Altın, güvenli liman olarak algılanıyor

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 28 Mayıs 2010 15:02, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:00

Bir süredir sürekli artan altın fiyatlarının önümüzdeki dönemde de artmaya devam edeceği, bu durumun Çin ve Hindistan'dan gelen mücevher taleplerinin artışının yanı sıra, yatırımcının dünyadaki gelişmelere paralel olarak parasını nereye yatıracağını şaşırıp, ''güvenli liman'' olarak altını tercih etmesinden kaynaklandığı bildirildi.

1991 yılından bu yana İzmir'den İMKB, VOB, yatırım fonları ve yurt dışı emtialarda yatırımcılara hizmet veren Egemen Menkul Kıymetler AŞ Yatırım Uzmanı Dilber Hazer, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, Türk yatırımcısının özellikle yılın başından bu yana krizden çıkış emarelerinin görülmesiyle birlikte daha ''cesur'' davranmaya başladığını ve yastık altında tutulan paranın piyasaya daha rahat girdiğini anlattı.

Hazer, ''İşlem hacimlerine baktığımızda kat be kat artış olduğunu görüyoruz'' diye konuştu.

2010 başından bu yana Türk ekonomisinde toparlanma yaşansa da yine de ABD ekonomisinin yaşadığı derin şokun tam olarak atlatılamaması, Avrupa'da başlayan krizler ve Asya'daki gelişmelerin Türkiye'ye yansımalarının bulunduğunu dile getiren Hazer, ''Ancak bu, önceki dönemler kadar şiddetli değil. Çünkü ekonomimiz sağlam, iç piyasamız çok canlı'' dedi.

Hazer, bu dönemde yatırımcının dünyadaki gelişmelere paralel olarak parasını nereye yatıracağını şaşırmış durumda olduğunu dile getirerek, yatırımcılara şu önerilerde bulundu:

''Aslında burada beklentilerin iyi şekilde tanımlanması gerekiyor. Ne kadar sürede ne oranda para kazanılmak istendiği, risk profili, bunlar net olmalı. Mesela, yatırımcı parasını hisse senetlerinde değerlendirmek istiyorsa uygun hisseyi arayıp bulmak gerekiyor. Bunun dışında tercihini vadeliler, emtialar ve endekslerden yana kullanabilir. Yurt dışı endeksler olabilir. Altın veya petrolde yatırım yapmak isteyebilir.

Altında önümüzdeki dönemde çok büyük bir artış bekliyoruz yine. Arttı ama hala önü açık. Çin ve Hindistan'dan gelen büyük altın ve mücevher talepleri fiyatları daha da yükseltecek. Yatırımcılar da altın fiyatlarının artışına alışmış durumda. Halbuki teknik olarak 'altın tarihi zirvelerini gördüğü anda dönüş yapar' denir. Ama bu kez her seferinde kademe kademe yükselmeye devam ediyor. Bu artış, yatırımcının bu duruma alışmış olmasından ve parasını nereye, hangi borsaya yatıracağını şaşırıp, güvenli liman olarak altını tercih etmesinden de kaynaklanıyor.''

-DOLAR VE AVRO'NUN SEYRİ-

Dövize yatırım yapmak isteyenlerin hangi döviz cinsini tercih etmeleri gerektiği yönündeki soru üzerine Hazer, doların kriz yılında ciddi değer kayıplarından sonra 2010 itibariyle değer kazandığını, hatta geçen yıl kaybettiğinden daha fazlasını geri aldığını, Yunanistan ile başlayan avro bölgesindeki sorunun devam etmesi halinde doların kıymetlenmeye devam edeceği öngörüsünde bulunduklarını ifade etti.

Dilber Hazer, avro bölgesinin toparlanış sürecini, ne kadar sürede bu toparlanmanın olacağını ve alınacak önlemleri iyi takip etmek gerektiğini, Yunanistan'ın ardından İspanya, Macaristan gibi yeni ülkelerin de peşin peşin ''Krizdeyim'' derse, bu durumda dolar karşısında avronun bir müddet daha değer kaybının süreceğini anlattı.

-KISA, ORTA VE UZUN VADEDE YATIRIM ÖNERİLERİ-

Hazer, kısa vadede para kazanmak isteyen yatırımcıya hisse senetlerini tercih etmesi önerisinde bulunarak, geçen hafta borsalarda ciddi kayıpların yaşandığını, önümüzdeki haftadan itibaren yukarıya doğru bir toparlanma beklediklerini, dolayısıyla kısa vadede hisselerde kalmaya devam edilmesi gerektiğini anlattı.

