Saldıray Berk, iddianamenin 1 numarası

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 01 Mart 2010 20:27, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanarak, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesine sunulan ve mahkeme tarafından kabul edilen iddianamede, 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk şüpheli sıfatıyla ilk sırada yer alıyor.

Toplam 61 sayfalık iddianamede, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, silahlı terör örgütüne üye olma, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve birden fazla kişiyle tehditle suçlanıyor.

İddianamede ayrıca, Erzincan İl Jandarma Alay Komutanı Albay Ali Tapan, Eskişehir İl Jandarma Alay Komutanı Kıdemli Albay Recep Gençoğlu, Erzincan İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Nedim Ersan, Erzincan İl Jandarma İstihbarat Müdür Yardımcısı Ersin Ergut, Yaylabaşı Karakol Komutanı Murat Yıldız, astsubaylar Orhan Esinger ve Şenol Bozkurt, MİT Erzincan Şube Müdürü Şinasi Demir ve MİT mensupları Sadri Barkın İnce ve Kıvılcım Üstel ile 3. Ordu İstihbarat Başkanlığı Plan Eğitim Subayı Ahmet Saraçlar ve Erzincan'da av bayiliği yapan Yaşar Baş silahlı terör örgütüne üye olmakla suçlanıyorlar.

İddianamede örgütün Erzincan yapılanmasıyla ilgili olarak şunlar kaydedildi:

"Halen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hakkında Ergenekon silahlı terör örgütü kapsamında devam eden soruşturma kapsamında bulunan Dursun Çiçek tarafından imzalanmış bulunan İrticayla Mücadele Eylem Planı Erzincan ilinde hayata geçirilmek istenmiş, bu amaçla Ergenekon silahlı terör örgütüne bağlı olarak faaliyet gösteren şüpheli Saldıray Berk liderliğindeki yasa dışı oluşum faaliyetlerde bulunmuştur.

Bu çerçevede Gülen cemaatinin Erzincan'daki evlerine veya okullarına silah, uyuşturucu vs. suç unsurları ile yasa dışı illegal dokümanlar konularak sonrasında bu yerlerde eş zamanlı olarak operasyonlar yaptırılması ve böylece Gülen cemaatinin silahlı terör örgütleri kapsamına alınmasının sağlanmasının hedeflendiği ortaya çıkmıştır. Dursun Çiçek imzalı bu belgedeki ifadeler ile Erzincan İl Jandarma Komutanlığı istihbarat şubesinde görevli üsteğmen şüpheli Ersin Ergut'un ajandasındaki birbiriyle örtüşen el yazısı ifadeler bunun açık kanıtıdır.

Terör örgütlerinin adi suç örgütlerine göre profesyonel yapısı nedeniyle bu örgütlerin faaliyeti çerçevesinde işledikleri suçların kesin olarak tespit edilip, delillerinin ortaya konulabilmesindeki güçlükle herkesçe bilinmektedir. Özellikle üyelerinin tamamına yakını kamu görevlilerinden oluşan ve bir kısmı Erzincan ilinde üst düzey görevlerde bulunan Ergenekon silahlı terör örgütünün Erzincan yapılanmasının bu oluşumu ve işlenen suçların kamu görevinin yapılması kılıfı altında gerçekleştirilmesi karşısında delillere ulaşabilmenin zorluğu ortadadır."

İddianamede, İrticayla Mücadele Eylem Planı'nın Erzincan'da uygulanmak istenmesinin nedenleri ise 5 madde halinde şöyle sıralandı:

"1- Erzincan'da hem alevi hem de sünni vatandaşlarımızın yoğun olarak bulunması, diğer taraftan hem Kürt hem de Türk kökenli vatandaşlarımızın oturması nedeniyle kötü niyetli kişilerce bu durumun suistimal edilmesinin kolay olduğunun düşünülmesi,

2- Şüpheliler Saldıray Berk'in 3. Ordu Komutanı olarak elindeki tüm yetkileri mensubu bulunduğu terör örgütünün illegal amaçları doğrultusunda kullanmaktan çekinmemesi, bilakis bu konuda diğer şüphelilerin mevki olarak üzerinde bulunması durumunu da kullanarak onlar üzerinde etkinlik sağlaması,

3- Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, mensubu bulunduğu örgütün illegal amaçları doğrultusunda yaptığı faaliyetlerde yol gösterme, hukuki koruma sağlayacak konumda bulunması, Erzincan'ın farklı etnik kimlikleri barındıran yapısından yararlanarak huzursuzluklar çıkartılması ve dolayısıyla buradan başlatılacak olayların tüm ülke çapında yayılmasının mümkün görünmesi,

4- Erzincan'da gerek önceki İl Jandarma Alay Komutanı Recep Gençoğlu ve gerekse halen görevde bulunan İl Jandarma Komutanı Ali Tapan'ın elinde bulundurduğu kolluk gücünü örgütün amaçları doğrultusunda kullanmaktan çekinmemeleri, örneğin jandarma tarafından Erzincan'da yapılan İsmailağa ve Gülen grubuna yönelik soruşturmalar öncesi bu gruplarla ilgili mahkemeden önce dinlenmesi talep edilirken, bu grup mensubu olduğu iddia olunan kişiler hakkında suç olarak silahlı terör örgütleri arasında olduğu bu şüphelilerce bilinen (Hizbullah) ve (İBDA/C) terör örgütlerinin isimlerinin belirtilmesi, böylece bu silahlı terör örgütlerinin isimlerinin kullanılması halinde telefon dinleme kararlarının rahatlıkla alınabileceğini sahip oldukları mesleki birikim sayesinde gayet iyi bilen şüphelilerin yetkilerini örgütün amacı doğrultusunda bu şekilde kullanmaları,

5- Tutuklu MİT Müdürü Şinasi Demir başta olmak üzere diğer tutuklu MİT mensuplarının devletin ve yasaların kendilerine verdiği ülke çapında ve özellikle yabancı ülkelere yönelik istihbarat toplama ve değerlendirme yetkilerini kötüye kullanmaktan çekinmeyerek bu anlamda kullanmakta oldukları bir haber elemanına illegal olarak kişi/cemaat hakkında bilgi-belge getirmesi talimatı verdikleri, bu elemanla ilk ilişkiye girerken elemanın PKK konusunda yardımcı olmak istemesine rağmen sonraki süreçte haber elemanını cemaat ve tarikatlar konusunda sevk ettikleri, bu konularda elemandan illegal olarak birçok bilgi ve belgeyi temin ettikleri, bu bilgi-belge nedeniyle bir yüzbaşının ordudan atılmasını sağladıkları tespit edilmiştir."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber