Avukatlar HSYK'yı protesto etti

Erzurum Barosu'na kayıtlı 50 avukat bugün Erzurum Adliyesi önünde basın açıklaması yaparak Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun kararına tepki gösterdi.

Grup adına basın açıklamasını Zaide Yavuz yaptı. Yavuz, ''Erzurum Barosuna kayıtlı demokratik hukuk devletine inanmış ve son gelişmeler karşısında hukuk adına büyük rahatsızlık duymuş avukatlar olarak bu açıklamayı yapmayı bir görev ve vicdani sorumluluk olarak addetmiş bulunuyoruz. Ülkemiz hızlı bir şekilde demokrasiden yargıçlar hükümetine hızlı adımlarla ilerlemektedir, yüksek yargının işlev, sorumluluk ve görevleriyle çelişen bu yaklaşımı ilk derece hakim ve savcılar üzerinde vesayeti aşan bir baskıya dönüşmüştür. Son olarak Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılarının yürüttükleri soruşturma dosyası incelenmeden soruşturma şüphelisinin Erzurum'a intikalinden bir kaç saat sonra adeta yargısal bir darbe ile yetkileri ellerinden alınmıştı. Anayasa'nın 139. maddesine göre hakim ve savcılar azlonulamaz. Hakim ve savcıların denetimi Anayasa'nın 144. maddesine göre Adalet Bakanlığı'nın izni olmadan hakim ve savcılar hakkında soruşturma yapılamaz. Hakimler Savcılar Kanunu'nun 77. maddesine göre görevden el çektirme ancak haklarında soruşturma yapılan hakim ve savcılar hakkında yapılabilir. Erzurum Özel Yetkili Savcıları Osman Şanal, Rasim Karakullukçu, Mehmet Yazıcı, Tarık Gür'ün yetkilerinin alınması Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Sinan Kuş ile birlikte haklarında suç duyurusunda bulunulması yargısal bir darbe olup yargıya müdahaledir. Yetkisi elinden alınan Cumhuriyet Savcılarının, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı Cihaner hakkında yürüttükleri soruşturmada CMK 250. maddesine göre hareket edilmiş olup herhangi bir yorum hatası veya yetki aşımı bulunmadığı kanaatindeyiz. kaldı ki HSYK'nın olağanüstü toplantıyla almış olduğu karar kanuna açıkça aykırı olup ilk derece hakim ve savcıları sindirmeye yönelik yargısız infazdır. HSYK'nın bu kanunsuz keyfi kararı karşısında Yargıtay, Danıştay ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılarının destek açıklaması ihdası rey niteliğindedir. Siyasi bir kurum gibi yapılan bu açıklamalar yüksek yargının güvenilirliğini tarafsızlığını tartışmalı hale getirmiştir. Yüksek yargı organlarınca HSYK'nın bu kararını destekleyici açıklamalarını hukuk ve yargı bağımsızlığı adına yanlış buluyor ve kınıyoruz" dedi.

"Yargıda Reform Grubu" üyesi avukatlar, yeni anayasa ve yargı reformu için Sultanahmet'teki İstanbul Adliyesi önünde eylem yaptı.

Yaklaşık 20 avukat Sultanahmet'teki İstanbul Adliyesi önünde toplandı. Eylem yapan avukatlar anayasa değişikliği ve yargı reform istedi. Maskeli ve asker üniformalı bir avukatın üzerine taktığı kartona 82 Anayasası'nın ağzından esprili bir dille yazılan, "Değiştirin beni yalvarıyorum" yazısı ise dikkat çekti. Avukatlar adına basın açıklamasını okuyan Serhat Şendilmen, "Ayışığı, Sarıkız, Yakamoz ve son olarak Balyoz. Bunların hiçbirinin ismi Türk filmi değil ve bunların hiçbirisi mutlu sonla bitmiyor. Bu isimlerin hepsi hayatımızı neredeyse cehenneme çevirecek operasyonlar, planlar barındırıyor. Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Rahip Santaro, Malatya Zirve Yayınevi ve son olarak Hrant Dink ve daha niceleri bu saydığımız planlar ve benzerleri ile katledildi. Bunların hiçbirisi yargı tarafından çözülemedi" dedi.

Derin ilişkileri ortaya çıkarmak için harekete geçen birkaç hakim ve savcının bizzat HSYK ve yüksek yargı tarafından engellendiğine dikkat çeken Şendilmen, "Yüksek yargı mensuplarının, görevini yapan hakim ve savcılara baskı ve yönlendirme niyetli açıklamalarını hukukçular olarak kabul etmemiz mümkün değil. Daha dün askeri disiplinle karargahlarda brifing alan bu zihniyetin şimdi bağımsız yargıdan bahsetmesi ciddiyetsizliktir. Bu nedenle acilen yargıda reform yapılıp, meşrutiyetini darbecilerden alan bu yapının acilen tasfiye edilip, yerine halka güvenen, farklılıkları zenginlik olarak gören anayasanın bir an önce yasalaşması sağlanmalıdır" şeklinde konuştu.

Basın açıklamasının ardından avukatlar yargı reformunun ilk adımı olarak imza kampanyası başlattı.