İktidarın penceresinden yüzde 42'nin dağılımı

İsmail Küçükkaya

Kazananın, 'galibiyet analizini' merak ediyordum.

Referandumda iktidar partisi zaferinde aslan payına sahip, Erdoğan'ın kampanya kurmayının görüşlerini...

Hem yüzde 58'i anlamak, hem de 'yüzde 42'nin sırrı'nı kavramak için...

İktidara da muhalefete de, 'ne oldu, nasıl oldu' sorusunun yanıtını merak edenlere de faydalı olur diye...

Erol Olçak'la konuştum. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin seçim kampanyasını yürüten isim. Tesadüfen, bir sosyal ortamda karşılaşmıştık, hem kendisini kutladım hem de merak ettiklerimi sordum. Her soruma yanıt verdi, en sonunda, 'Sizinle bir röportaj yaptırsam?' dedim, kabul etmedi. Dün yazımı yazmak üzere bilgisayarın başına oturunca kendisini bir kez daha aradım ve anlattıklarını köşemde yazmak istediğimi söyledim, bu defa izni kopardık.

Önce...

Yüzde 58 'Evet' çıkartan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin oy oranı kaçtır? Yüzde 58'in ne kadarı iktidar partisinindir?

Cevap: Yüzde 40 - 42.

Bu bence önemli.

Sonra 'Hayır' diyen yüzde 42 içinde CHP ne kadar, MHP ne kadar?

İki muhalefet partisi arasında da polemik konusu olan 'hayır'ın dağılımında Erol Olçak analizi:

'CHP yüzde 30, MHP yüzde 12. '

Erol Bey'e göre CHP'nin oy oranı lider değişiminden sonra yükselmiş, sonra bir miktar düşmüş.

BAYKAL'LA KOL KOLA YÜRÜSEYDİ YÜZDE 49'A ULAŞIRDI

Uzun yıllardır tanırım, Erol Olçak tam bir profesyoneldir ve çok çalışkandır. 'Erdoğan neden hep kazanıyor?' sorusunun yanıtı içindeki önemli faktörlerden biridir. Üstelik gözlerden uzakta durmayı bilmiştir. Siyaseti izleyen bir gazeteci olarak onun yorumlarını hep önemsedim.

Çeşitli açılardan analizler yaparken 'Baykal soruları' da yönelttim. Bakın ne kadar ilginç bir açıklama yaptı:

'Kılıçdaroğlu bütün kampanya boyunca Deniz Bey'le birlikte kol kola mitinglere gitseydi, oylarını daha da artırırdı. 'Hayır' yüzdesini 49'a, en azından 46'ya çıkarırdı.'

Tartışmalı ama gerçekten ilgi çekici...

Neticede bir uzman görüşü.

Düşününce, Antalya'da Kılıçdaroğlu ve Baykal el ele miting düzenlediler. Bayağı ses getirdi.

ERDOĞAN'IN AKREDİTASYON GÜCÜ

Peki iktidar partisi nasıl kazandı?

Yüzde 58'e giden yolda hangi stratejiler işe yaradı?

Erol Olçak, 'Öncelikle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan faktörü' diyor.

'Bizim çok iyi bir paketimiz vardı. Elimiz doluydu. En azından 26 maddelik bir malzemeye sahiptik' diyor. Sonra ekliyor:

'En önemlisi güçlü ve etkili bir anlatıcımız vardı; Başbakanımız.'

Olçak, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin mevcut oy potansiyeli için yüzde 40 - 42 rakamını telaffuz etti ama 'Erdoğan'ı bir akreditasyon unsuru olarak yüzde 60'lık bir güç' olarak tanımladı. Burada lider performansı ve seçmen gözündeki lider algısını öne çıkarıyor.

Buna karşılık muhalefetin şanssız olduğu noktaları şöyle özetliyor: 'Hayır demek zordur; üstelik anlatacak bir argümanı yoktu. Negatif kampanya yapmaları eksiklikti.'

VİLLA TARTIŞMASI CHP İÇİN HATAYDI

Erol Olçak'a göre kampanya boyunca 'Evet-Hayır' dengesi dalgalı bir seyir izledi. Zaman zaman yüzde 50'ler arasında eşit, kıran kırana bir mücadeleye dönüştü.

Yani Adil Gür'ün ilk başlardaki başa baş tespiti doğruydu. Ancak son iki haftada Erdoğan'ın olumlu kampanya ve söylemi dengeyi değiştirdi. 'Havuzlu villa' tartışması bir dönüm noktasıydı. Erdoğan'ın villada kiracı olduğunu açıklaması ve Kılıçdaroğlu'nun kooperatif de olsa bir villaya sahip olduğunun ortaya çıkması, Olçak'a göre 'Evet' cephesine yaradı.

Kılıçdaroğlu'nun genel afla ilgili sözleri de benzer bir etki yaptı.

İşte böyle...

Bir kazananın gözünden kampanya analizi.

Kampanya diyorum, zira referandum sonucu ağırlıklı olarak bir kampanya başarısı...

Seçimden daha farklı.

Anlattıkları bana çok ilginç ve oldukça öğretici geldi.

Rakamlara tekrar tekrar bakmak gerek. Nasıl olsa 9 ay sonra bir de genel seçim var.

İsmail KÜÇÜKKAYA