Orta vade içinse, emtia fiyatlarının yukarı seyretmeye devam edeceği için, altın taleplerini dikkatle izlemek kaydıyla, altına yatırım yapılabileceğini belirten Hazer, ''Uzun vade için baktığımızda, 2010'un son çeyreğinde altında sert düşüşlerin olabileceği öngörüsü var. Çünkü altında çok fazla talep var ve bu talebin düşmeye başlamasıyla büyük geri çekilmeler olabilir. Bu yüzden talepte kısılma olup olmadığını iyi izlenmeli. Bu süreç başladığında altın pozisyonları terk edilebilir'' şeklinde konuştu.

Petrolde önümüzdeki dönemde bir gerileme beklediklerini, 75 dolar seviyelerine düşeceği tahminlerinin yapıldığını aktaran Hazer, ''Emtialar da birlikte hareket eder. Dolayısıyla altın talepleriyle birlikte fiyatlar yükselmeye devam ettiğinde petroldeki gerileme bir noktada duracaktır'' dedi.

Dilber Hazer, tüm dünyanın hala hassas bir dönemde olduğunu, dolayısıyla dünya piyasalarının spekülatif hareketlerden çok fazla etkilendiğini, bu nedenle yatırımcının hala tedirgin olduğunu belirterek, ''Böyle bir ortamda biraz daha temkinli yaklaşmak gerek. Çok fazla 'çılgınca' işlemler yapılmamalı. Trend yönünde kalmaları, trende aykırı hareket etmemeleri gerekiyor'' dedi.


DÜĞÜNLERDE ALTIN YERİNE PARA TAKILIYOR

Antalya Kuyumcular Esnaf ve Sanatkarları Odası Başkanı Ferda Erdem, ekonomik koşullar yüzünden düğünlerde altın takma geleneğinin zayıfladığını bildirdi.

Erdem, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eskiden Türk insanının tasarruf amacıyla altını tercih ettiğini ancak, son yıllarda altın fiyatlarındaki istikrarsızlık ve fiyatların yüksek olması nedeniyle altın tasarrufundan vazgeçildiğini söyledi. Döviz bürolarının artmasıyla Türk insanının tasarruf amacıyla dövize yöneldiğini anlatan Erdem, şunları kaydetti:

"Altın fiyatlarındaki sürekli istikrasızlık ve artış, insanların alım gücünün zayıflaması ve döviz bürolarının artması nedeniyle tasarruf amaçlı altın alımından vazgeçiyor. Düğünlerde altın takmak bir gelenekti. Türk insanı yeni evlenen çiftlerin ekonomik gücünün daha da iyi olmasına katkı yaparak gelin ve damada altın takardı. Ekonomik koşullar nedeniyle artık, bu gelenek de zayıfladı.

Düğünlerde altın takma geleneği zayıfladı. Alım gücüne göre, 10 altın yerine 2-3 altın takmaya başladı. Az da olsa yine altın takma geleneğini sürdürmeye çalışıyor. Bu gelenek bozulmadı ama zayıfladı. Türk insanının geçim standardı artarsa, yine altın takmaya başlar. Altın, tasarrufçusuna uzun vadede de kazandırır. Altın hem kullanılabilir hem de yatırım amaçlı bir ürün."

Erdem, Türk halkının ekonomik gücüne göre altından vazgeçtiğini ya da altının yanı sıra mücevherata da yöneldiğini anlatarak, "Tasarruf amaçlı altına yönelen Türk halkı, mücevherata da ilgi göstermeye başladı. Mücevheratı eskiden gelir durumu daha üst seviyede olan kişiler alırdı. Şimdi daha alt düzey gelir grubunda olanlar da tercih etmeye başladı. Firmaların taksitli satış imkanları sunmaları nedeniyle özellikle tek taş mücevherat satışlarında önemli miktarlarda artış var" diye konuştu.

Turistlerin de Türk el işi ve işlemeli kuyum ürünlerini tercih ettiğini ifade eden Erdem, sözlerini şöyle tamamladı: "Kuyumculuk sektöründe Türkiye dünyada birinci sırada yer alıyor.

Türkiye, bu sektörde dünyada söz sahibi olan İtalya, ABD ve Avrupa ülkelerine ihraç ediyor. Antalya'da yıllık 25 ton altın ticaret hacmi bulunuyor. Bunun yarısından fazlası ise Antalya'ya gelen turistlerin yaptığı alış verişler sayesinde yurt dışına ihraç edilmiş oluyor."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber