sağlığını tehdit eden firmaların önünün kesileceğini umut ettiklerini anlatan Türker, sirkenin şeker içeren meyvelerden doğal fermantasyon yoluyla asetik asit elde edilerek üretildiğini hatırlattı. Sirke üretiminin büyük yatırım isteyen bir iş olduğunu hatırlatan Ali Rıza Türker, "Bir sirke üretim cihazı parasına, bir işletme kurulabilir. Böyle büyük yatırım gerektiren bir iş için, piyasadan çok ucuza kimyasal asetik asit alıp karıştırmak cazip hale geliyor." şeklinde konuştu. Piyasada isim yapmış 9-10 firmanınkilerin haricinde diğer ürünlerin kimyasal asetik asit yoluyla üretildiğini vurgulayan Üzüm Birliği Başkanı Türker, "Kimyasal asetik asit sağlığa zararlı, aynı zamanda kanserojen bir maddedir. Bu tehlike, sirke satanlardan çok, yoğunlukla turşu firmalarında görülmektedir. Turşucular, sirke yerine çok daha ucuz olan kimyasal asetik asit kullanmaktadır." dedi.

Kemal Kükrer Fabrika Müdürü Banu Ergün de sirkenin bir meyve ürünü olduğunu, merdivenaltı üretimle asetik asit sulandırılarak elde edilmesinden rahatsızlık duyduklarını açıkladı. "Piyasada bunları 'kirlilikler' olarak değerlendiriyoruz, çünkü halk sağlığı önemli." diyen Ergün, bu tür kişilerin herkesin ulaşabileceği yerlere dağıtım yaptığını, sirke adı altında 'sirkelik salamura' diye birtakım ne idüğü belirsiz karışımları halka sattıklarını söyledi: "Gıda üretim izni var mıdır yok mudur tartışılır. Bizde denetimler yapılıyor düzenli olarak ama bu kişileri denetlemek çok zor. Ortada bir firma veya muhatap bile bulamayabilirsiniz."

1957 yılında çıkarılan "Gıda Maddelerinin ve Umumi Sağlığı İlgilendiren Eşya ve Levazımın Hususi Vasıflarını Gösteren Tüzük"te asetik asit cinsinin yer almayışı, kanun boşluğundan yararlanmak isteyenlere zemin hazırlıyor. Gıda Kodeksi'nde turşu ve benzeri ürünler için de bir tebliğ çalışması başlatıldığı öğrenildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber